- 374 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ölmeyen gerçek bir aşk..
Sami bir kalp hastalığın pençesinde kıvranıyordu. Yaralı kalbi artık bu dünyaya daha fazla dayanamamaya başlamıştı. Canını feda edecek gibiydi. Sami her gün hasta hane odasında biraz daha solmaktaydı.
Yine yalnızdı odasında, gözü yaşlı, boynu bükük ölümü bekliyordu. Gözlerini kapadı, bu küçük odada gözyaşı dökmekten bıkmıştı. Yinede engel olamadı pınar gibi çağlayan gözyaşlarına. Sevdiği Yeter geldi aklına, fakir ama onu seven sevgilisi. Her gün aynı şeyleri düşünüyor, anıları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu. " Param yok ama sana verebileceğim sevgi dolu bir kalbim var" demişti Sami sine. Sami de zaten başka bir şey istemiyordu. Sevgiye muhtaç biri, sevdiğinin sevgisinden başka ne isteyebilirdi ki. Ama olmamıştı işte, dünyalar kadar olan sevgilerinin arasına, o lanet olasıca para girmeyi bilmiş, onları ayırmıştı. İşte paranın geçmediği zamanlara gelmişlerdi. Ne önemi vardı artık? Şu son günlerinde, Yer/i sevdiği yanında olsa yeterdi.
Ayrılıklarından bu yana 5 bitmeyen, çile dolu yıl geçmişti. Her günü zehir her günü hüsran ama Sami hep sevgisini yüreğinde taşımış, kalbini kimseyle paylaşmamıştı, kalbi zaten Yeter deydi ona vermişti sevdiğini düşündü işte o an. Acaba o neler yapmıştı bu kadar sene boyunca.
Gözlerinden bir damla yaş daha damladı kurumuş, bitmiş ellerine. Ellerine baktı, bir zamanlar ellerinin, ellerini tuttuğunu hayal edip, her gün saatlerce ellerini, gözlerini Yeter ini seyrederdi. En çokta saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği Sami/si öpmüş, koklamıştı onları. Her bir tanesi koptuğunda, kalbine bir ok daha saplanıyordu. Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Belki sevdiği yanında olsa, kalbi bu kadar yorulup, veda etmezdi yaşama.
Zaten artık ölüm umurunda değildi Sami nin. Sevdiğinden ayrı yaşamanın ölümden ne farkı vardı ki. Tekrar o geldi aklına. Keşke keşke yanımda olsa dedi. Son bir kez elini tutsa yeterdi. Gözlerini son bir kez öpse, rahatça ebediyen gözlerini kapatabilirdi artık. Gözleri pınar gibi çağlamaya başladı. Sevdiğini son bir kez göremeden ölmek istemiyordu. Ufakta olsa ondan bir hatırasını almadan bu dünyadan göçmek istemiyordu. Oysa sevdiği Yeter/i, kim bilir kiminle beraberdi. Kendi sevgi dolu kalbinin kimseyle paylaşmayı düşünmemişti bile, ama acaba o paylaşmış mıydı? Onun sevgisini silmiş atmış mıydı acaba kalbinden? İçi birden nefretle doldu. Üstüne büyük bir ağırlık çöktü.
Onu düşündükçe her dakikasının zehir olması artık çok daha ağır geliyordu Sami/ye. Ölmek istedi, artık yaşamak istemiyordu bu dünyada. Ama sevdiğinden bir hatıra almadan ölmeyeceğine and içmişti. Tekrar gözlerini açtı. Kim bilir belki de sevdiği onu unutmuştu. Bu düşünceler içinde derinliğe daldı.
Birden doktoru girdi odaya, Sami/ye müjdeli haberi müjdeleyecekti. Fakat Sami çoktan uykuya dalmıştı. Bir meleği andıran masum yüzü, sevdiğinin Yeter/in özleminden sırılsıklamdı. O gece gözlerini dünyaya kapadı, ameliyata alındı. Tekleyen ve görevini yerine getirmeyen kalbi ameliyat edilmişti. 1 hafta sonra tekrar gözlerini açtı dünyaya Sami. Ama dünya daha farklı geldi ona. Sanki bir şeyler eksikti.
Aradan aylar geçmiş Sami artık iyice iyileşmişti. Ama içindeki burukluğu bir türlü atamıyordu. Sevdiği Yeter/i aklına gelince kalbi eskisinden daha çok sızlıyordu. Bir kere, bir kere görebilsem diye mırıldandı. Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Yenilenen kalbi onu iyileştirmişti ama nedense her gece aniden hızlanıyor, onu uykusundan uyandırıyor ve sanki yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlıyordu.
Sami bir anlam veremediği bu durumu doktora anlamış, ama ameliyat kolay değil, bir aydan geçer demişti doktor. Aylar geçmişti ama hala aynıydı durum. Çiçeklerinin yanına gitti. Her gün onlarla saatlerce dertleşiyor, zaman zaman ağlıyordu onlarla. En çokta kan kırmızısı gülünü seviyordu. Çünkü kırmızı gülün onun için yeri apayrı idi. Oda Sami ile beraber gülüyor, onunla beraber ağlıyordu. Onu sevdiği gibi görüyordu gülünü sevdiğini ilk gördüğünde ona hediye edeceğine dair yemin etmişti. Başka türlü paylaşamazdı gülünü kimseyle.
Kapı çaldı aniden. Kapıyı açtı ama kimse yoktu. Gözü yerdeki beyaz zarfa ilişti. Yavaşça eğilip zarfı yerden aldı. Birden kalbi deli gibi atmaya başladı. Ne olduğunu anlayamıyordu. Zarfın üzerinde ne bir isim, ne bir adres vardı. Zarfı açtı, içinden beyaz bir kâğıda yazılmış bir mektup çıktı. Kalbi daha hızlı atmaya başladı. Onun Yeter/inin kokusu vardı kâğıtta. Evet, onun kokusu vardı. Yılar yılı özlemini çektiği, yanında olabilmek için canını bile verebileceği sevdiğinin kokusu vardı mektupta.
Başı dönmeye başladı. Koltuğuna geçip oturdu yavaşça. Kâğıdı açtı elleri titreyerek okumaya başladı. " Sevgilim, senden ayrıldıktan sonra, bir kalbe 2 sevginin sığmayacağını bildiğimden dolayı, ne bir kimseyi sevebildim, nede kimseye bakabildim. Her günüm diğerinden daha zor geçti, çünkü her gün özlemin daha da artıyordu. Sana kitapları dolduracak kadar şiirler yazdım. Her biri diğerinden daha da hüzünlüydü. Yazdım, okudum, ağladım. Her gün yazdım, her gün okudum, senelerce ağladım. Her gece seni düşündüm sabahlara kadar, her gece senin yanında olmayı istedim her gece sensizliğe lanet ettim, uykuları haram ettim kendime, sensiz olmanın acısını gözlerimden çıkardım.
Bir gün her şeyi değiştirecek bir fırsat çıktı önüme. Bu fırsatı değerlendirmeyip, kendime haksızlık edemezdim değerlendirdim. Senden çok uzaklara gittim, belki seni unuturum diye. Ama tam tersi oldu. Seni daha çok özlüyorum artık. Senden çok uzaklardayım belki, ama yinede seni görmek için uzaklardan gelebiliyorum. Hem de her gece seninle senin yanındaydım aslında ruhum bedenim ile.
Seni seviyor, seyrediyor ve eğilip sen uyurken yanağına bir öpücük konduruyorum. Bazen gözlerini açıp bakıyorsun, geldiğimi bildiğimi sanıyorum ama yine o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Yarın birbirimizi sevmemizin 2 ci senesi.
Hep ben geldim şimdiye kadar senin yanına, yarında sen gel olur mu sevgilim Sami/m. Unutmadan, sana hep sözünü ettiğim, kalbime iyi bak olur mu? Çünkü gözyaşlarımla, adını yazdım ona. Seni senden bile çok seven bir sevgi var kalbinin içinde. Unutma, kırmızı gülü de unutma olur mu? Seni seviyorum, yanıma gelinceye kadarda seveceğim. Sevgilin biriciğin Yeter..."
Sami şimdi ne yapsın nasıl yanına gitsin o evlenmiş çocuk sahibi bir anne hala beni sevdiğini söylüyor evet eski sağlığında ama sevdası onunla değil.
Bazen onun suretini görse de o gerçek anlamda yanı başında değil yazdığı gibi ne zamana kadar bekleyecek ti ne zaman onunla ebediyete kadar olacaktı.
Bu sorular hep beynini sorgulamakta Yeter/i artık onun değildi bir başkasının ve ömrü bu kalbi dayanabileceği zamana yıllara kadar sevecek evet hep sevecek.
Kalbinde ona harika bir yer açmış kalbi hala onda emanetinde kalmıştı.
Yeter/i artık yok ama kalbinde hep saklayacak sevecek ve onunla beraber bir gün ölecek ama belki de Yeter/i ondan çok yaşayacak belki bir gün o sevdası sevgilisi Sami nin öldüğünü öğrenecek belki de o uzak diyarlardan yaşlı bedeni ile yaşlı gözleri ile mezarına bir kırmızı güller bırakacaktır.
Sami Arlan..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.