- 404 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SOSYAL MESAFEYİ KORU VE MASKE TAK LÜTFEN ( SADECE HATIRLATMA AMAÇLI )
Kimi zamanlar vardır; nerede olduğunun kim olduğunun, ne yaptığının, nasıl hissettiğinin pek de bir öneminin olmadığı...Kafanın içinde binlerce insan çılgınca dans ederken sen müziğin ritmini bir türlü tutturamazsın. Ne dinlemekten ne de dans etmekten keyif alamadığın bir işkenceye dönüşür. Kaçmayı düşünürsün ama insan kendinden ne kadar kaçabilir ki.. Delireyim bari dersin delireyim de kim olduğumu unutayım dersin ama insan bilinci bu kadar açıkken nasıl delirebilir ki.. Tamam o zaman kabulleneyim dersin ama sana uymayan bedenine büyük gelen benliğini yansıtmayan bir şeyi de kabullenemezsin.Sıkışmışlık bu mu dersin? Kendi bedeninde yabancı olmak.. Ruhunun olmak istediği bedende olamamak.. Başarabileceklerini zamanında yapamamak git gide kendine yabancılaşmak.. İnsanın kendine yabancı olması nasıl bir şey hiç hayal ettin mi? Senin hayal edemediklerini yaşayanlar var. Milyonlarca belki de en azından yalnız olmadığını biliyor insan ama kimse iç yüzünü göstermediği için de kendine bir dert ortağı bir nefeslik yakınlık bulamıyor..İnsanoğlu günahlarını, zaaflarını, düşüncelerini ve daha birçok şeyi saklamayı çok iyi biliyor.Kimse birbirine acılarını göstermiyor daha fazla acıtırlar diye. Haklı da aslında insanlar birbirlerinin acılarından nemalanmayı çok iyi beceriyor.. Başkalarının kanayan yaralarından kendi tamponlarını yapıyorlar. Ama kimse aslında kendi gerçekliğini göstermiyor. Acımaktan korktuğu kadar acıtmaktan korkmuyor. Ameliyat yapan doktorlar gibiyiz sanki elimizde bir neşter kendimizi kesmediğimiz için elimiz bile titremiyor. Acıtır mıyım demiyoruz elimizdeki neşteri savurup duruyoruz büyük bir hazla ve iyi bir şey yaptığımız düşüncesiyle.
Herkes bir şeylerde ustalaşmış ama kendi hayatında acemi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.