Pîvok
Yaşamak delice bir özleme dönüşüyor..
Yaklaşık bin yıl yaşında kendini köhne bir barakada, tiner içenlerin ateşe taptığı coğrafyada görüyor; büyüyorum. Büyüyorum çünkü adına bu denmiş yıllar evvel. Büyüyorum çünkü barakaların demir kapıları beynimin icinde gıcırdıyor her seferinde. Yağlanması geç vakite oturmuş kapıların özveriyle kendini pas renginde kaybetmesi gibi..
Cumartesi ekranlarını süsleyen yaşlıların komidinlerinde duran ipsiz sapsız, dönenceye dönmüş anahtar gibi hissetmek delice bir hareket. Bütün bir günüme isyanımın panzehri gibi düşen yarım yamalak " gelecek taşlarını " döşüyorum. Uzerine biraz kum!
Gerçek hayat hiç görülmediğinden, hayallerin sabah güneşiyle bir anda kaybolması ne acı.
Yaşıyorum çünkü adına bu denmiş, büyüyebilmeyi öğrenmenin tadına.
Damağı doğuştan yoksun, göğüslerinde acılarına tuz doğrayan çocuklar. Memesinde sütü kesik genç kadınlar.. Alelacele büyümenin şerbetini boğazlamış üç aylık zaruri suretler.
Böyle yaşıyorum ve kayıp gidiyor yelkovan üstümden; bir rüzgar, pervasız kasırga gibi.