- 534 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UMUT
UMUT
Hayatın gelgitlerine, fırtınalarına prim vermeyip ayakta kalabilmenin adıdır, umut. İnsan olarak hayatımız boyunca pek çok kötü olay başımıza gelmiştir ve biz hayatta olduğumuz sürece de gelmeye devam edecektir. Zaten önemli olan başımıza ne geldiği değil, onları nasıl karşıladığımız ve nasıl ayağa kalktığımızdır. Yoksa daha ilk fırtınada gemiyi karaya oturtur, pes ederdik.
Bunu hiçbirimiz istemeyiz ama içimizde umuda dair bir şey yoksa hepimizin sonu böyle olmaya mahkumdur. Ama umut bizi hayata bağlar ve biz onunla yeniden doğarız. Bunu başarabilenlerimiz hep bir adım öndedir. Ya umudu terk edip havlu atanlar, benim gözümde onlar daha ilk andan maçı kaybetmişlerdir. Şartlar ne olursa olsun, ne kadar ağır yenilgiler alırsak alalım pes etmemek gerekir. Her yenilgi, her kaybın bir yeniden doğuşu mutlaka vardır. Bizler yeter ki, bunu başarmasını bilelim.
Umut etmek, umutlu olmak o kadar önemli bir şey ki, hayatımızın her köşesine sinmiş bizim onu yakalamamızı beklemektedir zannımca. Tabi biz çoğu zaman karamsarlığımızdan onu saklandığı köşeden çıkarıp bulamayız. Bu bizim aleyhimize bir şeydir. Oysaki bizim umudumuzu hep diri tutmamız ve başımızın tacı etmemiz gerekmektedir.
Peki hayatımızda bu kadar önemli bir yere sahip umut nerede gereklidir? Umudumuzu nasıl hep diri tutacağız? Aslında umut, yaşam da ben de varım demenin adıdır diğer bir deyişle. Amansız bir hastalığa yakalan iyileşmesi mucizelere bağlı bir hastanın iyileşeceğine dair inancını yitirmeyip hayata ışık yakmasıdır umut. İçinde umut olsa da belki ölecektir ama taşıdığı umut sayesinde daha bir sıkı tutunur hayata. Belki daha geç ölür, kim bilir belki de içindeki umut ona ışık olur ve o hasta iyileşir. İşte böyle mühimdir umutlu olmak, her ne olursa olsun içinde umudu taşımak.
Bu verdiğimiz örnek sadece yaşamın içinde geçen bir anlık olaydır. Bunun daha da çoklaştırabiliriz. Mesela borç batağına saplanan birinin bir gün borçlarını ödeyip temize çıkacağına dair içinde taşıdığı inanç, bir umuttur. Yıllardır sevdiklerini görmeyen birinin bir gün de olsa sevdiklerine tekrar kavuşacağına inanması, azimle sınava hazırlanan bir öğrencinin hazırlık döneminde yaşadığı sıkıntılardan bir gün kurtulacağına inanması… İşte bunların her biri birer umut ışığıdır. İnsan bunlara gerçekten inanırsa, onları başarmak için inanılmaz bir güç sarf eder. Tüm şartları harfiyen yerine getirdiği takdirde de istediğine kavuşur. İşte budur, umut: inanmak, çalışmak, çabalamak ve kavuşmak-başarmak.
Bunu başarmak ve umudunu diri tutmak öyle sanıldığı kadar kolay değildir. Ama imkansız da değildir. Bu yüzden umudumuzu diri tutmak bizim elimizde olan bir şey. Ne istediğimizi iyi hesap etmeli ve enerjimizi bu doğrultuda kullanmalıyız. Bunu yaparken şunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız: Eğer nefes alabiliyorsak bu hayatta, hala bir şeyleri değiştirebilme şansımız vardır. Bu da bizim en büyük umudumuzdur. Şartların zorluğu ve yaşadığınız kötü şeylerin hiçbiri sizi yıldırmasın. Yeri gelince geri çekilin ama asla bırakmayın. Unutmayın, geri çekilerek hedefe fırlatılan ok daha ileriye gider. Bunu başarabilirsiniz, yeter ki umutlu olun.
NECATİ DİLEK