- 562 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Yitik
Kulağı çekilmekten kızarmış yeni yetme umutların serkeşliğinde yürüdüm gecenin içinde. Boynumda kiralık bir ağrı bedenimin sağında solunda tadilat yaparken. Yıl bilmem kaç. Tazı temmuzu tut.
Gece gündüzü yine yutmuş. Her yerde sessizlik. Zihnim orkestra çılgınlığı. Beyaz kedimin gözleri maviliğini hapsetmiş. Kendim kendimi arıyor aklımın labirentlerinde sana dair izlerin izin verdiği ölçüde. Fakat sen.. !
İnsanda öyle bir yer saklı ki uzak mesafeleri bir anda yakın eden. Öyle bir yer.. öyle bir.. öyle..
Özlemek kelimesi ne kadar manasız. Zan zira.
İçim dopdolu iken seni içime hapsetmişken nasıl özlemek olsun ki. İki kavruk gözyaşı yara yara akıp geçti yanaklarımı. Gözlerim kendini görse korkar. Gözlerim sabit, bakışlarım deli. Dipdiri bir kılıçbalığı ayakları ile içimde nöbette. Değdiği yer kanıyor, acımıyor.
Bedenim ruhumun gerildiği çarmıh misali ayakta dolanıyorum evin kapısız geçirgenliğinde ve yayılmışım olduğumu sandığım şehre. Şehrim koca bir el kolumun bittiği yerde. Sen hiç olmadığın kadar varsın vechimde. Hiç olmadığın kadar beynimin içinde. Hücrelerimde, tenimde, nefesimde.
Bir tek ismim kalmış bana ait. Geriye kalan tüm kalelerim namlusu ateş püskürten silahlarınla ve kurşun askerlerinle kuşatılmış.
Yakınlığın ateş yakınlığın yakıyor. Bir tek kurşun yetecek oysa. İsmimi de yokedip bende kendini diriltmeye.
28 Temmuz 2020
Berrin Nilgün Kılıç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.