HUZUR EVİ
Huzur evi
Biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz bahanesiyle
seksen yaşındaki hasta annesini huzur evine yatıran oğlu
çok seyrek de olsa onu ziyarete gidiyordu.
Yaşlı kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı.
Bundan önceki çocukları yaşamamış
bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü.
Tek evlatlarıydı, bir şey olacak diye içleri titremişti.
Oğlu o gün huzur evinden bir telefon aldı.
Telefonda ki ses annen çok hasta her an ölebilir
seni görmek istiyor diyordu.
Oğlu arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu.
Oğlu annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı.
Annesinin ellerini tutup "anne senin için ne yapabilirim?"
“Senin için ne yapmamı istiyorsun?”diye sordu.
Annesi feri sönmüş gözleriyle uzun uzun
oğlunun gözlerinin içine bakıp;
zor duyulur bir sesle
"Artık çok geç ama isteseydin çok şey yapabilirdin...
Ama yapmadın" dedi ve devam etti.
"Çoğu akşam yemek yetişmediği için aç yattım.
Klimayı açmadılar sıcaktan fenalaştım
Buzdolabım yoktu bir bardak soğuk su içemedim.
Sıkıldığımda temiz havaya çıkaranım olmadı.
Altımı ıslattım diye tokat attılar.
Ayda bir kere banyo yaptırdılar;
kirden vücudumda yaralar oluştu.
Bana bu yapılanlar arkası kuvvetli olanlara yapılmadı,
çünkü onların ilgilenenleri vardı
ve ben ise kimsesizdim.
Biliyor musun?
En çok da sevgisizlik acı verdi.
Kimse saçımı taramadı, yüzümü okşamadı.
Sen terk edilmişlik nedir bilirmisin oğlum ?
Terk edilmişlik,ölmeden mezara konmaktır
bunu unutma olur mu.!!
İşte böyle artık her şey için çok geç
senin benim için yapacağın hiç bir şey kalmadı.
Ben her şeye alıştım da
sadece senin özlemine alışamadım."
derken feri sönmüş gözlerinden iki damla yaş
yuvarlanıp yanaklarında dondu.
Oğlu şok olmuştu.
"Bana bunları neden şimdi söylüyorsun,
neden daha önce söylemedin?"
Annesi, "Nasıl söyleyebilirdim ki
sen beni koskocaman evinde bir köşeye sığdıramamış,
bana burayı layık görmüştün.
Seni rahatsız etmek istemedim oğlum.
Benim için artık çok geç,ama ben asıl senin için üzülüyorum
çünkü sen yaşlandığında çocukların seni buraya bırakırlarsa
benim dayandıklarıma sen dayanamazsın.
Unutma ki kim ne ekerse onu biçer,
ne verirsen onu alırsın oğlum" dedi ve gözlerini kapattı.
Belli ki bu konuşma onun son kalan gücünü de tüketmişti.
Bir saat sonra sıkı sıkı tuttuğu
oğlunun eli ellerinden kayıp düştü.
Evet, bir anne daha içi acıyarak hayata veda etmişti.
Çabuk gelir geçer biter seneler
Kayıp gider elden ömür dediğin
Felek kalburunda sessizce eler
Kayıp gider elden ömür dediğin
Kucak açılmazsa dost’mu sarılır
Dost dostuna bilmem niye darılır?
Güvenme gün olur yerde yarılır
Kayıp gider elden ömür dediğin
Hayaldir,seraptır,düştür gördüğün
Çekilmez bir hayat herşey kördüğüm
Aşılmaz sur sanki kendi ördüğün
Kayıp gider elden ömür dediğin
Neler gördüm neler siz iyi seçin
Sevda köprüsünden dikkatli geçin
Abu-hayat sunsa üfleyip için
Kayıp gider elden ömür dediğin
Ben beni özümden kendim yazarım
Hilem,Hurdam yoktur açık pazarım
Dörtyol üzerine kazın mezarım
Kayıp gider elden ömür dediğin
Giden geri gelmez kim arar sorar
Der Durak’ım ömrün hepsi bu kadar
Çelikten ev yapsan ne işe yarar
Kayıp gider elden ömür dediğin
Durak YİĞİT
GönüllerinŞairi
KOCAELİ
YORUMLAR
maalesef ki bunlar yaşanılan acı gerçekler ):
acaba bizleri nasıl bir huzur evi bekliyor
evlatlarımızın gönül evlerinde bir yerimiz olacak mı acaba
yazınızı okuyan herkesin ibret alması dileğimle
saygılarımı sunuyorum...
batu_41
Kim bilir bizleri neler bekliyor,bizler nasıl olacağız.
İslamdan uzaklaştıkça,islami ölçüleri batılı hayranlığına dönütürdükçe
dinden uzaklaştıkça bu yaşanılan kaçınılmaz son akibetimiz olacaktır.
Ahlak, insanlık ve diğer olması gereken hasletlerimiz eskimemeli
bazı şeyler hep var olmalı bitmemeli yitmemeli,
atadan babaya, babadan oğula aynı şekliyle devam etmeli,
müslüman müslümanlığını unuttu dedirtmemeliyiz.
Toplumsal düzelme için düzgün, ahlâklı,
dinini en iyi şekilde yaşamaya çalışan, helal haram gözeten,
vatanını seven nefsi için değil ALLAH rızası için yaşayan,
yaşatma idealinde olan insanlar olmak lazım.
"Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası.
İhyâ-yı din ile olur şu milletin ihyâsı.
Vesselam...
Adı huzur evi olsa da huzursuz bir ortam olduğunu yakınlarımdan biliyorum... Yıllara yılı annesine kaynanasına bakan insanlar de bir yerde bıkıyorlar bu işten ama yine de hakikatli evlatların içi elvermiyor ebeveynlerini huzur evlerine bırakmaya... Kur'an da ayet vardır anne babalar ile ilgili yaklaşık olarak şöyle der Rahman ve Rahim olan Allah. cc. ''Sizin yanınızda yaşlanacak olurlarsa onlara öf bile demeyin.'' yani kızmayın diyor Rabbımız... Uyarıcı bir yazıydı kutlarım yürekten Abim...
batu_41
Kim bilir bizleri neler bekliyor,bizler nasıl olacağız.
İslamdan uzaklaştıkça,islami ölçüleri batılı hayranlığına dönütürdükçe
dinden uzaklaştıkça bu yaşanılan kaçınılmaz son akibetimiz olacaktır.
Ahlak, insanlık ve diğer olması gereken hasletlerimiz eskimemeli
bazı şeyler hep var olmalı bitmemeli yitmemeli,
atadan babaya, babadan oğula aynı şekliyle devam etmeli,
müslüman müslümanlığını unuttu dedirtmemeliyiz.
Toplumsal düzelme için düzgün, ahlâklı,
dinini en iyi şekilde yaşamaya çalışan, helal haram gözeten,
vatanını seven nefsi için değil ALLAH rızası için yaşayan,
yaşatma idealinde olan insanlar olmak lazım.
"Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası.
İhyâ-yı din ile olur şu milletin ihyâsı.
Vesselam...
Anlamlı yorum için teşekkür ederim gardaşım
Mükemmel bir konu, çok güzel bir şiir, mükemmel bir konu işlemişin yüreğine sağlık toprağım.
batu_41
Kim bilir bizleri neler bekliyor,bizler nasıl olacağız.
İslamdan uzaklaştıkça,islami ölçüleri batılı hayranlığına dönütürdükçe
dinden uzaklaştıkça bu yaşanılan kaçınılmaz son akibetimiz olacaktır.
Ahlak, insanlık ve diğer olması gereken hasletlerimiz eskimemeli
bazı şeyler hep var olmalı bitmemeli yitmemeli,
atadan babaya, babadan oğula aynı şekliyle devam etmeli,
müslüman müslümanlığını unuttu dedirtmemeliyiz.
Toplumsal düzelme için düzgün, ahlâklı,
dinini en iyi şekilde yaşamaya çalışan, helal haram gözeten,
vatanını seven nefsi için değil ALLAH rızası için yaşayan,
yaşatma idealinde olan insanlar olmak lazım.
"Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası.
İhyâ-yı din ile olur şu milletin ihyâsı.
Vesselam...
Anlamlı yorum için teşekkür ederim gardaşım
Kültürümüzde çok da kabul görmeyen bu yerler, artık hepimiz için düşünülmesi gereken yerler ne yazık ki!..
Çünkü kuşakların bakışları değişti hayat karşı ve üstelik hepsi çok yoğun çalışıyorlar, bazıları bu nedenle çocuk yapmak bile istemiyorlar...
Bizler, büyük ailelerde büyüdüğümüz için gördüğümü götürdük ve büyüklerimize 'her durumlarında' tertemiz ve şefkatle baktık... son anlarına kadar.
Annemlerle aynı kuşaktan 40 yıl aynı apartmanda oturduğumuz bir komşumuz, altı çocuk sahibiydi, huzur evine yatırıldı. İki kızı evliliklerini bitirmişler ve yalnız yaşıyorlardı. 'eşim sorun çıkarıyor' gibi bir engelleri de yoktu. Diğer bir kızı, huzur evinin bahçesinin duvarına bitişik evde oturuyordu.
Hiçbiri ziyaretlerine bile gitmemişler. Annem arkadaşını ziyaret etmek istediğinde götürdüm onu. Oyuncak plastik bir bebeği kucağında sallayıp en küçük kızının adıyla seviyordu onu. Oda arkadaşı, birkaç kez balkondan atlamaya kalktığı için artık balkon kapılarının kilitli olduğunu anlattı.
Annemle, uzun uzun geçmişin sohbetini yaptılar, oğlumu adıyla sordu... Hafızası, aklı fikri yerinde gibiydi... :( Çocuklarının onu neden hiç istemediğini anlamadığını söylüyordu.
Hem kendi hem eşinin anne babasına yıllarca o baktı. Başka çocukları olduğu halde onlarda kalmayı seçiyorlardı. Üstelik bir maaşla yaşanan sınırlı şartlardı ama çok sevgi dolu bir yüreği vardı, hep güler yüzlüydü...
Yani, bunun da garantisi yok!.. :((
Hüzünlendim!...
Saygılarımla...
batu_41
Kim bilir bizleri neler bekliyor,bizler nasıl olacağız.
İslamdan uzaklaştıkça,islami ölçüleri batılı hayranlığına dönütürdükçe
dinden uzaklaştıkça bu yaşanılan kaçınılmaz son akibetimiz olacaktır.
Ahlak, insanlık ve diğer olması gereken hasletlerimiz eskimemeli
bazı şeyler hep var olmalı bitmemeli yitmemeli,
atadan babaya, babadan oğula aynı şekliyle devam etmeli,
müslüman müslümanlığını unuttu dedirtmemeliyiz.
Toplumsal düzelme için düzgün, ahlâklı,
dinini en iyi şekilde yaşamaya çalışan, helal haram gözeten,
vatanını seven nefsi için değil ALLAH rızası için yaşayan,
yaşatma idealinde olan insanlar olmak lazım.
"Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası.
İhyâ-yı din ile olur şu milletin ihyâsı.
Vesselam...
Anlamlı yorum için teşekkür ederim kardeşim
Tokat gibi...maalesef sıklıkla yaşanan olaylar..hic bizim başımıza gelme rahatlığıyla davranırken aynı geç kalmışlık içinde bulunca kedimizi artık o pişmanlığı gizleyecek yer kalmaz...
Tebrik ederim.
Sağlıcakla
batu_41
Kim bilir bizleri neler bekliyor,bizler nasıl olacağız.
İslamdan uzaklaştıkça,islami ölçüleri batılı hayranlığına dönütürdükçe
dinden uzaklaştıkça bu yaşanılan kaçınılmaz son akibetimiz olacaktır.
Ahlak, insanlık ve diğer olması gereken hasletlerimiz eskimemeli
bazı şeyler hep var olmalı bitmemeli yitmemeli,
atadan babaya, babadan oğula aynı şekliyle devam etmeli,
müslüman müslümanlığını unuttu dedirtmemeliyiz.
Toplumsal düzelme için düzgün, ahlâklı,
dinini en iyi şekilde yaşamaya çalışan, helal haram gözeten,
vatanını seven nefsi için değil ALLAH rızası için yaşayan,
yaşatma idealinde olan insanlar olmak lazım.
"Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası.
İhyâ-yı din ile olur şu milletin ihyâsı.
Vesselam...
Anlamlı yorum için teşekkür ederim kardeşim