- 501 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
ANONS
Küçük bir yerde yaşıyordu... İnsanların yola çıksa en az beş tanıdıkla rastlaşacağı, yaşayanların birbirini az çok bildiği, hakkında bir-iki dedikodu duyduğu yerlerden… Yeni oturmuştu işinin başına. Daha kalem oynatmamıştı, belediye anonsunu duydu. İlk çıkan iki ses ona konuşanın mikrofona üflemesinden çok tükürmesi gibi gelirdi hep. Bir cenaze ilanıydı anons. Böyle küçük yerlerde olağandı böyle şeyler. Açılışlar, kutlamalar, elektrik ve su kesintileri, cenazeler hep böyle haber verilirdi.
Bir gece önce köyün yaşlılarından biri vefat etmişti. Anonsu yapan anlatıyordu: “ Köy eşrafından Sobacı Necdet Usta vefat etmiştir. Ayşe Hanım’ın kocası, Fatma, Ömer, Ziynet ve Kerim’in babası, Efecan, Sibel, Gökçe ve Emir’in dedesi, yan köyden Galip Usta’nın abisi Necdet Usta vefat etmiştir. Cenazesi ikindi namazını takiben….”
Telefonunu eline aldı, son aramayı tekrarladı. Telefonu açana “Anonsu duydunuz mu, ben cenazeye falan gidemem. İzin vermez… Babam istiyorsa gitsin, sonuçta eski komşusu” dedi. Telefonu kapattı. Karşısındaki tek kelime etmemiş, sadece dinlediğini belli etmişti. “Bu hafta dördüncü, neden patır patır ölüyor bunlar…” diye homurdandı. Masadan kalemini aldı… Durdu… Tekrar masaya bıraktı kalemi… “Sıcaktan herhalde. Dayanamıyorlar” dedi az evvelki homurtusundan utanıp.
Yan masadakinin bilgisayarından belli belirsiz bir müzik sesi geliyordu. Sözsüz bir müzikti. Kendini düşünürken buldu. Ben şuracıkta ölsem benim anonsumu nasıl yaparlar acaba? Anam-babam dışında kimsem yok. Otuzu geçtim, evlenmedim. Kardeşim de yok. Çoluk çombalak uzak hayal… Hadii. Ne diye anons edecekler beni? Selim ve Zeliha’nın biricik oğlu, Muhasebeci Kenan’ın gözde elemanı, Müteahhit Abdurrahman’a elli bin, bankaya kredi kartından on bin borçlu. Aysel’in eski sözlüsü, Aysel’in kuzeni Şenay’ın eski sevgilisi, köy takımının sol açığı ölmüştür. Yaradan ona bu dünyada hane kurmayı nasip etmedi, öbür… Aman Allah’ım! Bu ne! Ben bu muyum? Bu nasıl anons? Ben böyle ölemem. Yok asla! Hemen birini bulmam lazım. Geç kaldım değil mi? Geç kaldım. Aysel’i arasam mı?... Oğlum, sakin ol. Sevsen boynuzlamazdın kızı. Yarın ölmeyeceksin. Bulursuuun… Nereden belli?! Hem anons kalabalık olsun diye evlenilir mi? Ya mutluluk, başarı?... Sen buna odaklan. Sık bitarafını da şu üniversiteyi bitir artık. Sadece para ödüyorsun okula. Kenan’a göbeğinden bağlı olma artık. Herifle aynı okullarda okudun küçükken. Onun babası da yoktu üstelik. Bak, koca yer açtı. Sen, sen ne yaptın? Ona eleman oldun. Az sıksan alasını becermez miydin?... Ya ev? Senin ne haddine asgari ücretle çalışırken üç artı bir eve girmek? Ne yapacaksın o kadar kocaman evi? Babana güvenmesen imzalamazdın onca senedi de, ya baban da gidiverirse küt diye. Tarla, çit, çubuk, bir halt da bilmiyorsun. Topla kafanıııı. Topla kafanııııı. Böyle denizde taş sektirir gibi yaşanmaz. Ya hiç sekmezse? Ya değdiği gibi suya batarsa taş? B planın var mı?... “Off ya!”
Of sesiyle aynı anda içeri dalan arkadaşı merakla “Hayırdır? Ne derin ofladın öyle…” diye sordu. Kalemi tekrar eline alıp kağıda bakarak “Anons, canımı sıktı” dedi. Arkadaşı “Arayıp anana söyle, biliyorsun bazen duymuyorlar” deyince “Ahhh!” dedi. Arkadaşı ardarda gelen bu anlamsız ünlemlerine gülüyordu çaktırmamaya çalışarak. Hemen telefona sarıldı. “Anacım, napıyon? Ya az evvel telefon kapandı. Kusura bakma. Akşama alınacak bir şey var mı?...”
Telefonu kapadığında biraz olsun rahatlamıştı. Sandalyesinin arkasına saldı kendini. Gözünü büronun penceresinden dışarıya kenetleyip arkadaşına “Şu anonslar var ya” dedi, “Hiç fark etmemiştim… Çok önemli, çok ….”
21.07.2020
YORUMLAR
:)
şu an öyle bir yerdeyim, düşünmüşlüğüm oldu mu? evet:)
ve lakin bir kaç esnaftan başkasının geleceğinden emin olamadım nedense:)
sonuçta malum B planı olmadan yaşayanlardan biriydim bende.
gülümseyerek okuduğum anlaşılmıştır umarım:)
eyvallah.