- 451 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
TUNCAY'IN PASOSU ve DÜDÜKLER İÇİN TEŞEKKÜR
Ne bir santim ileri ne bir santim geri, illa tam durakta duran otobüs şoförleri var. Eğer duraktan az ilerideyseniz yağmur bile yağsa ve şemsiyeniz bile olmasa yanınızdan geçer de durup almaz sizi. Ön kapıyı bırakın arka kapıyı bile açmaz. Boyun bükmeler, beni görsün diye havalara zıplamalar, kararlı kararsız el kaldırmalar önemsizdir, geçin o hareketleri ve bir sonraki otobüsün saati ile ilgilenin. Adım gibi eminim ki kendisini bile almaz o şoför. Duracağı yeri yanlış hesaplamış ve az gerideyseniz önünüzde durup kapıyı açmaz, dedim ya tam durakta durur siz de az hızlanıp neresiyse artık milimi milimine duraktaki o yere yanaşmış otobüse binersiniz. Ters ters bakar yüzünüze ya da siz ona bakarsınız, bileti atarken veya akbili okuturken. Bir de akbiliniz boşsa size ne önereyim bilemedim. Hepten de şanssız gününüzde değilmişsiniz ki aklıma Düş Hekimi geldi, söyleyeyim belki faydası olur. Sitesinde dağ yolculuğunu anlattığı bir yazısını okumuştum. Balta girmemiş ormanda yürürken hışırt diye bir ses duymuş, sesin geldiği yere bakmasıyla ayıyı görmesi aynı anda olmuş. Bildiğiniz aynı an işte. Biri salı diğeri çarşamba günü olmamış. İkisi de mübarek cuma günü tam sela okunmaya başlandığı ana denk gelmiş yani. Düş Hekimi, ayı ile karşılaşılınca ne yapılacağına dair 30 ve ne yapılmayacağına dair 40 temel hareketi öğrenmiş okuduğu kitaplardan. Ne yapacağını ve ne yapmayacağını adı gibi biliyormuş ama ayının gözlerine kilitli iken ve nefesinin kokusunu duyuyorken hiçbirini yapmak mantıklı gelmiyormuş. Öyle ayıyı şaşırtmak, diz çöküp yalvarmak daha doğrusu kendini küçük göstermek filan yapılacak en mantıklı şeyler olsa da o anda onları yapmak insanın içinden gelmiyormuş işte. Tek yapılabilir olan bildiğiniz kaçmakmış ve Allah’tan o da kaçabilmiş ve dal sıyrıklarını annesi öpünce bir de dikenleri cımbızla çıkarınca kendini iyi hissetmiş. Bu hikayede bir öneri var mı? Var tabi, iyi okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. Böyle acımasız bir şoföre ben taaa lise 1 deyken sıra arkadaşım Tuncay’la birlikte denk gelmiştim. Otobüse binince öğrenci bileti atmıştık Tuncay’da ben de. Pasomuzu görmek istemişti tabi şoför ben pasomu gösterip kendimi kurtarmıştım da Tuncay ne yapsın zavallı, pasosu yoktu yanında ve öğrenci biletini de atmış bulunmuştu o kilitli kutuya bir kere. Ve şoför paso sormuştu direksiyonu bırakıp el firenini çekip. Tuncay’da boş bir çocuk değildi tabi, yapabileceği bir kaç hareket vardı. Galiba iki harekette kendini kurtarabilmiş o da. Pasom yok ağbi ama bakın bu defterim bu da kalemim, kalemtraşla yeni açtım daha tortular bile içinde, öğrenciyim ben ağbi demiş. Şoför de ona hııı tamam o zaman demiş. Tabi bunları Tuncay ertesi günkü derse geldiğinde anlatıyor, bire bir dediği gibi olduğunu görmedim, şoförün hııı dediğini filan duymadım, onu teyit edemem yani. Ben pasomu gösterdikten sonra Tuncay’ın pasosu olmadığı için inmiştim zaten. İtiraf edeyim ki geldim deyip bindiği durakta inen çocuk benim. Aslında hııı sözcüğünü teyit ediyorum da şoför mü söyledi yoksa şoför Tuncay’a mı söyletti orasından emin değilim.
Birde hiç kuralı olmayan, fark ettiği her yerde duran hatta yol üzerindeki herkese korna çalıp otobüsüne bindirmek isteyen niyeti üst düzeyde iyi otobüs şoförleri de var sağolsunlar. İşte bu iyi şoförler sizi fark eder ama olur da bir şekilde fark edilmezseniz yapacağınız bir hareket var. Ağzınızla düdük çalmayı mutlaka bilmelisiniz. Sadece ıslık çalabilen ve o da s harfinden öteye geçmeyen ben düdük çalamadığımdan dolayı oturarak gidebileceğim boşlukta ne otobüsler kaçırdım. Tüm parmaklarımı ağzıma sokmayı denediğim halde çalamadığımı gören ve benim yerime düdük çalanların sayesinde binebildiğim otobüsler de oldu.
Aceleden bindiğim için de o düdük çalanlara teşekkür edememiştim hiç. Şimdi hepsine topluca teşekkür ediyorum.
YORUMLAR
(:
çok eğlenceli bir tarz
yani insan mutlu oluyor okurken
yani gülümseten bir anlatım
yani okusunlar bu yazıyı
eminim onlar da sevecekler
(: