- 329 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşsüz Bir Hatırasın
Ahtapot kavrarken denizi, deniz kumsala vuruyor, yüreğinde yalın bir ses türkü söylemektedir şimdi, denizkızlarına gebe bir şarkı dökülüyor yağmurun teninden. Karanlığın ar anlağında duası eksik kalmış bir şehirsin sen, şehrin ışıklarını söndürüyor rüzgâr. Elleri pembe bir Ege kuşanmış parmak uçlarınla,sobeleniyorsun. Oyun odasının kuytusundaki pencereye konuyor kuşlar. Kim bilir kaçıncı perdede kutsanacak altın kum rengi saçların ve güne eş yüzün. Hangi yalana inanasın var diyen h/iç s/esin varlığında, varsıllığını muştulayan büyüydü çocukluk. Kulaklarındaki fısıltı, kimin sesiydi?
Gözlerin nemli, g/öz yaşların bulutların neminde küflenmiş nefti bahar gibi toprak kokuyor. Tam da demine üflediğin efsunda ; sözsüz,yalansız,sayhasız bir kuytuda unutuyorsun dünü,bugünün dün olduğunu unutuyorsun. Her yer gökevinin kutsal kalesi. Kuşlara yetmiyor gökyüzü artık. Yüzündeki gülümsemeyi “ hiç silme” diye fısıldıyor rüzgâr sessizliğe aldırmadan. Birazdan fırtına çıkacak. Hazırlan…
2 temmuz 2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.