Din Baskısı
Din, psikolojik bir sorundur arkadaşlar. İnanıp inanmama konusunda, duyguların temeli, fikrin ve düşüncenin işleme şekli konusunda daha elimizde pozitif bir kaynak, kanıt yoktur. Ne tasavvuf ne de felsefe gibi ilimlerde edilen beylik lafların bu çağda bir işe yarayacağını pek sanmıyorum.
Sosyolojik gerçeklikte , ekonomik örneklem olarak seyahat firmalarının otobüs ve minibüslerinde ekseriyetle YENİ yazısı görürsünüz. Yani eski firma kapanmış, iflas etmiş, ortaklar kendi şirketlerini kurmuş vb nedenlerle eski düzen değiştirilmiş ve ekmek parası için YENİ adı altında vazifesine veya mecburiyetine devam eder.
Dinlerin ardı ardına gelip, kimi dönemde bir kaç tane peygamberin bulunması veya bunların akraba olmalarını da ekonomik örneklem üzerinden düşününüz. Eskisi nakavt, yenisi mecburiyetten vazifesine devam eder. Lakin ne hikmetse; kimi aynı zaman diliminde, kimi 20, kimi 100, kimi 500, kimi de 1000 yıl vb aralıklarla geldiği veya piyasaya çıktığı düşünülen dinler 1500 yıl önce birden kesilivermiştir. Ne hikmetse, Tanrının takdiri veya Allah’ın hükmü denilerek geçilir bu gerçeklik.. Hadi, matbaa ve internet olmadan teşkilatınızı kurar nüfusu az olduğu düşünülen zaman dilimlerinde bunu anlatabilirdiniz. Ve inandırıcı olabilirdiniz. Ancak günümüzde bu imkansızdır düşünen, akleden ve fikreden, okuyup araştıran insanlar için.
Elbette dinler arası geçişler olacaktır, yıllardır kafamızın etini yiyen kitaplarda ve vaazlarda veya dini organisazyonların toplumsal baskılarında; Avrupa’nın İslama geçeceği yazılır, çizilir, konuşulur. Olabilir, çünkü Avrupa için İslam yenidir. Eskiyi at yeniyi kap prensibince Hristiyanlık eski olduğu için İslama bir yönelim olması büyük ihtimallerdir.
Bir diğer yandan da İslam içinde Yeni; ya bir güncellemedir ya da farklı inanış prensipleri olabilir, olması da bir üst paragrafa göre daha büyük ihtimaldir.
Eğer dürüstlüğü, doğruluğu, ,iyiliği ve ahlakı emreden dinlerin kökeninde bunların olmadığı meydana çıkarsa, ki benim için çıkmıştır, 35-36 yıl sonra İslamı ve sair dinleri reddetme cesaretine kavuşmuşumdur.
İslamın özelinde olan 32 ve 54 farzlar Kuran ve İslam kaynaklarından ve öğretilerinden derlenip, daha kolay anlaşılması için maddelendiği de bu konularla ilgilenen herkesin malumudur. Lakin bu tür maddeler asıl kaynaklarda ( bence duru kaynağı yoktur) yoktur. Yani insan iradesiyle, insanların daha kolay dindar olabilmesi için kolaylaştırılmıştır.
Ve elbette dinin gerçeklerini öğrenip, dini reddeden bir insan da çıkıp, dinden neden çıkmalısınızın 32-54 maddesini yazarsa kızmamalı, bombalamamalı, yakmamalı, öldürmemelisiniz. Bin türlü akıl oyunuyla cevap verebilirsiniz.
Dinler zamanında bir zorunluluktu, kökenleri vahye dayandırıldığı söylense, yazılsa, anlatılsa da vahyin milyarlarca yıldızın ve gezegenin olduğu şu kainat veya evrende dünyadaki biz insanlara özel olduğunu düşünmek de akla zarardır. Yaratıcının biz küçük, aciz, vahşi vb bir türle bu denli ilgileneceğini düşünemiyorum. Lakin bu yıllarca bize özel hissettirmek için ve yönetebilmek için ve zamanında mutlu mesut yaşamamız için koyulan kurallar vardır.
Tüm bu kuralların zamanımızda ise gerçekliği git gide kaybolmaktadır. "Allah nurunu tamamlayacaktır" gibi beylik laflar ile kendimizi kandırmayalım, tamamlamak isteyen şimdiye tamamlardı, Yaratıcı veya ne derseniz; işi güçü bıraktı, biz ve tümümüzü kainatta bir toplu iğne başı kadar yer tutmayanları sınava tabii tutacak öyle mi? Arkadaşlar, siz kendinizi, insanlığınızı sınava tutun, karıştırmayın bu çağa uymayan öğretileri bence. Büyük küçükle uğraşmaz sadece ham yapar mantıkta, yaşam enerjisi için büyük küçüğü yer, güçlü güçsüzü ezer, dinler tarihinin çok sonraları bana öğrettiği bu gerçekliktir.
Lakin bu gerçeklik bile düşünen insanları kötü yapmaya yetmez. Çünkü insan her zaman iyiyi, güzeli, rahatı, özgürlüğü vb aramıştır. İnsanlar rahat için kırdan şehre göç etti, insan toplumları rahatları için dünya üzerinde yer değiştirdi. Bunu en güzel şekilde; köy yayla göçlerinde görürsünüz. Yazın serin olan, bol yemişi olan yaylalara, kışın ise köylerde, hasatı kaldırana kadar vb..
İster İslami ister Hristiyanlık ister Yahudi ve Uzak doğu, Afrika, yağmur ormanlarında yaşayan kabileler vb din teşkilatlanmaları da, insanları saygı ve itibar, rızık, enerji, sosyal çevre edinmeleri için kullandıkları birer öğretiden ibarettir. Eğer böyle olmasa idi, deist ve ateistlerden her daim kötü insanlar çıkmalıydı veya kötü olmalıydılar. Oysa İyiliğin ve güzelliğin ve hukuğun ve ilmin vb dini olmaz arkadaşlar.
Kendi toplumumuza, milletimize yine de dünya gezegenine de bakarsak, malum z kuşağı zapturapt altına alınıp robotlaştırılmak istenmektedir, eskiden sünni ve alevinin, katolikle protestanın, a ülkesi vatandaşı ile z ülkesi vatandaşının birbirleri arasında damatlık ve gelinlik durumları nefretle karşılansa da; z kuşağı artarak giden bir gerçeklik yetisiyle bu tür kültürel baskılara eyvallah etmemektedir. Yani her dini kaideyi kendi düşünerek reddetmekte, daha iyisinin olabileceğini de bilmektedir, ki aklın yolu da budur.
Eskiden din savaşları makulken, şimdi ise efendi - köle, su, enerji, orman, yiyecek, hukuk, iş, teknoloji vb savaşları daha çok makbul olmaya başlamıştır.
Çok değil 30-40-50 yıl evvel kimileri kimilerini durdurup sübhaneke, elham oku bakalım müslüman mısın diye zorlamaları varken, artık bu günümüzde mantıksız geldiği için ve insanlar basın yayın, internet sayesinde daha geniş ferah bilgilere, daha doğrusu insaniyetin nasıl olması gerektiğini gördükleri için zorlamalar, hırlar- gürler yaşanmamaktadır.
Eskiyi taklit etmenin nedeni ne olabilir, bilemiyorum.
Çünkü dinin sebep olduğu her türlü hastalık hem zihinlerimizi hem de toplumumuzu milletimiz ve dünyamızı daha çok tehdit etmeye başlamıştır. Bunun nasıl önüne geçilip önlem alınabilir insanca,sevgiyle, saygıyla bilemiyorum, bu konuda cahilim arkadaşlar.
İmdi; kutsal kitapların yazılış tarihine, peygamberlerin medeni ve sosyal durumlarına, dinsel tarikat ve cemaatlerin fikir üretme ve yayma vb konularına girerek; dine önem veren insani arkadaşlarımın damarına basıp öfkelendirmek istemem, sevgi ve merhamet duygularını da şaha kaldırıp İnandıkları Allah korkusu için gözyaşına da boğmayı istemem..
Çünkü kalem ehli duygusaldır, aşkı koklar, sevgi yudumlar, insaniyet arar. Kalem ehli olup da sizleri din-dinsiz, şucu bucu, öyleci- böyleci diye kategorilere ayırmalarına izin vermeyiniz. Günümüz cumhuriyetinin eksikleri olsa da, günümüz dünyasında yönetim sorunları yaşasak da ve halen vahşilikten, hukuksuzluktan, barbariyetten, cahillikten kurtulamasak da, son dönemlerdeki siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik, ailevi, bireysel vb daha huzurlu ve insani öğretiler ve ilkeler ile daha güzel bir dünyasal yaşam kurabiliriz.
Kendi aklınıza, vicdanınıza ve insani gelişmişliğin yanı sıra bilgisel donanımınıza ve elinizin altındaki imkanlara güvenin..
Lakin göz ardı etmeyin, toplumsal cinnetler ve yoksunluktan ve umutsuzluktan kaynaklı ihtiharlar çevremizi sarmaya başladı. Sadece son haftadaki ölümleri, kazaları, cinnetleri, ailevi durum haberlerini sizinle paylaşsam durumun vahametini daha yakından görür, gösteririz. Yine de umutlu olun, karanlığın en çok bastırdığı zaman, aydınlığa gebedir..
Belki de kim bilir, dünyanın 3. döneminin sonu, 4 .döneminin başındayızdır. Umarım gelen gideni aratmaz. Ölüm ve sonrası mı boş verin; iyilik, güzellik, dürüstlük peşinde koşun, haymış huymuş zartmış zurtmuşun sizi dar kalıplara sokmasına izin vermeyin.
Bugün bir kimseye gülümseyin mesela.
:)
Saygılarımla dostlar.
En sevdiğinize emanet olun.
YORUMLAR
Nesildaşım konu üzerine çok örnekleme yapacak araştırma yapmadım..benim bilgiler daha dağınık belli konularda ayrılmış veri yığını gibi..ama nedense kendi içimde gezindigim noktada dinsel acıdan bir tatmin duygusu bulamadım..lakin sonradan şunu düşündüm; benim bunj çürütmeye ya da ispat etmeme ihtiyacım yok..kaldı ki öyle bir konu ki ispat diye bir şey yok...hangiornek verilirse verilsin bir şekilde karşı iki taraf için geçerliliği olmayacak...Ben dinleri ya da inanç sistemlerini ruhsal bütünlük arayışı olarak götürürüm ve eğer kişi içinde bir aidiyet oluşturmada güçlük çekiyorsa ilahi olduğu düşünülen hiçbir kitap ya da benzeri kaynak yeterli gelmeyecektir..peki ruhsal arayış nedir...huzura mutluluk, iyi biri olma ihtiyacı belki, çaresizlikten bilinmeden uzak durmak vs. Uzatılabilir ama neyi anlatmaya çalıştığımı anlamışsındır...bir kaynakta bu doğru olandır yazması kimseyi tatmin etmez, açıklayamadın her şeyi o şeyin içine doldurmak da yine kişiyi tatmin etmez..sırf öyle olmuş olmak için de öyle olununca lafta kalan ama harakette alakasız kişiler yaratır...ornek; her yerde....
Kişilerin her konuda fikirlerini birbirlerine anlatmasını anlıyorum ama bana gorelerin bazı konularda bir etkisi olmuyor...tamamen bireyin kendi dokusuyla alakalı olanlar özellikle...
Sonuç mu bana gore; asıl önemli noktadan yazının başını tartışmak değil yazının sonunda belirttiğim şeyler üzerine yoğunlaşmak olduğunu düşünüyorum...
Dinli ya da dinsiz neyse işin özü insan olabilmekte...hırsızınz, arsizin, tecavüzcünün....din ya da dinsizlikle alakası olmuyor sonuçta...sorun içsel dengede bitiyor...O dengeyi kişi nerede bulmuşsa saygı duymak en güzeli...tabii ki bazı sistemler özellikle bu dengeyi bozuyor lakin bunu da yine insanlar başka amaçlarla kullanmak için yapıyor maalesef...
Keyif aldığım bir yazı oldu...
Ekisin olma nesildaşım...sorgulayan zihnin var olsun.
Sağlıcakla
black_sky
Erlik Aldacı
(:-)
black_sky
Yorumlara katılan değerli üyelerin hepsi belli bir bilgi birikimin üzerinde zaten ve bu konularda boş konuşulunca hiç çekilmez. Nesildaşım bu konuda boş konuşmaz takip ediyorum fazlasıyla kaynak taraması ve zihin sorgulaması yapar..
Lâkin ben belki de kestirme olan yolu seçtim ama içimde şu an durduğum durum için en net tanım bu...bana başka bir türlüsü mantıklı gelmiyor...Tuhaf bir benzetme olacak belki ama kişinin ic dünyasını ve bakış açısını şekillendiren inançsal sistemler bana gore iç çamaşırı gibi...kişiye özel ve öyle kalmalı..birinin başka birine o çamaşırlarla ilgili yorum yapması nasıl olurdu bilemedim..
Garip bir benzetme olduysa affola ama başka nasıl anlatılır bilemedim.
Yinsani
black_sky
Erlik Aldacı
Yinsani
imdi isanın soyundan gelenleri arıyorlar.. peki ya muhammed soyu.. biri oraya çekiyor biri buraya. Dinsel Hanedanlık, dinlere tabii olanlar da o sarayın konağın zihni ameleleri. Ücretleri de zihni yanılgı. Bunu kilise ve camii ekolü itibari saygıya,sosyaliteye ve paraya çevirmeye başarmış. ve her bakımdan sömürü. Bunların kökeninde de Yahudilik, ki onlar da bu ikiyi parmağında oynatıyor.
Geri kalanı da lord temelinde devlet, ruh temelinde din al gülüm ver gülüm. gül alırız gül satarız derler sorsan...
Aziz Nesin'le karşılaşmadım fazla, ne güzel demiş; mealen; benim cesedimi bir okul bahçesine gömün ve kimse bilmesin, üzerinde oynasın çocuklar.
Belki de biliyordu veya tahmin ediyordu yüreği, ruhu; yarın bir gün bana hak verenler de bana mum diker, el açar,kurban keser... neme lazım diye düşündü.
Kendi kitabımızı yazabilir miyiz mesele bu bence.
.
ve haklısın; "umduğumla bulduğum arasında boğuluyorum". tam olarak böyle mi yazmıştın sanırım..??
imdi tiz; bahar yazısının üzerine bu mısradan bir şiir:)))
Din baskısı dedik, bu baskıyı da paragraf aralarında çok güzel yaşattılar dostlar ekseriyeti de eksik olmasın:).. yani bu sadece sanal yaşama, bir de bunun gerçeğini düşün, sosyalitesinin senaryosunu yaz yani??
biraz şiirden öte yazılara ağırlık ver de şiir-yazı karışımı bir kitaba yoğunlaş derim 2021 çıkmadan başarabilirsin bence.. öyle şarkıydı türküydü nereye kadar:))
saygı sağlık ve huzur dilerim..
black_sky
Siirin altı yorun alıntısı aynen oyledir;))
Ben de ne gezer o kadar kafa be nesildaşım..dedigin gibi şarkı falan sonu yok ama diğer sesleri bastırmak için hepsi...
Eksik olma dilerim
Tanrı insanın başına gelen en büyük obsesyondur,kaygı bozukluğuna yol açabilen insanın gerçek doğasından koparan gerçek olguların önüne getirilen cut way denilen yapay bir kavramdır, en büyük zararı ise kişileri gerçeklik kavramından koparması ile baş gösterir tanrı ve din tandanslı hiç bir açıklama ne yaşama ne insanın doğasına iyi bir şey kazandırma şansı yoktur çünkü doğanın gerçekliğinden koparılmış her epistemelojik açıklama noksanlık ve made up ( aldatıcı) bir durumla baş gösterir.
Yinsani
Asırlardır bu takıntı var, insan huzurlu bir şekilde aramak istiyor, kimi insanda daha çok, bizim kültür de ben diyeyim 99 siz deyin 104 sıfat ile anlatılmaya çalışıyor.
Ve dinin de buna aracı olduğu yazılır, çizilir. Siz sanırım Tanrıyı kabul etmiyorsunuz veya yok diyorsunuz. Ben kabul etmekle birlikte etkisizdir noktasındayım daha.. Bu Tanrı fikrini veya fikirsizliğini kimsenin çözebildiğini okuyamadım Hep bir benzetme, hep bir akıl mantık oyunu..
Tanrının insanlıkla iletişime geçtiği söylenilen durumlar ekseri;
Çalıya zuhur etti, Musaya göründü, taşa emirlerini yazdırdı
Nuha gemi yap dedi, boğacağım bunları
Meryeme dedi benim ruhumu taşıyacaksın.
Muhammede gel cenneti cehenneme gösterem, perde arkasından konuştayım dinle
Adem yaratayım adem beni bilsin...
Hece şiirinin Devriye türü genelde bunları anlatır kıta kıta.
Lakin Tanrı varsa bile dinleri artık günümüze yetmiyor, o yüzden zorlamayın, kutsal denilenlerin hikayesi ve dedikleri çürütüldü gibiydi..
Tanrı için öldüren var ölen var, ne kadar ölü sevici bir Tanrı diyorum..
sesleniyorlar, ne düşünüyorsun.. ne düşüneyim; daha güzel bir dünya nasıl olabiliri düşünüyorum.. yasaklamazlarsa tabii..
Tanrı takıntısı olmayan zaten takıntının kendisidir . oh ne ala, doğdum, yattım kalktım şunu ettim bunu ettim, ihtiyarladım öldüm.. Bu olamaz hayat.
Sayın Burton sizinle daha önce yazışmadık/hatırlamıyorum, üslubum epey dalgalıdır, yanlış anlamayın.. Cahilin önde gideniyimdir bir bakıma da.. Almıyor ki kafam..
Teşekkür ederim katkınıza.
Cliff Burton
teşekkürler
iyi geceler.
Cliff Burton
Yinsani
Güzel yazı üzerinde epey durmak gerekir.
Artık kim ne anlarsa.
Teşekkür ediyorum yeniden eşliğinize ve katkılarınıza.
Güzel bir yazıydı. Konu hassas, tartışmaya açık. Herkesin inancı kendine derim ben; benim inancıma/inançsızlığıma dokunmadığı saygı duyduğu müddetçe. Aynı şey özgürlük için de geçerlidir
saygılarımla ustam
Yinsani
dinli, dinsizden emin olabilir, çünkü dinsizler bile değişti davranışsal olarak ben öyle görüyorum, 50 yıl öncesinin dinsizleri komünistleri yok artık..Kendilerini insana saygı babında geliştirdiler. Uygar yasaların eşitliğini savunuyorlar ekseri.
lakin dinsizin, dinliden emin olmasına dinlinin inancı izin vermiyor. devamlı bir baskı, lakin tam tersi olarak da bana baskı var deyip saldırıyor, inancına göre hakaret ediyor insanlığına göre değil. yani dini düşünce bölüyor. ben de diyorum ki madem dinsel olan bölücüdür, o zaman bölücülüğe izin vermeyelim.
saygılarımla..
Düzen sahibi hiçbir fiili failsiz açıklayamadığımıza göre Allah'a iman kaçınılmazdır. İnançsızlık aslında hedonist bir seçimdir. Çünkü inanmak mesuliyetle birlikte gelir. İnançsızlar delillere değil heveslerine uyuyorlar. Gündelik yaşamda hiçbirimiz failsiz açıkmalara itimat etmiyoruz. Mesela, ben, bu mesajın kendi kendine yazıldığını söylesem, okuyan herkes güler. Çünkü düzenli bir fiil. Tekrar eden bir yasaya ittiba ediyor. Kaotik değil. Kast, irade, ilim, kudret ardında görünüyor. Evrenin düzeni tamamen bunun üstüne. Gözünü kapamakla gündüz gece olmaz ki.
belkibirharfimben tarafından 7/6/2020 8:59:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Allah, kendisini Ay Tanrısı olarak çıkardı karşıma. Etimolojik ve arab kültürünün pek de eski olmayan devirlerinden kalma tapınak kalıntılarında ve alanlarında.
Mesuliyet kavramını sadece Tanrıya tapınma olarak alamayız. Kendimizi 0 ların önünde mutlak 1 vardır diyerek şartlandırsak bile Tanrı etkisinin 0 olduğu gerçeğini gözden niye kaçırıyoruz. 1 dokundu diyelim, dokunur dokunmaz 0'landı diyemez miyiz? diyebiliyorum ben.
Lakin etkiye tepki var insanlar arasında.? Tanrı insanlık için ise, etkisiz ve tepkisizdir.
Etki ediyor dediğimiz bir çok olayı tersinden de okuyabiliriz, monte demonte gibi..bu monte ve demontede bu şekilde gidersek Tanrıyı bile geçebiliriz ..çağların durumunu, çağların arasındaki kültür, düşünce ve gelişmişlik babında inceleyince de. Kendi Tanrılarımızı kendimize kul edebiliriz.
belkibirharfimben
Yinsani
belkibirharfimben
Yinsani
Mevsimler birbirini takip eder nasıl olsa..
Kusura bakma kaba olduysam.
En sevdiğine emanet ol.
Yinsani
bir şiir yazdım, ne düşünürsün.
Gelenekten Diye
Yalnızlığın yüzüne
Yüzüne bakamıyorum denir mi baba
Utanma iyi olduğun için
Hiç bir şey sormasan artık bana
Sil göz yaşını nemlendirme öyle
Sakın ağlama karşımda anne
Utanma çaresiz kaldığın için
Daha ne güzel günler yaşatacağım ben sana
Ve unutma dostum
Ben bir gün daha yaşadıkça
Sen ve Onlar ölecekler kendi zihinlerinde
Hadi savaş olsa cephede savaşırsın da
60-70 yıllık yılanlar koynunda büyüdüyse
Boşuna ezan okuma hocam
Semaha durma
Boşuna maval okuma geçmişten
Yorma kendini ben izin vermeyeceğim cennete yerleşmene
Peygamberler toplanıp gelse güç yetiremezler de
Atatürk ve silah arkadaşları gelse boyunlarını büker
Çaresiz kalır da
Firavunlar Nemrutlar Kazıklı Voyvodalar kıskanırlar da
Lakin sen yine de
Üzülme
Çarenin tükendiği anda ben nefes almayı öğretirim millete
Boşuna klavye oynatma arkadaşım
Gülücükler gönderme
Genel görüntüde anneler bebeklerini yemeye başladı
Ve geriye kalan çocuklar da babalarını kızartacak tavada
Bugün bir haber okudum
70 yaşında bir ihtiyar asmış kendini bir ağaca
Geçenlerde daha 30’una gelmemiş bir genç
Bıraktı kendini 9. kattan aşağıya
Güzel kare yakalamış çevredekiler
Sanki kuş gibi uçuyor sanmışlar herhalde
Bir baba porno sitesinde görmüş kızını
Vurmuş öldürmüş kızını arabada da
Mahkeme delil toplansın demiş daha
Ve yeni bir bakteri mi virüs mü peydah olmuş
Burnundan girip insanın beynini yiyormuş yavaş yavaş
Temizlenmeyen havuzlarlardan ve sudan bulaşma ihtimali
Ve bir bilen korkmuş gelecekten
Korona biyolojik savaşların miladı olmasa deyivermiş
Yeni bir çocukları olmuş arkadaşlarımın
Adını Cennet koymuşlar
Ben de dışımdan uzun ömürlü olsun
Analı babalı büyüsün dedim amma
İçim parçalandı yavrucağa
Nereye geldiğini bir bilseydin dedim can
Takıverdim bir küçük altın gelenekten diye
Usta şu ufukta görünenler ne ki
Tarihin tüm karanlıkları toplanmış geliyor çekirge
Ben daha az deyiverdim anla
Bu yazıya ne yazılır bilemedim. Sadece din yok. Mu demeye çalıştınız. Yoksa; Dinli , Dinsiz Bir arada yaşamanın sıhhatine mi ? Vurgu var. Deniz gibi dalgalanmaya çalışan bir dereye benzettim yazıyı. Kul müştereğinde yada İnsan müştereğinde kalmayı salık vermediği de kesin.
""sizleri din-dinsiz, şucu bucu, öyleci- böyleci diye kategorilere ayırmalarına izin vermeyiniz. "" Hakikaten gülümsetti beni bu satır.
isterseniz yazınızı bir okuyun
Sevgi ve Selam.
Yinsani
saygı huzur ve sağlık dileklerimle..
Yinsani
Sen benim sayfalarımdan uzak dur emi.
Saygılarımla..
Dini, simgesellik üzerinden anlatan terimleri, kişilerin hatası üzerinden ve kavrayamama gibi nedenlerle aşağı çekme, anlamsizlastirma ve onemsizlestirmeyle kendilerini bur şey biliyormuş gibi gösterme doğru ve kabul edilebilir bir yaklaşım olamaz....
Yinsani
Yinsani
Erlik Aldacı
Yinsani
Erlik Aldacı
Gel gelelim meseleye... Sizin "din" dediginize ben gelenek terimini kullanarak karşılık vereyim. Konu çok karmaşık değil fakat kavrayislara alışkın olmayan veyahut kavrayisini modernizme endekslemiş kişilere kavranabilir kılmak hayli zor. Bu zorluk kendilerinden kaynaklanmaktadır yoksa gelenekten değil.
Ben desemki; tüm gelenekler arasında kozmik bir devir bağlantısı vardır. Modern kafa ne yapacak...Özür dilerim. Aval aval bakacak. Hele hele gelenek tekamulunde küçük devirlerden de söz edersem. Ne olacak...
Herhangi bir tezahürün az ya da kısıtlı ve özel durum tarzlarını da anlamak gerekirki gelenekler arasında benzeşimi anlayabilelim.
Yine desemki; tüm gelenekler simgesel nitelik taşır. Aslında simgesellik eşyanın doğasında da vardır. Aynı zamanda uyum ve benzesim de vardır. En azından modern kafa bunu kabul ediyor gibi gözüküyor.
Hizduizmde "kalpa" diye terim var. Zamansal sürekliliği nedenler ve sonuçlar dizisinin mantıksal ve varlık bilimsel zincirlemesinin süre ve sürekliliğini anlatır. Yani evrensel varoluşun "hal"ini anlatır.
Şimdi ne yapalım....Modern kafa ve insani dil (lisa) içinde bulunduğumuz kendi "hal"imizden başka bir "hal"i anlatmaya yetmiyorsa bunu anlatabilecek bir şey " yok " mu diyelim. Kaldi ki böyle desek bile bu durum, anlatılamamazlık simgeciligi haklı çıkarır.
Kimbilir ayrı yazılır derken mantalitede bir şey yok imla hatasından başka demek istemiştim.
Yeniden özür dilerim. Klima açık serinlemek güzel şey.
Yinsani
Modernlikten daha önce bahsetmiştik, antimodernlikte çözüm değil.. yapay zeka da daha bizlerle karşılıklı konuşmuyor, şimdilik satranç oynuyor kaç yıldır..
dünkü verdiğin kitaptan kalan üstsel bakış yorumlarını da ya anlamadım, ya ön yargı ile yaklaştım ya da kabul edemedim, uzatmışta uzatmış ilk 50-60 sayfasında. Ne demek istediğinizi anlamak zor, lakin anlama yolunda didiklemeye, didiklenmeye devam.
Kozmoloji ile bağlantıdan anlatılmak istenen nedir? Antik uygarlık belgesellerini izledim, dün ilgili kitabı okurken de afrika tarihini anlatan belgesel, yazı aradım bir kaç okudum, seyrettim. Hint öğretisini işlemenizi istedim...
Dar gruplar kendi içindeki kendilerine göre fikir, ilke, bağlam konuları konusunda ve geleneği sanki başka bir "gelenek" daha var diyerek, üstsel bir gelenekten ve dönüşümden bahsediliyor, yani zihne verilen mesajlar bana böyle yansıdı.
İnsanlar sanırım, yoksa asırlarca aval aval yıldızlarla uğraşmış, ben de çoğu zaman aval aval bakıyorum, lakin anlamanın veya dönüşmenin ilkelerini çözemedim. ben dinsel olandan bahsediyorum ki ortalama 3000 yıllık yazılı kaynakları var az çok..
Dünkü yazıdan simgeye atıfta bulunarak "tamga" demiştim. geometrik iz düşümlerin, teklik, üçgen, kare vb çağrışımları kozmik ile nasıl bağlamanız gerekecektir. Yani tüm bunları altın oransal ölçümlerde, ağaçta yaprakta, taşlarda, hayvan ve insan üzerinde nasıl yerleşik vaziyette görebiliriz ki.. İllahi görmek de değil zihnin anlaması nasıl artılır, yine determinizme, ölçülemlemeye kaydın demeyin de..
"Gelenek" üsten bakışının, ben altsal zihne anlatılmasının bir yolu muhakkak olmalı.
Ben de ihtimalen anlatılabilemezcilik veya anlayabilemezlik içindeyimdir.
... yani iki bardak büyüklüğündeki bir bardağın yarısını soğuk su yarısına da arıtma doldurup içiyorum şuan..
arınma nedir ki? su artımasında 5 filtre var mesela..
bu kadar karışık olmamalı değil mi?
saygılarım abim..
Erlik Aldacı
Bilim, yeni veya yeniden savaş baltalarini hazırlayabilir sorun yok.
Uzay Tanrı, Tanrısız Tanrı ( bunun benzerini mazdacılıkla yaptılar) , akli Tanrı gibi yeni arayışlar hep vardı var olacak, devre göre değişim gösterebilir. Hiç önemli değil ...