- 475 Okunma
- 6 Yorum
- 3 Beğeni
AĞLAMA BABAM...
Gözlerinde ki toprağı sildi, usulca öptü küçük kızın yanağından. Gözünden bir damla düştü; küçük kızın gözyaşlarına karıştı.
Bu annemdi...
"Hiç bir büyük bana masal okumasın!
Ağlayarak haykırdı. Küçük kız minicik burnunu çekti.
Bir el uzandı titreyerek. Gözyaşlarını kuruladı, yanağını okşadı. Saçlarını sevdi.
Bu babamdı...
Utandı bakamadı küçük kızının gözlerinin içine; başını öne eğdi. Ağladı...
Babalar ağlamazdı ki...
Pamuk prenses acıtmadan taradı saçlarını. İncitmeden. Okşar gibi. Anne gibi.
Papatyalardan taç yapmıştı. Taktı sarı saçlarına. Sarı gözlü; bembeyaz papatyalar. Ne tatlı gülümsüyordu.
Annem gibi...
Şirin baba mezarını kazıyor, yedi cüceler tabutunu süslüyorlardı.
Ölmüştüm...
Ufacık bir tabut. Ön tarafa rengarenk uçan balonlar takıyorlar, tabutun üzerine; ninesinin beyaz örtüsünü dedesinin seccadesini seriyorlardı.
En sevdiklerim...
Her taraf annem gibi kokuyordu. Sahi annem neredeydi?
Çok kalabalıktı mezarlık. Tüm masal kahramanları oradaydı. Ve çizgi filim kahramanları.
Cenaze için gelenlerin arasında hiç büyük insan yoktu. Sadece çocuklar vardı.
Derin bir nefes aldı küçük kız. Artık büyükleri hiç sevmiyordu. Sadece korkuyordu.
Tekrar ağlamaya başladı. Canı çok yanıyordu. Yaşadıklarını unutmak için gözlerini kapattı.
Rüya görmeye devam etti. Çok güzel bir rüyaydı bu. Masal gibiydi.
Polyanna’ nın elinde bir demet kır çiçeği; ağlıyordu. Yüzü çok güzeldi. Anne gibi güzeldi.
Anneme benziyordu...
Küçük kız gözlerine inanamadı. Kötü kalpli kargamel bile ağlıyordu.
Ama böyle masal olmazdı ki. Masallarda çocuklar ağlamazdı.
Ağlıyordum...
Canım yanıyordu. En çok da kalbim acıyordu.
büyüklere saygı küçüklere sevgi
değil miydi
ahdimiz
en çok da
bu ağrıma gidiyordu
vasiyetimdir
dedi
küçük kız
okul çantamı fakir bir çocuğa
verin
uçurtmamı göğe salın
boya kalemlerimi
küçük bir çocuğa verin
bulutları pembeye
çiçekleri sarı mor turuncuya
gökyüzünü
maviye boyasın
ne çok şeyde
hevesim kaldı
yok istemem
alın
dünyanızı
sizin olsun
yok
parada pulda
gözüm
unuttunuz mu
ben
çocuğum
varsa yoksa
masal kitaplarım
varım yoğum
oyuncaklarım
sarı topacım
mantar tabancam
renk renk balonlarım
uzaktan kumandalı arabam
içinde gökkuşağı saklı
ışıl ışıl
misketlerim
pembe renkli
bisikletim
sarı saçlı mavi gözlü
bebeğim
onlar
yanlız kalmasın
benim gibi hiç biri
ağlamasın
sönmesin gözlerinin feri
al yanakları solmasın
hepsini arkadaşlarıma verin
ben oynayamadım
onlar oynasın
toprağıma hiç bir büyük eli
dokunmasın
amcalar
uzak dursun
cansız bedenimden
verin ellerine kazma kürek
küçücük elleriyle
mezarımı
çocuklar
kazsın
tabutuma
dedemin seccadesini örtün
gül ağacı dikin mezarıma
can suyunu babam
döksün
canım anneciğim
yüreğimden
öpsün
...
YORUMLAR
affet beni
gönül koyma
ağlama babam
bundan sonra beni
tek annem
öpsün..........................Lütfen son ifadeyi değiştirin. Muhakkak ki canımız yanıyor ve muhakkak ki acı içinde sarf edilen sözler büyük ölçüde hoş görülebilir Fakat bu ifadeyi kaleme almak hiçte doğru değil. Bu işin cinsiyetle ilgisi yok Ahlaksızlık yada çirkin ahlakla yakın bağı vardır. Sizi ve kaleminizi tanıyorum eminim ifade maksadını aşmış bunu ikaz edilince sizde anlardınız ancak ikaz edende olmamış. Tamam düşlerimize bile acı veren bu olaydan hareketle babaları çöpe çevirmek doğru bir tavır değil.
asude_vuslat
"Tamam düşlerimize bile acı veren bu olaydan hareketle babaları çöpe çevirmek doğru bir tavır değil."
Asla öyle bir niyetim olamaz ):
Küçük bir kızın ruh dünyasına daldım. Empati yapmaya çalıştım.
);
O masum çocukların yüreklerine çöreklenmiş; isyan, korku, gücenmişlik gibi hislerini dile getirmekti amacım.
Düşüncenize saygı duyarak o bölümü yazımdan çıkaracağım.
Haklısınız çok ağır bir ifade oldu.
Ama acı gerçeklerin maalesefki böyle olduğunu düşünüyorum.
Hiç kimsenin incinmesini istemem.
Kırıcı olmamaya dikkat ederek, yapmış olduğunuz yorumunuz için de ayrıca teşekkür ediyorum.
Saygılarımla...