- 1117 Okunma
- 16 Yorum
- 12 Beğeni
ÖZ KOMUTANIM ÖZLÜ KOMUTANIM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Böyledir toplum. Ya emir alan olacaksın, ya da emir veren. Aksi halde herkes başına buyruk davranırsa düzen yürümez.
Ustabaşı, şef, müdür, genel müdür, uzar da uzar bu makamlar. Peki, Silahlı Kuvvetlerde nasıldır bu?
Bir şekilde girmişindir Orduya. Ya Subaysındır, ya Astsubay, ya da başka bir adla giymişsindir o üniformayı. Komutansındır sen. Komutanlık yılların hakkı olmamalıdır. Yönetici olmak bir yeti işidir. Ya sen o makamı doldurursun, ya da o makam seni…
Telefonum çaldı. Bilmediğim bir numara.
“Nasılsın deli adam?”
Seste tanıdık söylem de. Ama ben kuşkuluyum ihtimal veremiyorum.
“Özür dilerim tanıyamadım sizi.”
“Ben Öztürk Albay. Nasılsın deli adam. Bir meslektaşımızın ölümünde tanıdık birinden aldım telefonunu. Nasılsın iyi misin?”
Elim ayağım dolaştı. Aradan 24 yıl geçmiş, Emekli olmadan önce son Komutanımdı benim.
“Emret Komutanım”
O kendine has kahkahasını attı.
“Ne emri be emekli olduk hepimiz eşitiz işte…
Uzun uzun konuştuk. Çocuklarımızdan, torunlarımızdan bahsettik.
Kim di Öztürk Albay?
Branşım nedeniyle birliğimizin tutum ve davranış kararlarının alındığı karargahlarda çalıştım.
İster kader deyin ister yanlış bir karar. Memleketim Amasya olmasına rağmen Isparta’dan evlendim.
Eşimden memnunum. Onunla üç çocuk, dört torunun beraber sahibiyiz.
Okullar tatil olduğu her sene eşim çocuklarımı da alır memletine gider, ben yalnız yaşama zorunda kalırdım. O günlerden bir gün;
Çocuklarımı da almış eşim kendi memleketinde. Bir efkâr bastı beni. Mesaideyim. Çıktım odamdan, çözdüm dört düğmeyi ellerim cebim de bir türkü tutturdum. Sanki sahilde volta atıyorum.
“Odam kireç tutmuyor kumunu katmalınca “diye başlayan ve “Odam kireçtir benim terim ilaçtır benim”diye devam eden türküyü koridorda söylüyorum.
Hani derler ya bazen insan vitesten atar diye öyle bir konumdaymışım işte…
Geldim oturdum yerime. Ben türkü söylerken diğer odalardan;
“Ne oluyor?” diye başını çıkaranlar olmuş.
Karargâhın Komutanı Öztürk Albay hepimizin Komutanı.
Başını uzatanlara eliyle işaret ediyor.
“Girin odalarınıza”
Biraz sonra postası geldi.
“Komutanım sizi Komutanım çağırıyor.”
Ben kendime geldim. Bırakın Silahlı Kuvvetleri hiçbir kuruluşta affedilemeyecek bir davranışta bulunmuş, her türlü cezayı hak etmişim. Çağırılma nedenim belli.
Gittim. Selam verdim. Yüzüm kızarmış, başım önümde…
On günlük bir izin kâğıdı uzattı bana.
“Git çocuklarını da al gel. Sen bize lazımsın”
Peki beni en ağır cezayla cezalandırsaydı? Bundan ağır olur muydu? Olmazdı.KOMUTANLIK AMİRLİK BUYDU.
ELLERİNDEN ÖPERİM KOMUTANIM… HERKES ALBAY OLABİLİR AMA KOMUTAN OLMAK BÖYLE BİR ŞEY İŞTE...
YORUMLAR
Bilemedim insan okudukça mı kaybolmalı
yoksa derinlerine inip anladıkça mı
yüreğin var olsun sayın abim
cenazem dolayısı ile deftere gelip seni kutlayamadım
tebrik ederim .
Bedri Tokul
Başın sağ olsun.
Önemli değil.
Okuman yeter.
Bedri Tokul
Öperim gözlerinden...
Her türlü bürokratik görevde ast - üst ilişkisindeki hoş görülü olabilmek, yeri geldiğinde inisiyatifi kullanabilmek, bulunduğu makamın hakkını verebilmenin belki de ilk şartlarındandır.
Sizler gibi 'zor mesleklerde' görev yapanların amirlerine (sizin seslenişinizle' komutanlara' ) bu anlamda ayrı bir duyarlılık düşüyor.
Benzer durumu kendi de yaşıyor olabileceği halde, astının durumuna anlayışla yaklaşmak, sorununa çözüm aramaya çalışmak, hem çalışma ortamındaki dostluğu hem de verimi olumlu yönden çok etkiler...
Duru Türkçeniz ve akıcı yazı diliniz, paylaşımınızı hak ettiği yere taşımış.
Kutlarım Bedri Bey.
Saygılarımla...
Bedri Tokul
Teşekkür eder Saygılar sunarım Sayın Hocam...
Bedri Tokul
Sağ olun.Var olun.
Selam ve Saygılarımla...
Babamın ordu mensubu olması nedeni ile,çocukluğum birlik içerisindeki lojmanlarda geçti.Tankçıydı babamın sınıfı,doğunun zor iklim koşullarında uzun süre kalınan arazi tatbikatlarında bizlerde çok zor zamanlar yaşadık.Annemizin bizleri alıp memleketine gitme şansımız hiç olmadı maalesef.Yazınız beni o günlerime götürdü.Mevkiniz ve makamınız ne olursa olsun,önce insan olmak,olabilmek önemli.
Beğenilerimi bıraktım,güne gelerek taçlanan değerli yazınıza.
Saygılarımla
Bedri Tokul
Her ne kadar gurur duyulsa da zordur asker evladı olmak.
Çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
güne seçilmesi güzel olmuş
saygıdeğer bir insanmış, ne kadar güzel bir davranış
bizimle paylaştığinız için çok teşekkür ediyorum
saygılarımla...
Bedri Tokul
Okumuş olmanız bana bir ödüldür.
Selam ve Saygıyla.
Bedri Tokul
Teşekkürler.
Saygılar...
O komutanın ellerinden ben de öperim; hangi meslekten olursa olsun ne fark eder, askerlikte komutan olmak ayır olsa gerek, ama kurumlarda ya da okullarda müdür olmak kolaydır ülkemizin particilik siyasetinde. Önemli olan iradecilik yaparken insanlığını unutmamaktır.
Saygılarımla...
Yinsani
mehmet hocam, kusur mu işledim, yazılarıma uğramaz oldunuz.. son yazım nasıldı.. değerlendirebilir misiniz? :)
saygılarımla hocam..
Mehmet Burhan AKIN
Estağfurullah, ne kusuru Ekrem bey, yazılarınızı her zaman zevkle okuduğumu bilmenizi isterim.
Epeyden beri akrabalarımın arasında malum hastalık bulaşmıştır, Avukat olan ailemizin ileri gelinlerinden birini kaybettik. Şu anda ortanca abim, hanımı ve kızı da yatmaktadırlar. Siteye fazla uğrayamadım.
Kusura bakmayın lütfen...
Bedri Tokul
Askerlerde insanlardan oluyor.
Neticede onlarında bir yüreği var.
Selam ve Saygılar...
Her kuruma bir siyaset mahkemesi lazım dedim içimden, yönetim anlamında.
Siyaset bir çok evladımızı çarkında öğüte öğüte ununu meze yaptı küçük insanlara..
büyük insanları ise bir şekilde yine öğüten ise belki de erk veya güç. askerliğimi poşet yapınca tam bilemiyorum ama bir komutanım çocuk gibiydi.. gülsen gülemezsin, sövsen zaten sövmeyi sevmem, başına ne gelir belli olmaz, dövemezsin de...:) tertipçilikle uğraştık hocam aşağı hocam yukarı.. 10 yaş fark az değil ki...
yazıhanede durdum biraz... alay içinde bir bölükte işte.. komutanlarım mesaiye geliyor, normal memur, yatıkları işlerin çoğunu biliyorum,
asker arıyordu gözüm, ordumuzun bel kemiği kimlerdi? bir yüzbaşımız vardı, diyordum içimden işte asker bu.
yine işte silah eğitimlerinde, hani sosyal medyada seslerini dile getiriyorlar, haklarımızı verin üvey değiliz diyen uzmanlar . dedim işte asker bu...
çok severim büyükleri dinlemeyi çocukluğumdan beri, hemen beynim anlatılaı resmetmeye, anlamdırmayı hangi olay ise iş akışını olay akışını yoğunlaşır.. özü ararım..
lakin işte hem ordu içine hem de bir ek üst mahkeme olarak siyaset mahkemesi lazım devletimize.. nasıl olur bilmiyorum ama.. ee yargı da bölündüğüne göre... benim umudum kalmadı gidişattan
hayatı tamına yakın öğrenmeye varmaya başlamışız, bakıyoruz, yaş gelmiş belli bir yere... hayaller olsa enerji olsa da beden taşımıyor artık..
lakin devlette bazı kurumlarda çalışanlara psiko sosyol destek lazım derler.. devlet stresini çekmek kolay değildir, bunlardan en önemlileri, askerimiz ve polisimiz... devlet işi dendiğinde akan sular durur millet olarak gözümüzde.. tekmile geçer tüm duyularımız... kılı yararcasına..
osmanlı döneminde bir padişahın karşısına geçmiş vezir, edep vaziyetinde, eski zaman veya ne denir kıssadan hikaye.. vezirin ayakkabısın içinde zararlı bir böçek girmiş, zehirli vezir bunu görmüş amma edep vaziyetinde, sultan bir şey okuyor, fermanı gözden geçiriyor veya mektup okuyor ne ise, bir ara vezir ayağını hafif kımıldatıyor çünkü zararlı böcek- hikayede akreptir- sokmuştur vezirin parmağından...
sultan der ki, bir eskiğimizi mi gördün de edepsizlik ettin bre vezir..
haşa sultanım, kaç vakit geçti ayakkabıma giren akrep.... .. hikayesi tam anlatamadıysam da anlaşılmıştır..
devletin kendisi edepsizlik yaparsa, devlet kalmaz ortada..
kimi intihar haberlerini duyarım gazetelerde internette... emekli olsun veya olmasın bulunduğum mekan ev se duvarlar üstüme çöker, açık havadaysam gök üstüme çöker yer yarılır sanki..
hayallerin yerini anılar alıyor.
değerli komutanım,
sizin gibi üstadlardan çok şey öğreniyoruz hayat namına, ülke vatan ve insan namına ama bu devrin çilesi de bir başka işte..hak verirsiniz siz de..
artık yönelim birey hakkına gidiyor. bireyin hakkını devletten alamadığında hani derler ya, domina taşının biri yıkılıyor.. çünkü devlet tüm domina taşlarının edep halinde kalmasından oluşmaktadır bütünde..
sizin gibi kısa ve öz yazmayı bilemeyince uzattım..
haddimi aştıysam affediniz.
Kaleminize sağlık komutanım.
eksik olmayın.
en sevdiğinize emanet.
Bedri Tokul
Teşekkürler.
Uzun mu? Hiçte değil.
Yazı yazmak kadar yorum yapmakta bir emek işidir.
Emeğine yüreğine sağlık canım Kardeşim.
Öperim gözlerinden.
Bedri Tokul
Yaşandı ve bitti.
Sevgiler SULTAN.
Bedri Tokul
Selam ve saygıyla...
Ne yaptın gene.
Boğazım düğüm düğüm oldu. Şu yaşlı halimde genç bir Bedri Tokul'un böyle duygulandırması normal mi yani..
Yazınca da böyle mi yazılır be adam. Aldın götürdün..
Öptüm kelden..
Bedri Tokul
Boğazındaki düğüm hemen çözülür.
Öperim gözlerinden Gerçek Dostum benim.
Tebrik ederim saygı değer Bedri ağabeyim kalemin yüreğin susmasın 👏 👏 yine güzel bir anlatımla hoş bir anı paylastin benimde paşa astsubay diye bir Komutanım vardı adanaliydi sanırım ama kraldı senin gibi...
Bedri Tokul
Öperim gözlerinden.
Teşekkürler.
Selamlar.
Bir çoklarımız askerlik yaptık komutanlarımızın bir çoklarını saygıyla muhabbetle hatırlıyoruz. Güzel günlermiş diyoruz, bize çok şey kattılar diyoruz. Ben en sinir olduğum laf askerlikle ilgili siz de mutlaka bilirsiniz Abim ''Mantığın bittiği yerde askerlik başlar.'' derler ki tam tersi kuvvetle doğrudur benim gözümde ''Mantık askerliğin her yerinde dolu dolu olan dolu dolu yaşanan bir olgudur'' yoksa bu kahraman ordu nasıl hep zafer hep zafer kazansın... Güzel anılar, güzel insanlar biriktirmişsiniz, ne mutlu size... Kutluyorum yürekten Bedri Abim saygıyla selamlar...
Bedri Tokul
gözünü kırpmadan ölüme gitmezdi askerler.
Teşekkürler, selamlar Can Dostum.