- 680 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
K/an
Nietzsche’yi seviyorum. onun "Üst İnsan" arayışı müthişti.
"Alçaklık ve yükseklik" çok belirgindir onda.
"İnsanca pek insanca"
Sokrat’ın ölüm pahasına kendi bildiği ve inandığı doğruları için Erdemiyle öldügünü biliyorum.
"Sizin gibi düşünüp zavallı bir şekilde onursuz yaşamaktansa şerefimle ölmeyi tercih ederim "
Bir de Kant’ın mezar taşında yazanlara takılmıştım; " İçimde ahlak yasası... Gökyüzünde ERDEM .."
Sokrat’ın Savunması / Platon ’ un kitabı hayaımda beni en etkileyen kitaplardan biridir. İncecik bir kitap. Eğer okumayanınız varsa mutlaka okumanızı öneririm.
Âsil ölüm.
Erdemin göğe yükselişi.
Kötü ruhlu insanlarla işte böyle ayrılır insan. Öyle şerefli, âsil dağ gibi durur bazıları. Bazıları da alçaklarda, tükürüklerin arasında boğulur.
" Şiir kandır... Kesilir bir yerleri şairin ve kan akar."
Nietzsche öyle demis;
"En güzel şiir, kanla yazılandır. "
__Oldugun kadar değil... Karşındakine yansıdığın kadar insansın__
Erdemi soluduk o zirvelerde. Âsil bir duruştu.
Hani onlara şerefsizliğin madalyası, bize dağlar yakıştı.
Bir ummandır bizim derinlerinde inci arayışımız. O dalgıçların işidir. Vurgun yemek de var. Öyle dalamazsın bunları göze almadan.
Rüzgâr geçitlerinde Albatroslarla uçarız. Mavi bulutları içe içe.
Galaksinin en parlak yıldızıdır yârenimiz.
Hani Ayyukta uçurtmamızın uçtuğu.
Şimdi çılgın bir senfoni yankılanıyor dağlarda.
Buzların üzerinde zirvede dans ediyorum meleklerle.
...
Rengim İnsan... Yusuf gömleğim ak. Yürüdüm uzun yollarda, dağların yücelerinde içimdeki suskuları haykırdım. Kardelenlerin beyazı aklımı aldı, sarıldım sımsıkı. Birden bir yıldırım düştü
uçuruma. Savruldu kardelenler. Beyazlar oldu al.
Kesildi damarlarım.
Dayayın ağzınızı, hadi için. İçin, emin hadi.
Kardelenlerin delisi, dağların efendisi yaralar içinde. Kayalarda kan. Ah!
"Yüreğimde sevgi, üzerimde gökyüzü,
içimde erdem"
Zirvede asâletin bedeli; h i ç.....
"Bir güneş bir zerre içinde gizlidir; derken ansızın o zerre ağzını açar,
O güneşin huzurunda gizlendiği yerden sıçradı mı gökler de zerre zerre olur yerler de" Mevlânâ .
Bazen kopuyorum, uzaklara savruluyorum uçurtmalar gibi. Bazen düşüyorum denize,
dalgalar alıyor beni. İşte öyle bir adamım ben.
Hani zirvelerinde olurum dağların.
Bazen uçarım bulutların üzerinde. Yıldız mezarlığıdır mekânım.
Mührü vurulur tecellinin. Mistik bir seda ney’in nağmeleri. Bazen cennet, nûr sağanağı. Bazen cehennem, ateş-i kor. Yangın... Yangınnnnn...
"yazmasam delirecektim"
Fikret Şimşek
.
YORUMLAR
bilgelerden ve tarihin akışında
insan hayatının resmini okudum...
pek sevmiyorum uzun yazı okumayı
ama bazen okumaya başladığım yazı
çekiyor benliğimi harflerin gölgesine
yani okutuyor kendini bir şekilde...
öylesine güzel bir anlatım ki hiç bitmesin di bu yazı dedim...
canı gönülden kutluyorum mahir kaleminizi..
sevgiler selamlar Fikret ağbeyim
“Zirvede asaletin bedeli; hiç...”
Zirve ancak bir kişinin olabilir, zirvenin sahibi de işte bu yüzden baş başa kalmak durumundadır kendisiyle. Yalnızlıktır ödülü zirvenin. Ağır bi yüktür çok az insanın kaldırabileceği normal yaşantıda.
Zirvedeki kararlarını en üst mertebe de aldığı için hiç kimseye ve hiç bir şeye tam anlamıyla iyi olamaz. Zorunda da değildir.Zordur işi ki iyi olmak zorunluluğu hissetmemesi gerektiğini bildiği halde bazen çelişkiye düşer, duygularına esir olur ve insanlar için yaşantısında doğru kararları verse de ince eleyip sık dokuyarak, yine de birilerinin canını yakma , acıtma durumu bitmez tükenmez. Yük ağırdır...
Dolayısı ile kocaman bir her şey olma gücü veren zirve, insanı her zaman güllük gülistanlık kararlar değil acı veren hatta sonradan yakan kararlar vermeye de zorlayabilir . Doğru karar ve olması gereken karar ayrımında zirvedeki asilce karar verse de eninde sonunda karalar bağlanır, dayatılır, sınanır,zorlanır. Bu noktadan sıyrılabilmek ancak kendini ve benliğini olayın dışında tutmakla ve için için yansa da verdiği kararın arkasında durmakla mümkündür herkesin iyiliği için. Belki de her şeyin hiç’i olmakla ...
Hayat’ı ne güzel anlatmışsınız...Zirve leri...
👏👏👏
Dostlukla