Onu Bunu Bilmem Ağa- YKS 2020
Çok pis geliyor erenler, gelenler Z kuşağı. 2000 ve sonrası doğanlar.. En büyükleri 2020 yılı itibariyle 20 yaşındalar.
Tviterde oy moy yok diye gündem olmuşlar sanırım YKS sınavı yüzünden.
Siyasi partiler neye uğradığını şaşırmış gibi bir izlenime kapıldım. Bir Y kuşağı mensubu olarak onları en iyi anlayacak kuşaktanım lakin devamlı mort ediyorlar beni. Bu kuşağı nasıl anlatabiliriz.
Önce X Y ve Z kuşaklarının özelliklerini araştıralım.
***
Kaynak: www.iienstitu.com/blog/x-y-ve-z-kusaklarini-taniyalim
X Kuşağı
1965-1979 arası doğumlular bu kuşaktandır. Henüz teknolojinin gelişmediği dönemdir. Değişimi kabullenmeyen, teknolojiye uyum sağlamakta sorunlar yaşamış bir kuşaktır. Zorluk ve yokluk dönemlerinden geçtiği için sabırlı, disiplinli ve saygılı bir kuşaktır. Toplumsal sorunlara duyarlıdır. Merdaneli çamaşır makinaları, bantlı teyp ve pikapla dünyaya gözlerini açmışlardır. İlk defa internet, akıllı telefonlar, ipad bu dönemde ortaya çıkan yeniliklerdir. Bütün teknolojik gelişmeleri sonradan gören nesildir. X kuşağının belli başlı bir takım özellikleri şunlardır:
Genellikle çevresindekilere saygılı, görgülü bir kuşaktır.
Zorluklarla mücadele yıllarından geldikleri için sabırlı ve kıymet bilen bir nesildir. Ellerindeki imkanları kullanmayı bilirler. İş yerindeki kurallara ve çalışma saatlerine özen gösterirler. İş motivasyonları yüksektir.
İçinde bulunduğu mevcut imkanlarla yetinir.
Eğitim durumları ve yabancı dil seviyeleri iyi olan kuşaktır.
Yeni çıkan teknolojik aletlere uyum sağlamaya çalışırlar. Zorunluluktan interneti öğrenmeye çabalar.
Disiplinli bir kuşaktır.
Risk almayı sevmezler.
Çalışkandır. Bıkmadan usanmadan çalışır.
Y Kuşağı
1980-1999 yılları arasında doğanlar bu kuşağın mensubudur. Milenyum kuşağı olarak anılırlar. X ve Z kuşağı arasında köprü görevi görürler. Teknolojiyle çocukluk dönemlerinde tanışmışlardır. Bu nedenle çok çabuk adapte olmuşlardır. Teknolojik olarak donanımlı bir kuşaktır. Y kuşağı özellikleri şunlardır:
Özgürlüklerine düşkün ve bağımsızdırlar.
Kurallara uymaktan hoşlanmazlar, otoriteyi sevmezler.
Sınırlı mesai saatlerinde çalışmayı sevmiyorlar.
Kendi işinin patronu olmak veya hızlıca yükselmek isterler.
Kendilerine farklı görüşler dayatılmasını sevmezler.
Kendi görüşlerine ters gelen görüşleri eleştirirler.
İstedikleri olana kadar direnirler.
Sosyal mekanlara katılma ve sosyal çevreleri önemlidir.
Sosyal medyayı aktif olarak kullanırlar. Her türlü görüşlerini paylaşabilirler.
Eylemde bulunmak veya yardımlaşmak için sosyal ağları etkin olarak kullanırlar.
Değişimlere kolaylıkla ayak uydururlar.
Girişimcilik ruhları gelişmiştir.
Özgüvenleri vardır.
Akranlarıyla birlikte olmak ve onların onaylarını almak önemlidir.
Çalışmaktan hoşlanmaz, eğlenmeyi ve kazanmayı severler.
Z kuşağı
IQ seviyeleri çok yüksektir.
İnternet üzerinden sosyal medya platformları ile sosyalleşirler.
Aynı anda birçok işle meşgul olabilirler ve sabırsızdırlar.
Yaptıkları işten çok çabuk sıkılırlar. Odaklanma süreleri çok kısadır.
Cep telefonları, MP3 çalar, İ-pod ve DVD leri ayrılmaz parçalarıdır.
Geleneksel eğitim bu kuşağa uygun değildir.
Çabuk tüketen ve çabuk sıkılan bir nesildir.
Teknoloji ile çok iç içe olduklarından dikkat ve konsantrasyon zorluğu yaşarlar.
Kararsız, tatminsiz ve tüketicidirler.
Bu kuşak bireylerinin kompleksiz oldukları söylenir. Söylemek istediklerini karşı tarafa direkt söylerler.
Bu kuşak çok zorluk görmediği için azim ve hırsları yoktur. Bu da iş hayatlarında zorluklara neden olabilir.
***
Y kuşağı X ve Y nin arasında kalmış eziliyor. X kuşağını yani 41-55 yaş aralığındaki büyüklerini, Z kuşağının üzerine fazla gitmemeleri için uyarıp duruyoruz, Lakin bu arada bir Z kuşağından trip yiyoruz bir de X kuşağından paylama, azar, alay, laf sokuşturma. Daha önceki kuşaklardan olan büyüklerimiz ise, sadece izliyor. Arada kalanın canı çıksın deyüü..
Y kuşağı az çok kütüphane görse de, Z kuşağının ömrü teknoloji ve internet ile geçti, direk teknolojiyle büyüdüler. Ve şuan yaş ortalaması oldukça büyük olan devlet yöneticileri çok büyük görev düşüyor, sakın ola interneti kısıtlamaya kalkmayın. Hiç bir bahaneyle bunu yapmayın. Lakin yapacaksınız bunu da adım gibi biliyorum.
Y kuşağınının özgüvenini kırmak için geçmedikleri köprülerden para ödemeleri, Kpss’siz atamalar, torpiller, adam kayırmalar, Yargının ve meclisin hukuk dışına çıkması, EYT , 15 Temmuz ve KHK lar ile hem zihni, ruhi ve bedeni işkence yapabilirseniz lakin Z kuşağının üzerinde yapacağınız operasyon cinnete ve intihara meyilli bir gençlik ortaya çıkarır.
Şöyle ifade edeyim; Y kuşağı yarı dünya vatandaşıysa, Z kuşağı tam dünya vatandaşıdır. Denilebilir ki daha önceki kuşaklar Mars vatandaşı mı??? Elbette hayır, üzerinde defaatle anlatmak istediğim ve durduğum, internetin sağladığı bin türlü dünya görüşüyle, dar çercevede, mahalle, kır-kent serüvenindeki tecrübe ve anlayışın farkını görmüyorsunuz .
X kuşağı ise kara kara düşünmektedir, çünkü ekseri Z kuşağının babaları ve anneleri olan X kuşağının yaşam tecrübeleri Z’yi anlamakta zorlanmakta ve Z’ye daha güzel bir dünya kurmakta ekonomik yoksunluk çekmeleri babında çilekeştir. Y kuşağı ise olsa da olur olmasa da modunda arada kaynadı belki de.
Y kuşağı önceki kuşaklarının bir çok siyasi, sosyal, dinsel, kültürel mantıksızlıkları kaldırdı saygı ile, lakin z kuşağının umrunda bile olmaz bir çok değer. Bizim meclisimizdeki bir çok siyasi tartışma o kadar haksız, zorba ve yanlış ve eski ki, ben Y kuşağı olarak bunları çok net görüyorum, Z kuşağı ise benim gördüğümle dalgasını geçiyor.
Y kuşağı 3+1 bir daire kuşağıysa Z kuşağı 2+1 ve 1+ 1 kuşağıdır. Y kuşağı belki eline fatura alıp ödeme kuyruğuna girdi ilk başlarda ama Z kuşağının kağıtla, fişle, sıra beklemekle hiç alakaları olmadı, olmayacak..
Z kuşaklarının evlilik-evlenme yüzdesi Y kuşağının belki yarısı kadar ancak olacak.
Z kuşaklarının hayata direnme yüzdesi de Y kuşağının yarısı belki olacak, belki olmayacak.
Y ve Z kuşakları dinlere daha soğuk davranacak. Camii, cemevi, kiliseyi anlayamayacak.
Y kuşağını asker yapabilirseniz belki vatan der gider ekseri, emir devlettendir diye.. Lakin Z kuşağı sizden joistik isteyecek, internet bağlantılı, uzaktan yönetilebilen robotlar askerlik yapsın diyecek. Zaten dekontlu askerlik ile bu asker milletimizi de ruhen, mantıken çökerttiniz..Ne diyeyim bilmiyorum Vatan sağolsun, devlet sağolsun!
Y kuşağı daha önceki kuşakları anlamaya çalışacak lakin Z kuşağı anlamakla bile uğraşmayacak.
Z kuşağının diğer ismi Kristal kuşak, çıt kırıldım kuşağıdır.
Ve en önemlisi Z kuşağı direkt teknolojiyle, doğalgazla, çeşit çeşit belgeselleri, filmleri dizileri hatta mini dizileri izleyerek büyüdü erenler.
Y ve Z kuşağını kısır tartışmalarla o kadar boğdunuz ki, bunu nasıl anlatabilirim inanın bilmiyorum.
Z kuşağı tarımı hayvancılığı internet üzerinden yapmak isteyecek, isterler iseler internetten tarım ve hayvancılık yapılır mı hiç? Z kuşağı elektrikten para kazanmak isteyecek, bu mümkün mü erenler??
Y kuşağından bir Atatürk daha çıkarsa ne ala, çıkmazsa hapı yuttuk erenler..
Burada Atatürkten kastım çağı okumaktır erenler..
Y kuşağını Khk ile zihinsel ve bedensel olarak derin devlet mavallarıyla sindirmeye çalıştınız bu bir gerçek.. Sakın ola bir daha 15-20 yıl sonra 100 yıl önce kurulmuş çağdaş devleti geriye sarmaya Ortaçağın kapalı kapılar arkasındaki saray, lord, paşa, bey, düşeş, dük, ağa, ağa hanımı vb oyunlarıyla köleleştirmeye, kast sistemine tabii tutarak, korkutmaya, ezmeye çalışmayın erenler.
Ve aklı olan bir sonraki seçimlerde milletvekili yaş ortalaması en fazla 45 te tutar.
Ben yazayım da okuyan okusun, anlamamak isteyen anlamasın, ben ses vereyim de isterse duvarlardan dönsün sesim, ben diyeyim ben dinleyeyim önemli değil erenler.
Gerisi Tanrı’ya kalsın..
Ve ben buraya bir :) tebessüm daha bırakayım, en acısından, en acıklısından...
Sakın bana kızmayın emi, biliyorum daha ölmedik, ölmediniz, ölmediler...
Saygı huzur ve sağlık eksilmesin muhabbetimizden, ömrümüzden..
*** ek...
Sınavdan kardeşimiz çıkıyor Y kuşağı elinde mikrofon
Z kuşağı sınavdan çıkmış, maskeli bir halde elinde telefon geliyor karşıdan , telefonla konuşurken Y kuşağı mikrofonu uzatır..
Y-Merhabalar beyefendi sınav nasıl geçti.
Z-Dur dur ben seni arıcam.
Z-Ne
Y-Sınav nasıl geçti beyefendi
Z-Sınav iyiydi ..... güzeldi ...
Y-Peki hedefleriniz nedir
Z-Hedefim... Seneye...
Z-Hedefim... Seneye...
Z-Geçen Senede seneyeydi, girdim sınava, bu senede seneye hedeflerim doğrultusunda ilerliyorum.
Y - Anlıyorum
Z- Teşekkür ederim diyerek uzaklaşır.
Y- Ben teşekkür ederim..
YORUMLAR
''NASIL GENŞLER EĞLENİYOR MUYUZ?''
Bu yazını okudum, güzel dokunuşlar ve güzel işlemeler. Bu konuları işleme biçimini seviyorum. Yorum yapmak içinse bu günü bekledim. Sosyal medya ile alakalı şu yasak ya da kısıtlama durumunu.
''BİŞİK DİMİRTİŞİ YİPİLİNİ KİNİYİRİZ''
Aferin ucube. Çak bakalım. 2 tane tweet atıldı geçtiğimiz günlerde. Bir tanesi hukuk bilen ellerce, bir diğeri ise hukuksuzluğu çok iyi bilen ellerce atıldı bu tweetin.
Kic-box'da bir hamle vardır Sevgili Dostum. Adına çapraza kaçma denir; rakibin direk halinde atılmış yumruğunu gördüğünde eskiv alır, sağ direk vurur, çok seri biçimde de sana göre soluna doğru bir adım atar ve adımla eş zamanlı olarak da kroşe çıkarırsın. BAMMM!
Hukuğu bilen kişilerce atılan tweetin cezası çok ağır olmayacak. Ben bu şahısları haberde, tv de gördüğümde en az 20 kat fazlasını geçiriyorum içimden. Eh, zihne ne sansür işler ne de politik doğruculuk. Fazla detayına girmek istemiyorum da benim de amca çocuklarım doğuda, savaşın içerisinde. Hiç tahammülüm yok romantik şeylere yani. Amca çocuklarımdan dolayı da değil sadece. Neyse.
Bir diğer tweetin (hukuksuzluğu bilenlerce atılmış olan) faturası biraz ağır olacak gibi. Ben burada en sansürsüz biçimde internete girmeyi anlatırım da, sen sor sana anlatayım, Abime anlatayım. Artık öyle çok saçmıyorum bilgiyi, önüme gelene. Anlaşılan 2 tweet sallamak daha maaliyetsiz Suriye'ye gidip bomba sallamaktan.
Altta kardeşimiz ''kaçanların'' hain olduğundan bahsetmiş. Tübitak'a hayvanat bahçesi müdürü, bankaya güreşçi ve daha neler neler... Selam ve dua ile... Play station 8 bin tl. 20 bin birim ile burada lada alırken, Schengen bölgesinde 20 bin birime neler alınıyor acaba? Üstüne bir de ''like'' yaptığın için göz altına alınma korkusu... Umarım yasaklarlar, umarım girilmez olur twetter'a şuna buna. Regresyonu hızlandırmaktan başka hiçbir halta yaramayacaktır.
Z kuşağına gelince Sevgili Dostum, evet, bazı ön yargılardan sıyrılmış durumdalar. Gel gelelim ki estetik algıları çok zayıf ve pek gelişecek gibi de durmuyor. Reynmenler, Aleyna Tilkiler v.s. v.s. Bizim zamanımızda dejenerasyon Tarkan ile Teoman ile olurdu. En azından nota bilen, müzik bilen adamlar mesela. En basit örnek. Sonra biraz da tutuk olduklarını düşünüyorum kimi konularda. Özgüven iyidir ancak kibir ile çok ince çizgilerle ayrılırlar birbirlerinden. Boomer, babyBoomer kuşağa tercih ederim genelleme yapılacaksa ancak bir internet sitesi ya da online oyunla da yaptıramayacağın şey yok pek bu kuşağa. Öte yandan, şimdi göreceğiz bakalım, ne kadar keskinler. En büyüğü 20 yaşında. Bazı ön görüler için çok erken ama bu kuşak da 2002'ye gitse, X kuşağının yaptığı hataları yaparlardı. Bunun böyle olup olmadığını bize gösterecek yeni de bir parti açıldı bakalım.
Seviyorum açılarını, huzur diliyorum kardeşime.
Yinsani
katkıların için teşekkür ederim. ben yine de bir tebessüm bırakayım :)
Yinsani
çocuk oyuncağına döndürdüler sistemi.. khkyla üni açmışlar bir gün sonra kapatmışlar mı ne... temmuz sıcakları başına vurdu siyasilerin.. corona da ikinci dalga geliyor diyenler de var...
ben nakavt oldum abi...
ne diyebilirim..
katkıların için çok teşekkür ediyorum..
offf offf dedim sen anla :)
Bu şekilde insanları kim niye kategorize ediyor? Kıstas alırken kimi neye göre alıyor? Bilmiyorum kardeşim. Bu kuşak işine hiç kafa yormadım açıkçası.
Pek de yormayı düşünmüyordum ama her yazında karşıma çıkınca bende bir şeyler yazmaya karar verdim
Kuşakları belirleyen bu tür değerlendirmelerin genel üzerinden değil kentli gençler üzerinden yapıldığına inanıyorum. Bu durumda da ortaya atılanlar pek gerçekçi gelmiyor bana şahsen...
Çünkü insan yaşadığı dönemin ekonomik şartları ile sosyal, kültürel yapısına göre davranışlar geliştiriyor. O sosyal çevrede ekonomi ve kültür geliştikçe kişilerde de değişim farklılaşıyor...
Dünyada sadece kentli insanlar yok. Milyarlarca insan yaşıyor dünyada. Çok ciddi sayıda da genç nüfus var.
Ve bu nüfusun çoğu içinde bulunduğu dönemin ya da senin yazın açısından kuşağı belirleyen / oluşturan unsurların farkında değil.
Çünkü onların derdi yaşamak, imkanları el verdiğince hayatta kalmak.
Yani dünyada ciddi bir nüfus bilmem ne kuşağını belirleyen unsurlardan ya da o kuşağı kuşak yapan şartlardan bihaber yaşıyor.
İçinde bulunduğumuz çağda bile Z kuşağını Z kuşağı yapan teknolojik şartlardan uzak milyonlarca genç insan var.
Kentlerden kırsala indikçe bu gerçek ortaya çıkacaktır. Ama böyle İstanbul, Ankara veya İzmir gibi değil, daha içeriklere gitmek gerekir bunu görmek için... Örneğin; doğuda kasaba ve köylere gidildikçe oralarda belirlenen kuşaklara uygun insan bulamazsın.
Yaşadığı yerin gerçeklerine adapte olmuş, adapte olmak zorunda kalmış insanlar vardır oralarda... Bu Karadeniz'in yüksek yerlerinde de karşına çıkar, Trakya bölgesinin köyünde de... Ya da büyük kentlerin varoş denilen arka sokaklarında da....
Hala ekonomik gücü teknoloji çağının yeniliklerine yetmeyen yetmeyecek milyonlarca insan var. Ülkemizde de hayli çoktur bu nüfus...
Durum, ülkemiz için böyleyken dünya geneline bakarsan özellikle Afrika, Güney Amerika ve Ortadoğu ile Asya'daki gelişme yolundaki ülkelerde de aynı durum söz konusu olduğunu görebilirsin.
Başka bir bakış açısı getirelim:
Y kuşağı gençleri, yaşadığı acı tecrübeler sonrasın sindirilmiş X kuşağının ve hatta X kuşağında yetişen ve bu arada sindirilen gençlerin acısını taşıyan anne babalarının büründüğü ruh haliyle büyüdüler. Yani 1980 öncesi ve sonrası yaşanan gerilimler ve işkence ve idamlar, sıkı yönetimler o dönemi sonrası o dönemin içinde bulunmuş kişiler gerek acıları nedeniyle, gerekse sindirilmiş oldukları ve aynı acılar yaşanmasın diye kendi çocuklarını daha el altında ve göz önünde yetiştirdikler. Aman çocuğum siyasi olmasın, aman çocuğum olaylara karışmasın vb benzeri düşünce ve refleks geliştirdi ebeveynler... Bu örneği yukarıdaki açıklamalarımla çelişkili bulabilirsin. Ben de bunu diyorum diyebilirsin... Cevabı aşağda...
Bunun yanısıra Özal ile başlayan ve hızla ilerleyen dejenerasyon da o dönem o gençlerini etkilemiştir.
Şunları söylemek istiyorum:
1 - Birilerinin belirlediği kuşak başlıkları dar bir çevrede akla uygun ama genel nüfus üzerinden baktığında gerçekçi değil bana göre.
2 - Senin de okuyup yorum yaptığın "Özgür Düşünce Ne Kadar Özgür?" Isimli yazımda da ifade etmeye çalıştığım gibi; aslında yönetilen halk, her zaman yönetenler tarafından gerek bilgi gerkese düşünce sistemi açısından şekillendirilmektedir. Diğer taraftan aslına bakarsan yönetenler de başkaları tarafından empoze edilmiş bilgiyle gelmektedir.
İçinde bulunduğumuz dönemde eğitimdeki kalite düşüşünün nedenlerinden biri de budur... Çünkü aydın ve farklı konularda araştırma yapan, farkındalığı yüksek insanlara şu anki yönetimin gerek kendi siyasetini (varsa tabi) gerekse dine yaklaşımını dayatması zordur.
Sanat ve bilimden uzak bir nesil yetiştirmek ve kendi fikirlerini rahatlıkla empoze edebilmek için eğitimde kalite düşürmeye ihtiyaçları vardır.
Gerçi eğitimdeki bu dejenerasyon İsmet İnönü' nün siyasi hayatının son zamanlarında ABD ile imzalanan Fullbright anlaşması ile başlanmıştır.... Merak eden araştırsın. Ki ben İsmet İnönü'ye hayran minnettar biriyimdir. Zamanın şartlarına bakılması gerekir. Neyse konu bu değil...
Özetle:
Ülke ve ya dünya tarihinde yaşanan sıçramalar sonrası ortaya çıkan ve gelişen şartlar nedeniyle dönemsel değişiklikler olduğunu ve bunun da sonraki kuşakları etkilediğini kesindir. Bu da birileri tarafından kuşak diye adlandırılıyor. Ama geneli kapsamayan bir durumdur bence...
X kuşağı, ülkemiz üzerinde oynanan uluslararası siyasi hamlelerin, Y kuşağı ise önce X kuşağının acıları ile siyasi iradenin mahsulüdür... Yani birilerinin belirlediği, modellemelerinin önceden yapıldığı projelerdir... Projeleriz...
Z kuşağı da öncekiler gibi projenin devamıdır...
Son bir şey daha yazıp susayım artık...
Hani özetle diyorsun ya; herşey Z kuşağının parmak uçlarında diye. Şöyle bir durum var yalnız; herkes senin gibi bilginin veya edebiyatın ya da sanal paranın olduğu platformlarda gezmiyor, belgesel seyretmiyor ne yazık ki... Oyunlar oynuyor, face vb platformlarda aslında zor durumda olduğu halde herşey çok güzelmiş gibi gösteriyor, porno seyrediyor, kaçak film izliyor, lüzumsuz bilgiler ediniyor... Çoğumuz diyeyim...
Diğer bir konu da sanaldaki bilgiler ne kadar doğru o da belli değil.
Yanisi; ne ekersen onu biçersin misali...
Saat sabahın altısı olmuş. Son bir şey yazıp gideyim...
Ben karşımda; zeki ama farkındalığı düşük, oynadığı oyunlar nedeniyle maneviyat ve acıma duygusunu daha kazanmadan kaybetmiş, tembel ve üretim yapma kapasitesinin farkında olmayan, büyük bir çoğunluğu sanat ve folklöre uzak, yüz yüze iletişimde cesaretsiz bir yeni nesil görüyorum... Bu nedenle pek ümidim yok ne yazık ki...
Sevgi ve huzur içindeki enerji gibi hep seninle birlikte olsun...
Yinsani
Mesela gece çekilen uydu görüntülerinde dünyanın en çok parlayan, yani ışıklı olan şehirleri nerelerdir? Senin anlattığın bakış acın böyle, diyorsun ki; daha az ışık alan yerler var, oralar bu gruba girmiyor.. giriyor lakin etkileşimi az.
Köyde kız oğlan ilişkilerinde acayip bir kültür ve din baskısı vardır. Lakin yine de vardır değil mi, bir şekilde baskıyı kırmaya çalışır gençler, şehirde bu baskı daha az veya direkt hissedilmeyen bir şekilde bir baskı var.. Lakin şehir hayatı daha relaks..Ruz edebiyatın bunu daha çok görürüz, daha doğrusu ben genelde o romanları okudum bir beş on kadar belki.. Türk veya Anadolu sosyolojisini zaten yaşayarak öğrendik de tarihi romanlarda dalca düşünce şekli mevcut yinede.
Kuşak:
http://www.humanica.com.tr/kusaklari-anlamak-yonetmek/
"Kuşak kavramının sözlük anlamı ‘yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğudur (http://www.tdk.gov.tr). Sosyolojik tanımlar incelendiğinde, kuşaklar, belli tarihlerde doğmuş, sosyalleşme sürecinde ortak sosyal, politik, ekonomik vb. olaylardan etkilenmiş, koşullar gereği benzer sorumluluklar yüklenmiş oldukları için ortak değer, inanç, beklenti ve davranışlara sahip gruplar olarak açıklanabilir."
İnternette x ile z kuşağı arasındaki çatışmaların ne olabileceğini biraz araştırmalıyız.. Çünkü en çok bu iki kuşağın hareketleri, tarzları, düşünceleri, yaşam şekilleri, para kazanma, iş eğitim, evlilik hakkındaki düşünceleri vb durumlar yakın dönemi etkileyecek..
"Lüzumsuz bilgi" kime göre neye göre peki..
Ya hu benim öndeşlerim yani atalarım; bir keçiyi alır veya bir danayı alır, keser doğrar, neresi nedir ne değildir bilir az çok.. Lakin ben daha az bilirim neden?? Çocukluğumda çıkmışım köyden.. öndeşlerimin israf algısı ile benim israf algım tamamen farklıdır bir bakıma da çünkü aynı dönemde çocukluk yaşamadık..
Çocukluk döneminde aynı oyunlarla büyüyen insanlar aynı kuşaktır.. Bu kuşak farkı kadim tarihte de vardır lakin bizi ilgiilendiren günümüz ekseri..
Teknolojiyi sadece intenete indiremeyiz ki, traktörün tarım politikaları etkilemesi sonucu kır hayatındaki düşünce şekillerinde meydana gelen değişiklikler nelerdir mesela? ayrı bir tez konusu.
Mesela; 15. yy da bizim imam gazlı imam, fren sistemi yok veya jet imam diye bir benzetme kurabilir misin?
İnsanların kullandığı kelimeler bile kuşağını biraz belli eder sonuçta.
Mesela, dinin gençler arasında daha az kabul görmesi coğrafyamızda kurbanlık hayvan yetiştiricilerini nasıl etkiler.
Meyve bahçelerinde kullanılmaya başalayan c ilaçının etkisiyle hektar başı daha çok verim, rekolte alan bir köylünün düşüncelerinde bir değişim meydana gelir mi?
Her besi hayvanına veya kümes hayvanı tavuğa, kanatlılara kulak küpe numarası ( çok eski zamanlarda bunların kökeni "tamga" idi) verilmesi köyde doğan bir z kuşağının düşünce şeklini nasıl etkileyecektir.
Mesela.. Mesela... maddeleri uzatabiliriz..
Gerekirse abd ile de rusya ve çin ile savaşabiliriz, lakin bizim bize yaptığımızın her şeyin suçlusu abd değil, rusya değil.. Bu düşüncelerden kurtulduk mu, herkes aslında aynı şeyi söylemeye çalışıyor ama iş uygulamaya gelince herkes benim koltuğum olsun derdinde??
Lakin robot teknolojileri geliştikçe bu düşüncelerde ister istemez değişecek..
Mesela Y kuşağından başlayarak azalan 100 yıl önceye veya 500 yy önceye olan ilgi, artık Z kuşağında dahada az var.
Lakin x kuşağında önceki diğer kuşaklardan bu ilgi ve benzetme, karşılaştırma daha çok..Neden.. Kuşak farkından dolayı..
elbette her benzetme çağa uydurulabilir ancak istisnadır.. Eskiden atımızın ayak bastığı yer vatanımızdı diye düşünülür şimdi ise kimlik numaramızı kime verdiysek onun olduğu yer vatanımızdır denilebilir..
değerli abim aslında aynı şeyleri dediğimizi düşünüyorum ancak direkt kuşakları kim çıkarıyor kim ayırıyor dan girdiğin için konuya ben şaşırdım, ayırmıyorlar benzerlikleri ve farklılıkları maddeliyorlar sadece.. ve de genelde doğru maddeler..istisnalara girmeyelim, çıkamayız..
Saygı sağlık ve huzurla
enerjimiz eksilmesin içimizden daim sevgimiz gibi..:)
Konuyla görsel bu kadar mı uyumlu olur?.. İlk önce bu 'ince' mesajlı seçimizi kutlarım Ekrem Bey... :))
Tüm değişimler yeni kuşaklarla yaşanır. Bunların yeterli olup olmadığı da bir sonraki kuşakla ölçülebilir ancak.
O nedenle dünyada ya da ülkelerde ‘değişim’ ortaya koymak isteyenlerin hedefi, her zaman yeni kuşaklardır. Şimdi de bütün yanlışları düzeltme, eksikleri tamamlama görevinin Z kuşağına yüklenmesi gibi!… ((
Ama görüyoruz ki onların böyle toplumsal bir hedefe yönelmek için bir niyetleri yok. Onlar çok ‘bireysel’ bir bakış açısına sahipler.
Saydığınız üç ‘önemli’ kuşakla eğitimde beraber oldum 1979 üniversite mezunu bir öğretmen olarak. Hepsini bu anlamda yakından tanıdım. Saydığınız özellikle her ne kadar genellemeyse de bireyselde her üç kuşakta bunlara hiç uymayanlar da var, kısmen uyanlar da…
Dünyanın ve ülkelerin gelişimleri, doğan kuşaklara kendiliğinden yansır. Tabii bu olanaklara ulaşabilenler için olduğunu da unutmayalım. Dünyanın birçok bölgesinde bu kuşakta bulunduğunun ve kendisinden ‘ulvî’ beklentiler olduğunun farkımda bile olmadan yaşayan sayıları bence çok daha yüksek bir grup daha var.
Yani biz, üzerinden ‘sosyal deney’ yapılan örnekleri tanıyoruz şu anda ve sadece onlar üzerinden değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Bu da bize ne umut vermeli ne de umutsuzluk!.. Çünkü daha önceki kuşaklardan da gördük ki bunların içinden çıkan ‘seçkin’ örnekleri de ‘’sistem’ bir gün gelecek ‘o kadar da demedik!..’ diyerek ‘gem’ini ele alıverecek… ((( Adnan Kahveci gibi tek örnek bile anlatmak istediğime yeter diye düşünüyoruz.
Aynı zamanda Y (1987 doğumlu ) kuşağında evlat yetiştirmiş bir anne ve Z kuşağından yeğenleri olan bir aile bireyi olarak yaptığınız tespitlerin bir kısmına katılmakla birlikte ‘beklentiler’ kısmına temkinli yaklaştığımı da belirtmeliyim.
İdeallerini gerçekleştirememiş anne babaların çocuklarına baskıyla bir meslek giydirmelerinin yanlışı gibidir şu anda Z kuşağına yapılanlar. Önceki kuşakların üzerlerine düşenleri bugüne kadar neden yapamadıklarıyla ilgili nasıl ‘kendilerince çok geçerli mazeretleri’ varsa…
İnanın bana onarın da olacaktır. Hem de daha fazlasıyla!...
Bir de yarınki sınavdan sonraki yorumlara bakalım… Neler yaşanacak!... ))
Saygılarımla…
Yinsani
"...bunların içinden çıkan ‘seçkin’ örnekleri de ‘’sistem’ bir gün gelecek ‘o kadar da demedik!..’ diyerek ‘gem’ini ele alıverecek…" her 10 yılda bir küçük darbe her 30 yılda bir büyük fişleme ve darbe ile sistem insana; sen insan değilsin diyor..
"İdeallerini gerçekleştirememiş anne babaların çocuklarına baskıyla bir meslek giydirmelerinin yanlışı gibidir şu anda Z kuşağına yapılanlar."
*
hocam sizi sanal da olsa tanımanın mutluluğunu her bir yazınızda yorumunuzda vb hissettirdiğiniz için ne kadar teşekkür etsem az olacak..
benim yiğene sordum sınavı bugün, bugünkü konular 9-10 du amca dedi, fazlasıyla beklediğim gibiydi, demese de turbun büyüğü yarınki sınav anlaşıldı sözlerinden... ihtimal derece yapacaktır il bazında umarım türkiye bazında da yapar. hukuk istiyor:) bakalım.. turbun büyüğü heybede daha...
ve ben bu yiğenime karşı girdiğim iddaları kaybediyorum:))
saygı sağlık ve huzur dileklerimle hocam
eksik olmayın penceremizden..
Ben sadece z kuşağından bahsedersem, teknolojiyle beraber z kuşağındaki gençlerin çoğu yenilikçi ve farklı düşüncelere sahip, zeki bir kuşak. Ama hepsinde ortak, çok önemli bir özellik varki o da para ve gelecek mevzusu. Gençlerin çoğu karamsarlıklarla boğuşuyo, ilerde halim ne olur diye. Okumazsan baba mesleği veya sanayi vb. Okursan da işşizlik durumları var. Paradan dolayı evlenmeye yanaşmayanlar da var. Böyle ortamda gençler ne yapsın demi, keşke paradan başka şeyler de konuşabilsek. Saygılarımla abim
Yinsani
ben açık yazamayı severim, eytliler, khk lılar, memurlar, emekliler,aydınlar,gerçek gazeteciler, işçiler, çiftçiler, sanayii esnafının yani genel çoğunluk, toplamda yüzde 90 lık kesim kazanırsa sizlerin önü açılacak, umudunuz artacak, karamsarlığınız dağılacak..
lakin her biri birbiirne benziyor genel totalde ülke yönetenlerin..
artık çekişme din ile dinsiz, sağcı ile solcu, laik ile islamcı arasından çıktı bence.. bu bile bir başarı olarak görsem de gökdelen sahiplerine ortaçağdaki dük düşeş, bey padişah ve avaneleri yine her yerde bir çok ekranda, gazetede, yazıda, şiirde, satır arasında bunları görebiliyorum..
enerjin bitmesin, umudun eksilmesin, her ne olursa olsun devletine güven diyebiliyorum.. ve hakkını ver elinin altındaki tüm teknolojilerin..
ben senin yorumunu z kuşağı olman babında etkili yorum yapıyorum aslında ilk başta etkili yorum olarak seçeceğim yorum nesildaşımın yani black sky ın yorumuydu lakin, sen bir fiil geleceğimizsin :))
eksik olma penceremizden
saygı sağlık ve huzurla..
Adamın biri
Geleceği gençlik şekillendircek, orası öyle. Herkes üstüne düşeni yaparsa (yönetenden işçiye kadar) ülkede yanlışlar azalır. Böylece gençlik de daha iyi yetişir diye düşünüyom. Tabii düşünmekle olmuyo bu işler...
Olumlu düşüncelerin için teşekkür ederim abim, saygı ve sevgilerimle.
Yinsani
Düşüncelerin çok güzel, bülbül ve altın kafes hikayesinde olduğu gibi ille de vatan ille de vatan olmalı fikrimiz, zikrimiz...
bir önceki mi ondan önceki yazılarımda da değindim, dünyadan önce reset veya güncelleme çekmeliyiz..neye güncelleme çekeceğiz, gelir ve hukuk ve teşebbüs eşitliğine vb insanlarla alakalı sağlığa eğitime iş ve işçi kanunlarına vb..
değerli bir hocamızın altta yorumu var, mehmet burhan akın ın son yazısı var: öğretmen anıları 1- diye giriş kısmındaki yapılan zulmü gördün mü?? elin avrupalısı, rusu, arabı benim vatanımı benden iyi geziyor, cenneti benden güzel yaşıyor.. emeklimizin hakkı nedir??
emeklisini süründüren bir devletin, gençliğine hayal kurdurması imkansızdır. uygun bir güncelleme.. bir önceki yorumunda değindin ya, iş bir nebze de olsa "para" nın bölüşümünde bitiyor. bir güncelleme çektiler ancak tersine çektiler, saçma sapan bir sistem getirdiler.. aman neyse.. güncelleme çağın gittiğine yöne, çağın fikrine uygun olmalı.. bizim büyükler! ortaçağdan bakıyor dünyaya öyle diyeyim..
ben 2006-2015 arasında aöf den iki bölüm bitirdim kamu yönetimi ve sosyoloji, bıraksalardaı türk dili ve edebiyatı okuyacaktım şimdiye bitmişti:). khk lıyım bir de; çile bülbülüm çile.. 35-36 yaşımda dini reddettim.. 3-4 yıl sürdü bu içsel kavgam. kolay değildir. sistemle savaşıyorum bir başıma.. benim bu vatana dikilecek daha binlerce ağacım var zihnimde. dikerim dikemem ayrı mesele...kendimdem bahsetmekten nefret ederim de insanın anlatacak başka neyi var?? kendini ortaya koyacak ki, fidan yeşersin, can suyu olsun.
bizim ülkemizin 60-80 arası herkes vatan dedi, lakin hepsinin zihnindeki vatan ayrı ayrıydı. oysa vatan hukuktur. kimse kimsenin hukukunu gözetmedi..
bir türlü anlayamadığım bir konu, ne Tanrıyı Allahı ne parayı, ne cumhuriyeti, devleti, toprağı vb bölüşebiliyoruz ülkemizde. toprak reformu eksik kaldı, hala bazı bölgelerimizde ağa-maraba düzeni var.. hangi çağda yaşıyoruz. hala mafyalar çıkıyor karşımıza, en kötüsü de yargı mafyaları, kalem mafyaları, kitap mafyaları..
iç sordun mu yıllardır test kitapları basılır sınavlar için?? kim bu kitapları piyasaya sürenler, üniversite mafyası var bir de..edebiyatımızda yayıncı mafyaları var, gazete mafyaları var. var oğlum var.. orçağdaki beylikler döneminde gibiyiz.. din mafyaları çabası..
açık yazayım kim ne anlarsa anlarsın, yazıda da belirttim; y kuşağı bir atatürk çıkardı çıkardı yoksa z kuşağı dijital köle yapılacak, benim gördüklerim bu kadar net..
yurt içi yurt dışı demişken, büyük amcam da babam da yıllarca yurt dışında çalıştı... büyük amcamın dediği bir söz aklımdan çıkmaz.. işini dürüst yap ve akşam iş yorgunluğundan vatanındaki evine girdiğinde ayaklarını uzatmana binlerce şükret.....onların bir özelliği de şudur ki; kendi yaşadıkları zorlukları düşündükçe y ve z kuşağının buldum da bunadım hallerine içten içe sinirlenirler.. belki haklılar, bence haklı değiller ama illa edep illa edep..
ben bu kadar tatavayı neden yazıyorum bilmiyorum ama...klavye duracak gibi değil:)
vatanı sevmenin birinci koşulu işini dürüst ve en iyi şekilde yapmaksa ikincisi de çok okumak, çok araştırmak, gerçeği ortaya çıkarmaktır.. çünkü çok masallarla destanlarla efsanelerle büyütüldük..
yine aşağıdaki yorumlarda "kim bilir" nediyor bir oku, "şair ahmet çıtak" ne diyor bir gör ( elbette görüyorsun ama) buradaki büyüklerimiz boş insan değiller.
hani ünlü bir hikaye var. edebalının osman gaziye öğütleri gibi..
buradaki her büyümüz bizler yani y ve z kuşakları için birer dedem korkut birer edebalı, birer atatürk belki de..
öfke bize, kavga bize, haddi aşmak bize...eleştirmek deşelemek hata bulmak hatta küstahlık bile bize,
alçak gönül onlara, barıştırmak onlara, derya gibi sarıp sarmalamak dalga gibi sahilimizi aşındırmak onlara..:))
bilemem varmı üç kuruşa beş köfte.. çok mu şey istiyorum:)) biz klavyemize geleni yazacağız onlardan anlayış bekleyeceğiz...
devlet ve millet de böyledir, milleti biz y ve z kuşağı gibi düşün devleti de bahsettiğim değerli büyükler gibi..
sonuç; insana çıkıyor. x y'yi, y z'yi yaşatamazsa vatan mı kalır.
yıllarca yaşama ve yaşatma sevinci istedim Allah'tan..şimdi Tanrı dan istiyorum.. lakin illahi gel de al diyorlar:) Bakalım gidip almak kaderimiz de var mı??
bu arada coğrafya kaderdir, aile kaderdir... lakin kaderi , kendini, milleti devleti değiştirmek güncellemek- gelirtirmek- muasır medeniyet düzeyine çıkarmak insanın, senin elinde.
vatanımızın avrupadan her konuda fazlası var eksiği yok.. yedi iklim yedi cennet.. kim bu vatanın uğruna olmaz veda.. lakin hep de ezilmez anadolu insanı. bir yerde de dur demeli.. aklı kıt, görüşü bulanık, yalanın, liyakatin, dürüstlüğün içine edenlere..
çok yazdıysam, kafa şişirdiysem, yanlış yazdıysam affola..
saygı sağlık ve huzur gönderdim bir nefes.
eksik olma penceremizden..
Biz de üç kuşak da var iks kuşağı Y Kuşağı ve Z Kuşağı... Zaman zaman kuşaklar arası çatışmalar olsa da sevgi ve saygı ile arada ki buzları eritiyoruz şükür ki... Yalnız Z kuşağını biraz abartmışsınız gibi geliyor. Tamam teknolojiyi, İnternet'i, akıllı telefonları çok güzel kullanıyor olabilirler ama okuma alışkanlıklarının da en azından bir kısmında yerlerde süründüğünü söyleyebilirim. Bu kanıya nereden vardın diyecekseniz, popüler bilgi yarışmalarını izleyin siz de bu kanıya varırsınız... Üniversite bitirmiş, bir de mastır yapmış vatandaş, soru basit, ortaokul bilgisi, cevap veremiyor, fikri bile yok... Yetmişli seksenli yıllarda ki gençlik yani 68 Kuşağı ve seksen kuşağı diye 12 Eylülleri görmüş bizler çok daha bilgi doluyduk diye düşünüyorum. Basit bir soruya, ortaokul bilgisi olan bir soruya bile çokları joker kullanıyor. İnternet ve cep telefonun insanları kitap okuma alışkanlığından uzaklaştırdığını düşünüyorum. Bilgisayar oyunlarını çok seviyorlar. Sokak bitti bu yüzden ki bu çok tehlikeli doğallığını yitirmek demek, sokakta oynayan çocuk olmaması.... Z kuşağından da olsa yani 2000 Yılı sonrası doğan bir çocuk, bilgiye aç ise, kendini bir şekilde kurtaracaktır. Çok akıllıları da olacak çok boşları da, zaman gösterecek... Manidar bir yazıydı kutlarım...
Yinsani
değerli abim sizin bu yazıya yorum yazmanız bile buzların erimesine vesile:)
buraya almadığım kuşaklar yani X den öncekiler 1900-1965 arası doğanların ve ekseri 1940-1965 arası doğanların bilgi, donanım, ifadeyi yazıya geçirme becerisi ve kavrama yetenekleri diğer kuşaklara hep azalarak ulaştı.
Bunun nedenini de ben çözemedim. Belki de bunun nedeni siyaset olabilir, bahsettiğiniz kuşaklar bir fiil siyasetin içindeydi, en büyük üniversite olayları,işçi eylemleri kamplaşmalar o yıllarda yaşandı ve birbirlerine üstünlük kurmak için devamlı okudular diyorum ben, sağ sol ve muhafazakar kanatta yer alan gençler. Ve hala okuşakların yazdıkları romanların başarısı sağlanamadı belki de edebiyatımızda daha..
pek de bir ikna etmeye uğraşmadılar lakin birbirlerini; bu böyle olacak, kabul etmezsen kafanı kırarım yılları olmalıydı. ve o zamanlardan kaldı belki de sağçının haini, solcunun döneği, islamcının kafiri ve düşmüşü bitmez diye..
z kuşağının çok okumasına gerek var mı ustam, onlar görüntü kuşağı bir nebze de. onların yerine okuyan, arayan, bulan "bilgi"sayar - internet denilen bir şey. ve ihtimal onların yerine kazanan da uygulamalar, programlar, robotlar olacak..
Bu bir nebze Y, daha çok da Z kuşağının nasıl anlatayım sarayda yetişen şımarık prens ve prenseslere bile benzeyebilir zihinsel ve hayal olarak.. Bizler diyeyim ölümü, savaşı, aşkı, barışı, her türlü eylemi vb ekranlarda daha da artarak gördük..
yazıda belirttim yanlış uygulamalar z kuşağına umut yerine umutsuzluk, işsizlik, istesem de su başları tutulmuş, başaramam abi moduna dönerse ... patır patır dökülecekler bence.. belki abarttın diyebilirsiniz ama gördüğüm bu..
katkılarınız çok teşekkür ederim.
saygı sağlık ve huzurla..
Her ne kadar kuşağımız önemsenmezse de yine de X Kuşağının özellikleri ile haşir neşir olduk, Üstadım..
"Genellikle çevresindekilere saygılı, görgülü bir kuşaktır.
Zorluklarla mücadele yıllarından geldikleri için sabırlı ve kıymet bilen bir nesildir. Ellerindeki imkanları kullanmayı bilirler. İş yerindeki kurallara ve çalışma saatlerine özen gösterirler. İş motivasyonları yüksektir.
İçinde bulunduğu mevcut imkanlarla yetinir.
Eğitim durumları ve yabancı dil seviyeleri iyi olan kuşaktır.
Yeni çıkan teknolojik aletlere uyum sağlamaya çalışırlar. Zorunluluktan interneti öğrenmeye çabalar.
Disiplinli bir kuşaktır.
Risk almayı sevmezler.
Çalışkandır. Bıkmadan usanmadan çalışır."
Her ne kadar 1970'li yıllarda bizleri kamplara böldülerse de, şu yukarıdaki ifadeler bizim kuşağı anlatıyor, bir öğretmen meziyeti ile konuyu işlemişsiniz, tebrikler kardeşim..
Yinsani
maalesef o kamplaşmaya kimileri bilinçli kimileri bilinçsiz o kadar çok hizmet etti ki, 2000 den sonra darbe yaşadık khk gördük yani akıllanmayız, hiç bitmedi ikilik bu ülkede benim bildiğim, sanki birileri bilerek bunu yapıyor.. umarım bizim çektiklerimizi yaşamaz z kuşağı.
katkılarınıza çok teşekkür ederim.
eksik olmayın
saygı sağlık ve huzurla.
Ah be nesildaşımyine döndüm eski günlere sayende...kuşaklara takılmayalim diyeceğim ama öyle bir sarıp sarmalamış ki bizi bakınca ,her günlük falınız ne diyor gibi hayatımızı özet geçiyor sanki...
Yine hatırlarım diyeceğim:)) ilk walkman çıktığı zaman tam 3 ay para biriktirmiştim..babamın yanında ayak işlerine bakıp istediğim o aleti almak için ne didinmiştim...sonra mi aldım ve nasıl mutlu olmuştum anlatılamaz.. tabii kaset zamanı A yüzü B yüzü durumu... en sevdiğim parçaya gelmek için sürekli ileri sar geri sar...şimdi ne sarması gönder gelsin.;)) sonrası yine okul zamanları babadan para istemek inanılmaz rahatsız edici bir duygu...üniversite zamanı anket, bulaşıkçılık, ofis işi....harçlık çıksın yeter derdi...bir ara günde 2 işte çalışıyorum beynim duracaktı...yine de keyifli zamanlardı..babam da olsa para istemek ağırıma giderdi..düşünüyorum da her şey çok ani bir şekilde ve peşisıra üzerimize yığılmış gibi...
Kısacası yağmura tutulmuşuz bir yandan kaçarken bir yandan durup yağmurun keyfini surmek isteyen bir kuşcağız..acaba diyemeden duramadım, bir önceki durak ya da bir sonraki durak olsaydı başlangıcimiz ne durumda olurduk...ister miydik...bilemedim hiç..
Ben kuşak değerlendirmesi yapamadım anılara dalmaktan ama kalemine sağlık nesildaşım...bir gezinti yaptim sayende..
Sağlıcakla kal dilerim
black_sky tarafından 6/27/2020 6:01:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
İlk wolkmenimi ikinci el olarak hatta Phılıps marka, sınıftan bir arkadaştan almıştım diye hatırlıyorum ben de 5 tle mi 50 te mi 5 li birşeydi:)) , o zamanlar radyolara veya radyolarda çalışanlara, 60 lık 90 lık özel kaset doldudurduk. ve evet a ve b yüzleri, şarkıları kendim hazırlardım.. belli saatlerde radyolara istek parçalariçin arardık yarenlere, canlara ,sevdiklerimize hediye misali.
İlk o zamanlar başladı belki de tek bir sanatçının kaseti değil, karışık albümler. bu bile zihnimizde çok büyük bir değişime neden oldu.
okul harçlığı için çalışmak sadece bizim kuşağa özgü olmasa da ben de ortaokul da balık tutup söğüt dallarına dizip sattım, karpuz sattım, lisede inşaatta ve lokantalarda çalıştım..
bir ara 3 senem veya 4. yaz dönemi olmalı sabah 10, gece 01 çalışır eve gelince ayağımı leğende suya koyar, teybimi açardım 1 saat de balkon sefası yapardım.
üni de bile çalışmam icap etti. lakin tüm bu koşturmacanın ortasına o kadar çok şey sığardı ki yaşam anlamında.. hayat mı ucuzdu doksanlarda, bizler mi çok enerjiktik de şimdi pili bitmiş hallere döndük.
her şeye vakit yeterdi o zamanlar..
şimdi ise ne vakit ne de azim kalmadı sanırım pek..
güzel bir katkıydı, kuşakların özellikleri zaten insanların anılarından süzülmüyor mu??
saygı sağlık ve huzurla..
F(fosil) kuşağından hiç bahsetmemişsin 🙂
Gerçi sen de haklısın. Ülkeye ne ettiyse f kuşağı ve daha eski MF(mega fosil) kuşağı yaptı ne yaptıysa. İnşallah Z kuşağı bu işi çözecek. Dün onlarla gurur duydum ve umutlandım.
Güzel ve bilgi içerikli bir yazı.
Tebrik ve teşekkürler.
Yinsani
Aradığımız belki de bu gurur ve umuttu. Her şeyden habersiz gibi görünenler her şeyi değiştirmeye aday gibi his yaşadım ben de abi..
teşekkür ederim katkılarınıza..
saygı sağlık ve huzurla..
biz yokuz bu yazıda :))
kaydımız silinmiş kütükten.
ki bu memlekette en büyük cevri cefayı
çeken biz silinenler kuşağı...
bir netekim paşa vardı dersem fazlasına gerek kalmaz...
biz altmış beş önesi yok sayılmışız ya yazıda
yorumum gözükür mü ki acaba sayfada... :)))
hayrola sonumuz Ekrem can
sevgi saygı huzur dileklerimle
Yinsani
x kuşağının ipi elinizde, y kuşağının üstadları sizlersiniz, z kuşağının dedem korkutları tahtında sitem etmenin sevdasını baş üstü aldık gönül içre koyduk...
bu yazıda böyle oldu, sessiz kuşağa, çilekeş kuşağa, patlama kuşağına girersem boğulurum dedim.
siz ipi çektiniz mi çorap söküğü gibi sökülen biz olacağız..:(
Tanrı eksikliğinizi, üzüntünüzü göstermesin bizlere...
saygı sağlık ve huzur dileklerimle..
Bizi de tarihin hurdaligina attın ellaem...
Yaşam deneyimimin sonucu ya da özeti.
Bizim kuşak insanlığı kurtaracaktı, öyle idealize ettiler. Kendimizden daha fazla inandık bu ideallere. Sonra baktık ki dost ta düşman da aynı merkezden üretilmiş. Örnek: Ingiliz Ordusu'nu, Alman Ordusu'nu ve Rus Ordusu'nu da aynı merkez organize etti. Hatta Bolşevik ihtilalini de... Eylem yaptığımız güç sonunda yine efendimiz olmuş. Sadece renk ve biçim değişmiş o kadar. Bir tür mutasyon yani.
Zenginler ve soylular egemendir, sahiplerdir. Politika yapıcılar ve din adamları (ruhbanlar) ara "güç"lerdir bunlara hizmet eden.
Niye böyle dedik...budur dünyanın insan profili ve çevrimi.
Halk mı?
Halk, masallarla yönetilir.
Z kuşağı internetizmin kölesi olacaksa olur, inan bunu bilinçli yapıyorlar. Bir sonraki kuşak için bir başka şey çıkarırlar...buna da inan.
Bir şey daha deneyim sonucundan... Bunlar; bunaltir insanı.
En iyisi balığa gitmek. İnsan her şeyi unutur orada. Keyif almaya bak gersisi " kaçınılmaz " zaten.:)
Kuşak mı en iyisi bel kuşağı hele Kastamonu kuşağı olursa değme keyfine...
Kimbilir tarafından 6/27/2020 12:47:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Niye böyle dedik...budur dünyanın insan profili ve çevrimi.
Halk mı?
Halk, masallarla yönetilir."
İşte biz de bunun dijitale dönüşmemesi için uğraşıyoruz belki de... Nefes aldığımız en özgür ortam internet... yalnız kalabalıkların ilk hurdasıyız biz de abi.. aramızda fark göremiyorum. :)
Şahsen bizim Y kuşağı sudan çıkmış balık kuşağıdır bir bakıma..
ilkokul 4-5 ve ortaokul zamanlarında balıktan hevesimi almışım, bizim oradaki çaya, kontra pedal bisikletle güneş doğmadan balık tutmaya giderdim , kimi zaman yalnız kimi zaman arkadaşlarla..
ortaokulda elimle sığlarda balık tutmayı öğrendim, lisede köklere, inlere, daha derinlere inip elle balık tutarak ( kimi de çorap geçirirdik ellere) korkularımı yendim su altında,
bunları yazarken bir ürperdi içim.. sanki soğuk su vurdu, bacağıma bir şey dokundu, bir balık aldım attım cebe, ayakkabasızi çorapsız girmem suya, kayganlığı yenmek asıl mesele, bir balığı iyice kavradım,diğer cebe sıkıştırdım onu da, yüzüme söğüt kökleri, kavak kökleri dalıyor, ini karıştırırken kollarım omuzlarım çiziliyor, gözlerimi açamıyorum, açtığım da binlerce su tozu hücum ediyor zihnime bulanıklaşıyorum, bir bulsam büyük balığı değecek tüm uğraşıma,
nefesim yetmeyecek ve kendimi itiyorum geriye doğru, umarım balıklar büyükcedir..
olta balıkçılığını oldum olası anlayamadım, deryalar nece konuşur necidir teknecilik nedir neden yapılır hiç ilgimi çekmiyor.
hevesimi almadığım ne kaldı onu arıyorum, hem iş hem heves hem nedir ilgimi çekecek, yazdıkça yazıyorum işte.. yeter ki yazma isteği gelsin.
saygılarımla..
Bir Y kuşağı olarak söylediklerinize katılıyorum okadar haklisinızki
Yinsani
teşekkür ediyorum.
eksik olmayın.