- 692 Okunma
- 6 Yorum
- 5 Beğeni
Benden
Benim insan ilişkilerimde mâneviyata verdiğim değerden olsa gerek, biraz farklılıklar vardır. İnsanlara yaklaşımım maddeden soyutlanmıştır, mânâ içerir.
İnsanlar var bilgiçlikte üzerlerine yoktur. Kimseden aşağı kalmayı içlerine sindiremezler de. Yaşantı deseniz; "siz hayat mı yaşıyorsunuz" derler. Onlar en güzelini yaşıyorlardır. Karşısındaki ile konuşurken öyle küçümser tavırlar hâkimdir. Kendini beğenmişlik hat safhadadır. Kompleksten ezilen, hep de içlerini kemiren bir şeyler bulan zavallılar diyorum onlara.
Biz de yaşıyoruz bu hayatı. Biliyoruz demeden. Hep bilgiye ve öğrenmeye açık. Kendi var olduğu değerlerle yetinen. Mütevazı bir yaşantıyı seçmiş, kalender yaşayan insanlarız. Hep rahat ve huzurlu. Küçük olmaktan memnun, küçücük karıncalar gibi yaşıyoruz.
’’Siz yükselmek istediğiniz zaman yukarı bakarsınız. Bense, aşağı bakarım; Çünkü yükselmişim.’’ Nietzsche
Gecenin karanlığında, gökte yapayalnız yanan bir yıldız gibi, bir göçmen kuşu gibi yurdundan çok uzaklarda yapayalnız, sessizce yaşarız. Erdemli yaşamaktır ilkelerimiz.
Hani senaryo yazılmıştır, baş aktör oynar rolünü. En baba karakterdir canlandıracağı.
İşte biz gerçek hayatta yaşadık bunları. Oynamadık, bizim yaşam tarzımız oldu dürüst yaşamak.
Namerde boyun bükmeden hep dağlar gibi dimdik durduk. Hiç eğilmedik, bükülmedik, dökülmedik.
Kötüler de oynandı o sahnelerde. İşte o karakterleri de gördük biz hayatta. Asl olanın suret değil mânâ olduğunu, kabukların özü muhafaza ettiklerini de okuduk. Öylesine bulanmadan donmadan akmayı da öğrendik Mevlânâ´dan.
"Kralım demekle kral... Âlimim demekle de âlim olunmaz. "
"Ahlâksal eylemlerimizin amacı mutluluktur . Ahlâki mutluluğa erişmek ise ancak bilgi ile mümkündür. Bilgi insanları doğru eylemelere, bilgisizlik ise yanlış eylemlere götürür. Bilgidir ki insanı ancak mutlu, ahlâklı ve erdemli yapar. " Sokrat
Bir gün evine polisler gelirler ve Sokrat´ı tutuklarlar . Tam götürürlerken hanımı polislere seslenir; " O’nun suçu yok ki, niye götürüyorsunuz ? "
Sokrat hanımına döner aynen şöyle der; " Sen rahat ol. Suçum olsa da götürselerdi daha mı iyi olacaktı. "
Ben diyorum ki şu yasadığım ömrümde insanların kalbinde ne kadar yer ettim? Sen ne kadar yer ettin? Benim evlatlarım ne kadar yer edecekler? Herkesin bu soruyu kendine sorması gerekmiyor mu?
Öylece bir kenarda durayım, gerilerde, hiç kimse demesin; şuyu var, buyu var. Malda mülkte gözüm yok. Zenginlik de istemiyorum. İste benim sahip olduğum zenginliğim de bunlardır.
Sevenlerinin gönlünde yer etmek, iyi bir insan olarak anılmak en büyük zenginlik ve böyle yaşayıp, bu dünyadan öyle rahat huzur dolu göçmek. Allah cümlemize hayırlı ömür versin inşallah.
Gürül gürül, sütten ırmak gibi akan bir derenin kenarında olmalıyım. Tıpkı bir annenin kucağında uyuyan bebek gibi uyuyayım. Sonra alıp başımı gideyim. Gün boyu gece demeden yürüyeyim. Uzaklara varayım. O yüce dağların şâhikalarına tırmanayım. İksir gibi sular içeyim kaynaklardan. Sessizliği dinleyeyim. Sonra o uzaklara bakıp; bağıra bağıra aşk şarkıları söyleyeyim.
Benim dünyam ne güzeldir
Bir bilseniz... Bir bilseniz
Ah! Bilseniz içimdekileri...
---
Fikret Şimşek
YORUMLAR
Erdemli inanalar milyon kere yıkılsa da tekrar ayağa kalkmayı bilir ama bu duygudan haberi olmayanlar en ufak rüzgarla un ufak olur..
Gözümüzü kapasak ne olacak...arkasinda bolca mal mülk bırakanların mirasçıları birbirine düşerken, ardından ve hatta yaşarken insan olmayı öğreten ve gurur diye bir miras bırakan kişilerin ardındakiler birbirlerini daha çok severler...
Benim hanemde halen söz senet, tokalaşmak namustur...gerisi bir avuç hiçten öteye yürüyemez.
Yürüdüğünuz bu yol çiçeklerle döşenir dilerim.
Sağlıcakla
Fikret Şimşek
Ben ilk bir sitede yazmaya Erdem niciyle başladım. Fakat adımı da yazdım yayımladığım yazılarımın ve şiirlerimin altına.
20 sene oluyor. Yaşam felsefemle özdeşleşen bir değerdi bu benim için. Kısaca yazmak istedim.
O zamanlar okuduklarım vardı.
Biraz felsefe kitapları.
"Sokrates 'in Savunması "beni çok etkilemişti.
Çok uzattım.
Yazdıklarınız kendi kişiliğinizin değer yargıları. Ne güzel.
Çok teşekkürler.
Cümlemizin yolu güzellikler olsun.
Sevgilerimle
Fikret Şimşek
Sevgilerimle.
Sevgili Fikret Ağabey
Vaktinde Nazım Hikmetin bir şiirini yarıya kadar okuman ve sonra duygulanıp yarıda bıraktıktan sonra en güzel şiir okuyan olarak yazıldın an o günden beri hiç unutmadım. Dağlara şiirlere sevdalara gönüllü ve de dostluklara. Hayatta her şey düşündüğün düşlediğin gibi olsun üstat.
Sevgi saygı ve selam ile.
Fikret Şimşek
Okuyamadım demek.
Doğrudur. Ben Nazım Hikmet'in hayatını da okuyamam. Çok içim acır. Onun yaşadıkları çok acı olmuş. Çok sağlam durmuş. Sağlam yazmış.
Şiirleri tabii ki tartışılmaz. Müthiş. Ama onun insan kişiliği belki şiirlerinden daha fazla etkilemiştir beni.
Zaten ben şiirde şiirden çok insan faktörü ararım.
Ayet yazsa adam olmadıktan sonra biz o adamı okumayız.
Önce insan.
Nazım'ın şiirini bırak bir fotoğrafı. Böyle o Bursa ceza evinde takunyalar ayağında. O yeter. Demir parmaklıklara tutunmuş koğuş arkadaşları da yanında bir fotoğrafı vardır müthiş etkilenirim. Ki o pencereler Uludağ'ı görür. Oradan az geçmedim. Bilirim oraları daha çocuk yaşlarımdan.
İnan kardeşim şu an bunları yazarken bi başka oluyor içim. Onlara bakmıyorum.
Siyah beyaz bir film şeridi geçiyor gözlerimden.
Ben bilmiyorum biliyor musunuz, Bursalı'yım.
O Bursa hapisanesindeyken ziyarete gidenlerin görüşmelerini okuduydum. Nasıl o ziyaretine gidenlerin ona olan sevgisi. O nasıl anlatamam.
Ahh ben de gidebilseydim keşke o zamanlar diye iç geçirmişimdir. Ki dünyada yoktum daha.
Nasıl bi şey bu insan sevgisi. Ona içten hayranım.
“Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın… ”
Geçen gün burada yayımladığım bir yazımda Bursa'ya Dair adlı şiirinden kısa bir bölüm koymuştum. Tras Uludağ yazımda.
Benim çok etkilendiğim şairler oldu. Çok zevkle okuduklarımın yanında böyle bir şiirinde koparım. Galiba benim duygusal oluşumdan kaynaklanıyor. Ferruh Ferruhzad mesela. Otuz üç yaşında trafik kazasında ölmüş. Çok acı. Nasıl güzel eserler bırakmış edebiyat dünyasına.
Daldım gittim. Yazmak geldi içimden.
Çok teşekkürler yorumun için.
Dağlar... Ah evet. Dağları yazıyorum.
Unutmamışsınız.
Hiç ve zerre.. Karınca... Erdem.
"Bizi bilen bilir bilmeyen neylesin "
Sevgilerimle
Fikret Şimşek
Eksik olma.
Sevgilerimle.
Ne güzel bir yazı.
Dışsal çokluk içerisinde,
Yukarıya , aşağıya ve kendine aynı anda bakabilen insan, insan’dır. Rasyonel bilinci aşmalı bi noktadan sonra bunu başaranları tebrik ediyorum yürekten👏👏👏
Her daim dostlukla
Fikret Şimşek
Değer katıyorsunuz.
İnsan konuştuklarını birilerinin dinleyip bir ses vermesine tabii ki memnun oluyor.
Eksik olmayınız.
Sevgilerimle.
Bir özlü sözde paradan başka harcayacak hiç bir şeyi olmayanlar dünyanın en fakir insanlarıdır derler. Çok şükür ki paradan başka harcayacak sevgimiz ilgimiz vatanımıza muhabbetimiz var. Okumak aydınlanmak ne güzel. Balzac bilginin efendisi olmak istiyorsan çalışmanın kölesi olmalısın demiştir. Insan her zaman zenginlikte kendinden aşağıda olanlara bakıp şukretmeli ilimde de kendinden yukarıdakilere bakıp feyz almaya çalışmalı.. Güzeldi tebrikler...
Fikret Şimşek
İlgili olmanıza sevindim.
Atasözleriniz harikaydı.
Sevgilerimle.