- 329 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Anlamak Gerek III
Kolektif üretim, kolektif ilişki; mülk sahibinin mülkü içinde, mülk sahibinin lütuf ve iradesine bağlı “izinname” alarak kişisi çalışmalara dönüşüyordu. Oysa ilk kolektif inşa ortaya konurken kimseden izin alınmıyordu. Kimse de izin vermiyordu. Böylesi bir izinnameyi söyleşir çevresel etki de yoktu.
Köleci tutum içinde kişilere çalışma izini verme süreci, kişinin kolektif alan ekseniyle olan temel paydaşlığına da uzandı. Vaat, rızk, kader gibi El sözü olan köleci kavramlar, kolektif tutumları istenilen yöne doğru çekecekti.
Karşılıklı yükümle birbirine göre üretme işinin yapılır olduğu yerde kim kime lütfediyordu? Niçin lütfedilecekti? Oluşma tarihi içinde böyle bir inşa kuralı yoktu. Üreten yapı içinde böylesi bir araya geliş, yasası; var mıydı?
Kolektif bir alan da ç olma, yaşlı olma, çalışamaz olma, hasta ve güçsüz olma gibi nedenler dışında; çalışmak dışında kişilere faydası olan hiçbir şey yoktur. Çalışma süreci zorunlu, ittifakı olan karşılıklı yüküme göreydi. Herkesin ihtiyacına ve yeteneğine göreydi. Lütuf bunun neresindeydi?
Acıma, merhamet, ihsan; kolektif oluşun, inşanın neresindeydi? Birileri kolektif zenginliği ele geçirirse ve birileri de kolektif zenginlikten yoksun kalırsa; bu durumda zenginliği ele geçiren zorba, emeği gasp edilen yoksullara tabii ki eze eze, yoksullara boyun eğdire eğdire lütfedecekti!
Böyle olunca sömürü olmak dışında, sömürüyü gizlemek dışında, boyun eğdirip söz geçirmek dışında, sömürü kodlarını ele vermek dışında lütuf, lütfu kerem, takdir, himmet, hidayet, tevekkül, fıtrat gibi içi boş abuk sabuk köleci kavramlar, kolektifi olan temel bileştiren gerçekleri eğip büktüler.
Kolektif referanslar üzerinde ve kolektif referanslar içinde eğme bükme yapmak sureti ile yeni kolektif anlamlara köleci anlamlar verecek olan kavramlardan birisi de aile kavramıydı.
Aile grup tanımlı, sürü tanımlı, klan tanımlı gücün sosyolojisi ile o sosyal birlikteliğin tümünü kapsayan aitlik ve sosyal sahiplik duygusuydu. Kolektif güçten (avdan üretimden) pay alan klan ailesiydi.
Dahası klan grubun biriken deneyim, zenginlik ve depo enerjisinin tek kullanıcı mirasçıları bu klan aileydi. Birbirinden sorumlu oluş ve miras klan ailenin özelliğiydi.
Sosyolojik dil ile söylersek totemdik yapının temeli, kolektif mirası ve kolektif sorumluluğu paylaşan klan aileydi.
Ailenin büyüklüğü çevrenin beslenme kaynaklarına bağlı izole bir nüfusla sınırlıydı. Bu sınırlama klan dışında kalan nedence yasayla belirleniyordu.
Klan aile birbirinin açlığından, güvenliğinden, endişelerinden sorumluydu. Bunlar da inşanın başında olan kolektifi öznel yasalardı.
Evrendeki gaz ve toz bulutlarını bir araya çekip yoğunlaştıran inşa yasaları gibi sosyo öznel kolektif bir toplum sal yasalardı.
Totem alan içinde siz acıksanız bile açlık düşüncesi ve açlığın giderilmesi olan eylem sorumluluk artık bireysel yansımıyor kolektif yansıyordu.
Bu tutum bilincine varılan zorunluluktu. Artık siz acıktınız mı, acıkmadınız mı diye sorulmaz. Acıkacağınız kolektif olarak ön görülür. Bu nedenle artık kolektif akıl vardır.
Sayılanlar gerektirmeler kolektif aklın ürünüdürler. Kolektife göre oluşan sorunsaldı kolektif aklın çözüm de bu birliğe, bu klan aileye göre kolektifti.
Kolektif süreç hilafına oluşan kişi sahipli eylem; mülk sahibi ve mülkten yoksun olan, varlıklı-varlıksız; zengin-yoksul; ezen-ezilen; güçlü-güçsüz; efendi-köle gibi ayrışmaydı. Bu ayrışma El hünerli ayrışmaydı. Bu ayrışma üreten, organize olan ayrışma değildi.
Aksine bu ayrışma ürettirmeyi ve zorunluluklarınızı ele geçiren ayrışmaydı.
Hayat kaygılar üzerinde akıyordu. Beslenme düzenine göre hayat av ve avcı düzeniyle akıyordu.
Hemcinslerimiz av ve avcı türü akış ile akı sonrası ortaya konanı paylaşım düzenini sosyo kolektif sorumluluk içinde sosyalleştirmiştiler. Bu av ve avcılık sorununu ortadan kaldırma değildi.
Hem cinslerimiz kolektif ligin gereği olarak av ve avcılık sorununu sosyal alan üzerinde biraz geciktirerek herkese göre paylaşma yapmıştı.
Yani av ve avcı olma kişisi bencilliğin sorunuydu. Kaygılar üzerinde av ile avcılık içindeki sosyalleşme veya kolektifi olma şuuru özgeciliğin bilinciydi.
Kolektif inşanın en temel çelişkisi, av ve avcı olma bencilliği içinde olan kişi eğilimlerinin, kolektif gücü ele geçirebilir olma tehlikesiydi. Böyle bir tehlike var diye kolektif inşadan da vaz geçilemezdi. Aslında kolektif inşa ortaya konurken bunu ele geçirilebileceği düşüncesi o aşamada akılda yoktu.
Bu eğilimler tıpkı subaşına ve otlağa kurulan pusu ile avı ele geçirmeye benzeri türeden andırışla kolektif yapıya kurulacak pusu da kolektif gücün ele geçirilmesi olacaktı.
Her zaman depreşen kişi benci av ve avcı olma eğilimlerden ötürü kolektif yapıya kurulacak pusu üreten ve üretim gücü olan enstrümanlar üzerinde olacaktı.
Kolektif gücün ele geçirilmesi ile oluşan El hünerli ayrışma soylunun soylu ile soysuzun da soysuzla evleneceği türünden ayrışmayı da ele verecekti.
Kolektif güç sorumluluğu da, mirası da kolektif kılmıştı. Bunlar birbirinin kolektif nedeni ve kolektif sonucuydular. Eğer kolektif güç kişi sahipli güç olmuşsa; bu tutum kişi sahipli nedenle kişi sahipli sonucu doğuracaktı.
Yani kişinin kolektif gücü ele geçirmesi kişi sahipli miras ve kişi sahipli sorumluluktu. İyi de miras ve sorumluluğu ortaya koyan kolektif güçtü. Çünkü ilk birikim ve ilk artık zaman kolektif güç ile ortaya konmuştu.
Kolektif güç yoksa miras ta yok, sorumluluk ta yoktu. Oysa kolektif gücün sahipliğini ele geçirenler kolektif yüküme göre çalışmayı ele geçirenlerdi.
Birikim yapacak olmakla miras olacak olan kolektif güçtü. Kolektif güç te El denen efendinin eline geçmişti. Şimdi tüm sorun efendi mirasını kime bırakacaktı. Efendi süreklilik bağlamında kime karşı sorumlu olacaktı.
Kolektif gücün ele geçirilmesi, kolektif klan aile bağını kırmıştı. Sorumluluk ve mirasta kırılan kolektif aile bağıyla parça parça olmuştu. Kolektif güce sahip olan üzerinde kalmıştı.
Kolektif miras kişi mirasına dönüşeceğine göre kişisi miras geçişmesi ortaya konmalıydı. Her ihtiyaç yeni bir yol yeni bir yöntem inşasıydı. Her yol ve yöntemde üstel durum belirsiziyle olan sürecin bağlanım yasalarıyla ortaya konmakla zaten vardı.
Siz bir yola girdiniz mi o yolun biçimi, tarzı belirsizlik içinde belirli oluyordu. Kolektif gücü ele geçiren efendi, sürü başının sürü gücünü kontrol etme yolu ile harem kurması gibi kolektif gücü kontrol eden de kendi ailesini kendi mirasçı haremini kuracaktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.