- 34286 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARMAŞA
Eskiden İstanbul siyah beyazken, Barbaros bulvarı yeni yapılmışken, her yer bağ, bahçe iken gezmeyi ne kadar isterdim. Sadri Alışık filmlerinde konusunun zengin kız, zengin adam ya da tam tersi olan filmlere tutkum o İstanbul’u görmektir asıl. Daha ilginci o filmleri hep bi siyah beyaz SCHAUB LORENZ marka TV’de izlemektir. Garip bi obsesif durum. Yengeçliğime bağışlayınıss… Doğup büyüdüğünüz yerden kopmak ne kadar zordur bilirsiniz sanırsam.
Bazen bara giderken, taksi şoförüne daha gelmemiş olmamıza rağmen Akyol’un başında dur derim. Soldan ikinci merdivenleri tırmanırım. Orda hemen her şey siyah beyaz olur. Dizlerimi görürüm bi şortun içinde, sütlü kahvedir ama gri görünür. Bi soluk çıkarım evimizin olduğu yere, koskocaman 3 katlı ahşap Oranköylü malikânesi... Ne büyük isim höööy! Heybeti herhalde uzun bi isim olmasında… Öölee bişi yok aslında. Ne heybet ne malikâne ne de ev. Ne de tavukların gezdiği o yeşillikli bahçede bi tuğladan kapı… Ne kalebodur tabir ettiğimiz o giriş durumu, ne yüksekçe bi kapı ne de ondan daha da yüksek bi bina kalmıştır geriye.
Renkler yerine oturur. Gökyüzü kırmızı, bina koyu gri, her yer tanınmaz haldedir. Bi hüzünle arkamı döner Cihangir Caddesi’nde kedili bahçenin içinden geçerek Sıraselviler’e çıkarım ama unutamadığım, Independenta, benim demin geçtiğim yerden seyrettim yerdedir.
Fındıklı parkındaki havuz, ihtişamı ile fıskiyelerini gökyüzüne kavuşturmaya çalışır pek başarılı olduğu söylenemez.. Treylebüsler, taksiler geçer. Uyandığımda bu hayalden, feniküler sistemler, bi karmaşa…
Barın önüne gelmişimdir. Yine eğlendirme, yine eğlence, yine egolar yine sevgili müzisyen arkadaşlarım, barmenler “eküeküküeküekeü” gülüşmeler… Eve döndüğümde beni tek avutan halen görebildiğim Kız Kulesi’dir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.