- 460 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
DÜNYA BARIŞI VE ÇOCUKLAR
"Her "dua" ya bir balon!
Köyün delisi Ramazan çıktığı minarenin tepesinden bağırıyordu.
"Her dua’ya bir balon!
Bir aydır sürekli tekrarlıyordu bunu, her gün aynı saatte. Köyün çocukları çok sevmişti bu işi. Camiinin önünde ellerinde balon sıraya giriyorlardı.
Sırayla her gün bir çocuk, elinde balonuyla minarenin merdivenlerini çıkıyordu; Deli Ramazan’la.
Tarlada tapanda çalışan köylüler uçan balonu görünce kazmayı küreği bırakıyorlar onlar da dua ediyorlardı.
Derede çamaşır yıkayan kadınlar da işlerine ara veriyorlar, ellerini havaya kaldırıp hep birlikte duaya katılıyorlardı.
Rengarenk balonlar uzaklaşırken gökyüzünde...
Minarenin tepesine çıkmanın hevesiyle saatlerce önce sıranın ilk başını kapmaya gelen bu çocuklar, belki de hayatlarında ilk defa dua ediyorlardı.
Dünyadaki tüm savaşların ve insanların arasındaki kavgaların bitmesi için.
Deli Ramazan’ın tek şartı buydu. Başka bir şey için dua etmek yoktu. Sadece dünya barışı için balon uçurulacaktı masmavi gökyüzüne.
İnsanlar birbirlerine kötülük yapmayı bırakacaklar, hiç kimse fitne fücur peşinde koşmayacaktı.
Erkekler ve kadınlar birbirlerini sevecekler, kadınlara, çocuklara kısacası hiç bir canlıya zulmedilmeyecekti.
Köyde sürekli kavga eden kuzenlerin çocukları da sıradaydı bugün.
Babalarının aksine onlar çok iyi arkadaşlardı. Babaları kanlı bıçaklı düşman olan bu çocuklar diğer çocuklara nazaran daha bir heveslilerdi dua balonu uçurmaya.
Artık bu düşmanlık bitsin istiyorlardı.
Köylü de bıkmıştı bu kuzenlerin bağırıp çağırmalarından. Sürekli karakolluk mahkemelik olmalarından.
Köyün huzurunu kaçırıyorlardı, yıllardır sürüyordu bu husumet, bu garez bu kin.
Köyün imamı; çağırdı bu iki akıllı geçinen deliyi.
"Utanın, şu Deli Ramazan kadar bile olamadınız!
Köyde sevmeyen yoktu Mustafa Hoca’ yı başlarını önlerine eğdiler iki kafadar. Artık onlar da bıkmışlardı sürekli didişmekten. Ama ah şu inatları olmasa...
İkisi de karşısındakinden bekliyordu bir adım atmasını. Kardeşlik dostluk adına...
Mutafa Hoca devam etti konuşmasına. İkinize bir ceza düşündüm.
"Elinize birer balon alıp, çocuklarla birlikte sıraya gireceksiniz, tüm insanlık için dualar edip minareden birer balon uçuracaksınız.
Tamam mı?
Kuzenler süt dökmüş kedi gibi yere bakıyorlar ve başlarıyla onaylıyorlardı, Mustafa Hocayı.
Devam etti Mustafa Hoca;
"Aklınızı başınıza alın ve kesin artık şu kavgayı!..
Hocanın yanından ayrılıp birer balonla geri döndüler iki kuzen.
Çocuklar şaşkınlıkla onları izliyorlardı. Sıraya ilk defa iki büyük insan giriyordu.
Çok geçmeden ağızları açık, şaşkınlıkları iki kat artmış olarak izlemeye devam ettiler.
Kuzenler tekme tokat kavga etmeye başlamışlardı. Bağırıp çağırıyorlar, ana avrat küfrediyorlardı.
Önce ben geldim!
"Oğlum bas git! Önce ben çıkacağım minareye. Önce ben geldim!
"Ulan sen benim başıma bela mısın? Sen arkamdan yürüyordun ya! Koşup önüme geçtin, koca kafalı beyinsiz!
"Asıl sensin beyinsiz, mendebur suratlı, hıyarın önde gideni!
...
YORUMLAR
asude_vuslat
o iki kuzenler gibi inatçı huysuz kavgacı insanlar yüzünden huzurumuz kaçıyor
çocuklar her zaman masumlar
deli diye adlandırılan insanlar da biz akıllı geçinenlerden çok daha akıllılar
):