Tello
Y Kuşağından
Tarih şundan ibaret; dindar öz kötülüğü kralın eline verdi o da millete zulüm olarak döndü.
Kesmiyor bizi hiç bir şey, işin gerçeği öz gelenek düşüncelerin saldırısı altında kalmışız. Bir hiç uğruna yaşıyoruz bu devirde. Hani der ya "Oku" diye milyarların inandığı, kutsal saydığı kitap. Değerli gençler, kesinlikle atalarınızın, analarınızın ve bizlerin yaptığı hatayı yapmayın. Ben size dünyevice; "gör" diyorum.
Bu çağ görme çağı. Görmek için de, bolca izleyeceğiniz; çizgi film, tuşlarla hareket ettirdiğiniz film kahramanları oyuncaklarınız var. Bir sonraki boyutta, bol bol tiyatro ve sinema seyredeceksiniz. İnternet elinizin altında lakin onu da yasaklama yoluna gidecekler. Çünkü eski kültürün savaştığı her şey bir bakıma; mal mülk inanç üzerine. Onlar da görüyor sizin hangi çağda hangi düşünceler içinde uyanacağınızı, yaşayacağınızı. O yüzden ellerinden geldikleri kadar sizi küçükken doldurmaya, robotlaştırmaya çalışıyorlar. Okuma ile görme arasındaki kültür geçisinde çekeceğiniz ızdırap sizleri susturmasın, ezmesin. Üzerinize geçmişin çekilmez ağırlığını yükleyecekler eski kültürden kalma tüm düşünceler, belki en yakınınız ve hatta dünyanın diğer taraflarındaki en uzağınız.
Eskiden Nemrut baş kaldıranı ateşe atarmış, Firavun köle olarak kullanırmış ve onlara özenen eskiler de türlü türlü zalimlikler yaparmış. Zulmün kurumsallaşmış haliymişler özetlersem. Şimdi de değişen bir şey yok, onları yıkan düşünceler, inançlar; aynı zulmü farklı bir düşünceyle kurumsallaştırdılar. Adına da din dediler, tek dünya devletine bağlı küçük devletler, bölgesel birlikler dediler. İşin sonunu hep Tanrı diye kestirip attılar. Tanrı diye küfrettiler, zulmettiler. O yüzden ne kadar zor gözükse de insan, Tanrı’yı uzaklaştırmak zorunda kendinden ve dünyadan. Zaten varlığı ve yokluğu da belli değil.
Benim görebildiğim kadarıyla, eskiden tepenin ardından gelen bin çapulcu atlı, şimdi sizlerin üzerinize kurumsallaşmış, özelleşmiş, sözde yasalara dayanarak üniformalı olarak geliyorlar, altlarında motorlu taşıtlar. At gitti, motorlu taşıt geldi.
Tanrı veya eski kültürü nasıl yener, şu dünya hayatını cennete çevirirsiniz bilemem. Bunun tek yolunu bireysel yaşam olarak görüyorum. Robotik yaşam. İnsan bedeni hiç olmadığını kadar bilinmeye yakın. Tam bilindiğinde değiştirilecek. Elbette bu hızla gidersek ortalama iki üç insan ömrü süresi kadar bir süre var belki de. Yine eski kültür tabiriyle, ok yaydan çıktı.
Yasaklamaların artacağı bir döngüye giriyoruz. Kalabalıkların isyanı ve feryadı sessiz bekleyişi de bu zulmü ne öteleyecek ne de yenebilecek bir durumda.
Bizler çocukluğumuzda öküzleri, inekleri, keçi, koyun, köpek, yılan, kuşları görerek büyüdük, sizlerin ekserisi şehirlerde bunlardan uzaksınız ve fabrikasal üretimlerin hedefindesiniz. Bitkisel olarak da dar alanlarda çok verim alınmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz.
Sinemada senaristlerin ve sanatçıların sizlere göstermeye çalıştıklarını tahlil ediniz.
Aksiyon
Animasyon
Aile
Belgesel
Bilim Kurgu
Blu Ray
Dram
Fantastik
Gerilim
Gizem
Erotik
Hint
Komedi
Korku
Macera
Müzikal
Polisiye
Psikolojik
Romantik
Savaş
Suç
Tarih-Din
Western
Yerli
Yeşilcam
3 D ....
Film türleri genel başlıklarıyla bunlar. Okumadan ziyade göreceksiniz. Bir defa okumayla anlaşılmayanı bir defa görmeyle de anlayamayacaksınız. Lakin anlamanız daha hızlı olacak. Kırk yıl inecek dört yıla anlama konusunda. Onun için devamlı olay izlenimi üzerine olurdu-olmazdı eleştirisini yapacaksınız. Eski kültür kalıplaşmış düşüncelerinin eleştirilmesine dikenlerini gösteren kirpi gibi karşılık verecek. Yeni kültürün ise boğazı sıkılmış; eskiden olan tekrar mücadelesi sizi de bulacak; çarmıha gerilme, sürgün ve tecrit, ateşe atılma, hapise tıkılma gibi seçenekler ilk karşınıza çıkanlar olacaktır.
Elbette insani gelişim sonucu zalimlikler de şekil değiştiriyor, idam yerine ilaç ile öldürme ilk seçenek, hapis hem eskinin hem yeninin karşılığı, çarmıh ve sürgün için ise fişleme ve sistem dışına çıkarılma olacaktır karşılıkları.
Bunların yanında her şeyin gidip dayandığı ruh ve zihin dünyası işkenceleri de güçlülerin elinde olacak. Eskiden deve kervanları şimdi tır orduları ve önümüzde de dronla ticaret karşımıza çıkıyor. Ticaretten uzak durmak için; kendi enerjinizi kendiniz sağlamanın yolunu bulmak zorundasınız. Kendi suyunuzu kendiniz temin etme işlemini gerçekleştirmelisiniz. Suyun ve enerjinin başını da alacaklar, size istedikleri kadar ve karşılığını bekleyerek verecekler.
Bu çağda çalışmaya gerek yok aslında, kazanmak için çalışmaya gerek yok daha doğrusu. Zevk için sevdiğiniz için çalışmanız da yeterlidir ancak eski kültürün hırsı sizi mengene gibi ezmeye devam edecek. Resetleme ve güncelleme yapılmazsa şehir köleleri yapacaklar dünyanın çoğunluğunu.
Bu çağda bunları nasıl aşabilirsiniz bilmiyorum. Lakin yıllardır dile getirdiğim gibi, eski kültür, din, devlet, sosyal yaşam, iş hayatı, üretim ve tüketimin değişime başladığı yıllardayız. İyilerin eline geçse de iyi olamayan kültüre, inançlara paydos deme vaktindesiniz. Çünkü özü kötü olandan iyilik zuhur etmez. Çağ dönüşüyor, bizler son nesiller olarak bunları görüyoruz, son nesiller dediğim çocukluğu çizgi filmler ile büyümüş zihinler ve insanlardan bahsediyorum. Olay aslında burada kopuyor. Ve bu kopuşun son demlerindeyiz. İp fazla gerildi ve kopacak. Ne eski yeniye yetebilir, ne de yeni eskiye yanaşabilir. Bu imkansızdır.
İnsan üretiminin bile değişeceği bu çağ belki de covid salgınıyla başladı çoktan. Yavaş yavaş dünyayı buna alıştırıyorlar. Alışmamaya direnenler için tek seçenek ölüm. Bir bakıma da ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışacaklar.
Devletler bazında, denge ve denetleme mekanizmalarını tek elde toplayarak yeni çağın gidişatını ve sistemini kendi ellerinde tutmaya çalışacaklar. Çok olmadı ikinci dünya savaşından sonra kurulan düzenin serüveni, demokrasi ve cumhuriyet tarihi de kısa ömürlü olacağa benziyor. Bilemiyorum. Bu konuda tek güç, çağdaşların yanında y ve z kuşakları sanki. Geleceğini bu kuşaklar şekillendirecek, eski kalıpları kırabilir veya aşabilirlerse...
Suyun ve rüzgarın vb doğa olaylarının kadimden bu yana aynı olduğunu düşünüyor musunuz? Bilinen tarih içinde mesela en yakın olarak üç bin yıl önce esen rüzgarla, şimdiki rüzgar aynı mı? Deryadaki su, aynı su mu? Sular dünyanın kan damarı, rüzgarlar ise nefesi diyebilir miyim? Belki doğru olabilir. İçimizde yanan ateş de çırpınıyor patlamak için öyle değil mi, toprak hiç olmadığı kadar huzursuz.
Basit insanların basit çıkarımları sizleri yıldırmasın. Eğlenmenize, yüzünüzdeki o tebessümün eksilmemesine, iyilik yapmanın huzurunu da asla kaybetmeyin yeter ki. Gerisi biraz da eski kültürün sizi suçladığı gibi, kırıklık veya delilik veya saflık olacaktır.
Enseyi karartmayın yine de. Siz başaracaksınız... Neyi ?
Tarih şundan ibaret; dindar öz kötülüğü kralın eline verdi o da millete zulüm olarak döndü.
Saygı huzur ve sağlık dileklerimle.
Ermişlerin demine hu!
YORUMLAR
Konu derin ,konu sonsuz, konu çözümsüz...
Yanlış hatırlamıyorsam şu an " oku" emri dışında diğer kutsal sayılan kitaplarda da ilk emirler var ve değişmişler...en son oku olarak güncellemede kalmış...
Din tarihi için insanlık tarihine bakmak lazımdır ya nesildaşım ki bağımsız olamaz...hep benzer iyi kötü mucadesi, aynı iniş çıkışlar, aynı bitmeyen karmaşa, aynı anlamsızlık...insanin onca kötüsüne karşı yine etrafta çok iyi insanlar vardır ya...her şeye rağmen savaşan ama genel düzeni değiştiremez....dinler de bir şeyleri emreder ama genel uygulamada her şey bozulabilir..insan yine kendi algısında, kendi bildiği şekilde uygular...anlayacağın yazan bozulmasa bile uygulama anında bozulur...
Söyle bir örnek; diyetisyen liste verir , herkes kafasına göre ekleme çıkarma yapar sonra neden kilo vermedim der...sadece birkaç kişi tam tamına yapar ve kilo verir;)) bu örnekte demekki sadece birkaç kişi cennete gider...gerisi...
Insan geliştiği kadar kendini daha da çıkmaza sokan bir varlık. Özellikle teknoloji gelişmelerde her buluş iyi olduğu kadar kötü sonuçlar da doğuruyor...ornek atom bombası...peki bu kötüyü kim yapıyor...tabii ki yine insan...
Eskiden bağnaz değil miydik...belki daha da fazla şimdi değil miyiz...halen çokça..peki değişen nedir...insan beynen sürekli gelişti durdu yine de vahşetten, bağnazlıktan, cahillikten kurtulamadı...
Sonuç mu nesildaşım; hangi evrensel yıl olursa olsun iyi ve kötü beraber olacak. Ne mutlak iyi ne de mutlak kötü olmayacak..lakin değişen de bir şey olmayacak. Ta ki kendimizi yok edene kadar..
Gör; doğrudur bir evrilme olduğu gerçek lakin o formata işi televizyonun icadıyla başlamıştır..olay biraz daha geride sanki. Görerek öğrenme olsa dahi okumayla destekli olması daha iyi..yine bir parantez ,ne gördüğüne, ne duyduğuna, ne de okuduğuna ne kadar güveneceksin. Yine iyi kötü devrede...sen daha hızlı haber alıp bilgilenirken bay kötü bu kanalları kendi için kullanmaya devam edicek ve aynı anda daha çok kişiye ulaşacak...
Hayatta en tehlikeli şey onurunu kaybeden insanlar ve moder dünya, para hırsı, daha çok şeye sahip olma arzusu( parayla satın alacağın hayat) gurur denilen olguyu çöplük yaptı...modern köleler oluştu...sonu yok nesildaşım...
Önce bireysel çabalar lazım ama onlarda koca kuyuda gidiyor...
Kışı önce kendini bu döngüden nasıl korur...kim bilir..ben değil..
Onur önemli bir şey...
Sağlıcakla kal nesildaşım
black_sky tarafından 8/28/2020 12:05:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
kısa yazacağım kaç cümle olsun bir sayı ver sayılar yalan söylemez diyorum ama??
black_sky
Bur selam vereyim dedim buraya da...
Selamlar