Bilmiyorum
Dokunulası değil hiç bir şey uzun zamandır. Öylesi yavan, filtreli, doğallıktan uzak, maskelenmiş, hani fotokopisi sanki herşey önceden güzel olan birşeylerin ..
Duyularını yitirmiş, bitkisel hayatta gibi yaşam.
Sanki bir sel yatağında yaşıyormuşum bunca yıldır da , gideceğim yönü hep o belirlermiş , gökyüzüne bırakırmış beni arada sakince , usulca güneşe bak! dermiş kimi zaman , gülümse. ..
Kızar , sinirlenir, coşar deli gibi dört nala! ben sessiz, korunaklı hep koynunda. .
Geçtiğimiz her yer, çarptığımız, döndüğümüz, kendimizle götürdüğümüz , bazan ben farkında olmadan kopup gidenler, bir yere takılıp kalanlar, yorulup kıyıya vuranlar. Benimle ama yalnızca benim sığlarımda! derinler mi? Boşlukta yankılanmış gibi hep sesim ve sessizliğim..
Kurumuş ve tortusu kalmış şimdilerde diyorum her şeyin!
Ellerimle diktiğim tohum bile can bulmak için çırpınıyor toprağın altında. Sanıyorum canı yanıyor, seviyorum, seviyorum can bulacak diye . Bakıyorum, ektiğim yerde kuruyup can veriyor.
Uzun zamandır soyut bakışlara gülümsüyorum.
Farkındayım
Kuruyor ruhum. .