UMUTLAR ÜLKESİ (final)
KRAL UMUT ÖZÜNE DÖNÜYOR
Kral Umut olanlardan çok duygulanmış. Yerine geçip oturacakken Bilgin Dede’nin önüne gelip diz çökmüş:
−Bilgin Bilge Dedeciğim, hiç istemezdim, ama senden çekindim de sakladım: Ben, Karanlıklar Ülkesi’nin genç, toy, deneyimsiz, uykucu, uyuşuk, miskin, beceriksiz, bilinçsiz, bencil Kralı’yım...
Ülkemi karanlık günlere sürüklüyorum.
Beni ve ülkemi, içinde bocaladığı durumdan bir tek sen kurtarabilirsin diye, yollara düştüm! Aylarca at sürdüm. Tüm kalbimle bilgeliğine güveniyorum! Senden yardım diliyorum! demiş.
Bilgin Bilge Dede hiç düşünmeden şefkatli sesiyle
−Bak genç delikanlı, sen buraya gelene kadar zaten ‘yüreğinin sesine kulak vermeyi’ öğrenmeye başlamışsın. Deneyimler kazanıp olgunlaşmayı sürdürüyorsun. Mutluluğu kavramaya, yüreğinde oluşturmaya, tadını tatmaya hazırsın. Bunu halkınla paylaşmaya açık ve arzulusun.
Yeter ki tembelliğinden, uyuşuk hallerinden silkelen!
İçindeki gençlik ve yaşama enerjisini açığa çıkar!
Onu kamçıla, şahlandır!
Bu enerji ve istekle azimli çalışmalara yönlen.
Unutma:
−Çalışandır başaran.
Halkına örnek ol.
Önder ol.
Sabredersen görürsün.
Peşinden gelirler.
Onlar da çalışıp didinirler.
Baş nereye, ayak oraya!
Ülken zaman içinde kalkınır.
Şunu aklından hiç çıkarma:
Ne ekersen onu biçersin!
İşlerini, sorumlulukla düzenli bir şekilde yürütebilmek için, zinde ve dinç kalmaya özen göster.
Bu yüzden, geceleri yeterince uyu.
Sabahları erken kalk, çalışmaya bak.
Bilesin ki gündüzü uykuda geçirenler, güneşi asla göremezler.
Sözlerini bitirince Bilgin Bilge Dede ayağa kalkarak kralın başını okşamış. Şefkatle sıvazlamış. Ona elini uzatarak çekip ayağa kaldırmış. İçten bir sevgiyle onu bağrına basmış. Kararlı ve ümitli bir ses tonuyla:
−Haydi git!
Git de ülkeni UMUTLAR ÜLKESİ’ne dönüştür! demiş.
Kral Umut, Bilgin Bilge Dede’yle unutamayacağı buruk duygular içinde kucaklaşıp vedalaşmış. Yıldırım hızıyla atına atlamış! Kendisini izlemekte zorlanan yardımcılarına aldırış etmeden atını ülkesine, dört nala sürmüş.
Kralın istekli, amacına kilitli ve kararlı tavrı, at binişine yansımış. Kralın genç ve çevik atı, bunu hissederek etkilenmiş. Saf kan kızıl atın, çelik gibi güçlü, kuvvetli ince bacakları varmış. Ormanı, fırtına gibi yararak ilerliyormuş. Dalgalı kızıl yeleleri rüzgârla boğuşuyor, zarif kavisli sırtına doğru savruluyormuş. Sık aralarla uzunca kişnemesi, ormanın her köşesinden duyulmaktaymış.
Her kişnemesiyle kendinden emin: Sıkı durun Umut Kralım geliyor! der gibi nal sesleriyle yeri göğü titretiyormuş.
Kral, yol boyunca zihninde şimşek gibi çakan acımasız planlar kurmaktaymış. Kapsamlı bir çalışmaya, azimle başlayacağı günlerin heyecanını yaşıyormuş. İşe koyulmanın dayanılmaz arzusuyla yüreği güm güm çarpmaktaymış!
Yıllar yılları, arı gibi çalışıp başararak kovalamış...
Gökten üç ak güvercin inmiş.
UMUTLAR ÜLKESİ’nin saray bahçesine konmuş:
Birinin adı Azim.
Diğerinin adı Çalışkan.
Bir diğerinin adı ise Mutluluk’muş.
Bu üç ak güvercin, beyaz kuyruklarını öylesine yelpaze gibi açmışlar ki görkemli görünüşleri hayranlık uyandırıyormuş. İki büklüm yaşlı bir bilgenin ellerinden beslenmeleri, ne tatlı bir ortam yaratıyormuş!
Güneş, koynundan güller atan kızıl bir şafakla doğmaktaymış. Her yöne canlılık, enerji ve yaşam saçmaktaymış.
Azim, Çalışkan ve Mutluluk’a özenen bir ak güvercin sürüsü, sarayın çiçeklerle bezeli bahçesine konmuş. Yaşlı bir bilgenin etrafına üşüşmüş, yemleniyorlarmış. Bu bilge ihtiyar, Kral Umut’tan başkası değilmiş! Bilge Kral Umut, sevgi ve şefkat dolu elleriyle onları beslerken mutluluktan neredeyse kanatlanacakmış!
Seneler boyunca Kral Umut’un, hiç yılmadan, yıkılmadan Umutlar Ülkesi’ne adadığı çaba ve çalışmalara değmiş! Karanlıklar Ülkesi, Umutlar Ülkesi’ne dönüşmüş. Hızla kalkınmış, gelişmiş. Gelişmeye ve ilerlemeye devam etmekteymiş.
Halk çalışkan, huzurlu, umutlu ve mutluymuş.
Bilge Kral Umut’un gözlerinde, kazanılmış haz ve gururun zafer ışıltıları parlamaktaymış.
Ayşe Yarman Öztekin
"Umutlar Ülkesi" Masal kitabımdan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.