- 475 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
UMUT
Bilinmez bir çukura,sonu görünmeyen bir suya atlamak ne kadar akıllıca olur? Bizler bilmediğimiz varsayımların bize kucak açtığı ne kadar çok gün geçiriyoruz? Sonunu bilsek bile umut denen şeyin ne kadar çok yalan tarafını yaşıyoruz? Gerçeklerle avutamadığımız gerçeği yakamızdan düşmesede görmezlikten geliyoruz çaresizce. Umut , hayal etmek ne kadar kendinden emin adımlar attırsada sadece anlik düşüncelerin ışığına meftun eder o kadar. Gerçekler ise ışığını gösterince aslında daha koyu bir karanlığın gölgesinde kaldığımızı fark edip pişmanlık denizinde boğulmaya başlarız....
Birde tersten bakalım; Umudun , hayalin gerçeğe dönüştüğü zaman ise en güzel hayat yolculuğu başlar o anda. Hayat artık hayal ettiğimiz her ne ise umudumuzu yitirmeden bekleyip gerçekleştirmek istediğimizi anlar. Bu kez kartları bizden yana açmaya başlar. Hızla umudumuzu kaybederek indirdiği merdivenlerden bizleri yavaş yavaş sabırla çıkmaya iter. O zamana kadar yaşadıklarımızın sınavdan ibaret olduğunu haykirir. Artık sınav sonucuna gelmiştir sıra. Sabırla gidilen tüm sınavları en guzel mukafatla taclandiririz.
Yani hayallerimizin umuda umudumuzun gerçeğe dönüşme halidir. Hem sımsıkı sarılmak gerekiyor umudun ta kendisine. Hem hayal etmek projelendirip gerçekleştirmenin yarısı değil midir ki?
Umutla asim attığımız tüm yolculuklar daha zevkli daha güzeldir. Sonuç ne ile sonuçlanırsa sonuçlansın her içine daldığınız umudunuz bize ilkbaharı yaşatır. Bu yüzden her ilk bahar yaşadıkça yeni bir hayatın bize yeniden güzellik getirecegini, yeniden yeşillenip içimizdeki umudun korkmadığını yılmadan haykırmamız gerekiyor....
~ İP€K KA£KAN~₺