- 360 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
15 Temmuz Üzerine
Dört yıl önce beklenmeyen bir darbe girişimine şahit olduk. Bununla illi çok şeyler yazıldı, söylendi. Aynı şeyleri tekrar etmeden özetle şudur: Aklını efendilerine ipotek edenlere karşı milletin cesaretle, kahramanca karşı koymasıdır. Kur’an’da "Allah aklını kullanmayanların üzene pislik yağdırır." (Yunus, 100) "Cehennemdekiler o gün ’aklımızı kullanmış olsaydık ve peygamberlere kulak verseydik, bu alevli ateşin içinde olmazdık’ diyecekler" buyruluyor. (Mülk,10)
ABD’de yayınlanan bir dergide şunlar yazılmış : “ Başarılı darbenin ilk kuralı olan hükümetin başını ele geçirme ya da öldürmeyi gerçekleştirmediler. Erdoğan’ı taraftarlarına darbeye direniş çağrısı yapabilecek şekilde boşta bıraktılar.“(Edward Luttwak, Foreign Policy Dergisi) Darbe girişiminin ardında CIA olduğu anlaşılmıştır.
Milletimiz ilk defa darbe girişimine karşı mücadele etti ve kazandı. Yoksa başkalarının piyonu, kölesi olacaktık.
Bazı suçlular yakalanıp yargılandı. İlk başta inkâr ettiler. İtirafçı olanlar vardı. Diğer bazı elebaşları Amerika, Almanya gibi ülkelere kaçtılar. Bu ülkelerde onlara her türlü imkân sağlanıyor, en iyi şekilde korunuyorlar. Neden acaba?
Aklını kullanamayan bazı ahmaklar gerçekleri kavramamakta ısrarlı hala. Başaramayınca "tiyatro" dedi, sümüklü hain. KK "kontrollü darbe" diyerek aynı dili kullandı. Böyle bir şey nasıl olabilir? Darbenin şakası olur mu? Kim binlerce kimseyi darbe yapıyormuş gibi yapmayı ikna edebilir sonra da suçlar? Tiyatro olsun diye halk sokaklara dökülebilir mi? Bu saçmalıklara inanıp savunanların akıllarından şüphe edilmez mi? Hainler idam edilseydi kimse böyle konuşamadı. Maalesef siyasetin gözlerini kör ettiği akıl fukaraları aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar.
Önemli bir husus, darbe girişimi sonrası mağdurların olduğu şeklinde görüşler ifade edildi. Belki oran olarak azdır, olabilir falan şeklinde konuşanlar vardı. Devlet adalet konusunda her şeyden daha titiz olmalıdır. Tuz kokarsa her şey kokar. Toplumsal barış ortamını zedelememeli bunlar. Adalete güven sarsılmamalı. Bir de FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılmalıydı. Bu konuda vatandaşın zihninde soru işaretleri giderilemedi.
Sonuç olarak FETÖ’ nün terör örgütü ilan edilip temizlik yapılmasından sonra PKK ile daha etkin bir mücadele yapıldığına şahit olduk. Türk siyaseti FETÖ’ den sonra yeniden şekillendi. Başkanlık sistemine geçilmesi ve Cumhur İttifakı 15 Temmuz ile ilintilidir.
Din üzerinden insanlarımızın istismar edilip kandırılması, şirk kavramının yeterince anlaşılamadığını gösterir. Diyanet teşkilatına bu konuda önemli görevler düşmektedir. FETÖ kavramsal bir saldırı da yapmıştır. Ilımlı İslam, dinler arası diyalog gibi kavramlarla zihin dünyamızı etkilemek istemiştir.
Türkiye’nin ABD veya AB ile bir gelecek arama arayışı sorgulanmalıdır. Gerçi uluslararası ilişkilerde ülke çıkarları ön planda tutulur. Fakat Zekeriya Öz, Adil Öksüz, Can Dündar, Emre Uslu, Akın İpek ve daha nicelerini himaye eden ülkelere rağmen bu kaçaklara karşı bir şey yapılabilmiş değildir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.