- 503 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Anayasa da belirlenen kanunları uygulamak için görevini yapan, ayırt etmeksizin her memurun yanındayım. Kurallara uymayan, görevini kötüye kullanan her memurun da karşısındayım.
Uzun zamandır sosyal medya da dönen yayınlanan İki emniyet mensubunun görüntülerinden dolayı insanlarımız emniyet güçlerine karşı kışkırtılmaktadır. Bu o kadar yanlış bir tutumdur ki bir gün emniyete ihtiyaç duyduğunuz da güvenliğiniz olmaya bilir.
Ben şimdi burada polisin yanındayım veya karşısındayım gibi bir yazı yazmayacağım.
Anayasa da belirlenen kanunları uygulamak için görevini yapan, ayırt etmeksizin her memurun yanındayım.
Kurallara uymayan, görevini kötüye kullanan her memurun da karşısındayım.
Şimdi şunu iyi anlayalım, demokratik haklar, başkalarının demokratik haklarına değmediği, etkilemediği sürece elimizde bulunan haklardır.
Ben vatandaş olarak, diğer vatandaşları etkileyebilecek her hangi bir harekette bulunuyorsam, elbette ki gerekli güçler bana gereken cezayı veya uyarıyı verecektir.
Aynı şekilde yetkisini kötüye kullanıp üstünde ki sıfatın makamından faydalanan her kişi de elbet bir gün hesabını yüce Türk Milletine ve yüce Türk adaletine verecektir.
Sırf muhalefet yapma adına, kime ait olduğu,kime hizmet etmek istediği belli olan sosyal medya platformlarından, önümüze defalarca getirilen bir kaç kanun dışı olayla devletimizin emniyet güçlerine cephe alıp saldıracak değiliz.
Bir kaç aşırı olay emniyet güçlerinin tamamını bağlamaz. Unutmayalım ki bizlerin rahat uyuyabilmeleri için onlar gecelerce ev ve yatak yüzü görmüyor.
Aldıkları üç beş kuruş maaşa benim vergim diyen bütün şerefsizleri bir gece de olsa Asayiş teşkilatında nöbet tutmaya davet ediyorum.
O zaman anlarız el mi yaman bey mi....’’
Saygılarımla
.
Gazeteci Yazar
Tankut Alp Altunsoy
YORUMLAR
polis ve yargı siyasilere zenginlere ayrı mualeme çektiği için devlete karşı bir antipati oluştu.
ölenlerin şehit olanların genelde hep fakir devlet memuru olduğu düşünülürse; ülkemizdeki sorunların çözümü için zenginlerin mesela 1 milyon doların üstünde sermayesi malı olanların polis ve asker olması bir çok konumuzu çözüme kavuşturacaktır diye düşünüyorum..
yasa için büyük balıkları delip geçtiği, orta büyüklükteki balıkların oyalandığı, küçük balıkların ise yakalandığı bir ağ benzetmesi yapılıyor.. ve görünende bu doğru.
yasalar herkese eşit uygulanırsa sorun olmaz. siyasi şeffalık yasası dürüst memurları liyakat sahibi memurları üstte taşır ki, hem devlet kendine gelir, hem de vatandaşın devlete bakış açışı olumlanır.
parti devleti olduk, sistem değişti sarayın şovalyeleri kanuna değil kişiye sadakat gösterdiği sürece bu olumsuz bakış açısı değişmez..
malesef eski kuşak 70-80 lerden kalma kuşaklar çağı ıskaladı. resemen tımar sitemine döndük.. özel şirket ceolarının ve zenginlerin bakan olduğu, bakanlığın ve yönetimin babadan oğula geçtiği ssiteme geri döndük.
kpss devlet ve siyasilerin eliyle delindi.. hamili kart yakınımdır torpilleri devleti de ülkeyi de bir kaosa sürüklüyor..
mutsuz yığınlar, huzursuz kalabalıklar, fakir bir millete dönüştük üstad..
devleti yüceltecek insanlar siyasetten, ideolojiden, dinden, izmlerden kurtulmuş memurlardan oluşacaktır..
anadolunun bağrı yanık evlatları her 25-30 yılda bir boğazın boranlarına yem ediliyor..
gerçek bu değil mi??
polis ve asker kanunun içinde kaldığı sürece sorun yok, lakin devlet içine örgütlenmiş siyasiler bu kuralı bozuyor..
yargı da barolar nedeniyle ayrıldığına göre.. umut kalmadı pek..
ne diyebilirim; bizler polisi ve askeri her zaman seven insanlarız, genlerimizde bu var lakin şunu da görüyoruz;
fakire kimsesize ayrı, zengine kimseliye farklı uygulamalar her yerde almış başını yürümüş..
saygılarımla..
güzel bir yazıydı üstadım, beğendim.