Tedricen
Dil tanımsız bir alettir.
Kendini harekete geçirmeye yarayan bir zaman makinesi.
Asıl sorun bu degil mıydı zaten?
Islevimizdi tanımsız olan.
Büyük bir felaket, büyük bir savaştır ve bir toprak bütününe yahut masaya yayılmış belgelerden ibaret olmayan dil
her nedense sürükleniştir bende.
Okullardan kaçma sebebimdir,
atılmalarımdır anlaşılmazliğım.
Derslerde figürleri tuvallere aktaranlarla farklı işliyor benim zaman zincirim.
Avuçlarıma çizdiklerimle büyüdüm.
Resmiyette yazilanlar mıdır bütün her şey sorarım size.
Sırf kağıtların ihtişamını düşünürken,
sökülen ağaçların köklerine saplanıyor kayışsız niteliğim.
Eğer dökmekse zihnine zoraki sıkıştırılan cümleleri önünde ki yarı çıplak kağıda,
Eğer kusamamaksa dirsek izleriyle yaşlanmış masalara,
Eğer bir parça finansal işlemler
tüm bu uğraş ve çabalar
ve eğer sırf kendin büyüttüğün zihinsel izdüşümlerle aynı yapıya teslim edebilmekse kariyer tufanlarını
ben yokum.
Bir odada yalnız kalıp yitirmedim verdiğim parçalı savaşlarımı.
Eğer kolaysa bu kadar ve dayalı bir süreye dil denilen karın ağrısı;
bağlayın tonlarca dinamiti dünyanın merkezine patlasın tüm zihinler.
Kendimi anlatamayışım ve bunun yanı sıra acordion,keman,yan flüt sesleriyle doldururken dijital ekranda bana verilen alanı, sıçrayan ve zihnimde dolaşan zihin işgalcilerin imzasıdır bu yazılar. Hepsini toplayıp ağzımdan dökülmeleri izliyorum.
Ne kadar sürer daha ne kadar yaşlanır zihnim 70’lere doğru yuvarlanırken açıkçası pek bir fikrim yok. Bir tür psikolojik sancıların guruldamasından ibaret olmadığını altı çizik bu sözcüklerle anlatmak isterim sizlere.
Bedenim enkazdan çıkan molozlar gibi yuvarlanırken bu kan karanlığa,
Dil nedir diye haykırdı önümde ki simsiyah ufak puntolu kelimeler.
Dil dedim, dil memleketsiz bir adamın kuruyan dudaklarına dökülen bir damla sudur.
Ölecekse yirmisinde kadınlar
Dökülecekse örüklerinin siyahlığı soluk toprağa,
dil artık değildir ınsanin evi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.