- 322 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSLAMDA ROMAN
Edebiyatımızda birçok konuda araştırma yapılıyor. Özellikle edebiyat fakültelerinin çoğalmasıyla birlikte çalışmalar da çoğaldı ve çeşitlendi.
İslam’da roman yazmak, roman okumakla ilgili bir araştırma ile karşılaşmadım, benim amacım bu konuda bir kapı açmak, bir iddiam yok.
Yıllar önce dinimiz hükümlerinden yalanla ilgilileri dikkatimi çekmişti. Diyordu ki, üç konu dışında yalan söylenmez. Savaşta düşmana, moral vermek için hastaya, aralarını bulmak için küsülmüş kimselere.
Bunun dışında mesela şaka yaparken bile şaka olsun diye yalan söylenmez. Yani şu pembe yalanlar bile kabul edilmiyordu.
Burada hikayeler ve roman geldi aklıma. Aslında dini yöntem olarak hikayelerden yararlanmak bir metottur. Öğretide çokça hikaye var. Hatta bunların bir kısmı da bizzat peygamberimiz tarafından anlatılmış. Ancak bu hikayelerin kurgu olmadığı kabul edilir. Peygamberimiz dışında anlatılanlar için aynı hükmü söylemek mümkün değil. Öyle hikayeler var ki kurgu değildir diye inanmak safdillik olur. Elbette burada hikaye doğru mudur, diğil midir diye düşünülmez, öğretisi öne çıkar.
Peygamberimiz zamanında roman olmadığına göre ancak hükmü kıyas yoluyla bulmam mümkün. Hikayeden yola çıkarak olumlu fikir beyan etmek mümkün gibi geliyor insana.
İyi de bir de yalan hükmü var, işte burada iş karışıyor. Hiçbir konuda yalan söylemeye müsamaha göstermeyen dinimiz roman konusunda da aynı mıdır?
Yalan nedir, sorusu geldi aklıma. Bir insanın kendi yararına bir başka insanı kandırması, kendi yararı olmasa da kandırması yalansa roman kurgusu da neticede yalandır. Burada bir fark var yalnız. Bir insan yalan söyler ama bunu kandırmak için yapmaz, söylediği yalanı, yalan söylüyorum diye yaparsa… ki romandaki kurguyu her okuyan bilir ve okuduğu roman onu kandırmak için yazılmamıştır.
Eğer anlatılan hikaye gerçekten olmuşsa… bu defa da olayda adı geçen herkesten müsaade almak gerekir yoksa gıybet yapmış olursunuz. Onu da yapmadık, yani insanların gerçek ismini kullanmadık. Sorun ortadan kalkar mı?
Elbette bu kadarla kalmıyor, işin başka yönleri de var. Anlatılan olayda eğer ahlak mugayir şeyler varsa, ahlaksızlığa özendiren bir dil kullanılıyorsa, örtülmesi gereken özürler ayan diliyorsa…
Roman okunduğu zaman zararlı olmayı bırakın faydasız ise, okuma ile bir şey elde edilmiyorsa, boşa zaman kaybı olduğundan bunun bile tasvip edilmediği bilinir.
Şimdi bu kadar hükmü gözden geçirdim ve anlatmaya çalıştım. Benim bu konuda bir iddiam olmadığını zaten vurgulamıştım. Sadece sesli düşündüm, yanlış hükümlerim de vardır belki. Bu işi hem dini iyi bilen, hem de edebiyattan anlayanların incelemesi lazım.
Ben edebiyatla ilgili bir insan olarak bir tarafından baktım. Devamını getiren biri bulunur inşallah.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.