- 353 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEZAR
Ölüm hepimizin başında. Var say ki, öldüm. Başımda ağladılar, ah-vah edip diz dövdüler. Yıkadılar, kefenlediler, tabuta koydular, helallik aldılar, koydular musalla taşına. Namazım kılındı. Fatihalar okundu ardımdan. Herkesin beni iyi bildiğini umuyorum. Aldılar mezara koydular, defnedip gittiler. Kaldım bir başıma.
Kabir çok dar ve karanlık. Haa bir de çok soğuk. Çok korkuyorum. Endişem had safhada. Bir yerlerden yılan mı çıkacak, çiyan mı çıkacak? Bilmiyorum. El yordamı ile sağı solu yokladım, bir nur, bir ışık aradım. Bir elektrik düğmesi buldum. Düğmeye bastım. Ortalık aydınlanmadı. Yine el yordamıyla tavanı yokladım. Duy var, lamba yok. Birden öfkelendim. Mezarcılara kızdım:
“Yahu bir lambayı bile bana çok görmüşler” dedim. Biraz düşündükten sonra;
“Belki de çaldılar, az bir metaa tamah ettiler. Öyle ise, çok çok ayıp etmişler. Burada benim bu lambaya ne kadar da çok ihtiyacımın olduğunu bir bilselerdi asla yapamazlardı. Onlar da nasıl olsa buraya gelecekler. Aynı sıkıntıyı çekecekler ve yaptıklarına bin pişman olacaklar.” derken derinden derine çok gürültülü sesler gelmeye başladı. Korktum. Dehşete kapıldım. Ruhum infilak eder gibi oldu. Cesedimi hiç hissetmiyorum. O ölmüş. Ruhum başında bekliyor.
İki kişi geldi. Bunları tanımıyorum. Onlar da beni tanımadılar. Münker ve Nekir olmalı. Siyah tenli ve mavi gözlüler. Sert bir şekilde;
“Rabbin kim? Dinin nedir? Hangi peygamberin ümmetisin? Kitabın nedir? Kıblen neresidir?” soruları ile irkildim, dilim tutuldu. Beynim iflasın eşiğinde. Kalbim dile gelmek istiyor, lakin o da dil bilmiyor. Kelime dağarcığı yok. Oradan da bu sorulara cevap verebilecek bir mana çıkmıyor.
Kan ter içinde bu sorulara cevaplar verdim. Nasıl verdim, doğru mu verdim, yanlış mı verdim bilemiyorum. Münker’in elinde bir lamba gördüm. “Aaa lambamı siz mi aldınız?” demek ne mümkün. Zaten korkudan tir tir titriyorum. Nekir, Münker’in elinden lambayı alarak ve; “Bu senin namazın. Dünyada iken namazlarını dosdoğru kılmış isen aydınlatır. Kılmamış isen vay haline!” diyerek duya taktı.
Çok şükür ortalık biraz aydınlandı. Pırıl pırıl güçlü bir ışığı yok ama yine de idare eder.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.