- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI 2
HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI
2
Liseyi bitirmiş üniversiteye gitmiştim. Erzurum üniversitesi İslami İlimler Fakültesiydi ilk üniversitem. Karlı yollardan vardığımız bu kar ülkesinde nasıl yapacağımı düşünmeden okula başladım. Kalacak yer bulmak meseleydi. Yurt yoktu. Kimse öğrenciye (bekara) ev vermiyordu.
Sonunda Abdurrahman Gazi türbesine yakın bir yerde tek katlı bir eve 10 kişi yerleşmiştik. Yerde döşeme yoktu. Soğuk başını almış gitmişti. Divanlarımızı bir odaya toplayarak ısınmaya çalışıyorduk. Burada ok kalamadık. Bazıları yurda çıkınca bizde orayı tek ettik. Ama bize yurt çıkmamıştı. Mevcut yurtlarda boş kalan yerlerde kaçak kalıyorduk. Orada bir gece baskınıyla yaralandım. Anarşinin kol gezdiği zamanlardı. Ülkücüler üniversitede hakimiyet kurmaya çalışıyordu.
Yurtlarda gece yarısı baskınları yapıyor, komünist diye adlandırılan öğrencileri yaralıyor, yurttan kaçırtıyorlardı. Onları yıldırmış, kaçırtmış, sıra bize gelmişti. Bize yeşil komünist diyorlardı. Benim olan bitenden haberim yoktu. Ben kalacak yerim olmadığı için çoğu zamanımı memleketimde geçiriyordum.
Üstad Necip Fazıl’ın jübilesine gitmiş, dönüş hikayelerimi o gece misafir kaldığım yurt odasında anlatmıştım coşkuyla. Jübile davetiyelerini MTTB başkanı bana havale etmiş, satmamı istemişti. Ben de birini kendim kullanmayı kafama koymuş diğerini satacak, hatta verecek kişi bulamamış, her ikisinin de–öğrenci halimle- ücretini ödemiştim.
Orada bir tesadüf eseri Fethi Gemuhluoğlu’yla tanışmıştım. Onu bir hemşerime benzetmiş bir feliks kulpa yaşamıştım. Mutlu tesadüf. Hayatımın en güzel tesadüflerinden biridir bu. Hala anar, bu anın mutlu hayaliyle bahtiyar olurum.
Bu jübilede spikerlik yapanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oluğunu ancak onun başbakanlığı döneminde hatırladım. Orada Üstadın şiirlerini de okuyanın o olduğunu sanıyorum ama emin değilim. O okuyuşa hayran olmuşum. Hasan Nail Canat için söylenen ‘Üstad’ın şiirlerini okumak için yaratılmış’ deyişini ben o okuyucu için de söylerim.
O gün çok güldük. ‘Çok gülen çok ağlar’ misali gece odamıza baskın verdiler. Kapıyı kilitlediğimiz halde içerden biri yataklık yapmıştı. Kim olduğunu az ok tahmin edebiliyordum. O da güya Necip Fazıl sevdalısı ülkücülerden biriydi. Yaralanmıştım. Hem de başımdan bir bıçak darbesiyle. Üç dikiş attılar. Psikolojim bozuldu. Fakülteye devam edemedim. Nihayet atıldım. Derslerde roman okuyordum. Hocalarla tartışıyordum. Bir çoğuyla siyaseten ters düşmüştüm.
Okuldan atıldım. Bir sürü işe girdim, dikiş tutturamadım. Bir arkadaşım bana ‘Seni öğretmen olarak hayal ediyorum. Senden ideal bir öğretmen olur’ dedi. Üniversite sınavlarına giriyor, kazanamıyordum. Son bir önceki yıl girmedim. Askere gidecektim. Arkadaşımla karar vermiştik. Askerlik şubesinde 20 yaşındaki gençlerin elbiselerden soyulmuş, yalnızca kilotlu dikildiklerini açık olan camdan fark ettim. Geri döndüm.
(Devam edecek)
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.