- 303 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın
Uğruna Şiirler Yazılan Kadın
Tomris Uyar Kimdir?
15 Mart 1941’de dünyaya geldi. Annesi Celile Hanım, babası Ali Fuat Bey’dir. Her ikisi de hukukçudur. Hiç şiir yazmasa da uğruna şiirler yazılan, ustalara esin kaynağı olan özel bir isim Tomris Uyar. Hayatın ciddiye alınacak bir tarafının olmadığını dile getiren yazar edebiyatımızda uğruna yazılan şiirleri bir kenara bırakacak olursak öyküleri ve çevirileriyle ön plana çıkmıştır.
Eğitim hayatına İstanbul’daki Yeni Kolej’de başladı. Ortaokulu İngiliz High School, liseyi Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okudu ve buradan mezun oldu. Üniversite seçimi ise İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü oldu. Tabi onun için asıl olan öyküler kaleme almaktı.
Öykü yazmaya lise sıralarında başladı. Üniversite yıllarında yazmaya takip etti. Bunu çeviriler takip etti. Yaptığı çeviriler onun dile tam anlamıyla hakim olmasını sağlıyordu. Bu da onun daha profesyonel öyküler yazmasına zemin hazırlıyordu. 1962 yılında üniversitede öğrenciyken ilk çevirisi Şekerden Bebek(Tagore) Varlık dergisinde yayımlandı. Edebiyatla içli dışlı bir aileden gelmesi onun bu alanda daha kolay ilerlemesine yardımcı olduğu muhakkaktır.
İlk Evliliği
Şair Ülkü Tamer’le yaşadığı aşkını evlilikle taçlandırdı. Artık Tomris Tamer olmuştu. Öyle ki, aşkları çok yoğundu. Ancak ölüm ayırır cinsten bir aşka ev sahipliği yaptıklarını söylemek yanlış olmaz. Yalnız o talihsiz olay her şeyi bir anda altüst etmeye yetmişti. Ekin adını verdikleri güzel bir kızları olmuştu. Mutluluklarına mutluluk katan bu kız çocuğu henüz birkaç aylıkken sütten boğulur. Bu elim kaza onların sonunu getirmiştir adeta. Bir daha kendilerini toparlayamazlar. Belki bir ömür sürecek bu mutlu tabloyu ancak ölüm ayırmıştı.
Yazı Hayatı
Yaşadığı hiçbir olumsuz tablo onu yazmaktan ve hayata tutunmaktan alıkoyamamıştır. Hayatı hiçbir zaman ciddiye alacak kadar değer vermemiştir. Bu yüzden yazmaya ve üretmeye hep devam etmiştir. Evliliği sırasında yazdığı ilk öyküsü Kristin 1965 yılında Türk Dili dergisinde yayımlandı. Bu öyküyü Suya Yazılı ve ilk kitabı olan İpek ve Bakır takip etti. Yazdığı öykülerden derlediği Yürekte Bukağı 1979’da, Yaza Yolculuk isimle öyküsüyle 1986’da Sait Faik Hikaye Ödülünü kazandı. Günlüklerini ise Göndökümü ismiyle kitaplaştırmıştır.
Evet, Tomris Uyar hiç şiir yazmamıştır ama şiire hep ilham kaynağı olmuştur. Onun için ‘’Bir akımın ilham kadını.’’ denir. İkinci Yeni’nin gözde şairlerin vazgeçilmez şiir teması Tomris Uyar olmuştur hep. Bu özellik onu daha bir gizemli kılmıştır şüphesiz. Başarılı bir yazar portresinin arkasında kocaman bir özellik: ilham kaynağı olması.
Cemal Süreya ile oldukça fırtınalı bir aşk yaşamışlardır. Ülkü Tamer’le evliyken tanışan ikili, eşlerinden boşandıktan sonra 3 yıl sürecek bir aşk yaşamışlardır. Cemal Süreya bir başka severmiş Tomris’i. Onun için her şeyden, herkesten geçermiş. Varsa yoksa Tomris olmuş hayatı. Öyle ki, onun yanındayken arkadaşlarıyla bile buluşmayı akıl etmezdi
Cemal Süreya. Bu durumdan rahatsızlığını dile getiren Tomris Uyar,onun bazen gezip tozmasını ve arkadaşlarıyla buluşmasını istiyordu. Bunun üzerine ertesi akşam Cemal Süreya eve geç gelir. Bir sonraki akşam da devam eder bu durum. Tomris bu durumu Cemal Süreya’nın kabullendiğini düşünürken pencereden kapının önünde konuştukları saatin dolmasını bekleyen Cemal Süreya’yı görür. Bu durumun adına Şahsiyet Rötarı koymuştur Tomris Uyar. Daha pek çok anıyı barındıran bir aşktı onlarınki. Ancak gün gelip ayrılık bulunca onları yolları ayrılır ikilinin. Ne olursa olsun Cemal Süreya bir başka sevmiştir Tomris’i ve en güzel şiirlerini onun için yazmıştır. Dediği gibi de ayrıldıktan sonra büyük aşkı için hiç konuşmamış ve yazmamıştır.
Bunun için Tomris Uyar: ‘’Beni bıraktı ama rahat edemedi. Ona göre bana sahip olunamazdı. ‘Senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikayen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim; benim ağzımdan kimse duymayacak .’dedi ve doğrusu hiç yazmadı.’’ der.
Turgut Uyar’la Tanışması ve Evliliği
1966 yılında Cemal Süreya’dan ayrılmak üzereyken tanışırlar. Bir süre sonra şiir üzerine mektuplaşmaya başlarlar. Epey devam eder bu süreç. O zamanlar Turgut Uyar’ın evliliğinde sorunlar vardı. Bu sorunlar şiirine yansımış olmalı ki, yıllardır şiirin yanından bile geçmiyordu Turgut, diye anlatır Tomris. Mektuplaşmaların sonunda yeniden şiir yazma isteği gelir Turgut Uyar’a.
Uzun soluklu bir aşka yelken açan bu mektuplaşmaların sonunda evlendiler. Bu aşk, Tomris Uyar’ın en uzun ilişkisiydi. Diğerlerinden daha başkaydı. Bu evlilikten Hayri Turgut adını verdikleri bir oğulları oldu. Diğerleri gibi fırtınalı geçen bu aşk, Turgut Uyar bu dünyadan göçene kadar devam etmiştir.
Edip Cansever’in Tomris Uyar’a Hayranlığı
Edip Cansever,karşı konulmaz bir hayranlık duyuyordu Tomris Uyar’a karşı. Yalnız bildiği bir şey vardı: Turgut Uyar’ın en yakın dostuydu. Her ne kadar bilinse de bu hayranlık çok üzerinde durulmadı. Yalnız Edip Cansever, Tomris’in doğum gününde, 15 Mart’ta, ona olan hayranlığını şiire dökmekten geri kalmıyordu.
Tomris ise Edip Cansever için : ‘’Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. Bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana’’ diye açıklıyordu.
Durum tam da böyleydi işte:
Edip’,in deyimiyle Tomris rakıyı severdi, Edip de onu…
…
Mutlak sondur her zaman ölüm. İyi, güzel, acı, tatlı… Ne varsa bir gün son bulur her şey. Tıpkı öyküleri, uğruna yazılan şiirleri, aşkları bir bir geride kalan o asil kadın Tomris gibi. Hayatı hiçbir zaman ciddiye almayan, ne olursa olsun yaşayan, yazan ve seven ve sevilen bir kadın, bir anne, bir yazar ve bir sevgili. 62 yıllık kısacık ömrüne çok şey sığdırdı Tomris Uyar. Yaşadığı acılardan, tattığı aşklardan ve uğruna yazılan şiirlerden mi beslendi bilinmez ama bambaşka bir kadın, yazar Tomris Uyar geçti bu dünyadan. Anısına saygıyla.
NECATİ DİLEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.