- 380 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ROBİNDRANAT TAGOR
Olduğun gibi gel, süslenmek için uğraşma !
Saçının örgüleri çözüldüyse
Ayrımı düzgün değilse
Korsenin kurdeleleri bağlanmamışsa, aldırma!
Olduğun gibi gel, süslenmek için uğraşma!
Çimenlerin üzerinden, koşar adımlarla, gel!
Dudağının boyası çiğ taneleriyle silindiyse
Ayaklarında şıngırdayan bilekliklerin gevşek duruyorsa
Kolyenin incileri koparak yere düşüyorsa, aldırma!
Çimenlerin üzerinden, koşar adımlarla, gel!
Gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor, görmüyor musun?
Irmağın karşı kıyısından turnalar havalanıyor
Ve anında, rüzgar gibi, arka arkaya
Geniş fundalıklar üzerinden geçip gidiyorlar
Ürkmüş koyun sürüleri ağıllarına koşuyor
Gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor,görmüyor musun?
Aynanın önündeki feneri yakma boşuna
Alev yine titreyecek ve rüzgar onu yine söndürecek.
Gözlerin sürmesiz olsun, ne fark eder ki?
Gözlerin gökyüzündeki bulutlardan daha siyah, bilmiyor musun?
Aynanın önündeki feneri yakma boşuna
Olduğun gibi gel, süslenmek için uğraşma!
Çiçeklerden tacını öremediysen, ne önemi var?
Bileziğinin kopçası kapanmıyorsa, bırak kalsın
Gök bulutlarla kaplandı …Vakit geç oldu
Olduğun gibi gel, süslenmek için uğraşma!
Bu şiir, Rabindranat Tagor’un ’’Olduğun Gibi Gel’ adlı şiiridir Bengal dilinde yazan Hintli yazar, 1961 yılında Kalküta’da doğdu.Soylu bir ailenin 14. çocuğuydu, batı düşüncelerine açık ve şiire ilgi duyan bir ortamda yetişti: sonra hukuk okumak için İngiltere’ye gönderildi. Burada batı edebiyatı ve müziğiyle ilgilendi, 1881’de Bir Avrupa Yolcusunun Mektupları adlı kitabını yayınladı.Bu kitabı, 1882 yılında kaleme aldığı iki müzikli dram, Valmikinin Dehası ve Trajik Av izledi. Hemen aynı döneme rastlayan Akşam Türküleri ile Sabah Türküleri adlı lirik şiirlerinde, ilk olarak şair kişiliğinin yanı sıra panteist bir din anlayışı ve doğa sevgisi göze çarpar. Tagor, felsefesel nitelik taşıyan tüm gençlik yapıtlarında eski Hint bilgeliğini, batı kültürüne duyduğu hayranlıkla bağdaştırır. 1883’te kendi kastından 10 yaşında bir kızla evlendi. 1902’de karısının, 1903’te bir kızının, 1904’te en iyi çömezi Satir Çandra Roy’un, 1905’te babasının ve 1907’de oğlunun ardarda ölümleri onu sarsmakla birlikte verimini azaltmadı.1904’te yazdığı Milli Hareket adlı siyasal denemesinde Hindistan’ın bağımsızlığını savundu. 1905’te Hindistan’ın İngilizler tarafından parçalanmasına karşı çıktı ve siyasal eylemlerinden ötürü üniversiteden kovulan öğrencilerin yeniden okuyabilmeleri için çaba gösterdi. 1915’te ’’sir’’ ünvanı aldıysa da, İngilizlerin Pencap’taki ayaklanmayı kanlı bir biçimde bastırmaları üzerine, 1919’da bu ünvanı terk etti. Son yıllarında resimle de uğraştı. Gitancali, Büyüyen Ay ve Bahçıvan, Meyva Zamanı adlı lirik şiir şiir kitaplarını yayınladı. 1913 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü alan Tagor, 1941 yılnda Bengal’de öldü. Işık içinde yatsın
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.