- 438 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAKİKATİ ARAMAK
HAKİKATİ ARAMAK
En büyük iş bu. Niçin arayacağız hakikati. Arayacağız çünkü yaradılış amacımız bu. Varlık misyonumuz bundan başkası değil. Kutsi hadiste ne buyruluyor: ’Ben bir gizli hazine idim, bilinmeyi istedim, alemleri yarattım’.
İşte şaşkın insanoğlu dünyanın yaratıldığı günden beri insanoğlu hep bir arayış içinde olmuştur. Bu arayış esnasında bazen bulduğunu sanmış, bazen bulur gibi olmuş, bazen de tam zıddı bir buluşla aldanıp durmuştur.
Bu aldanıştır ki insanlığı bunalımlardan bunalımlara sürüklemekte, savaşlardan savaşlara yuvarlamaktadır. İşte bu bunalım, buhran ve savaşlar büyük yıkımlara sebep olmakta, insanoğlu bu badirelerden büyük kayıplar, ziyan ve zararlarla çıkmaktadır. Her defasında büyük felaketlerle karşılaşan insanoğlu bir türlü akıllanmamaktadır.
Oysa Yunus Emre’nin deyişiyle ‘Şeriat, tarikat yoldur varana/ marifet, hakikat andan içeru’. Gidilecek yol belli iken bunca arayış niye diye sorası geliyor insanın. İşte insanoğlu o kadar zavallıdır ki hakikat güneşini ceketinin cebinde kaybetmiş, başka yerlerde aramakta.
Bu arayış aslında daha büyük kayıpların habercisidir ve yanlış arayış sürdükçe kayıplar artmakta, insanoğlu felaketlerden felaketlere yuvarlanmaktadır.
Hakikati arama işçisi olan insanoğlu bu hakikati arama macerasında oldukça tembel davranmakta, yanlışlardan yanlışlara gitmekte, yanılgılardan yanılgılara gidip gelmektedir.
Meşhur Hocanın yaptığı gibi insanoğlu kaybettiği hakikati kaybettiği yerde değil, başka başka yerlerde aramaktadır.
Emr olunduğu gibi dosdoğru olmak yerine hep yanlış yollara atılmakta insanoğlu ve kendini bu arayış macerasında mahv-u perişan etmektedir. İşte Kutsal kelamda buyrulduğu gibi; ‘insan elbette ziyandadır’, hakikati gün gibi önümüze çıkmakta, ‘insanoğlu zalum ve cehuldur’ gerçeğiyle yüz yüze gelmekteyiz.
Dini hayatımızın bu alanda tutuğu ışık şer güçlerin engellemeleriyle karartılmak istenmektedir. Bu hakikati arama macerası insanlığın ilk gününden bu güne sürmektedir. Bu arayış bazen büyük yanılgılarla sürmüş, insanoğlunun önüne hakikat yerine büyük yalanlar getirilmiş, büyük kitleler zaman zaman bu yalanlarla aldatılmış oyalanmış ama bu aldatılma hiçbir zaman sonsuzca olmamış olamamıştır. Çünkü ‘hak geldi batıl zail oldu hükmü apaçık ortadadır. Batıl kuşkusuz yok olmaya mahkûmdur ifadesiyle asıl zaferin hakkın ve hakikatin olacağı ilan edilmiştir.
İnsanoğlunun bu büyük macerası zor ve meşakkatli bir yolculuktur, ancak zor olduğu kadar da kutlu bir yolculuktur. Bu yolculuk aslında ahsen-i takvim: en güzel yaratılışta olan insanoğlunun nefsine uyması sonucu yuvarlandığı esfel-i safilin: aşağıların aşağısından kurtuluşu ve tekrar yaradılış gayesine dönüş macerasıdır. Bu macera kutlu bir maceradır ve insanoğlunun en büyük ve en değerli macerasıdır. Kutlu bir yolculuktur bu. Bütün yolculukların üstünde bir değere haizdir. Seyri süluk budur tasavvufta. İnsanı kamilin bulunması yoludur bu. Kamil insana ulaşma yolculuğudur bu. Kutlu olsun
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.