- 382 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Toplum 24
Cevap bizim mantığa göre tek cevap olmak zorunda. Hem çalışıyor hem dinlenir olma türü cevap ile hem de her ikisini birden söylemimiz yanıt olamaz!
Evet, kişiye göre her ikisi birden olamaz. Teorik olarak iş başında uyuklayanları uyuklama saymazsak, kişi çalışırken uyuyor olamaz. Kişi uyuyorken de çalışıyor olamaz. Kişi yaşıyorken ölü, ölü iken de yaşıyor olamaz.
Ama toplum çalışıyorken dinleniyordu. Dinleniyorken de çalışıyordu. Her ikisi aynı anda bir arada söylenmekle her ikisi de birden cevabı topluma göre yanıttı. Toplum yaşıyorken (çalışıyor üretiyorken) ölüydü (dinleniyordu, üretmiyordu).
Toplum dinleniyorken, uykudayken, ölüyken de toplum yaşıyordu, yani üretir oluyordu. İşte bu nedenle toplumun kişileri içinde olan Barış çalışıyorken Özden uyuyordu. Özden çalışırken de Barış uyuyordu. Eşleyişle Barış çalışıyorken, ölü değildi (üretmiyor değildi).
Siz bir fabrikaya girdiğiniz de veya siz bir Selda Bağcan konserine gittiğiniz de yani dinlenmenin kesikli süreklisi içinde bir ölçme, belirleme yapıyorsunuz demektir. Fabrikaya girdiğiniz de kuantum sıçramaları duruyordu. Kuantum belirsizlik ortada kalkıyor, toplum fabrikada tek değerli çalışma fonksiyonuna çöküyordu. Ve toplum fabrikada tek değerli çalışma fonksiyonuna ait boşluklu alanın birçok kesikli, parçalı durumları içine oluyordu.
Yani size göre toplum fabrika veya fabrikalarda çalışıyordu. Eğer konserdeyseniz toplum konserde dinlenip eğleniyordu. Bu kes de kuantum benzeri durum kesikli biçimle dinlenme süreci içine çökmüştü. Buna toplumsal zamanda çökmeler dendiğini bilirsiniz.
Toplum aynı anda hem çalışma süresi içinde, hem dinlenme süresi içinde olur. Bu tutum hiç alaka ama bir andırış durumla toplumun adeta kuantum sıçraması yapmasıydı. Bu muazzam bir özellikti. Tüm stratejiler buraya göre kurulmalıydı.
Bu nedenle toplumlarda kuantize (kesikli, parçalı) durum taklidi süreklilik çevrimi esastır. Kişiye göre kesikli olan yapı, topluma göre gözetilmesi gereken bir bünye (organizma) hareketi süreklisi olmakla, aynı anda hem kesiklikti, hem süreklilikti.
Tolumlar, kolektif birim zaman içinde kuantum sıçramasını andırışla adeta Planck zamanlı imajdan esinle yansımalarını hatırlayan devim modellemesiydiler. Taklidi oluyordu. Kuantum durum da adı üzerinde parçalı durumdu. Ve parçalı durumlar tek tek tüm olanı, bütün olanı veya bir tamsayıyı veremezlerdi.
Farklı Kuantumlu bileşim toplamı nötr olsa da genelde en az durumla kararlı, en çok durumla sıçrama enerji düzeni içinde kararsız da olabiliyorlardı. Bu kararsız oluş nedenle bileşimler toplamı 1 tamsayısını vermeye bilirler. Üreten toplumsal zaman ile tüketen toplumsal zaman daima nötr olması gözetilir.
Ama üreten zaman kendi içinde tüketen zaman (dinlenen-özel zaman) da kendi içlerinde kararsız bir yapı olabilir. Yapı sal kararsızlık nedenle bileşimlerin toplam özelliği 1 etmeye bilirler. Toplamda bir etmeyen özellikler aktif durumludurlar. Örneğin; toplum üreten alanla bir özellikti. Bu özellik içinde metal iş kolu, tarım iş koluna benzemez. Sağlık iş kolu bunların hiç birine benzemez olmakla üreten zamanlı toplum, karasız bir yapıya sahiptir.
Kararsız durumlar kritik değerler sağlama içinde denkleşmelerle nötrleşirler. Yazılarımda hep derim bileşimler yeni bir özelliktir ama özellik toplamları her zaman 1 etmeyebilirler. Toplumsal zaman buna çok iyi bir örnekti.
Yukarıda belirtildiği gibi 24 saatlik toplumsal zaman hem sürekli çalışan, üreten zamandı. Hem de sürekli dinlenen, tüketir olan üst üste zamanlar olmakla sosyal zamandı. Yani toplumsal zaman aynı çalışma zamanı içinde üretmeyen, tüketen ve tamamen 24 saat dinlenilen özel zamandı. Üreten çevrim, tüketmeyle vardı.
Oysa bir gün 24 saatti. Kümülatif olarak üst üste iki zamanlı olan toplumsal zaman; 24 saat çalışma, 24 saat dinlenme ve tüketmeydi. Böyle olunca 24 +24 olan toplumsa zaman, bir günün 24 saat olmasından ötürü 24 + 24 = 48 saat etmiyordu.
Toplumsal zamanın özellikli durumu 48 saatle bir birim olacakken; bir gün 24 saatle sınırlı olmaktan ötürü 1 birim etmiyordu. Yani 24 +24 toplamı yine bir gün ediyor 24 saat olup 24 saati geçemiyordu. İşte çoğu zaman (genellikle) özellikler toplamı 1 etmiyordu.
Kişinin zamanı bir günle sınırlıydı. Kuramsal olarak kolektif kişi bir günün 8 saatin de üretiyor, 16 saatinde dinleniyordu. Kolektif birim zaman tekil kişinin bitişik zamanına karşılıktı, Doğada sağlama yapmayan kişi yaşayamazdı. Böyle olunca toplum içinde de çalışmayan kişi yiyemez, yaşayamazdı! Veya böyle olmalıydı!
Oysa belli bir kritik sayısal değere kadar olan kişi sayısı, toplumsal zaman içinde 24 saat dinlenmekle, çalışmadan her türlü sağlamasını yapardı. Yani toplumsal zaman, tekil zamanlı kişi zamanından çok farklıydı. Bunun nedeni kolektif birim zamanın kişi sağlamasından daha fazlasını üretiyor olmasıydı (artı ründü).
Kişiyi 8 saat değil de 12 saat çalıştırdınız mı artı ürün birikiyor her iki kişinin 4+4 saat fazla çalışması bir kişinin hiç çalışmadan sağlama içinde olmasını tamamen karşılıyordu. Toplumsal zaman asalak olucu bir ortamı daortaya çıkarıyordu.
El sürecin nedenine vakıf olmasa da, inişteki kolaylığa; çıkıştaki zorluğa anlam yüklemesi gibi El, kolektif artık zamandan ötürü oluşan artık ürünlerin ortaya koyduğu asalaklığı ve bu avanta olanağı görecek enfekte anlamları söyleyecekti.
Bu neden böyleydi? Sorunun cevabı var. Konunun detayına girmeyeceğim. Şu kadarını söyleyeyim ve anımsatayım. Her şey zıddıyla vardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.