- 576 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
✔️ İLK DEFA SİVAS'IN SÜMÜK DONDURAN O SOĞUK KIŞ MEVSİMİNDE ÖLMÜŞÜM BEN! ✔️
✔️ İLK DEFA SİVAS’IN SÜMÜK DONDURAN O SOĞUK KIŞ MEVSİMİNDE ÖLMÜŞÜM BEN! ✔️
En büyük amcama yengemi istedikleri o mutlu gün; Sivas’ın tükürük donduran soğuk kış mevsiminde ölmüşüm ben!
Ömrümü ömrüne feda edecek kadar sevdiğim canım anacığım anlatmıştı yıllar evvel nasıl öldüğümü. Halen zaman zaman anlatır.
Yani sadece altıma değil hayırlı bir işin bile içine etmişliğim var benim🙈
Sivas’ın köy yerine İstanbul’dan kız isteme telâşesi ile giden o heyecanlı kalabalık heyetin, en küçüğü, en sessiz olanıymışım ben. Herkes mutlu ve herkes gerçekten hayırlı bir iş için yürek yüreğe kenetliyken; en saçma sapan zaman diliminde, herkesin ağız tadını bozarcasına üstelik, soğuk bir akşam karanlığında ölmüşüm ben!
Yemekler yenmiş ve çay keyfi ile candan sohbetler edilirken, sanki tüm o mutlu ortamı bozmak için plan yapmış gibi ansızın ve kimseye haber vermeden ölmüşüm ben!
Rahmetli dedeciğim şeker hastası olduğundan sürekli soğuk su içermiş.. köy yerinde o zamanlar buzdolabı olmadığından olsa gerek, dedeciğimin su içtiği sürahiyi, Sivas’ın sümük donduran ayazına bırakmışlar usulca...
Sürahiden yere damlayan ya da dökülen bir kaç kaşık kadar su, yerde şeffaf bir buz halini almış dakikalar içinde.
"Sadece altını değil işte tam da o sırada hayırlı bir işinde içine etmişim ben!"
Kimin kucağından ya da kimin elinden kurtulmuş olduğumu kimse bilmiyor hâlâ. Kim bilir belki de sırf altıma ettiğim için dışarı atmışımdır kendimi🙈
Neyse ne;
Adım attığım yer buz olunca kimse yetişememiş peşimden. Yetişememiş ve oldukça yüksekten yere çakılmışım bir taş gibi!
İlk koşup kucaklayan kim olmuş hâlâ kimse bilmiyor. Herkesin hatırladığı ölmüş olduğum imiş! Evet; "nefes almıyor, gitti çocuk" demiş bir ses. İşte o an ölmüşüm Sivas’ın sümük donduran ayazında hayırlı bir işin içine ederek🙈
Dedeciğim rahmetli metanetle kucaklayıp bir battaniye ile sarmış sarmalamış minik bedenimi gözleri sırılsıklam..
"Nasılsa günahsız bir bebek, bekletmeyelim" deyip, akşam saatlerinde o soğukta gömmek fikrini ortaya atmayan herkese kızıyorum şimdi yalan yok.🙈
Yani en azından o zamanlar böyle bir durumda bu mümkün diye düşünürüm zaman zaman. Yani bir jandarma komutanı tutanağı ve savcıya salınacak bir durum izahı ile hemen oracıkta bekletmeden defin edilmem belki de o zamanlar mümkün olur diye geçer içimden ne yalan söyleyeyim 🙈
Neyse;
Kaç saat geçmiş halen kimse tam olarak bilmiyor ama bedenimi sardıkları battaniye, minik ellerim ve bacaklarım ile olsa gerek, kıpırdamış zaman sonra ve geri gelmişim ölüp gittiğim yerden.
Hiçbir evresini hatırlamadığım hâlde hayırlı bir işin bile içine etmiş olmaktan dolayı çok üzgünüm ancak; en çok da anneciğim ve babacığımı o an evlat acısı ile yüz yüze getirmiş olmaktan dolayı hiç ama hiç affetmiyorum kendimi.
Bu yüzden; ne zaman bir bebek ölümü duysa kulaklarım ve ne zaman bir annenin, bir babanın evlat acısıyla, melekleri ağlatan feryatlarına şahit olsa gözlerim, hatırlamadığım ölümümle sebep olduğum o zamana göç ederim ve bin kez ölürüm ben.😔
Elbette sayılamayacak kadar çok fazla üzülmüşlerdir benim yüzümden anam ve babam bu zaman kadar, 🙈 üzdüm de yalan yok itiraf ediyorum!
Ancak; "hiçbir üzüntüleri onlara o an yaşattığım üzüntü kadar üzmemiştir bu iki mübarek yüreği!"
Hatırlamadığım bu ilk ölüşümden sonra da ölüşlerim oldu ama çok şükür ki o anları sadece ben biliyorum, tıpkı hemen her gece sessizce ve can çekişe çekişe ölüşlerim gibi!
Ooo saat bayağı ilerlemiş, ilerlemiş ve bu gece yine bizzat benim şahit olacağım o iğrenç ölüşlerimden biri ile olan randevu saatim neredeyse gelmek üzere!😉
Geldim, geldim.!
Ramak Kaldı / (Samim İĞDE)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.