Ağabeye
Ying ve Yang, Hayır ve Şer.
Kim bu konulara girer de çıkabilir ki, alıp başını gidemezsen yalnızlığa, dağ başına, kaçamazsan her şeyden, kaçmak isteyip de o enerjiyi bulamazsan bittin kuzum sen.
3 dakikalık bir iş bile zor gelir alemler gibi, güneş gibi ağır gelir taşıyamazsın. Yanarsan, yakarsın derlerdi, o zaman yanmıyorsun ki yakamıyorsun. Mum dibini ışıtmaz derler, o zaman diğer mumları tutuştur, yok.
Deryalarda bazı balık sürüleri olur, izlemedim demeyin sakın. Binlerce, on binlerce balıklık bir sürü, çok olan küçük oluyor sonuçta, lakin birbirlerine değmeden öyle hızlı hareket ediyorlar ki, yırtıcılar; yunuslar, köpek balıkları, penguenler, deniz aslanları, foklar... sürüye saldırırken hepsi birden birlikte hareket ediyor, yine yırtıcıya yakalananlar oluyor.
Sakın bıktım artık Tanrından da, Tanrı hakkında düşüncenden de deme. Tanrı yırtıcıysa ondan kaçmak imkansız. O zaman onu yok etmeli. Oysa deryadasın ve deryanın kendisi Tanrı ise ne yapacaksın. Bütün insanlar birlikte hareket etse, istemsizce çok afaki midir bu düşünce. Birlikte hareket eden 7-7,2 milyar insan??
Zaten asırlardır bu yapılmaya çalışılmıyor mu dünya üstünde, kadimden bu yana. Sen harflerle konuşursan yazanı çıkarmalısın aradan, yazanı araya alır düşünürsen kargaşa başlar. Ve bu kargaşanın kazananı olmaz. Kazanmak da değilse gaye, peki ne? Kaybetmek de değilse gaye, peki ne?
Tutturmuşlar bir edep. Üzerine sürüsüne laf etmiş eskiler. Lakin kimse edebi-adabı tarif edememiş. Yingin içinde yang, hayrın içinde şer veya tam tersi. Edebin içinde edep, edebin içinde edep. O zaman edep kuşatıcı. Kısır tanımlamalarla yıllarca zinhnimizi bir fare gibi kemirdi kadimler, eskiler. Ya hu zihin nasıl kemirilir mübarek, ışığı veya karanlığı nasıl kemirebilirsin ki? Kemirsen ne olacak ki, ne enerjin ne de zamanın buna yetmeyecek. O zaman Tek Tanrıya ne gerek, Çok Tanrıya ne gerek var, sana ne gerek var. Sonsuzluk gereksiz değil mi sence de, sonluluk en sade olanı. Tanrı çok karışık ise bırak karışık kalsın, sana mı kaldı Tanrıyı düzeltmek, iyiye, güzele davet etmek? Sus bre, yeter artık.
Sakallarım hafif uzasa rahatsız olurum, batar, kaşınır, düşünmek ne haddime Tanrıyı. Kepazenin biri bir icat eylemiş, icadımı çöz bakalım diye milyarlarca canlıyı yemiş yemiş doymamış.
Kalabalık da yalnızlık da bize göre değil. Biz değil bana göre değil. Sen ne güzel yaşıyorsun hayatı öyle, imreniyorum ağabey. Yoksa dışı beni, içi seni mi yakıyor.
Sen yetinebilirsin biliyorum, lakin ben yetinemem. Sen çocukluğunun ihtiyarısın, ben çocukluğumun orta yaşı. Bir damla gözyaşından senin anladığın ile benim anladığım, düşündüğüm aynı şeyler midir? Bazı insanlar, belki evladınız, kızınız,damadınız, gelininiz vb gözlerini kaçırır sizden? Siz gözlerine bakmak istemeyin sakın cehenneme düşersiniz. Geçiştirin gitsin.
İşte bunun içindir ki, ne diyordum ben ya hu..
Evet , evet gündem madımaktı? Faili meçhul müydü, küçük balıklar yem ediliverdi din diye, düşüncesini açıkladı diye. Oysa yakılanlar benim edindiğim izlenime göre cesaretli, aydın, insanı ön plana alan düşüncelere sahip kimselermiş. Peki, yakın emrini kim verdi? Hangi odadan, hangi ideolojiden. İflas eden yahudi eski defterleri karıştırırmış derler, peki iflas eden bir millet, iflas eden bir Türk neyi karıştırır?
Açık sorayım 100 yıldır paylaşılamayan nedir ve cevap arayayım. Çünkü ben bulamadım.
Öyle mi diyorsun yani ağabey, çık dağ başına, yaylaya iki köpek, iki inek, bir kaç çepiş al yaşa mı diyorsun yani.
Bir de ateş yakar davul çalarım arada..Gelirsen ziyaretime boğazlarız bir keçiyi, kızartırız ateşte, taze et yeriz, lakin kim yüzecek derisini, kelle çorbası yapmayı google’ye mi soracağım? Vejetaryensen zehirsiz mantar közleriz..Nasıl ayıracağız zehirli ve zehirsiz mantarı. Peki tuzu nereden bulacağız, kaya tuzu mu olacak illahi?
Saygı sağlık ve huzur dileklerimle..
YORUMLAR
Böyle yazılar emek ister, düşünmek ister, kamil olmak ister.
Yolda taş var ise ayakla itilmez.
Durup düşünmek gerek; kim koydu, niçin koydu...
Yinsani
Günün en zor anı sizin şiir olmasa da yazıya yorum saati. Okumak kolay kavramak zor yorumlamak mucize; işte tanrısal güç.. mucize...
En güzel yorumu deniz hanım yapmış.
“Öyle mi diyorsun yani ağabey, çık dağ başına, yaylaya iki köpek, iki inek, bir kaç çepiş al yaşa mı diyorsun yani.“
Sanırım en güzeli bu. Duymadım, görmedim, bilmiyorum...
Sorgulayıcı yazınız demiyeceğim çünkü tümü öyle. Ama güzel...
saygılarımla ustam
Yinsani
(umarım uğurlu gelirsin:)
katkınız için teşekkür ederim.
eksik olmayın.
Hep bunlara yapay zeka sebep oluyor.Karışık bir düşünce sisteminde bunalmış, kaybolmuş bir ruh,
Google amcaya sor bakalım kayıp ruhların sıkıntısı neymiş.:))
Yazılarınızı beğeniyorum,tebrikler.
Yinsani
katkılarınız için çok teşekkür ederim.
eksik olmayın.
Hüznümün Hüznü
Ben bahtsız bir insanım,karektetime yakışıyor bu rumuz.
Keşke toz pembenin tozu bulaşsa !
Saygılar, selamlar
Biraz içmenin kime, ne zararı var? Mangal yoksa mantız var. Keçi eti rakıyla iyi gider mı hiç denemedim. Karpuz severim ama kavununda rakı ile adı çıkmış. Yosmalık rakının işi ıste. Edep domuz sıkısına uğramaz. Verdi mi verir ayarı. İşte bizim şu Z kuşağı gibi.
Sevgilerimle
Yinsani
saygılarımla..
Kimbilir tarafından 7/4/2020 10:24:06 PM zamanında
Zıtlık bir başlangıç ve varış noktasidir...
Kartezyen akılcılık, her türlü metafiziki bilgiyi küçümseme, önemsememe ve basitleştirme özelliği daha doğrusu saldırganlığı vardır. Ruhun, tözün ya da bilincin tüm özelliklerini düşünceye…bedenin tüm özelliklerini de uzama indirgemek mekanikçi bir anlayıştır.
Bu bir; modern yanılgıdır…inan ki yanılgıdır. Görüyorum ve feryat ediyorum, kurtuluşa ermeniz için.
Bu bir sapmadır, sapmanın sonrası ise yıkılmadır.
Tek yönde yani maddi yönde (bilimsellik) gelişmek hiçbir şeyi çözmez, maddenin orasını burasını kurcalamakla bir yere varamazsınız, doğa ile oynayamazsınız. Bu böyledir çözemezsiniz aksine sorunlar üretirsiniz, bu sorunlar öyle seviyeye gelir ki kendinizi yok edersiniz… Emin olduğum bir şey var insanoğlu bu sorunları gördükçe sonunun yaklaştığını anlayacak ve bilimin bir kısmını ( profan bilimi)terk edecektir aksi halde zaman çok geç olacaktır.
Bilim; asla Tanrı olamayacaktır. Çünkü zaten bir Tanrı vardır.
Tek bir soru soracağım. Saf zihin nedir?...
Başka sorum yok.
Kimbilir tarafından 7/4/2020 10:25:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
saf zihin; bilemedim abi:)
durgunluk desem değil, rüya desem değil,
ilk tetiklemeyi yapan desem değil,
gerisi zaten kar topunun çığa dönüşmesi süreci. bilemedim.
çok teşekkür ediyorum.
saygılarımla.
Erlik Aldacı
Yazınız saf zihin konusuna girer.
Şimdi el, oba demez mi ki, madem bilmiyorsun, neye yazarsın böyle be yaa.
Ben demiyorum...el der, oba der öyle derler.
: )
Sadece yazının altına imzamı atmak istedim...ve sadece resim bile yetti be nesildaşım.............
O noktaları zaten sen dolduruyorsun..
Eksik olma nesildaşım ve ne olursa sun bu direncini koru sana bazen ne kadar devreleri yakmışsın gibi gelse de...
Bu sefer dedigin gibi en sevdiğine emanet ol...
Yinsani
insan, kendinden başkasına emanet olabilir mi, sanmam.
eksik olma dilerim.:)
saygılarımla.
Tanrı’yı arayan Ekrem’im
Bütün evren Tanrı’dır
Madımağı yakan cahil
Tanrı’ya isyanıdır
Oysa Tanrı herkesin
Kim çok sever bilinmez
Başbağlarda da öldürülen insanlar
Bize neyi ispatlar
Kan ve gözyaşından doyanın
Tanrısıda olmaz peygamberide
100 yıllık paylaşılmayan eksik kalır
Hep ileri
Hep ilim
Bilimden gidilmeyen yol karanlıktır demiş
Piri dinlemek gerek
İnsan olmak zor zanaat Kardeşim
Nice saygılarımla
Yinsani
katkılarınız için çok teşekkür ederim.
saygılarımla.