- 525 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
JUJUM
Hayat kavşaklarla, engellerle ve acılarla doludur!
Bazen insan yorulur ve bir can yoldaşı arar...
Bir dert ortağı lafa gelince herkes al omzum senin der istediğin gibi ağla, oysa her omuz yastık olmaz olamaz dertli bir başa!
Ben taşları kendime yastık, duvarları sırdaş yaptığım gün anladım kimse kimsenin yarasına ilaç olamazmış. Ben kazağının koluyla gözyaşlarını silen o kız!
Beynimde ucu yanık anılar tozlu raflar da atıyor kendini önüme bir bebek kolu geçmişe götürüyor beni. O zamanlar şimdiki gibi et bebekler ya da cindy bebekler yoktu. Alaman’cı dediğimiz Almanya’da çalışan özü hâlâ köylü olan tek amacı hava atmak olan anne ve babaların çocuklarına aldığı şarkı söyleyen, dans eden bebekler vardı. Maddi durumumuz onu almaya müsait olsa da çok gereksiz ve lüks geliyordu aileme.
Bir gün komşu kızının Almanya’dan gelen halasının getirdiği bebeği gördüm, aileme diyemedim bana bebek alın!
Haftalarca o bebeği düşündüm benim olduğunu, onunla oynadığımı, hatta ona sarılıp yattığımı annem halimden anlamış olacak ki "kızım bir derdin mi var " dedi. Ben de yok bir şey dercesine kafamı salladım. Ertesi gün ağaçtan ucu çatal bir dal koparıp ona bez sardım kafa yaptım artık benim de bir bebeğim vardı ve ilk defa bebeğim oluyordu çok mutluydum. Adını Melissa koymuştum bir gün kardeşim sobayı yakacak çıra bulamamış ve benim bebeğimle sobayı yakmıştı !
Duyunca çok üzüldüm; günlerce ağladım!
Annem çok etkilenmiş olacak ki bana pazardan bir bebek alıp yastığımın altına koymuştu ilk defa gerçek bir bebeğim olmuştu. Bir yanda yanan bebeğimin acısı bir yanda ise gerçek bir bebeğin sevinci vardı ve O bebek o kadar değerli ki bir gün evlenirsem o bebeği gelin arabama taktıracağım çünkü geçmişimden acı ama güzel bir anı...
Daha sonraları çok bebeklerim oldu hatta Almanya’dan gelen bebeklerim bile ama hiçbiri o naylon bebeğim kadar mutlu etmedi beni.
Yirminci doğum günümde annem kocaman bir kutu ile geldi hemen parçalarcasına açtım içinde bir bebek vardı bebek et bebek denilen cinsten göbek bağı, kolunda künyesi vardı ve ben o bebeğe de çok mutlu olmuştum. Koyacak yer bulamayıp onu yatağımın altına koydum annem bebeğime zıbın, şapka,patik ördü nereden bilebilirdim ki!
Bir bebek beni hayata bağlayacak!
Bebeğimi kaybettiğimde 11 gün hastanede yattım. Annem adını jujum koyduğum bebeğimi ziyaretimde yanıma getirdi sarıldım ona bir ağladım doktorlar,hemşireler, annem, dayım kardeşim herkes ağladı.
İşte benim bebeğimle anımda böyle oldu jujum yine eski yerinde, yatağımın altında ve bir gün yine onu kollarıma almamı bekliyor hasretle ama ben hâlâ onu kollarıma alma cesaretini toplayamadım.