Şehirde bir vaha oluşturmak zor ki ne zordur... O kadar kalabalık o kadar gürültünün içinde inzivaya çekilip vahanın ortasında yaşamak.

Hele asfalt yansımalı sanrılar, çöl "serap" ından daha bi ağır sonuçlar verir insanın ruhunda. Bilmek ne çok çeşitli ve tehlike dolu olarak gelir bize, bazen öyle çekiştirir öyle sapmalar yapmaya zorlarki bizi en yakınımızdan en olmadık yerimize yönelir bu çekmeler.

Sorular sorulur kendi zihin kıstaslarina uyarlayarak heves etmelerin sorusudur bunlar. Bir gizem bir merak ediş bir kendinde görme arzusu ağır basarsa işte ilk yanılgımız olur. Olsun... Büyüsellik huzur veriyor, kaplıyorsa içimizi...yaşamda istemeden bıraktığımız boşlukları da dolduruyorsa bu büyü sarhoşluğu.

O zaman bozulmasın varsın sonumuz bir büyücünün ellerinden olsun.

Olsun... Bunu ancak bir " Şehir Şaman" ı yapabilir.


Konsantre...dostum.

Öncelikle yeniden merhaba ve hoş geldin iyi ki geldin.

Ikinci dönem olarak nitelendiriyorum kendimce bu dönemi kısa bir ara ve yeniden yazılarını okuma keyfi olarak...

Ilk dönem yazıları da bu dönem yazıları kadar ilgiyle takip ediyordum ki vazgeçmeyi düşünmediğim bir kalem olduğu için zaten okumamayı aklımdan geçiremiyorum. Tek fark biraz daha gizli modda okuyucu olarak kalmış oldum...
Nasıldaşima şu noktada katılıyorum kesinlikle farklı bir dokusu var bu dönemin...yine hakkını veren o akıcı anlatım sürüyor ama daha net, keskin ve yine olabildiğince kendinden emin...bana yorumdan çok okumanın keyfi kaldığı için gereksiz kalabalık yapmak istemedim affola..

Bu kalem daha ne yazılar yazacak kim bilir demekten kendimi alamıyorum..sanki araya giren zaman diliminde konsantre karanlık maddenin ana kaynağına inmiş gibi geldi...daha önce maddeye giden yolda anlatılar varken şimdi maddenin kaynağından çıkan fikirler var gibi seslendi bana...ki ben çok keyif aldım her bir cümleden.

Daha sık okumayı dilemek dışında ne denir..
Tebriklerim ve selâmlarımla.

Bu sitenin bana kazandırdığı düşündüğüm ender kalemlerdensin dostum. sabah gördüğümde yazını her zamanki gibi uzunluğuna baktım, giriş girdap gibi çekiciydi kapılmayayım dedim içimden, kapattım sayfayı.

Net bir tarifle dostum, çok sık yazmanı istemiyorum. en son yazdığın yazı aklımda kalmamıştı lakin harikaydı diye dövme yapmış zihnime, belki bu da kalmayacak belki bölüm olarak kalacak ama bu da güzeldi.

bizim nesil böyle sanki, üçü bir arada köküne kadar giriyor zihinlerin. Eski aktarım yazıları veya öykülerinin devri geçti. Yeni bir yazı şekli çıkıyor karşımıza, bunu senin yazılarında net görüyorum. İki nesildaşım var bu sitede biri y kuşağının serbest şiirinde harikalar yaratacak inanıyorum, sende de bir başka özellik var lakin daha adını koyamadım.. :)

ad koymak da gereksiz aslında. güzel yazı, güzel anlatı her zaman belli eder kendini.

laf kalabalığı ettim affola..
benden gelsin hediye o zaman..benim olmayanı nasıl hediye edebilirim ki ? orası da var tabii.. suzan suzi diye bir türkü vardı..

saygı sağlık ve huzurla..