- 5197 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EŞEK SIPASI
Şu sıralarda sosyal medyada da gezip duruyor, bir yarışmada hayvan yavrularının isimleri soruluyor. Cevap: buzağı. Ama ne yazık ki iki yetişkin, sıpa, buzağı, oğlak ve kuzu cevapları arasında bocalayıp duruyor ve doğru cevabı veremiyorlar.
Ben izlerken sinirlerim bozuldu, çok üzüldüm. Ama üzüldüğüm bu iki yetişkin değildi elbette. Canımı sıkan yeni nesli böyle mi yetiştirdik, hepsi mi böyle, düşüncesiydi.
Yorumlarda epeyce çıkışmışlar, nasıl bilemezsiniz, diye. Birileri de bilememelerini normal görüyor. Biz bu hayvanların içinde yetişmedik ki ne bilsinler diyor, biraz alaycı bir tavırla.
Bu yaklaşım doğru tarafı var elbette. Gerçekten biz şehir çocuğu olmamıza rağmen eşekle, sıpasıyla; koyunla, kuzuyla iç içeydik. Küçüklüğümüzde onlarla güzel hatıralarımız bile oldu. İyi de, bu gerçek sonuçta bir kültürün, bir dilin, bir milletin parçası olma gereklerini değiştirmiyor. Şunu diyemezsiniz ki, ben sıpayı görmedim ki adını bileyim. Peki, sen su aygırın gördün mü, balinayı, panteri, gorili gördün mü, onlarla yaşadın mı? Hatta sen Atlas okyanusunu, Amerika’yı, Teksas’ı gördün mü? Görmeden nasıl biliyorsun?
Bakın görmediğiniz halde dilimizde, türkülerde, deyimlerde, atasözlerinde bunlar var ve siz bunları bilmiyorsanız Türkçe konuşuyorum, da diyemezsiniz.
Kedi köpek gibi dalaşmak, derya kuzusu bunlar, dana altında buzağı aramak, dananın kuyruğu şimdi kopacak, deveye neden boynun eğri demişler, köprüden geçinceye kadar ayıya dayı diyenler, yazın cücüğü güzün sayılır, it ite, it kuyruğuna havale ediyor, sakla samanı gelir zamanı, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır, yine eşek sıpalığı yapma, kargaya yavrusu şahin gözükür, kirpi yavrusunu pamuğum diye severmiş, ortalıkta camış gibi geziyordu, boğa burcu, koç burcu, kurt kocayınca köpeklere eğlence olur, burası ahır mı kardeşim, sen eşek olursan semer vuran çok olur, at sahibine göre kişner, yılan bile su içene dokunmaz, it iti ödünce kaşır, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş…
O kadar çok ki. Şimdi su sözlere bakın içinde bizim hayatımızdan çıkmış o kadar çok sözcük var ki. Ne yapalım, hayatımızdan çıktı diye, dilimizden de mi çıkartalım? Var sayalım ki dilimizden bu sözleri çıkardık. Sonuz ne olur biliyor musunuz? İletişim olmaz, düşünce olamaz, bir milletin üyesi olmayı bırakın insan olamazsınız. Çünkü insan düşünen ve konuşan bir varlıktır.
Şöyle çevrenize bir bakın. Ama canı gönülden bakın. Yeni tetişen gençlerin dert anlatmaktaki sıkıntısını görürsünüz. Ya da görün artık.
Çok acımasız da olmak istemiyorum aslında. Kabul etmek gerekir ki, bu suçun tamamı gençlerde değil. Onları bu hale getiren büyüklerde, ortamda, okullarda, tedbir almayan yetkililerde…