- 602 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Megalomani
İnsan yapı itibariyle yanlış yapmaya müsait bir varlıktır. Bizim var oluşumuzun sebebi tüm varlıklardan daha üstün olmamıza rağmen kendimizi Hak’ka karşı aciz ve mahçup hissedecek kadar yüceltmeden O’na ve O’nun buyruklarına boyun eğmemizdir.
Burda törpülememiz gereken bir benlik kavramı var. Aslında Ego dediğimiz şey her insanda mevcut olmakla birlikte kontrolü elimizde olan bir dümenin yoldan çıkmaya müsait olması sebebiyle yükselen bir dalganın bizi alabora etmesi mümkünatında dalgadan daha asi ruhumuzun şaha kalkmasıdır.
Bir dalganın insana malup olduğu görülmüş müdür? O denizin elleridir ve istediğini çeken alan bir canavardır. İnsansa kumsalda bir kum tanesidir. Dalga her gelip gidişinde bir kum tanesini çeker. İnsan egosu bir hastalıktır ve her nüksedişinde hoyrat denizlere kafa tutabileceği zannı ile o canavarın dişleri arasında kaybolmaya mahkumdur.
Benlik kavramı insanı bazen hayattan zevk almayan tadı tuzu olmayan bir noktaya getirir. Onun o noktaya gelmesinin nedeni;
Işıklar açık iken aynada kendisine bakan insan kendi ile haşır neşirken çevresindekilerin gidişini dahi fark etmez. Işıklar kapanınca tutunup yürüyecek bir el arar lakin bulamaz.
İnsanlar olmayınca kendinde var olan bir egonun anlamsızlığı asit yağmuru gibi ruhunu eritir de eritir. Bu ruhun karanlık bir tünele girme olasılığında korkularının gark etmesi onu ışıkları tekrardan açma çabasına iter. Sonrası bir cebelleşme süreci başlar.
Mutsuzdur.
Hayatı geçmişi ve geleceği sorgular. Kendi seçimlerinden çok kaderi sorumlu tutar. Hep bir nefis şavaşında yüksek benliğinin nefsi alt etmesi beklentisiyle yenilir. Oysa bilmez o ikisi kardeştir.
Kendine yakın hissettiği tüm duygular bir cenaze arabasının şöförü gibidir. Onu getireceği yer bellidir.
Firavûn hikayesinde ki gibi; son anda edilen secdenin ibreti alem olması insanın yüksek egosunun ona ne bu dünya da ne ebedi hayatta bir faydası olmadığını gösterir.
"İşte bugün senin cesedini kurtaracağız ki, senden sonra gelenler için bir ibret olsun! İnsanların pek çoğu gösterdiğimiz delillerin bilincinde değildirler."
"Yunus Suresi, 75. ayet: Sonra bunların ardından Firavun’a ve onun önde gelen çevresine Musa’yı ve Harun’u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi"
İnsanın arafta kalmasının nedeni seçeneklerin fazlalılığından ziyade seçim yapma güçlüğü çekme nedeni olan doymayan egosudur.
Bazen o yüksek egosu sahip olduğu tüm dünya nimetlerinin ona bir lezzet vermemesine neden olur.
Tüm bu nimetleri kaybettikçe denizin ortasında ki Firavûn gibi boğulur...
Araf Suresi, 48. ayet: Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."
YORUMLAR
Allah razı olsun arkadaşım...
ayetlerle taçlandırmış olduğunuz yazınıza bir ayet de ben bırakmak istedim
Nuh / 7. “Ben onları senin bağışlaman için her davet ettiğimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler"
tebrikler...
Elif karadaş
Selam ve dua ile...