Seçkin kişi duygularını aklıyla idare eder ve gerçek cesaret ödevlerini yerine getirmekle bulur. bayağı, aklını duygularıyla yönetir ve gerçek cesareti saygısızlıkta bulur. konfuçyus
batu_41
batu_41
@batu-41

ANGUT

5 Ağustos 2020 Çarşamba
Yorum

ANGUT

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

804

Okunma

ANGUT

ANGUT

“ ANGUT ” kelimesinin mecaz anlamını bilen Alaca’mızın insanları,
yazımın başlığından dolayı bana kızacaklar ve diyecekler ki
“Alaca’mızda gerçekten ANGUT’lar var mı ?”

Aslında yazımın başlığına tepki gösterenlerden bir ricam olacak;
eğer sıkılmadan yazımı sonuna kadar sabırla okurlarsa
“ ANGUT ” kelimesinin gerçek anlamının hiç de
“sevilmeyecek, hoşlanılmayacak” bir kelime olmadığını göreceklerdir.
Hatta yazıyı bitirdikten sonra da ben bugüne kadar mutlu olmak için
“Niçin angut olmadım?” diye de, kendilerine kızacaklar.

Sözlüğe baktığımızda “ ANGUT ” kelimesinin mecazi anlamı
”aptal”, “salak” olarak tanımlandığını görmekteyiz.

Büyüklerimizden duyduğumuz şekilde bizler de çocukluğumuzda
“aptalca veya salakça” bir hareket yapan arkadaşımıza
“ ANGUT ANGUT ” ne bakıyorsun?”,
“Angutlaşma” gibi ifadeleri çok kullandık.
Bu kelimeyi kullandığımız arkadaşlarla da
zaman zaman kavgalar ettiğimiz olmuştu.
Şu anda bile birine “a“ ANGUT’laşma”,
“ ANGUT musun?” desek, o şahıstan “sensin ANGUT ” diye
bir cevap alabiliriz veya yumruklarını sıkarak
sizi kavgaya davet eden bir angut ile yüz yüze gelebiliriz.

Siz siz olun tanımadığınız veya nazınız geçmediği bir şahsa,
“BİR APTALLIK VEYA SALAKLIK YAPTIĞI ZAMAN “,
sakın ola ki ona “ ANGUT ” kelimesi ile hitap etmeyin.
Yoksa ANGUT’ca iyi bir sopa yiyebilirsiniz.
Benden söylemesi.
Bu öğüdümü “ ANGUT ” değilseniz tutarsınız.

Sözlükte “ ANGUT ” kelimesinin bir de gerçek anlamı yazılı.
Bu anlamını okuduğumuzda “ ANGUT ” kelimesinin
“kiremit renkli evcileştirilen ördekgillerden bir kuş türü “ olduğunu öğreniyoruz.
“ ANGUT’un bir kuş olduğunu bilmeyen binlerce “ ANGUT ” var ülkemizde.
Ayrıca “ ANGUT’un bir kuş olduğunu bilenlerin içinde de,
bu güzel hayvanın güzel hasletlerinden haberdar olmayan
çok sayıda “ ANGUT ” var sanırım.

Şimdi bana soracaksınız:
“ ANGUT ” kuşunun ne gibi güzel özellikleri var ?
Bunu bir şairimiz şiirle çok güzel işlemiş.
Şiiri dikkatlice okuyalım.
Şiirin sonunda göreceksiniz ki bir çok insan
“ ANGUT ” kuşu gibi olmayı isteyeceklerdir.

Angut Kuşu
Birisi bön bön baksa,
Saf salaklığa yorumlar...
’Angut angut durma deriz,
Ardından da güleriz...

Diğer tarafta,
Eşi hastalanınca,
Başucundan ayrılmayan,
Sadakatiyle Hak’ka ayan...
Eşi aç kalmışsa,birlikte aç kalan
Bir kuş yaşarmış !
Adı ne şahin,ne de kartalmış
Sersefil ve korkak bir kuş varmış,
Adı: Angut kuşu...

Öylesine bağlıymış ki,
Eşi ölünce...
Başucundan ayrılmaz,
Kimseyi yanına yaklaştırmaz,
Şahin kesilirmiş,
Angut kuşu...

Eşinin başucunda,
Yemeden içmeden kesilir,
Ölene kadar bir yere gitmezmiş,
Angut kuşu...

Şu yalan dünyada,
Uzatıp da ölümün yasını,
Kaç canlı terk eder dünyasını ?
Sadakatine bravo !
Vefalı Angut kuşu...

Kuşların angutu buymuş meğer !
İnsanoğlunun kullandığı,
Angut bir başka türlü...
Kuş angut da olsa,
Böylesine sadık...
Böylesine pek duyulmadık,
Vefa ile ard arda giderken,
İnsanoğlu daha çok utanmalı,
Bence,
Biribirine angut derken ! ...

Necmettin Özelçi

Aslında “ ANGUT ” ile ilgili çok güzel de bir efsane var.
Eğer ANGUT’la ilgili bir yazı daha yazmak kısmet olursa;
o zaman sizlere “ ANGUT efsanesini” de anlatacağım.

Demek ki “ ANGUT ” kuşu,
“eşini çok seven,eşine sadık ve çok vefalı bir kuşmuş.”

Şimdi ben size soruyorum.
İçimizden angut kuşu gibi eşi öldüğü zaman eşinin başucunda günlerce,
aylarca hiç bir şey yemeden içmeden kaç kişi bekleyebilir ?
Kaç kişi eşi ölür ölmez hemen evlenmeyi düşünmez ?
Kaç kişi angut kuşu gibi eşine vefalı olur ?
Bu soruları çoğaltmak mümkün.
Ben inanıyorum ki angut kuşu gibi içimizden eşine vefalı,
eşi öldükten sonra evlenmeyi düşünmeyen çok az insan çıkar.

Çocukluğumuzda büyüklerimiz bizlere özellikle
“Çocuklar öz kenarında “ ANGUT ” kuşunu görürseniz
sakın ona taş atıp öldürmeyin.
Onları rahatsız etmeyin.
Angut kuşu öldüğünde eşinin başından hiç ayrılmaz.
Hatta “ ANGUT ” kuşu ölünceye kadar da
başka bir “ ANGUT ” kuşu ile yuva kurmaz,
deli divane gibi eşinin ölümünden sonra ölümü bekler. demişlerdi.
Bizlerde bu öğütleri tutmuştuk .

Gerek çocukluk yıllarımda gerekse gençlik yıllarımda
öz kenarlarında; özellikle “Kanlı Bostan” mevkiindeki özde,
Değirmendere köyünden gelen
Özhan (Tezekan) mahallesinin altından geçen
ve evimizin üç yüz metre ilerisinden akan çayda ve
Alaca’mızın bir çok sulama göletlerinde balık tuttum, ördek avladım.
Ama bir tane olsun bir angut kuşuna rast gelmedim.

Sizler acaba hiç Alaca’mızda angut kuşu gördünüz mü ?
Ellisine merdiven dayadıktan sonra çok şükür
Yüce Rabbim ölmeden once bana “Alaca’mızın angutları”nı gösterdi
ve gözlerime inanamadım.
Darısı sizlere.

İsterseniz sizleri meraklandırmayayım; “
Alaca’mızın angutları”nı nerede gördüğümü anlatayım.
Yalnız ben anlattıktan sonra da sakın gidip eşlerine çok sadık
bu güzel hayvanları yani angutları rahatsız etmeyin !

Haziranın ilk haftası cumartesi günü Kargın köyünün
meşeliklerinde mantar toplamaya emekli müzik öğretmeni
Selahatin arkadaşla gitmiştik.
Hiç mantar bulamadığımız gibi vücudumuzu tırtırlar sarmış olarak,
Çorum yolu üzerinde ki İbrahim köyünün göletinin
çamları arasına canımızı zor atmıştık.
Arabamda her zaman hazır ve nazır piknik malzemelerini çıkardık;
sergimizi serdik; semaveri yaktık;
o güzel mavi gölümüzün durgun sularında sinek avlamak için havaya
zıplayan ve bizleri çok heyecanlandıran sazan balıklarını seyretmeye başladık.

Bir saat sonra Hamza arkadaşımız da bizi kırmadı; taa
Yozgat’tan çıkıp yanımıza geldi.
Çaylarımızı yudumlayıp, sağdan soldan konuşmaya başladık.
Bir ara bizden elli metre ileride göl kenarında
dört tane ördek yavrusuna benzeyen kuş yavrularını ve
iki tane de kiremit tuğla renginde iri kuşları gördüm.
Yavruların yanındaki iri kuşlardan biri herhalde anneleri idi.
Babaları ise onlardan biraz ilerde ağaçların arasından kafasını yukarı kaldırmış,
sağdan solan gelecek tehlikeye karşı tedirgin bir halde onları gözetliyordu.
İnsan oğlunda da hep eşlerini ve yavrularını koruma ve
kollama görevini erkekler yapar ya.
Bu kuş ailesini de kenardan babaları olan erkek koruyordu.

Arkadaşlara “Aaaa !…
ördek yavrularına bakın .
Ne güzel yüzüyorlar !
Yanlarında da iki büyük ördek var “ dedim.

Selahatin arkadaş ” Şükrü angut angut ne bakıyorsun ?
O gördüklerin ördek yavrusu değil,
Angut kuşları ve yavruları.
Bugüne kadar sen hiç angut kuşu görmedin mi ?
Birden angutlaştın.” dedi.

Ben de, Selahahtin’in dediği gibi aptal aptal suratına bakarak
Hayır ilk defa bu kadar güzel bir kuş görüyorum.
Anam ne güzel yüzüyor angut yavruları’ “deyip ayağa kalktım;
karınlarını doyurmak için bir oyana bir buyana
anaların çevresinde yüzen angut yavrularını
doya doya seyredeyim diye.

Doğrusunu söylemem gerekirse ankut kuşlarını
gördüğümde angutlaşmıştım.
Bu yüzden Selahahtin arkadaşımın
“Şükrü angut angut ne bakıyorsun”
sözlerine de hiç karşılık vermedim ve de hiç kızmadım.

Çünkü bir birimize karşı nazımız geçiyordu.
O ne söylerse ben hep güler geçerim,
bende ne söylersem o da güler geçer.
Çünkü bizler “angut” gibi vefalı arkadaşız.
Herkese Selahattin gibi,
Hamza gibi “angut arkadaşlar” nasip etsin.
Böyle angut arkadaşlarım olduğu için çok mutluyum….

Yazımın sonuna geldik. Şimdi son kez bir daha soruyorum:
”Angut kuşları gibi eşlerine vefa gösteren ve
eşleri öldükten sonra eşine karşı sevgisinden dolayı
hiç evlenmemeye karar veren kaç tane ‘ANGUT’ çıkar Alaca’mızda ?”
Eğer böyle angutlar varsa;
bana yazarlarsa “Alaca’mızın angutları”nın sayısını öğrenmiş oluruz.

Sözlerimi şairimizin son mısraları ile bitiriyorum:

“Vefa ile ard arda giderken,
İnsanoğlu daha çok utanmalı,
Bence,
Biribirine angut derken! ...”

Şükrü BİLGİLİ

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Angut Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Angut yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ANGUT yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.