- 386 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Masum aŞk 3
Ilık bir bahar sabahıydı. Kainatın tüm uzuvları bahara hizmet etmek için kokusunu yayıyordu etrafa. Çiçekler henüz tomurcuklanmış, ilk cemre düşeli çok olmamıştı. Penrecenin kenarında ki yatağından doğruldu kız ellerini iki yana açıp esnedi. Yattığı çekyatı toplayıp okul kıyaferlerini aldı ve giyinmeye koyuldu. Kahvaltı yapacak vakti yoktu. Ekmek arasına beyaz peynir koyup yolda yerim diye düşündü. Dişlerini fırçalarken bir taraftan çantasını toplamaya çalışıyordu. Akşamdan pazar yeri gibi serdiği defteri ve kitabını toplarken aradan fırlayan şiir defterini gördü. Yine dersini yapmamıştı. Bugünde ellerini haydara feda edecekti yani. Çantasını toparlayıp diş fırçasını bırakmak için banyoya girdiğinde saçlarına hiç dokunmadığını gördü hemen saçlarını taramaya koyuldu. At kuyruğu olarak hazırladığı saçlarını elleriyle tutarken bir toka aradı o sırada kapı çaldı. Kapının dülbününden baktı bu gelen Emre'ydi. Kapıyı açtı "geliyorum" dedi eli başında sonunda bir toka bulup saçını bağlayabildi. Tam çıkacaktı ki guruldayan karnı ona ekmek arasını unuttuğunu hatırlattı tekrar eve girip onu da alıp öyle çıktı. Apartmandan çıktığı halde hala üzerini başına çeki düzen verememişti. Emre de çok tuhaf bir çocuktu yol boyunca bir iki kelam anca eder hızlı hızlı yürürdü. Onun bir adımı Nazlı’nın beş adımıydı. Okula vardıklarında sıradakiler sınıf sınıf içeri giriyorlardı. Nazlı’nın sınıfı girmek üzereyken yetişti. Ders başlamıştı ilk ders sosyal bilgiler ve ödevini yetiştirecek herhangi bir boşluk yoktu. Şansına eğer ikinci ders ödev kontrolü yapılırsa tenefüste birinden geçirecekti. Öğretmen sınıfa girdi sınıf ayağa kalktı. Oturdukları zaman öğretmen dünkü konunun üzerinden biraz geçerek "ödevleri açın" dedi. Nazlı arkadaşına baktı arkadaşı ona "yaptın mı?" Nazlı çaresizce başını salladı. "Sende mi yapmadın" dedi arkadaşı. Açıp şiir defterini koysaydı ya ortaya "işte benim ödevim bu" diye. Arkadaşı imalı bakış attı "kızım ben hadi defteri hiç açmıyorum , sen açıp yine şiirmi yazdın" dedi. O sıra da haydar geldi. Öğretmen sormadan ellerini açtılar oda konuşmadan bir kaç kez vurup gitti. Çok uyuz bir adamdı sosyal bilgiler öğretmenleri böyle kısa boylu enine dolgun gıdısı geniş çocuk suratı gibi bir suratı vardı ama asla gülmezdi konuşurken ağzı değişik şekillere girerdi. Belki de o yüzden o dersi sevemedi.
İlk ders birmişti Nazlı defterini kitabını toplarken Selin onu çekip "hadi çıkalım" dedi. Kapının önünde dikildiler bir süre Nazlı’nın gözleri karşı sınıfa daldı. Selin elleriyle gözlerinde ki hareketi kontrol etti. Yok Nazlı uçmuşdu. Sonra onu sallayarak "hey!" Dedi. "Kendine gel ne oluyor dondun kaldın?" Nazlı karşı sınıfın kapısında ki bir çocuğu işaret ederek; "o kiiim?" Dedi.
O an kalbinde daha önce hiç duymadığı bir his uyanmıştı. İlk kez bir çocuğa böyle bir hisle bakıyordu.
Belki de bu aşktı. "İLK AŞK"
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.