NEGATİF ENTROPİ
Termodinamiğin ikinci yasası olarak bildiğimiz ENTROPİ; hayatımızda istatistikten, fizikten, bilgi kuramından tutun da felsefe ve teoloji alanına kadar bir çok alanda kavramsal olarak kullanılır. Tabii ki çok geniş bir sahayı ilgilendiren buna benzer kavramlara her sahada farklı anlamlar verilebilir ama kavramsal olarak benim anladığım ENTROPİ "minimum enerji ile maksimum düzensizlik veya durağanlık" isteğidir. Zaten maksimum düzensizlik istediği de yine minimum enerji harcama isteğiyle ilgilidir.
Daha iyi anlaşılması için fizikte bir örnek verelim. Bir taş eğer havada asılı kalmak istiyorsa bunun için yer çekimine karşı büyük bir direnç gösterip enerji harcaması gerekir. Ama taş bu enerjiyi harcamak yerine minimum enerji harcayarak kendini aşağıya doğru bırakır ve büyük bir kaosun içine doğru sürüklenir. Bu ifadeleri biraz daha açacak olursak, evrendeki bütün sistemlerin belirli bir yapıya ve düzene sahip olarak yaratılmış olduğunu, ancak geri dönülemez şekilde, yok olmaya doğru gitmekte olduğunu söyleyebiliriz. Yani her şey düzenli bir ortamdan düzensiz bir ortama doğru hızla akmakta. Bir bardak sıcak çayı düşünün. Bu çay sıcak kalmak için çaba göstermek yerine sürekli soğumaya çalışır. Ve alınan ısı ile verilen ısı birbirini dengelemek için sürekli bir çaba harcar ve çay soğumaya başlar (Q=m.c.d.t). Ancak dikkat edin ortam ve şartlar değişmedikçe bardaktaki çay soğuduktan sonra bir daha asla kendi kendine ısınmaz ve sıcak olmaz. Ya da elinizdeki stres çarkını düşünün dönmesi için dışarıdan bir güç ve enerji vererek onu döndürürsünüz ancak belli bir zaman sonra o çark daha fazla enerji harcamak istemez ve minimum bir enerji harcama isteğini hatırlayarak durmaya başlar. Siz ona tekrar güç uygulayıp çevirmedikçe o çark asla bir daha kendi kendini çeviremez. Doğan bir insanın ölmesi de entropi yasası ile izah edilebilir. Hayatta kalmak büyük bir çaba ve enerji ister. Genç kalmak şimdilik imkansız bir şeydir. Çünkü doğadaki her şey gibi insan vücudu da minimum enerjiye doğru akıyor. Minimum enerji harcama isteğiyle insanoğlu, doğumdan itibaren hastalanarak, yaşlanarak ölüme doğru sürükleniyor. Eninde sonunda tıpkı insan gibi dünya ve alem de bu entropi yasası gereği yok olup ölecektir ki inanalar için kıyamette işte budur. Zaten Allah’ın varlığının en büyük delili de budur diyebiliriz çünkü sürekli yok olmaya doğru eğilim içinde olan bu kainatı dışarıdan bir enerji ile düzene koyup, beslemek gerekiyor. Kim neye inanmak istiyorsa inanabilir tabi ama işte bu enerjiyi veren ve bu müdahaleyi yapanı biz inanlar Allah olarak kabul ediyoruz.
Çok uzattın derdin ne diyenler için işin aslına gelirsek eğer; tüm bunları toplumsal veya sosyal entropiden bahsetmek için anlattım. Tarihsel süreç içerisinde geçmişe dönüp baktığımızda binlerce devletin, imparatorluğun ve kavimlerin gelip geçtiği ve eninde sonunda kurdukları düzenin ve sistemin yıkılıp son bulduğunu hepimiz biliyor ve görüyoruz. İşte bu da bir nevi sosyal entropiden kaynaklı bir düzensizlik isteğidir. Yani işin özeti toplumlar da sürekli baskı ve zulüm görürlerse, sürekli olarak belirli bir kalıba ve düzene sokulmak istenirse ve kendi fıtri düzensizliğini yaşamalarına müsaade edilmez ise eninden sonunda bu baskıya (enerjiye) karşı koymak için büyük bir isyan ve bozulma içine girerler. Bunu "ee peki ne yapalım bırakalım da herkes kendi düzensizliği içinde kendi kafasına göre mi yaşayıp gitsin" olarak anlamayın lütfen. Yukarıda örnekte verdiğim gibi Allah nasıl kainatın düzenine dışarıdan o düzeni bozmayacak ama sistemin bütününü birbirine düşürmeyecek müdahalelerde bulunuyorsa (negatif entropi), devletler veya daha küçük yerel sistemler de tıpkı onun gibi ortak akıl, liyakat, istişare, meşveret, uzlaşma ve adalet ile öyle kritik müdahalelerde bulunacak ki bu müdahale çok büyük bir baskı ve ifsad yerine ortaya daha daha sağlıklı bir özgürlük ortamı koyacak. Eğer yönettiğiniz halkları veya şirketleri baskı ve tahakkümle yönetmeye kalkarsınız eninde sonunda o baskıyı kıracak bir entropi yasası gelip size bulacaktır. Bu durumu ancak negatif entropi ile aşabiliriz. Yani eğer vücudunuz entropi yasası gereği hastalanıp güçsüz düşerse siz de negatif entropi yasasını uygulayarak ilaç alıp o düzensizliği iyileştirebilirsiniz ve tekrar sağlıklı hale gelebilirsiniz. Entropi kendi başına zaten düzensizlik olduğu için negatif entropi; düzensizliğin düzensizliği yani düzen anlamına gelir. Kısaca bir toplumun dışarıya ve gelişime kapalı, dünyadan kopuk bir toplum olmaması ve negatif entropi ile düzene girmesi ancak yukarıda saydığım "ortak akıl ve uzlaşma, meşveret ve istişare, adalet ve liyakat" üçlüsüne bağlıdır. İyi bir yönetici her şeyi ben bilirim diye ahkam kesen insanlar arasından değil, yukarıda saydığım negatif entropi oluşturabilen insanlar arasından çıkar. En azından benim acizane düşüncelerim ve gözlemlerim budur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.