- 1677 Okunma
- 27 Yorum
- 22 Beğeni
Kabuğun Altındaki Yara
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ufaldım...ufalandım...sonunda da parçalandım..
Bir toz tanesine kadar uzandı yolum...en başına gittim var oluşun, gözlerimle gördüm o büyük patlamayı ama neden ve nasıllarımdan arındığım için bu uzun yolculukta, bulduğum cevapları da hiç umursayamadım.
Çok yorgundum...sığınmak istedim tanrının koynuna..deliksiz ve ilahi bir uykuya ihtiyacım vardı..
Başka ne iyi gelirdi bana o an, bilemedim sadece saklanmak istedim sonsuzlukta.
Ama...
Öyle kalabalıktı tanrının koynu bir türlü yer bulamadım toz tanesi kadar küçülmüş olsa da varlığıma.
"Çok kalabalık buralar..kendi yolunu kendin belirle" dedi..bir ses..
Çok zaman sonra anladım ne demek istediğini...
Askıda kaldım bir süre zamanın kollarında. Bir cenin gibi kıvrıldım, savrulurken boşluğa. Sanki bitmemeye ayarlı bir yolculuktu benim ki...
Ben de izledim yanından geçen an-ları ama dur bile demedim, diyemedim...dilim kaybetmişti sanki tüm lafların hükmünü.
Derdim eskiydi benim biliyordum , derdim üzeri tozlanmış sandıklarda saklıydı...silinmişti çoğunun varlığı ama nedense hiç silemedim içimde bıraktığı karanlığı.
Kendimi gördüm sonra, daha çocuktum...kabuk bağlamış bir yarayı kopartmaya çalışıyordum...yüzümde bir telaş vardı ama meydan okumanın da izi yerleşmişti bakışlarıma...ağzımda hissettiğim, telaşla çoğalan tükürüğü... Yutkundum ama yutamadım boğazıma yine büyük gelen o ilk lokmayı...
Koptu kabuk, düştü boşluğa...engelleyemedim yüzündeki o keşfin gururlu bakışını...
Bu, zihnimdeki acıları fiziksel varlığıma bağlayan köprünün ilk taşıydı...sonradan anlayacaktım bedenimde bırakacağı kalıntıların ağrısını.
Bıraktım yine kendimi zamanın karanlık boşluğuna...
Artık ne fark edecek ki dedim..yine, yeni baştan yaşamak her şeyi, nasılsa degiştiremeyecektim hiçbir şeyi...ama izlemek zorunda kaldım, gözümden boşluğa süzülürken yaşlar...
Görkemli bir köprü yükselip durdu ruhumda...bu sefer duydum fısıltılarını.
Ruhumda açılan her kesiğin, gerçek dünyada nasıl hayat bulduğuna, bir yabancı gibi şahitlik ettim...inkar edemezdim...engel de olamadım.
Zaten engel olsam neye yarayacaktı ki...
Aşk için çekilen ızdırap, bir hiç için çekilenden daha mı anlamlı olacaktı...
Ya da bir doğru için çekilen acılar, bir yanlış için tenine kazınandan daha mı şerefli duracaktı...
Hepsinin ayrı bir hikayesi yok muydu..hepsi bir şeyler öğrettip de gitmedi mi... birini yalancılıkla suçlasam kendimi daha mı güçlü hissettirecekti...
Bir toz tanesiydim, bir toz tanesinden bile daha da çok küçüldüm.
Büyük patlamayı görmüştüm ama nedenini anlamak için tozdan bile küçük bir zerreye dönüşmek zorunda kaldım.
Belki bir cehenneme sürgün etti tüm bu hatalar beni ama kendimi kandırıp yapış yapış bir cennette yaşasaydım eğer...anladım ki daha huzurlu da olamayacaktım hayatta.
Kim bilir bu yüzdendi "insan kaç kere hayata gelirse gelsin aynı hataları yeniden yapar" demeleri.
Bu lafı bile kendimce anlayıp kabullendim gerçeğimi.
Pişmeden yenmiyorsa hiçbir yemek, olgunlaşmadan koparılınca ziyan oluyorsa her meyve....acımadan da öğrenemiyormuş insan, bir bütün olabilmenin her şeyi sahiplenmekten geçtiğini.
Zaten hep meydan okumuyor mu insan kendine..
Yetmiyor ya hiçbir şey...önce yaradaki kabuğu, sonra kabuğun altındaki kanlı dokusunu ,sonra daha altını, daha da altını oymuyor mu durmadan yaralarının.
En sonunda kemiğe dayanınca, işte o zaman duruyor... belki de sırf korkudan...
Korkuyor da ne oluyor...bu korkaklığın acısını da başka bir kabuktan çıkartıyor ya sonunda...
Ta ki saygı duyana kadar...
Ta ki bağrına basana kadar her bir yarasını...
Sonunda anlıyor bir gün tanrının koynunun çok kalabalık olduğunu. Toz tanesine dönse bile kendine yetecek kadar bir boşluğu asla bulamayacağını ve saklanarak hiçbir şeyden de kaçamayacağını.
Şimdi giderek sessizleşiyorsam, bu gereksiz haykırmanın bir anlamı olmadığını artık bilmemdendir...
Bazen dinlemek istemiyorsam söylenenleri, boş konuşmalardan kendimi arındırma isteğimdendir.
Ve herkese rağmen siyah bana göre beyazdan daha parlaksa, başkasının gözleriyle kendi hayatımı yaşayamayacağını bilmemdendir.
Sonuçta....
Her rengin gökkuşağında olmaya hakkı var..onları görmezden gelmek daha parlak yapmıyor hiçbir gökyüzünü.
YORUMLAR
"Pişmeden yenmiyorsa hiçbir yemek, olgunlaşmadan koparılınca ziyan oluyorsa her meyve....acımadan da öğrenemiyormuş insan, bir bütün olabilmenin her şeyi sahiplenmekten geçtiğini."
Yaaşdığımız her şeyin bir zamanı, bir kıvamı, bir nedeni olduğunu bu cümle ne kadar güzel anlatmış... Yazının özeti gibi.
'Olgun insanların geçmişinde büyük acılar vardır' sözü de kadim kültürlerden bu yana yapılan gözlemlerin sonucudur ve kesinlikle doğrudur.
Her acı yaşayan olgunlaşır mı?... Yok tabii böyle bir garanti!
Çok şeyi boşu boşuna yaşayan ya da yaşadıklarından çıkarım yapamayanlarla dolu dünya!..
Er ya da geç her yara kabuk bağlar Sevgili Yazarım!.. Kapandı izlenimi veren bu yara, alttan alta hep derine işler, kabuk düşse de yeri bellidir artık.
Bu sürede aranan uhrevi destekler bile koskoca bir aldatmacadır. Kişi acısıyla yüzleşmeden, nedenlerini ve sonuçlarını sorgulamadan, çözümleri kendi üretmeden 'kabuk' düşmez!..
Bu kişisel çabadır ki düşen kabuğun bıraktığı ize bile artık saygıyla bakabilmesini, onu bir parçası gibi kabullenebilmesini mümkün kılar.
Çok samimi bir iç yolcuğunuzu bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Dupduru ve akıcı dille okuyana doğrudan geçen bir yazıydı.
İçtenlikle kutlarım.
Sevgilerimle...
black_sky
Insan zamanla öğreniyor böyle şeyleri de.. Hiç yaralanmak istemiyor ilk önce sonra izlerini gizlemeye çalışıyor. Bu süreç her yeni yarada daha zorlaşıyor ve nihayet çözümlüyor bazıları önemli olanı..iste o zaman hem yaralarına hem kendine daha saygı duymayı da başarıyor...
Ne kadar erken anlarsak daha az hasar alıyoruz aslında çünkü kimse insanın kendi kendine verdiği zararı veremiyor...
Vakit ayırdığınız ve tekrar gelip yorumlarınızla değer kattığinız için çok teşekkür ederim.
Eksik olmayın dilerim.
Saygı ve selamlarimla
kabuk ve yara,iki sevgili gibi,,,
her yaranın,iyileşince,kabuğunu düşürdüğünü biliyoruz ama,,:)
yaraya değilde,kabuğamı üzülmeli,yaralananamı,bilemedim,en şanslı,yaranın kendisi galiba,,,ama,yazı çok güzel,onu bildim,
zati,güzel Adamlar,hep güzel yazarlar,onuda bilirim,
gecikmiş bir tebrikle,ve çok hürmetle,,
black_sky
Gecikme olmaz güzel ADAMLARA...ugramis olmanız bile yeter..
Eksik olma güzel ADAM sağlıcakla
Sevgili black_sky yazıyı okudum fakat yoğunluğum nedeniyle yazamadım.
Siyah renklerin en güzelidir :))
black_sky
Bana göre de siyah en güzel renk...;))
Eksik olmayın dilerim.
Sağlıcakla kalın
Sevgili ve vefalı yazarım. Yazınızın güne geldiğini gördüm ama yorum yazamadım.
Kısa bir tatildeyim. Cep telefonumdan okumaya va yazmaya çok alışık değilim, zorlanıyorum. O nedenle paylaşımlara da dönemiyorum.
Sizi içtenlikle kutluyorum.
( Yorum hakkınız baki. :))
Sevgilerimle...
Sevgili ve vefalı yazarım. Yazınızın güne geldiğini gördüm ama yorum yazamadım.
Kısa bir tatildeyim. Cep telefonumdan okumaya va yazmaya çok alışık değilim, zorlanıyorum. O nedenle paylaşımlara da dönemiyorum.
Sizi içtenlikle kutluyorum.
( Yorum hakkınız baki. :))
Sevgilerimle...
Serap IRKÖRÜCÜ
black_sky
Ne zaman isterseniz sayfa sizindir..
Iyi tatiller dilerim.
Sağlıcakla kalın
Zaman zaman her insanın yaşadığı ve yaşayacağı hisleri paylaşmışsınız. Eskiyle hesaplaşma ve aradan ne kadar vakit geçerse geçsin kabuğun düştüğünde yaranın bıraktığı iz hep devam edecektir. Gelecek bu kadar karanlık görünüyorsa elbette geçmişe ve yaralarımıza sarılacağız bu bir gerçek.
Günün yazısını selamlıyorum..
black_sky
Sevgiler ve selamlar benden..
Eksik olmayın değer kattınız yorumlarınızla
son zamanlarda okuduğum en hisli yazıydı
cidden hakkaniyet doluydu
dingin bir şekilde okuttu kendini
sardım sarmaladım
sarıldım
çok teşekkür ediyorum
kutluyorum canı gönülden
sevgiyle kal.
black_sky
Eksik olma dilerim.
Sevgilerimle.
ne çok yakışmış kurdelesi..
tebrik ederim güzellik..
sınırsız sevgilerimle
black_sky
Sevgiler benden
Temiz ve inandırıcı bir yürekle kaleme alından günün yazısını kutluyorum.
".... acımadan da öğrenemiyormuş insan, bir bütün olabilmenin..." Ve;
Gök kubbenin altında bir birinden üstün olmayan renkler gibi, yaratılmış bütün insanların da yaşama hakkı var olmalıdır. Keşke herkes istediği rengi seçebilme ve istediği yerde yaşama hakkına sahip olabilseydi.
Saygılarımla Efendim...
black_sky
Saygılar ve selamlar
black_sky
Saygılar ve selamlar olsun
Dün yarısına kadar okuyabilmiştim ( zaman kıtlığından) yarım haliyle bile kendi adıma güne seçmiştim...
Çok kutluyorum içten, sevgiyle...
black_sky
Eskik olmayın dilerim.
Sevgilerimle
Nesildaşım;
Yazı güne gelmiş ve iyi de olmuş. Çok güzeldi...
Sevinerek ve tekrar tebrik ederek🙃🙃
saygılar
black_sky
Teşekkür ettim yeniden.
Sağlıcakla
bence,
siyah olmasına rağmen her aydınlık, ışığı olmalı her fikrin tanrıyı aydınlatacak
akıl yetmez, ses yetmez...ufalansada çığlıklarımız bir düşün cebine dahi girmez, giremez metaforik yanımız
black_sky
Insan ışıl ışıl bir yerde neyi ne kadar görmeyi bekler ki.. insan gözü bir süre sonra karanlığa alışır uzun süre parlak ışığa maruz kalırsa körleşir...
Iyiliğini herkes kucaklar bir de kötü taraflarını kucaklamak var...
Değer kattınız yorumlarınızla
Saygılar ve selamlar olsun
black_sky
Eksik olma dilerim .
Kucak dolusu sevgiler
Cismani bir yolculuktan, İlahi bir yolculuğa sürükleyen yazınızı tebrik ediyorum, kaleminize sağlık.
black_sky
Sevgili Black,
Aslında hepimiz büyüdük, büyüyoruz, ama bazıları daha erken farkına varıyor "yaşam" denilen armağanın değerini, "olgunlaşmak,pişmek" ten bahsediyorum... Dünyaya, hayata, insanlara, yaşama, kendine, ruhuna bakışındaki farkındalık muhteşem... Yaşamı, kendini olduğu gibi kabullenmek ve bu konuda net olmak öyle her baba yiğidin harcı değil. Alıntıladığım şu cümleler benim için çok şey ifade ediyor..
"Ya da bir doğru için çekilen acılar, bir yanlış için tenine kazınandan daha mı şerefli duracaktı..."
Bu bakış açısı bana çok bilgece geliyor... Kabullenme, gücünün farkına varma ve bu gücü örneğin
gökyüzünü salt varoluşundan kaynaklanan mavisiyle, yıldızları ve güneşiyle, karanlığı ve aydınlığıyla, bulutları ve berraklığıyla olduğu gibi kabul edip, koşulsuzca sevmek gibi bir şey... ..Doğa nasıl akıp gidiyorsa, belirli bir ritmi, ahengi, canlılığı, var edişi ve yok edişi, varoluşu ve yokoluşu varsa, o şekilde yapabilme, olabilme halini temsil ediyor gözümde.Bu öylesi büyük bir anneliğe, sevgi ve şefkate, koşulsuzluğa, varoluşundan, salt varoluşundan duyduğun coşkuya, affetmeye, yaşamda her zaman, her ne olursa olsun güçlü olduğunu bilmenin verdiği özgüvene, anlama kucaklaşmaya işaret ediyor... Zamanla, kendinle, insanla, geçmişin ve geleceğinle... İşte o zaman ancak akışa kapılıp, an'ın, şimdi'nin getirdiği her şeyi kabullenip, ruhuna alabilme yeteneğini duyumsayabiliyorsun.. Sen aynı anda hem "hiç" hem de "herşey" olabiliyorsun... Bu nasıl güzel bir meziyettir.... İşte o yüzden senin diğer adın "yaşam" olmalı.. Yaşamın içinde olmak için sorumluluk almak gereğini hissetmen, duyumsaman, şefkatli bir dokunuşla, bir tokadı aynı akış içerisinde, sadece ve sadece, kendi içine yani makrokozmoz içindeki mikrokozmozunu daha iyi tanımak adına yapıyorsun... Bunlar çok güzel... Söyleyecek kelime bulamazken, aklımdan senin bu dünyaya kimbilir kaç kez gidip geldiğin, ölüp, yeniden doğduğun sorusu geçiyor.... Ve seviniyorum, en azından birinde seninle karşılaşmış oluşuma.... Şahaneydi... Tebriklerimle... Sevgim her daim seninle... Cesursun ve bu benim çok hoşuma gidiyor💞💞💚💚😘
"Hepsinin ayrı bir hikayesi yok muydu..hepsi bir şeyler öğrettip de gitmedi mi... birini yalancılıkla suçlasam kendimi daha mı güçlü hissettirecekti..."....
Esas güç, güçsüz olma hakkın olduğunu, bu durumun bir insanlık hali olduğunu kabullenmek ve bu durumu öncelikle kendine söylemekten kaçınmamak, yüzleşebilmektir... Sen bunu muhteşem yapıyorsun... 💞💞Yola devam o zaman çakıltaşım... ✋✋💕💚
black_sky
Yolu bilmekle yola girmek aynı şey değil derler ya...yola girmek gerek en cesurundan...bitiremesek bile...
Böylesine güzel yorumlar için çok teşekkür ederim. Okunabilir bir şeyler yazabildiysek ne mutlu..
Sevgiler benden... kabuğun en altından.
Yazının içinde kayboldum resmen!
“Çok yorgundum...sığınmak istedim tanrının koynuna..deliksiz ve ilahi bir uykuya ihtiyacım vardı..“ burada da yeniden kendimi buldum. Ve evet, öyle kalabalık ki tanrının koynu, en iyisi kendi yolunu seçmekti...
Nefis bir yazıydı!.. Kutluyorum çok ve sevgiyle...
black_sky
Sanırım böylesi daha kolayımıza geliyor bazen...kader mi kader demek...
Eksik olma dilerim hiç..
Her zaman bir keyif yorumların..
Sevgilerimle
Bir Eflatun Ölüm
black_sky
Güzel bir söz var ben hitit duası olarak biliyorum...
Tanrım,
bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret,
değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabir,
ikisi arasındaki farkı bilmek için akil ve
beni aşkın körlüğünden, yalanlarından koruyacak dostlar ver..
Sanırım olaya böyle bakmak güzel olur...aşk kısmı artık gelişine;)))
Kabuğun altında ne yaralar gizli..
iyileşmeyecek kimisi, iyileşmesin de zaten bi'tanesi, en derindeki..
sızladıkça o yara için için,
hatırlatır sana yaşadığını,
Sevgiyle güzellik..
Alıp götürdün bizi gökkuşağının renklerinde kendi rengimizle yüzleştirdin.
Gönlüne sağlık..
black_sky
Renk kattın gökkuşağına ne de güzel oldu..
Sevgilerimle
Kabuğun altında ne yaralar gizli..
iyileşmeyecek kimisi, iyileşmesin de zaten bi'tanesi, en derindeki..
sızladıkça o yara için için,
hatırlatır sana yaşadığını,
Sevgiyle güzellik..
Alıp götürdün bizi gökkuşağının renklerinde kendi rengimizle yüzleştirdin.
Gönlüne sağlık..
İçimde madde ve anti madde çarpıştı, ilk patlamadan hemen sonraki. Ve dedi ki Tanrı, anti maddenin karşısında maddenin şansı"hiç".
Bu hiçlikten meydana geldiğimizi biliyor bilenler ama susuyor... Olsun.
Bir yol daha var, içimizdeki patlamanın sesi.
Black, bu neydi böyle...müthiş. Tıpkı bing-bang gibi.
Alkışlıyorum.
black_sky
Ama her şeye rağmen bu yorum benim kendi adıma alacağım en güzel ödül olacaktır..
Eksik olmayın değer kattınız yorumunuzla..
Sağlıcakla.
İç içe geçmiş duygular
hesaplaşma ve yargılama sorgulama
Gökkuşağı eşittir ruhsa her duygu olmalı ve yaşamalıyız
Tebriklerimle nesildaşım
saygılar
black_sky
Yorum için teşekkürler nesildaşım.
Sağlıcakla.
:)
yeni bir yolculuk öncesi valiz toplamak gibi
ve daha önceki giyilmişleri çıkarıp, yer açmak yeni ve elbet en güzel bir gökyüzüne dedim.
eyvallah.
black_sky
Teşekkür ederim yorumlariniz için
Saygılar ve selamlar olsun
O ki imdiye kadar büyük bir kavramdı, imdiden bu çağdan sonra çok küçük kalıyor. çok değerliydi uğruna katliamlar yapıldı, imdi değersiz ona benzemek isteyen katliam yapacak ya da ins kendi kendine yapacak.
lakin güle tebessüme rüzgarın ve dalgaların musikisinde kanatlarını bırakmak lazım artık. gayrısı paklamaz. hani derler ya, ruh gibi.. aynen öyle ruh gibi yaşamaya bin bir mutluluğu görmeye açılacak gözler.... umuyorum umarım. zifiri karanlıkta aydınlıksa zihin, aydınlıktayım diyenler zifire koşmalı.. ve sevmek acıyı ve tiksinmek acıdan veya sıfır. genel 1 lerde dönüp duruyor. sıfırız hiçiz hepiz bu yüzden dinazorlar kaybolmasa da çevremizden..:)
dünya sanki replikion:) veya transformers olsa ne fayda ne zarar..
nesildaşım.. insansın.. çöğlüğünde açmış dimağlarız dünyanın..
ulu şaman ulusun yenilmesin tanrının çocukların hiraya ve romaya.. ve hinde çine. afrikaya. amerikaya..
içimizdeki şaman ulusun..kalp perdeleri titresin. ve kalpteki kurt ses versin..
saygı huzur ve sağlıcakla efendim..
eksik olmayın..
black_sky
Dediğin gibi, ulusun icimizdeki hayvan her neyse artık...dile gelsin şaman,,,, içimizde gömdügümüz asıl meselelerden utanmadan neyse o olmayı hatırlamalıyız belki de...
Gökkuşağında her renge yer var görmesini bilene...
Eksik olma nesildaşım...
Sağlıcakla