- 393 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NİKOS KAZANCAKİS
1957 yılında kaybettiğimiz şair ve yazar Nicos Kazancakis, dünyanın bir çok ülkelerinde romanlarıyla ün yapmıştır. Oysa Kazancakis’in yazarlık hayatı daha önce yazdığı felsefi denemeleri, gezi yazıları ve şiirleriyle başlamıştır. Yüksek öğrenimini Atina Üniversitesi’nde hukuk okuyarak tamamladıktan sonra çeşitli Avrupa ülkelerini dolaşıp, felsefe ve edebiyat konularında araştırmalar yapan Kazancakis kitaplarında Bergson’dan Darvin’e, Marks’a, Budizm’e, Hristiyanlığa, Dante’den Homeros’a uzanan çok geniş bir alana duyduğu ilgiyi dile getirmiş, bu yazarların bazılarının eserlerini Yr yazı dili olarak gelişmesi için küçümsenmeyecek bir çaba harcamıştır.
Kazancakis Yunanistan’da özellikle kırsal kesimde ve odalarda konuşulan halk dilinin zenginliğini kanıtlamak için giriştiği çalışmayı 1938’de yayımladığı Odysseia adlı destanı ile başarılı bir sonuca ulaştırmış, bu destanın yayını kendi ülkesinde büyük tartışmalara yol açmıştır. 24 bölüm ve 33.333 dizeden oluşan Odysseia Homeros’un destanının belli bir bölümünden yola çıkarak Kazancakis’in yenidünyaları, özgürlüğü, tanrıyı ve kendi ruhunun aradığı serüvenleri anlatır. Bu destanın da kahramanı olan Odysseus aynı zamanda bir aşık, bir derviş, bir düşünür olarak karşımıza çıkar ve uzayıp giden yolculuklarında Buda’nın İsa’nın, Don Kişot’un ve Faust’un benzerlerine, öğrencilerine rastlar, Bu derlemede Odysseia’dan verdiğimiz iki kısa örnekten birincisi El Greco’ya Mektuplar’ın başında da sözünü ettiği ’’tırmanma’yla İsa, Buda, Lenin, gibi kutsal saydığı adların simgelediği dört aşamalı bir yükselişle ilgilidir. İkinci örnek ise Kazancakis’in unanca’ya çevirmiştir. Yunan dilinin geçirdiği bunalıma da kayıtsız kalmayan yazar daha ilk çalışmalarında halk dilinin bidoğaya verdiği önemi destanın kahramanı Odysseus’un aracılığı ile, onun doğayla özdeşlik kuruşunu anlatarak ortaya koyar. Aleksi Zorba, Kardeş Kavgası, Yeniden Çarmıha Gerilen İsa, Toda Raba ve Ya Hürriyet ya Ölüm gibi romanları Türkçeye’de çevrilen yazar bu kitaplarında hayata büyük bir tutkuyla bağlı, gerçeği araştırmaktan yılmayan ilginç kahramanları ele alır. Ölümünden sonra yayımlanan El Greco’ya Mektuplar adlı otobiyografik romanı Kazacakis’i tanımak için belki de en uygun bir başlangıç sayılabilir.
Kazancakis’in Zorba adlı romanı, onun kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. Geçmişin, kayıp giden zamanın, insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden geçirilmesidir. Zorba aracılığıyla Kazancakis, öz yaşamının yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarır. ’’Korkmamayı, yaşamı sevmeyi, ayakta durabilmeyi bana o öğretmişti.’ diyor yazar. Gerçekten de Zorba, bir yaşam kılavuzudur. Özgür insanların simgesidir. Bugün Kazancakis’in mezar taşında yazılı olanlar, doğrudan Aleksi Zorba’nın ağzından dökülmüş yazgı sözcüklerini andırıyor: ’Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.