- 297 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARL KROLOW
Alman şairi Karl Kroklow 1915 yılında Hannover’de doğdu. Bir memurun oğludur. Aynı kentte liseyi bitirdikten sonra Göttingen ve Breslau’da Alman ve Fransız filolojisiyle, felsefe ve sanat tarihi okudu. 1942 yılından itibaren Göttingen ve Hanover kentlerinde sesrbest yazar olarak yaşamını kazanmaya başladı. 1956 yılında Darmstadt’a yerleşti. 1960-61 yılında Frankfurt Üniversitesinde konuk doçent olarak politika dersleri verdi. 1972 yılında Alman Dil ve Yazın Akademisinin başkanı seçildi.
Savaş sonrası Alman şiirinin en önemli ve verimli ozanlarındandır. Bir yandan kendi geleneğinin doğa ozanlarından, öte yandan Fransız simgecilerinden etkilenmiştir. Şiirini imge ve simgelerle örerken , kendine özgü ezgili, devinimli, yeğnik biçimler kurmuştur. Başlangıçta kendini fazla zorlamadan ele veren doğa ve manzara simgeciliği, şiirinin içeriğini oluşturuyordu. Savaş sonrası koşullarının acılığını, sevgi konumunu bazı şiirlerinde aynı zamanda alaycı bir yansımadan da geçirmektedir. Kişiler ilişkisinin ekseni aşktır. Aşktan kaynaklanır mutluluk, aşksızlıktan düşmanlık.
Biçimsel serbestliğin ağır bastığı şiirlerinde ise, imge, simge ve resimleri, anahtarını ele vermeyen şifrelere dönüşmekte anlamca okura iyice kapanıp soyutlaşmaktadır. Bu şiirlerinde çıkış noktası çoğun günlük bir gözlem ayrıntısı, sıradan bir algıdır. Ancak bu gözlem ve algıların şiirsel deyişte alışılmış imgeler ve kalıplar dışına taşması, çağrışım ilişkilerini okurun şiirsel görgü alanından da taşırmaktadır. Gereğinde dilbilgisel kurallara ters düşmekten de çekinmeden kapalı şiirsel örgüsünü kuruyor.
Krolow, şiir üzerine kuramsal yazı ve incelemeleri, Fransızca ve İspanyolca’dan yaptığı şiir çevirileri ile de tanınmaktadır.
Kendini ele vermeyen, kilitlenmiş imge ve simgelerle kurduğu yeğnik biçimler bu yüzden şiirsel bir boşluk algılanımı doğurmaktadır. Kendini teslim etmeyiş, suskunluk izlenimiyle okuru şiire karşı yeni bir tavırda zorlamaktadır.
İşte Uyku adlı o güzel şiiri:
Ben uyurken
Eskir oyuncak
Bir çocuğun ellerinde tuttuğu,
Atar rengini aşk
İki soluk arasında.
Kapı pervazındaki bıçak
Bekler boşuna,
Geçen biri tarafından
Göğsüme saplanmayı.
Katiller de rüya görür şimdi
Şapkalarının altında.
Sessiz bir zaman. Uyku vakti!
Görünmemek isteyenlerin
Duyulur nabızlarının attığı.
Söylenmemiş sözlerdeki hikmetler
Çoğalır boyuna.
Şimdi bitkilerin serpilmesi
Daha dkkatlicedir
Onlara hayretle bakan
Hiçbir göz yok.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.