Covid mi bu
Merhaba ile başlayalım evvela, bir tebessüm :) lük zamanın içindeki bir anda..Ve benzeri ve saire...
Lakin ben genelde gececiyim efendim, cinler periler en çok o zaman ilham gönderiyor, ben bu ilhamı ne edeyim..Şİmdi yoğ..Zaten klavye akmıyor..
Ne çektiniz be dostlar şu dünyadan.. Yüzyıllar içinde görülmeyen ne varsa geldi sizi buldu ha, kara veba’ya yakalanmadınız amma covid 19 buldu sizi de. Ne oldu unutuldu mu covidimiz, tabii ki ülkelerin sağlık sistemini etkileyecek bu tür salgın hastalıklar.. Geleceği 15-20 yıl önceden belli olan hastalığı hangi ülke ciddiye almış acaba, pek de ciddiye alınmamış sanki..
Burası önemli, Turist sayımız bir iki artısın, gelsin covid gitsin covid
Şimdi sizlere büyük alimlerimizden bir söz aktarmak isterdim amma faydası yok efendim. Hayatın gırgırı, aşkın gırgırı, muhabbetin gırgırı, gırgır da gırgır cırcır da cırcır bir çağa denk geldik ki sorma gitsin.. Her türlü derde kedere yoksunluğa ve çaresizliğe tebessüm etme makamına yükseldim ya hu, ara sıra kullanırım pek sevmesem de şu kelimeyi; salla gitsin.
Salla gitmesin, derya boğmasın erenler bizi..
Salla gitse yine bir nebze iyi, lakin bizimki bir şort, bir bikini, burkini dalıyor dalgaların arasına.. Şortla tabii ki.. Abartmayayım ben de..
Derya diyor ki, gel bakem buraya tuttum seni bırakmam, o zamanlar ben inanıyordum bir dine, bir taraftan ayetel kürsi, bir taraftan amener resulü... Deniz kafirdi, çünkü tuttu bacaktan koldan kafadan saçtan aklına ne gelirse yani.. Gel canım diyor bırakmam seni, aşkımız daha yeni başlıyor, Haydi Allah, ne dayanır buna el kol baçak ne de ayak, Çanakkale’ye saldırır gibi saldırıyor kafir, ağız burun göz kulak her taraftan tuzlu iksirini gönderiyor.. Bir kulaç at, bir kulaç daha, tut nefesini salla bir kulaç daha, ah işte bir sal olaydı, salla gitsin derdim, yok ki ; yoksunluk; oksijen efendi küsmüş ciğerlere, ağız efendi açsa pişman açmasa pişman kendini, burun hanım desen kendi havasında güzelce bir temizlemiştir kendini, ne sümük kalmıştır ne de küççücük mikrop bakteri yani..
Gelen düşman amansız, ne ağız dinliyor ne burun...Sersem gibi kafa.. Dalgalar bir o yandan bir bu yandan en kötüsü de; koca dalga birden boşluğa düşürüyor seni, öne mi gittin arkaya mı ...Belli değil.. Karşıdan da el sallıyor çocuklar, ahbaplar hele bir tanesi var ki gönlümün canı, hayatımın anlamı eşim.. Ben de onlara el sallıyorum kulaç atarken, bir de düşünüyorum sanki son görüşüm dünya gözüyle onları.. Haydur Allah, Haktur Allah.. Haydur Allah, Haktur Allah... Bok vardı bu kadar açılacak diyor içimden bir ses, herkesin yüzdüğü yerde yüzsene namıssız, şerefsiz... Lan oğlum cebrail diyorum şimdi görün görüneceksen, lakin o zaman hazret sayın yüce melek vb derdim, tam da görünecek sıra şimdi, Hızır emmi el ver, yetiş ya Ali.. Bekleyin bekleyin geliyorum voleybol mu oynanacak almışlar topları ellerine birbirlerine atıyorlar, bana da el sallıyorlar, topu gösteriyorlar, kolaydı gelmek hemen geliyorum, Lakin o arada bir göz gördüm gönlümün sultanıyla benim gözlerim arasında bir boşluk oluştu zaman mekan kalktı ortadan ne oluyor lan gidiyor muyum ötelere... yok daha dur, mücadeleyi bıraktın mı ölürsün, uyursan ölürsün, unutursan ölürsün.... Sanki bir adım attı bulunduğu yerden denize doğru bana bir gayret geldi yeniden, lakin o topun peşindeydi, top kaçmıştı deniz tarafına doğru, ben de sanıyorum ki beni farketti, anladı boğuluyorum, nerde... Laktik asitleri bile enejiye çevirdim yine de bilmeden, aşktan olsa gerek, dalga çekme kuvveti ile benim kendimi itme kuvvetimin formülünde terazi benden yana döndü sanki yine de..
Amca iyi açıldın ha, sorma yiğenim hadi sahili boydan boya bir koşalım, geçebilecek misin beni..
En sevmediğin düşünceleri, ideolojileri, şairleri bile okuyunuz, en çok şeytandan dert yanan insanlar, şeytanın bir derdini dinleyiniz hele, en çok Tanrım, Allah’ım diyenler şu koca Tanrının gücünü bir test ediniz, en çok neden korkuyorsanız onun dilini bir anlamaya çalışınız ne olacak ki..
Bir köylünün arazisine dozerle jandarmayla girmek kolay tabii.. Ee düdük kimdeyse bu dünyada ne hak dinler ne din ne hukuk dinler... Kamulaştırdım kardeşim.. Bitmiyor bu ülkede hukuksuzluk, oğlum kızım Z kuşağı özür dilerim, berbat bir döneme denk geldiniz .. Bir taraftan covid bir taraftan çağ dönüşümünün heyelanları.. Savaşıyor eski ile yeni, insan ile insansı, hukuk ile yasa...
Yani covid ne ki? Önemli olan covidle yaşayıp hayata tutunabilmek. Moral motivasyon önemli ancak yönetim sorunu çok.. Bir devlet başkanı ben diyeyim İspanya devlet başkanı siz deyin Meksika devlet başkanı covide yakalanmış karantiya alınmış ve sıkılmış, bunalmış karantinadan kurtulmak için bir sürüntü daha vermiş, covid yine pozitif gelmiş. Devam başkan bey devam.. Yoksunluk nedir belki öğretir sizlere bu covid...
Ben aslında ikinci bir salgının daha çıkmasını bekliyorum, çünkü bunun kapısı açıldı artık, bu insanoğlu çok karıştırıyor, didikliyor, öğrenmeye çok meraklı.. Nuh Tufanını bile bir başka gözle görmeyi öğretir size bu covid. Öğretemiyorsa ey canlar zaten öleceksiniz nasılsa, ha bir gün önce, lakin devamlı son nefese kadar daim iyilikle, tebessümle, iyi niyetle, el ele, yardımlaşarak... Yoksa nasılsa öleceğiz yani..
Pek de umurunda değil son iki kuşağın hayat, o bunu demiş, şu şunu demiş... Lakin zalimler de zalimlikte sınır tanımıyor canım... Olur mu öyle.. Olmaz mı efendim, bal gibi de olur dünya burası, daha erişmedik Orion’a Sirus’sa... Yani dünya yutuyor peyder pey herkesi..
İşte öyle aslında sağlık personellerimiz aynı benim boğulma tehlikesi altındaki halim gibi, Çanakkaledeki Türkler gibi bin türlü belayla ve düşünceyle savaşıyor, savaşacak..
Bu kafiristan covidini bir şekilde yeneriz herhalde, lakin İngiliz tıpçıları diyelim, alıştık nasılca cı cu cü cu ile konuşup yazmaya düşünmeye, diyorlar ki; bu covid kanda pıhtılaşmaya neden oluyor o zaman ne yapılacak kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmalı, vitamin takviyeleri devam..
Ben sizin yerinize olsam efendim, Cb maaşından mv li maaşına kadar iki arada kalan maaşları toplar covidle birebir mücadele eden doktor, hemşire, hasta bakıcı, prof, doçentlere bir moral motivasyon diye, toplanan para bölü birebir çalışan sayısı salla gitsin üstadım.. Artı bu covid yüzünden ölenlerin yakınlarına pay ederim.. Lakin bunda da suistimaller olur herhalde, masa başındaki göz diker herhalde aa ben de birebir çalışıyor sayılırım, beni de yaz listeye diye..
Nasılsa turistler gelecek.. Gelsin dolarcıklar eruocuklar..
Kimi kurtuluyor bu covidden kimi kurtulamıyor amma hayat da devam ediyor..
Hani çok kullarınız, iki uçu boklu değnek... Hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.
Çalışmazsan açlıktan çalışırsan covidden öleceksin gibi ...
Lakin yok öyle efendim,
Bir kulaç daha, bir kulaç daha, laktik asitleri bile enerjiye çevirme vakti..
Ne diyordu ulusal şairimiz Mehmet Emin YURDAKUL..
Bu vatan içinde ölmek kolaydır, lakin görevin hayatta kalmaktır mealinden...Şair dediğin işte öyle olmalı...
Dur çekirge bulayım o şiiri de, paylaşayım yeniden..
“Ey sevgili kardaşlar, vatandaşlar, Evet siz
İnildeyen şiirime kaval sesi dediniz;
Gözyaşıma güldünüz, ben bunlara katlandım
Yalnız tahkir edilen millî ruhtan utandım" Mehmet Emin YURDAKUL
Ben o mısrayı hep karıştırıyorum aslında..
Tevfik Fikret’inmiş ... Küçük Asker şiirinden bir alıntı
"Vatan için ölmek de var,
Fakat borcun yaşamaktır.."
Üstadlara Saygı Hürmet ile..
Yazmanın en kötü yanı, harf eksiği veya fazlalığı bırakmak, imlayı atlamak.. Yazıya yazına rövaşata çekilmez efendim.. Lakin ben işte...Diyorum ki bu devirde; Sal’la gitsin..
YORUMLAR
İnsan, "nsan" olduguna bir karar verebilse, her şey düzelecek. Ama hala neandartel gibiyiz maalesef. Belki de bir hayvan türü, lakin "bilmek"le, bu tanıma da uymuyor.
Yaşıyoruz öyle ya da böyle...insan kalabilmek için tüm çabalarımız.
Virus mu... sanırım, o da korkuyor.
Yinsani
teşekkür ederim katkılarınıza.
eksik olmayın..
Ustam;
Uzun yazmışsın İŞTE. Yaşasın erk desen yereli değil mi... kamusallaştırma ve jandarma... eskiden şu z y x kuşağı gelmeden fetö terörist ilan edilmeden önce halk asker’i sever sayardı. Şimdi o asker kimin askeri valla bilip de bilmiyorum.
En güzeli Nuh tufanı Mİ dolar Mİ turist mi sağlık çalışanı mı.....
Ustam; bence günümüzde tüm kuşakları toplasan bir erk kuşağı etmiyor, bilesin. Gerçi biliyorsundur da...
Gece kul’u olmak iyidir ya. Gerçeği görmemek gibi bir ihtimal var esasında..
saygılar
anladığın kadar yaz, dedin. Anlamayacağım kadar yorum yazmasan...))
Yinsani
Şiirlerde yerme ehli iş sahiplerinin dir düşüncesini her zaman savunan biri olarak
kaleminize çok yakışıyor
siz yazın efendim belki maaş zam vs vermezler ama hak vereceklerdir
hak da bizi ne kadar korutur orasıda muamma
yine harika bir yazı
sizler evlerinizde sağlıkçıları alkışladınız bir iki gün
ama onlar hala ölüyor ve kimsenin birşey yaptığı yok
bu da çok acı değil mi
ne maaşa zam
ne işinde esneme
nede çocuğuna bakım imkanı hiç bir şey yok
ayşe yine annesini özleyecek
fatma yine kapıda babasını bekleyecek
ve rüya yine elinde dezenfekten
dilinde sosyal mesafeye dikkat şarkısı söyleyecek
ne değişecek hiç bir şey
yüreğine sağlık
Yinsani
eksik olmasınlar.
değişen bir şey olmayacak yine de yazalım, hani belki..
teşekkür ediyorum katkılarınız için..