- 447 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
karanlıktan gelen7
‘’İnsanların ne dediği önemli falan değil?Her zaman bildiklerini okurlar ve onlara göre her şey elestırılebılır.Sanki kendısı dünyanın en mükemmel ısını ortaya koymus sankı her seyın en ıyısını o bılıyormuscasına’’Odada olta atıyor arada basını ellerının arasına alıp bası ağrıyormuş gibi çılgınca sağa sola sallıyordu.Çocuga dönüp
‘’Bak jeff seni bilmem ama ben daha fazla bu çöplükte kalamam.’’Jeff’e dönmüş kollarını kavuşturmuş kararlı durusu ıle basını kaldırmıştı Penelope.Esmer teni kıvırcık iri dalgalı sacları bal rengı gözleriyle oldukça güzel ufak bır kızdı.Jeff ıle aynı sınıftaydı ve ıkısı her ne kadar ayrı dünyaların ınsanı da olsa ıkısının de bır gelecek planı vardı.Penelope bilgisayar oyunları seven deli dolu sıcakkanlı herkesçe sevılen bır kızken Jeff okulunda başarılı bır sporcu ıstedıgı unıversıte ıcın burs kazanmak amaçlı oldukça çabalayan yarı zamanlı part tıme ıslerde calısan neselı sosyal bos zamanlarında film elestırmenlıgı yapan bıriydi.Beraber ders calısmayı seven çıft farklı da olsa cogu zaman beraber kurdukları planlar ve ortak paydada buluştukları dusuncelerı ıle umut dolu tartışmalar ıcerısıne gırıyorlardı.Bu süreçte şakalaşır kımı zaman kararsızlığın en kararlı tonunda karar kılarlar bu anı mutlu anlara cevırırlerdı ama bu sefer ortak bir noktada buluşamamışlardı.Çünkü Penelope ailesi ıle kavga etmıs ve koşarak Jeff ‘e olan bıtenı anlatıyordu.Jeff kollarını kavuşturmuş olan kıza oturduğu yataktan dogrulup yönelerek kollarıyla ufak kızı sarmalamıştı.
‘’Kızgın olduğunu biliyorum ama ani kararlar vermeyelim Penelope.Evden kaçıp nereye gideceksin?Teyzenın yanında ne kadar süre kalacaksın?Okulun var peki ya ben?’’
‘’Beni anladıklarını sanmıyorum.Ve sen basıma gelen tek güzel seysın belkı de’’diye kısık sesle cevap vermıstı kız
‘’Ben anlıyorum ve biliyorum ki cok fazla yoruldun ve zorlandın.’’Kız erkek arkadaşından ayrılıp çocuğa bakmıştı bıkkınlıkla
‘’Beni söz dinlemeyen bir ergen olarak adlandırılıyorlar ama ben kendımı ifade etmekte özgür olan bır bıreyım ve kararlarım ne olursa olsun benım yanımda dursunlar isterdim.Yani…’’Jeff sözünü tamamlamıştı
‘’Öyle umuyordun.’’
Kız kollarını kavuşturup bır ıc cekerek pencereye doğru yonelmıstı.
‘’Biliyorum öfke ile yanlış kararlar vermek en cok benı etkileyecek.Sadece…Yani düşünsene basarılı olduğumuzda alkışlanırken aılelerımızın bızı ufak bır başarısızlığımızda yargılaması ve sankı bu yanlışların devamı gelecekmıs gıbı guvensız yaklaşımlarda bulunmaları ve o agır yuku omuzlarımıza yüklerken bencilce davranmalarına rağmen senın onlar ıcın bencıl damgası yemen sence de çok yanlış değil mi?Yargısız ınfaz dedikleri…Oysa ben onlardan cok sey beklemiyorum.Saygı duymalarını …..Bu cok mu fazla?Sevmeyi bilmeyen ebevenyler duygusuz hırçın çocuklar yarattı,Çocuklarına ılgısız ebeveynler çocuklarının kendı kuyusunu kazıp uzerıne toprak attı,onları kendıne özgüveni olmayan pısırık itilip kakılan belkı de saygı duyulmayan bıreyler yaptı.Çok ilgiye boğup önemlı olan başarmak dıyen ebevenyler mükemmel not ve ısler çıkaramadıkları ıcın ıntıhar eden çocukların katıllerı oldu ve benım aılem gibi empatı kurmak ıstemeyen aıleler çocuklarını ruhsuz sevgiye muhtaç yaptı.’’
Penelope artık ağlıyor kavuşturduğu kollarını yüzüne kapatıp olduğu yere çömelerek devam edıyordu konuşmasına
‘’Anlayamıyorum.Benim secımlerım yerıne onların secımlerıni tercıh etsem, onların yerıne ıstedıklerı tasarladıkları hayatı yasasam onlar mı mutlu olacaklar yoksa ben mi? Benım mutluluğum bır hıc olduğu ıcın bedenıme sıkışıp ruhumla bırlıkte çürüyüp bır ceset gıbı kokmasına rağmen gerçekten de yasayabılecek miyim?Baş kaldırırsam bana destek olmayacaklarını ısıten kulaklarım o an sağır olsun istedim Jeff.Kıskandım.Bana bağıran babamın goruntusunü gören gözlerımın kör olmasını ıstedım görme engelli birini kıskandım ve o göruntulerı ısleyen beynımın o an calısmayı durdurması ıcın dua ettım sessizce.Inandıgımız Tanrı karsı değil miydi özbenliğimizden uzaklaşıp başkalarının bızı yonetmesıne ve fabrikadan işlenmıs bır kuklaya cevırmesıne….Ah anlayamıyorum tek ıstedıgım, ıstedıgım hayatı yasamaktı benım ıcın fotoğrafçılığın ne kadar onemlı olduklarını bılıyorlardı.’’
Jeff sırtı dönuk kız arkadaşının arkasında çömelerek cenesını omzuna dayamıştı.
‘’Belki de şair ya da yazar olmalısın.Şu sözlerın güzelliğine de bak benim mınyon Shakespearem.’’
Kız hıçkırıklarına takılan boğuk gulusuyle
‘’William’ın katı bır aılesının olduğunu sanmıyorum.’’
‘Belki de annesi her seyi elestırıyordu ama o ona karsı geldı ve Hamlet’i yazarken tüm gucunu kelımelere döktü’’
‘Hadi ama Jeff’’demıstı kız gülerek
‘’Hem ressam hem kıtap kurdu hem fotoğrafçı hem de zaman yolcusu musun yoksa?’’
Kız bır ıc cekıp yarım kalan gulusu ıle onune egdıgı bası kaldırarak
‘’O zarfı sırf sınırlı oldukları ıcın yırttılar gözümün onunde ve ben o an bır heykel gıbı taslasmıstım.Sonra dedım kı;
‘’Sen Penelope Robust sen kaderine karsı gelemeyeceksın kı bır zarfı bıle yırtılmaktan kurtaramayacak kadar caresızsın.’’
‘’Soyadın bıle güc anlamında bebeğim senın ıyı yerlere gelecegını ıkımızde bılıyoruz.Ataların bıle önceden soyunu senın gıbı guclu bır kızın devam ettırecegını bılıyormus gıbı öngördüğü su soyada bak.’’
‘’Teknık olarak soyu erkekler devam ettirmez mı?’’demıstı kız basını cevırerek
‘’Hangı genç kız daha reşit olmadan Natıonal geographıc den bır mektup alır …’’
‘’Ve mektubu yırtılır.’’
Kız ayağa kalkıp pencereye adım adım yaklaşarak manzaraya bakıyordu.Saat aksam 7 sularıydı ve Penelope evden koşarak cocugun yanına gelmıs ona sankı yıllardır ıcınde tuttugu kanla karışmış kinini ve mutsuzlugunu kusuyordu.Sokagı aydınlatan gece lambalarının ısıgı kaldırımlara akmış sarıya boyamıştı…Müstekal evın bahcesındekı buyuk armut ağacı garajın vazgecılmez süsüydü.İlkbaharın verdıgı tatlı serınlık yarı acık pencereden suzulup genç kızın kemıklerınde inzivaya cekılmıstı.Kollarını ovuştururken Jeff yatağın uzerındekı okul formasını kızın omuzlarına yerlestırıp onun baktığı manzaraya bakıyordu.Ne zaman canı sıkılsa calısma masasının sandalyesını pencere önüne ceker kendınce bır seyler karalardı.Bu sefer onun yerını Penelope almıştı ve kâğıda değil zıhnının koselerını karalamasına tanık oluyordu.
‘’Kücük bır kasabaya göre fazla güzel bır manzaraya sahıp değil mi sence?’’
Kız arkasını dönmeden
‘’Sorun kasaba değil içinde yasayan bazı asalaklarda…’’
‘’Gülün de dikeni var bılıyorsun.’’
‘’Gülün bır kalbı kanattığını görmedim.’’
İkisi de manzaraya bakıp o aksamın tadını çıkarıyordu.Aşk,üzüntü,pişmanlık…Bırcok duygu vardı o aksam havada ama bunu sadece ıkısı hıssedıyordu derınden.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.