Sayın Tanrım
Daha öğrenemeden yürümeyi düşürdün beni yere, sonra tekrar kalk dedin, el uzattın el verdin, seninle ilk tanışmamız belki de böyle oldu, ben sarhoşken, nefes alıp verirken beslediğin anne sütü ile beni büyütürken neler düşündüğümü, neler gördüğümü, neler hissettiğimi hatırlamamı bekleme benden.
Sen benim ilk hevesim, ilk tutkum, ilk imanımdın ancak acizliğini yaşattın, tam yürüyecektim dikilecektim ayağa, minderlerin veya halının üzerine düşürdün beni, bana güldün, dalga geçtin şimdiki denizler gibi… Sonradan el versen ne fayda.. Belki de o gün öğrenmem gerekirdi senin tüm cibilliyetini.. Ulu Tanrılığını.. Yanıldığımı anlamam için 33 insan yılı bekledim. Çok geç öğreniyorum.
Su üzerinde, bulut üzerinde yürümeyi esirgedin benden sonra da, çünkü yarattığın mahluk da senin kadar acizdi, Tanrısı aciz olan yaratık da aciz kaldı sonunda.
Seni kim büyüttüyse ve büyütüyorsa gözünde benden beter olsun. Çünkü sen varsan da can çekişiyorsun veya ölmüşsün veya uyumuşsun ulu Tengrim! Bu yüzden sana paydos.
Sen bir işe yaramazsın, işe yaradığını göstermen için aklını sana satmış bir kulun kafama kiremit mi vuracak, güldürme beni, zavallı hafakanlarını kanıtlamak için benim kafama taş mı vuracak, ha hayy, na nayy yavrum na nayy, nanik miydi yoksa.. Bu anlatıma benzer küçük bir anekdot okumuştum da ondan bu örneği verdim değerli okuyucum. Bilen bilir bilmeyen de öğrensin, bana ne ya hu, sana ne yani??
Sayın Tanrım;
Anayasamızın ilgili maddelerinde belirtildiği üzere senin de haddini bilmen gerekiyor, sırtlanları yaratmış olman ceylanların hakkını senden söke söke almasını engeller mi sanıyorsun.
(Eskinden engellerdi, eskilerden öğrendik hayvanları insanlaştırmayı ve belki de bitkileri, buna dünya insanlık mirası deniliyor işte.. o eskiler yani kadimler )
Eser yok hiç birinden beni de toz kül cuf cuf... Yok eder misin, ama lütfen!
Senin de üzerinde senin hal ve hareketlerini, söz ve fiillerini kontrol eden bir ulular meclisimiz var diyecektim, bir gülme geldi bana, insanlığın yönetim kültüründen yani kadimlerden bu yana.. Hep ali cengiz oyunlarıyla keklemişsin bizi.. Lakin uluları da sen belirlediğin için geldi bu gülme, sorma gitsin, hepsi seni kendi Tanrısı kabul ederken senin yanlışlarını tespit etmeleri ve cezalandırmaları beklenebilir mi? Nerede bunun mantığı? Pis pis sırıtma..Görüyorum yine dalga geçiyorsun.
Derya benim diyorsun, hikmet benim diyorsun, sır benim diyorsun; ben de diyorum ki; hikmetle boğul, koca dalgalarla kayalara çarpıl, sırrınla yok ol..Sanki beni dinlersin de, ne çok bilmişsin var ya…
Elimde sapana benzeyen bir kılavye, bir çakıl taşı koydum içine, hikaye ve kurgu romanlarda ebabillerin fillere attığı o taşlardan soyu sopu, seni arıyorum ey bukelamun kılıklı, ejderha kinli, sansar fikirli, seni arıyorum, bütün gök taşlarına karşı, gök, yer, deniz tüm ordularına karşı işte benim ordum, sapanımda iki parmağımda sıkı sıkıya tuttuğum o çakıl taşı, alnının tam ortasından vuracağım seni, vuramazsam belki kanadını kırarım, düşersin ve ben de alır senin kanadını sararım, sardırırım saramazsam.
Yok işte yok, içimde olmayan tek şey zulüm. İstese de, dünyada en çok hevesliden daha çok heves etsem de bu isteğimi gerçekleştiremeyeceğimi biliyorum, işte bu, beni kahreden fikir bu!
Sayın Tanrım, anayasamız beni senden korumak için binlerce yıllık hayvanlık dönemlerinden sonra insani akıl ile yazılmıştır. Ve unutma ki insanları hayvanlar değil, insanlar yönetmeli.. O yüzden seni Tanrılık makamından defediyorum. Defedemezsin ki, defedemesin ki.. Kapa çeneni..
“…/Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam./…” MAE.
Bundan kelli hiçbir Tanrıyı, Tanrının atadığı uyuşuklar meclisi yargılamayacak. Benden sonra bu bir daha olmayacak, senin zulmünü ve patavatsızlığını ve de cahıllığını yüzüne vurmayacağım, vuramayacağım çünkü senin bir yüzün yok.
Evet haklısın dünyevi, ben yüzsüzüm, ben cibilliyetsiz, sahtekar, zalim, lakin oyunu kuran benim, sen sadece piyonsun, çalı çırpı kadar değerin yok, hüküm benim..
Hükmünün ve senin tüm her şeyine …
Rica ederim. Geberesice…!
Sonra aldın beni kucağına pencereden gösterdin belki de dış dünyayı, çizginin dışını. Şimdiki internet camına çok benziyordu, hatırlıyorum camın dışını, evimizin önünü köyde küçük bahçemizi. Köyün en güneyde kalan evlerinden ikincisi bizimmiş, diğer Tanrı yaratıklarının da evleri var imiş, yalnız değilmişim bu dünyada, sadece sen, ben ve annem yokmuşuz.
Pencereden ilk gördüğüm pembe kırmızı güllerdi, onu yeşil yapraklar ve yeşilimsi grimsi gövdesi takip etti, başım cama deyince biraz endişelendim, endişelenince ne yaptığımı hatırlamıyorum, belki kirpiklerimi kapadım, karanlığa sığındım, belki de anam kucağına, baktım belki de senin gözlerin başka yerdeydi göremedim seni, gülle çiçekle kırmızı yeşil gri renklerle karşıladın beni.
Keşke diyorum, camın önünde iki kuduz it dalaşıyor olsaydı, dişlerini birbirine geçiriyor olsaydı, keşke diyorum, gülün dikenlerini görseydim ilkin.
Sonra tekrar başımı koydum cama, ileride çitler vardı , hafif aralıklı tahtalar, penceremizden kısa olmalıydı, üstlerini görüyordum çünkü, çitteki tahtaların üzeri sivri idi, üçgen gibi, altına doğru dikdörtgen, lakin gül yaprakları ovaldi, yuvarlak, daire, belki bu nedenle geometriyi sevdim,
Şimdiki penbe veya mavi panjurlu evlere benzemese de hemen hemen aynıydı diyebilirim yeşil panjurlu olabilirdi koyu yeşil veya lacivertimsi, ileride bir yer vardı, ne olduğunu anlamadım taşlar üst üste dizilmişti, duvar imiş, kimi araları karanlıktı, ne vardı o karanlıkta hangi böcekler, hangi yılanlar, akrepler.. Ve üst üste dizili taşları daha sonra ne çok görmüştüm köylerde…
Orada bir şey vardı, sanki köpek olduğunu sonra mı öğrendim yoksa kedi miydi o, kediydi kedi, köpekte olabilirdi belki, aşağıdan yukarısı tam görünmüyordu ama diğer tanrıların evi daha yüksekti bizimkinden, sonradan öğrendim onların tahta imiş bizimki tuğla, onların kapılarından öküz ve inekler mi girip çıkıyordu, bizim öküzlerimizi görmem için hangi camdan bakmalıydım, sen beni diğer camlara iletmedin ki, sadece düşündüm hayal ettim, benim öküzümü ve ineğimi, sonra sen beni bağladın eve ve gittin, sesler duydum duvarın kenarından, dışarıda ayak sesleri evimizin altına doğru yürüyordu, yürüyen ineğimizmiş sonradan öğrendim boynunda bir çan vardı, ona Tanrı bile demiş insanlar..
Sonra annem çıka geldi, elinde helge ve süt ile mi gelmişti, büyük ihtimal, beni de cehenneme benzeyen sobaya yaklaşmasın diye bağladığını söylemiştin sonra, cehennem yakmasaymış diye, yazın güneşin ısıttığı yeryüzünde soba yanar mıydı, o zaman bahar olmalıydı, ,ilkbahar, belki mart kapıdan pencereden baktırır kazma kürek yaktırır günleri miydi, olamaz ki, gülleri görmüştüm işte, o zaman ..sobamızı hatırlayamıyorum tam olarak, kuzine de olabilir, hani yanında hemen bir penceresi de onun vardı, üzerinde daha parlak güğüm, tencere…
İnek sesini, boynundaki çan sesini, köpek havlamalarını, insan seslerini duyuyorum şimdi, kuş cıvıltılarını da unutmadım.. İneğimiz de öfkeli imişti boynuzunun biri kırıktı. Hatırlıyordum ve ben hep kaçtım ondan, boynunu bana sallıyordu çünkü, beni öldürmek istiyordu inekler o günden beri, lakin hala hayattayım, dedemlerin kocaman kara öküzü ile sarı öküzü bile öldüremedi beni, hey yavrum hey.. hayattayım işte ancak onlar öldü çoktan.. veya ben onları artık unuttum! Hayvanların ömrü ne kadar?
Tanrım lütfen bir daha kimseyi yaratma. Sen de öl o inek ve öküzler gibi veya unuttur bana kendini lanet şey. Tüm lanetler senin üzerine olsun, artık rahat bırak insanları. Bana gülleri geri ver. Ailemle annemle beni rahat bırak. Dışından içini, içinden dışını göreceğim camımı,penceremi geri ver.. Amin.
YORUMLAR
Herkes yerine göre dua eder, izninizle ben de canı gönülden size dua etmek istiyorum, hoş karşılarsınız eminim..
Varlığına inandığım ve güvendiğim Allah'a sığınarak sizin gibi pratik zekaya sahip, beyninde enerjisi tükenmeyen, kalemi güçlü, dürüst ve ahlaklı bir insanı İslam dinine hizmetçi eylesin. AMİN......
Yinsani
çevrem bu kültür ile kuşatılmıştır. duanız için müteşekkirim, lakin sevinemedim ve yine biliyorum ki; sizin için en güzel dua bu şekilde olur. siz bana güzellik gösterdiniz kendi güzelliğinizi..
ben de derim ki O, tanımsız mukadderata sizin için;
"en sevdiğiniz sizi en sevdiklerinden ayırmasın. amin."
Tanrıya, Allah'a hamd olsun diyorum hem de bu yazımın altına..ki bu hamdım da sizin güzelliğiniz için.
bana kalsa...
ne yazacağımı bilemedim yorumunuzu okuyunca.. apışıp kaldım.. kaç defa yazdım sildim ya hu..
o yüzden korkarız biz Y'ler sizlerden, istersen korkma..
her halükarda kurban bayramınız şen kutlu huzur ve sağlık olsun hocam.
eksik olmayın.
en sevdiğinize emanet..
:)))
anne deyip ağlarken az ötede,
çıkmaz sokağın sonunda görmek bu yazıyı vee sonra gülümsemek, kocamannn:)
ne deyim usta allah müstahakını versin den gayrı:)
eyvallah.
Yinsani
değer kattınız..
:)) gülümsetebildi ise kılavye ne mutlu..
eksik olmayın
saygı sağlık ve huzurla..
Okuyunca aklıma bir soru geldi
Tanrı ile en çok kimler konuşur?
“Unuttur bana kendini” demiş yazının sahibi
Çok mu zor unutmak tanrıyı
Yinsani
Tanrıyla en çok kim konuşur? bit pireden yıldızlara, virüsden kamyonlara, trafik işaretçilerinden perdelere kadar, kimi der 1 konuşur tanrıyla kimi 0 kimi de & ( 7 cihet sonsuz) konuşur onunla der.. lakin bizimki "biraz tanrı"dır, tam tanrıya benzemez diye düşünüyorum..
örs çekiç ehli, kalem kitap ehlinden, çoban koyun ehline kadar herkes konuşur bence..Lakin kimse bilmez kiminle konuştuğunu.. o yüzde diyorum ya keşke ölse deyü..
Kendini unutan dışında Tanrıyı unutanın olacağını düşünemem. O kadar uçamadım daha..:)
saygılarımla.
eksik olmayın.
Yinsani
açtım videoyu dinlemeye başladım, sonra işim çıktı kalktım , pcde bu video vardı...
senin videoların tehlikeli deniz han'ım. dedim neoluyo deniz zikre başlamış herhal..
katkılarınıza çok teşekkür ederim.
bu soruya cevap verebilecek varsa baş göz üstü, lakin sanmam:))
saygı huzur ve sağlık dileklerimle.
Den(iz)
:))
Deniz komple tehlike, tikkat et tikkat
:)))
Yinsani
video altındaki bir yorum, senin kaleminden şahesere dönüşür deniz hanım..?? atesiti deist yapıver ama..
saygılarımla.
Den(iz)
Estağfurullah, siz benden daha güzel yazarsınız eminim,kaleminize yakışmayan yok. Bekliyoruz.
:))
Farklı bir yorum…
Hişş Genşler Anlayalım Yani
Kaynatmışsınız yine…Kimi okşar kuş kanatır, ölüm saçar, gece gibi sevgisi, kimi Tanrı’ya mektup yazar sitem eder, serzenir, kimi de sevinir piyango vurmuş gibi coin moin.
“No’rüyonuz heç anlamıyom…”
Anlayalım yani…geride kaldık diye bir şey bilmez mi sanırsınız “kurt”un kocamışını.
Genşler ayıboluyo… ama. Gece vahtı bu ney! Hadi yatın.
Bazen uyku tutmuyor gecenin ikisinde üçünde kalkıp bir dolanasım geliyor. Kasaba hızla büyüyor, bu büyümeyle birlikte günahları da büyüyor. Geceler pek tekin değil, lakin iyi kötü biliniriz de şer olanlar eyvallah der bizde geçer gideriz yanından Çirkin gibi az “tıs”layarak.
Geçen gece yine uyandım üst terasa çıkıp şehri seyre daldım. Ne olacak bu memleketin hali, ne olacak bu insanların hali…
Soru buydu, yıllar yılı hep sormadık mı? Eylemleriniz insanlardan yana olursa sakın onların size sıcak bakacağını sanmayın. Halk için çalışan ilk kurşunu halktan yer, sizi alkışlarla üste taşıyanlar aynı alkışları sizi mezara götürenlere de tutarlar.
Bu; böyledir…
Bakın bir Tanrı nimeti olan Atatürk’ü, nasıl da ayaklar altına almaya çalışıyorlar. Gerçi o büyüklükte ayağı Tanrı yaratmadı, yaratmaz. Tutamadım kendimi geceye bağırdım.
“ Ulan aptallar her şeyi bir kenara bırakın batı bile tahret yapmayı, yemek yemeyi bilmezken O evliyatül Rahman size bunca hak verdi hukuk verdi toprak verdi aş verdi. Kişilik verdi verdi k,mlik verdi kişilik verdi. Tu…yüzünüze, sıradan kahramanlara yapmamanız gerekir ama yaparsınız, lakin o Atatürk! Anlayamıyor musunuz…”
Ey Türk! Aklını başına al!
“Hep böyle dalıp dalıp gidiyorsun,” dedi Güleser?
“Yorgunum Güleser, bedenim yorgun zihnim, yorgun, gençlik yorgun, halk yorgun.” İkindi vakti alıverişe gitmiş bizimki. Benimde içim geçmiş uyur uyanık arasıyım. Kapı vuruluyor zangır zangır, “kimimiş lan bu!” diye kapıyı açtım ala bula bilinç hali. İli sokak ötesinden komşu Adanalı garı.
“ Ay…Kimbilir bey! Uyuyo mudunuz?” Bir meşguliyeti varmış, tamir bakım işleri yardım istedi. Yardımcı oldum “ Allah razı olsun”u kaç kere söyledi bilmem. Bahçe kapısını kapatıp çıkarken.
“ Bu vakitte uyumak iyi olmaz Azrail’i çağırır Kimbilir bey!” demesin mi…”
Demedim mi…insan kendine yararcıdır.
Tanrı’ya da böyle bakar. Ama o Affeder lakin sakın ola Ata’ma öyle bakmaya kalkışmayın.
Haberiniz ola… Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit misali.
Hadi genşler… bana müsaade, ben az uyuyacağım.
Yinsani
huzurla uyusun.. Tanrı hoşnut etsin o'nu. nerede görülmüş geleceğin geriye yürüdüğü..
düzelecek bu ülke.. çilesi y kuşağına düşse de, düzelecek..
en kalbi hürmet ve şükranlarımla üstad.
eksik olmayın..
*
çocuklar mı.. beni de aştılar hangi dilden konuşuyor yazıyorlar çayımdan bir yudum alam hele..:))
Konsantre Karanlık Madde
Yaş 18 benim, kan delinin de delisi. Bir tane bilgisayar toplamışım şöyle kallavisinden, mobilyacıda talaş yuta yuta. Bilgisayarı Peder almış, ben de bilgisayardan pahalı bir ses sistemi almışım... Ses sistemi eve gelince 2 gün çalışıp, cızzzztt zızzzzzttt. Verdim garantiye, ''30 iş günü'' bekledim, yenisi geldi. Kurdum sistemi. Yaz günü, işten sıvışıp sıvışıp gelip müzik dinliyorum. ''Tüytikler'' diken diken. Akşam yemeği yendi. Peder, rakı filan açtı. Yemeği yer yemez, dedim ''Fırat, şimdi hiç bitmez bu muhabbet, sıvışşşş...'' Adam neredeyse saniye susmuyor.
Kaçtım tabi dışarı. Eve dönüşüm gece 1 suları. Amaaaaan. Enişte konuşmaktan yorulmuş olacak ki sızmış. Bilgisayara dokunuyorum, yine cazır cuzur. Valide ayakta, Peder'in ışık yanıyor odada. ''Anne bilgisayarın nesi var,'' dedim, ''bilmem ki, bir şeyi eksikmiş, enişten format atarken oldu.'' Baktım ki adam anakartı yakmış. Babam daha iyi bilir yapılmış işlemi diye odasına gittim ki, yemişim bilgisayarı, kafada soğuk sulu bez, gözler açık ama bitkin, sağ kol kanepenin dışına doğru uzanmış yatıyor adam. Pederin de anakart yanmış. Dedim, ''Baba, öncelikle sana n'oldu?'' Hafif gülümsedi, çok yaşasın, ''Amaaaaaan oğlum adam bir dakika susmadı, annen tansiyonumu ölçtü az önce 18. Burnumdan geldi yediklerim içtiklerim...'' dedi. Güldüm ama sinirlendim de yalan yok. Şimdi bi' ''30 iş günü de anakart bekle şimdi'' diye.
Adam ertesi gün de bizde, oradan iş için Rize'ye geçecek, karayoluyla. Fırat durur mu tabi. O gün eve gelmeden 1 kutu müsil aldım. Kardeşim de görüyor olup biteni. Kikir kikir fırlama. Akşam yine yemek yendi. Enişte AK-47 tabi. Susmuyor, vırvırvırvırvır. Biz biraderle odada güzelce ezdik, toz ettik müsili. Cebime koydum. Çay yapıldı tabi. Çay olunca gidip gidip çayları ben dolduruyorum. Annem şaşkın ve şüpheli bakıyor ama anlamıyor bir şey. Her bardağına biraz. Her bardağına biraz. Enişte ve Peder Bey de tavlaya oturdular. Çaylar gelip gidiyor. Özenle, babama gitmesin diye enişte sol el, Pedere sağ el, çayda çıra. Valide de bir yandan bulaşık yıkıyor. Bir bardak daha istediler. Artık bu son olur herhalde düşüncesiyle, kalan müsilin hepsini boşattım bardağına. Götürdüm, koydum sehpalarına. Zarlar 5/5 gelince keyiflendi enişte, şöyle esaslı yudumu bir aldı, almasıyla ''hırrrrrrrrrrkkk'' diye bir ses, öksüre öksüre koştu tuvalete. Valide hemen uyandı mevzuya, arkamı toparlıyor, ''ya bulaşık yıkıyordum da herhalde durulamadığım bardağa doldurdu Fırat'' diyor, derken de gözümün içine bakıyor, hafif sert ama Adam olmasa gülecek yani görüyorum.
Biraderle ben benim odada yatıyoruz. Uyumuyoruz tabi, sessiz sessiz kikirdeşiyoruz. Gece 3 gibi başladı eniştenin sancılar. Sabah 5'e kadar 8 kere gitti tuvalete, saydık. Sabah da biz uyurken epeyce abone olmuş tuvalete. Rize'ye gidene kadar kaç kere mola verdi, merak konusu. Sorulmaz tabi. Yıllar geçse de :D
İşte o eniştenin onca laf arasından bir cümlesi vardı. Hakikaten güzel cümle. 3 kelimede çok şey anlatan cümlelerin de hastasyımdır hani. ''İlgi eşittir bilgi'' derdi. O hesap abim. Kriptolar sen buralardayken patlasaydı, sen de iciğine ciciğine kadar bilirdin. Eski zamanlarına denk gelse hoşuna giderdi onlarla uğraşmak. Borsadan filan zevkli. (: Ama bahçede kripto para geçmez işte. Vereyim kripto paraları, ilgisini, bilgisini, versinler bana da bir bahçe. ''Bahçe iyidir bahçe.''
Yinsani
bir ara şöyle bir mısra kullanmıştım yunus mevlana araştırırken yıllar önce; " demirde et yeşerince" diye... en çok sevdiğim prens jumongdu kore dizisi, ben tarihle dinle uğraşırken; herşey başını almış gitmiş, adem giyiyor ayaykkabıyı, coin üretiyor yürüyerek, onu da satıyor oturarak..
sonra bakıyorum z'ye, ne yapıyorsun yiğen, sonra dinliyorum başka bir z'yi ne yapıyorsun kardeş...bilgisayar başından kalkmıyor, oyunda kılıç almış, kalkan almış onu satmaya çalışıyor başka birine...
dede diyor; sabah bilgisayar akşam bilgisayar... ne varsa bunda... baba, nasıl olacak bu çocuklar diyor, covid gelmiş niye maske takmıyorsun diyorlar; herkese covid dersi veriyor...
ee tv de cb sağlık bakanı vali mali vb şöyle oldu, şu kadar vakıa, şu kadar ölüm... y'den bile bazıları inanıyor tvlerde çıkıp konuşanlara... z'nin inandığı yok..
3. dünya savaşını z'ler veriyor şimdi.. bizler arada paspas olduk şimdiden... yetişemiyorum şahsen, çünkü tarih ve din ile boğdum zihnimi...
arapların yaptığı yatırımın haddi hesabı yok, uydulara... cennet ülkeye yolculuk edecek günleri bekliyorlar... yani yağlı tabakası... zemzemden, dönenceden para birriktirme derdinde.....
3 g hac çıkarıyorlar yakında, diyecekler ki, artık gelmenize gerek yok, işte gözlük, işte site, şu kadar para, sanal gerçeklik dedikleri...yakında sinemalarda...
geçenlerde bir halt oldu nette, sen de 15 dakika ben diyeyim 30 dakika, koptu siteler.. tabii ki ben de teknik bilgi dostum kadar yok... resetleme, güncelleme, neydi şu qantum pcler... 5 yılda çöpe çıkıyor pcler, yetmiyor yani... yakında dinozora dönecek eldeki akıllı telefonlar..
küçüldükçe de mi büyüyor, büyüldükçe mi zaman kavramı ortadan kalkıyor..?? benim zihin patara bu yüzden..
çok değil 7-8 yıl önce bana diyordu cennetgülüm, bari git ortaçağda yaşa.. bin ata elde kılıçç sitem ediyordu, o kadar gömülmüştüm ki tarihe... geleceği ıskalama noktasından döndüm özetle..belki de ıskaladım bile..
ki ben elektronik haberleşme okudum 20 yıl önceye yakın.. çöp olmuş okuduğum her şey..
yeni bir dünya geliyor, bizimkiler hala laylaylom.. 60-70-80 den beri gelemediler..
bizim sıkıtı şu: bahçe yok daha.. ah bir olsa... onu da işgale gelmezlerse iyi uzaktan kumandalı robotlarla..
abarttım mı fırat.. veya devreleri yakmış sayılır mıyım??
saygılarımla..
mirim
Ben Dünyevi'nin toplarına pek girmem...
Ama cidden şu müshil ve olayların tasvirine bayıldım :) Her satırında kahkaha attım :)
Çok sağ olasın konsantre :)
Erlik Aldacı
Yinsani
golleri doksana takarken sesiniz çıkmıyo ama:)) y kuşağından baraj kuruyom barajı da geçiyo toplar..
sizler eksik olmayın.. ne kadar top varsa doksana atın, toplar bitince sıra biz atağa çıkarız herhalde..
hürmetlerimle..
Konsantre Karanlık Madde
Dünyevi, abartmıyorsun, balata kokuları da inan bizden değil Dostum.
Ha, eski topraklarla ne kumara otururum ne de aşık atarım. Ancak baraj kurarız işte bir taraflarımızı tutup. Yalnız, 15D hac projesi yıllar yıllar önce gelmişti aklıma, 2012-2013, gül suyunu da bas mekana, gelsin hacılar, gitsin sanal hocalar. Çekilişle(!) de zemzem(?) bir bardak; sonra ışıklar, nurlar, melekler. ;) Seçilmiş olduklarını iliklerine kadar hissettirmeli bir proje, hem eğlenceli hem de getirisi olan bir mevzuydu da işte Konsantre kaynakları hep başka yerlere yatırdığı için, askıda kaldı, tozlandı. O vakitler de hakikaten iş yapardı, gelecek adam çoktu. Şimdi yemez gibime geliyor. :D İşte böyle serbest vuruşlar olursa 25-35 metre arası, artık affetmem.
Atatürk gibisi, 100 yılda 1 Dünyevi, o yüzyıl da geldi çattı. Kendi içimizden çıkarmalıyız. Z'ler mi, eldeki yegane silah. Youtube videosu izleyen youtuber'ın youtube videosunu izlemekten kurtarırsak, ateş alacaklar. O kişi de bence 'Y' den çıkacak, büyük komutan olan. Ama bu mevzuları filan yalamış yutmuş olmalı, block chain, pgpOPEN, web'in altı, üstü, leaks'ı... ''Cesaret akıldan büyüktür'' diyordu dün bir öğretim görevlisi, ama hem cesaret, hem de akıl lazım 3000'den fazla kitabı da okumuş bir akıl. Zor ama imkansız değil. Ezilen yerlerden çıkar böyle adamlar, yeter ki adanabilsin. Kurban etsin hayatını...
Yinsani
biz 1 y kuşağı şairi çıkabilirsek yeter, ona top taşısak o atar golleri, biz dediğin gibi uzaktan şut deneriz ancak...kendimizi kollamak şartıyla:) tıpran girerler abi..:) allah muhafazaa.. zaten benim aklımı aldılar yani..
nesildaşım yine üç taş atmış, şiir sana havale.. ben tutuklu kaldım..
abi z nin ne kalbi ne zihni değil sanki merkezi.. ben onları tanıyamadım daha..
bilirsindir şu pradetör güçlendi filmini, babası kendini sanıyordu ekip başı.. oysa 9-10 yaşındaki çocuğu istiyordu avcı..
biz de göçüyoruz y olarak orası da bambaşka bir konu...
sonumuz hayrolsun:(
black_sky
Musil ben de yatım bu arada;)) hem de bir müşteriye;)) ama kaşındı desem yeridir...
Geleceğe dair tüm olasi filmleri izledim hazırım;)))
Artık "resident evil" başlayabilir;)))
Y kuşağı öngörünüze katılmamak elde değil...
Atatürk mü üzerine toz konmayacak bir kişi...ulu kişi aranırsa işte o dur...
Ben üç taş oynuyorum artık nesildaşım...arada benim de balatalar yanıyor ama eskiye göre daha az ziyankarim sanırım;))
Konsantre Karanlık Madde
Ekrem, defanstan çıkamadık ki, uzaktan şuttan başka gol şansımız kalmadı bizim...
black_sky
Yinsani
şimdi bize ne lazım biliniz mi, ben bilim de... bize üç ata kuşak lazım yani insan.. ata'yıda bilen Tanrı ve Allah'ı da hatmetmiş. sosyal gerçeklik yanında sanal gerçeklik öğrenmiş...
sonra versinler topu bize, golleri seyretsinler karşı kaleye..:)
lakin abi daha tofaş tamponuyla uğraşıyoruz düşünün yani.. bu arada konsantre ne zamandır şiir yazmıyor sanki nesildaşım:))
ilhamı kaçtıysa allem..:))
Konsantre Karanlık Madde
Nesildaşım, sakıncalı şiirler yazıyorum, yayınlamıyorum o nedenle. Ama düz yazıya daha odağım, fark ediyorsun sen de. :)))
Ha, yenilirsek de Manchester City gibi oynayıp yenilelim. Şampiyon olamadılar bu yıl ama Liverpool'un oyunu gram haz vermezken, City'i izlemek bir keyif. Sağ ayağım ama, sol kanada koyun, çok gol atarım, Sterling Tarzı. :))) Mevkim o yönde gelişti, yapacak bir şey yok.
Yinsani
dostlar izleyin belki izlemişsinizdir ama???
benim 2. izleyişim olacak..adamlar takımı kurmuş robot asker filmi gibi bir şey..:)
black_sky
Ah be nesildaşım...
Bir hayat gördüm ben tanrı yaratığının hayatını...doğumu, yaşamı , kavramaya çalışması, heyacanı, ah ki o kalp ağrısı, umudu,umudun düşüşü...ve isyanı ama isyanın içinde gizli gizli yardım çığlığı....
görmeye hakkı yok muydu...bir kere olsa onu hissetmeye...o zaman ne gerek vardı değil mi...
yaratılmış saydığı her şeyi deneyip bir kere olsun varlığını hissetmek adına şartları böyle zorlamaya..bir iç ses geldi...;
Şimdi olmayacaksan başka ne zaman olacaksın dedi....dedi de...yine mi her yer zifiri...
Düştü yaratılan, kendi kalktı...devam etti..arkasında bir sürü süprüntü bırakıp.. hayat bu dedi belki..yine başka şartları uyarlayarak kendine...diger türlüsü ise yaramamıştı çünkü...savasti yine elinde olan sadece buydu anladı...kendine bakacak yüzü bırakmak.. aynada tükürmeden aksine yaşayacak kadar vicdan bırakmak...başka ne mirası olacaktı ki zihninde topraktan bağımsız bırakacak...geriye kalan her şey toprak olmayacak mıydı...
Yine bir gün otururken öylesine dalmış...bir rüzgar esti yüzüne, deniz oynaştı, hemen yanı başında bir çiçek açtı...yine biliyordu içten içe...bir şeyler olmak zorundaydı...oldugunu bilmek ama ama onun orada tutmak gerektiğini...
çünkü ihtiyaç vardı...sevmeye, sövmeye, anlamadigi şeyleri yüklemeye, anladiklari için şükretmekte belki de...
Bencilce bir ihtiyaçtan öteye gitmeyecek olsa bile...tüm inanç bir şekilde bu ihtiyaç üzerineydi...
Tüm o yazı boyunca...gözümde canlanan evler, inekler....insanlar...anılar ki ah o anılar...baktım biz anlam katıyoruz biz guzellestiriyoruz ya da kirletiyoruz...bunun için başka bir şeye ihtiyaç yok..
Tanrı değilde, o yaratıkları müsade etse ya artık...zaten bitecek olan bu yolculuk daha güzel geçse..
Küpeli bir dost köpek geldi yanıma şimdi...sanırım selam söylemek istiyor nesildaşım...
Sağlıcakla
black_sky tarafından 7/29/2020 8:01:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
Erlik Aldacı
Dünyevi sıkışması, sonra big bang gibi patlayıp "nur" sacacak etrafa eminim. Duymasın da...
black_sky
Her parça bir işlev kazanıyor sonradan anlıyor insan..erken olursa daha az hasar alıyor kişi ama erken kazanımda olmuyor hayatta.
Çokça teşekkürler katkınız için...mutlu ettiniz beni.
Saygı ve selamlarimla
Yinsani
ne diyebilirim yorumuna, etkili yapayım....
bolinger daralıyor dosta ve üstada söyle, ya yıkılış ya füze:)) bing bang 0-1 arasında kalmamalı..
saygı sağlık ve huzurla üstadım.
Yinsani
black_sky
Sağlıcakla
Konsantre Karanlık Madde
Aleyküm selam. Öptüm o küpeliyi gözlerinin ortasından.
Bugün yarın sayfanda misafirim Black.
Günün güzel geçsin.
black_sky
Sayfa sizindir ne zaman gelirseniz . Hoş gelirsiniz.
Şşşşş, bugün laf söyletmem.
Binance'de güzel kazandım. Stellar, Btc Cash ve Ripple coştu.
Durmadım gece gece bankamatiğe gittim, paribuya az ama etkili bir miktar atıp girip biraz daha Ripple satın aldım.
Kripto kumarda kazandım Dünyevi, laf söyletmem bu akşam Tanrıma.
Aşk mı, ''ğğğemaaaaaaaaan.''
Ha, kedi değildir o, köpektir köpek, nefesinden ayırt edebilirsin.
Güzel gecelerin olsun Dostum.
Yinsani
bch mı canı cehenneme, pişirdi beni, stellar mı yakıtını şeytan doldura, xrp mi; sen da iyi bilirsin, 34 üstü 45, ardı gelirse biraz nefes aldırır.. kış sıcak geçecek deyola..
işler kesat be dostum.. cz; çok yamuk atıyor, "bin'dik sonra "an' dedi, sonra da "ce" dedi bebek gibi şaklabanlık yapıyo günaha soktu epey yani..
senin adına çok sevindim dost..
devam.. hepsi abc ye pardon btc ye bağlı nankörlerin..
eksik olma..
Tanrı çok yaşasın.
Yinsani
Konsantre Karanlık Madde
Dünyevi, kardeşinden sana bir tavsiye, ülke şu durumdayken, USDcoin'e koyan kaybetmez. Kahin olmaya da gerek yok hani. (((: Ne güzel dedin, ''yakıtını şeytan doldura'' dolduruyor da zaten. İnsan işi değil bunlar, bilirim.
Sosyal medya kontrol yasasını geçirmişler. Yanlarında da şöyle bir adamları var oysa, neden dinlemezler ki anlamam. Bu adam yolunu şaşırmış bana sorarsan. Oğlu Yandex haritaları TR için düzenleyen, yöneten, o projeyi sıfırdan yapan kişi.
https://youtube.com/watch?v=qXEuoX9RcsM
Yinsani
yasa çıkardılar ya... ben göçüklerdeyim ama.. hayırlısı diyeyim..
dinledim videoyu... ne dim... hala mecliste kimle var biliyorsun, tüm kuşaklar görüyor, herkes kendi olarak değerlendiriyor.. sonumuz mu? bilmiyorum vallah.
saygılarımla..
Konsantre Karanlık Madde
Sen yine de YT'Dir olarak oku kardeşim.
Ha, alt koinler düşüşe geçecek, bilesin. Kur stop loss'unu.
Önümüzdeki bir iki gün BTC ve etherium günleri. YTD YTD tövbe tövbe tövbe...