- 821 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
Dağ
-yıllar geçmiş fırtına
tüm aykırılıklarımızla Barışabi’nin
kol düğmeleri kadar bile değildik
hiç değilse onlar düzenli aralıklarda bir araya geliyordu
biz ise Aralık’larda hep ayrı oluyorduk
Küçüktüm “Anadolu liseleri” imtihanına giderken onunla
“karnım ağrıyor baba” demiştim ellerinden sımsıkı kavramış olmalıyım
sonuçların açıklandığı gazete parçasına da üstün körü bir göz atmış,ismimi bulamamış pes etmişti.Biz bulmuştuk.Bardağın boş tarafını görmeyi severdi,galiba ben de öyleyim ...
Okulun ilk günü götürmüştü beni,bir de bilmem kaç yıl sonra bir veli toplantısına gitmişti.Gerçi emin değilim daha fazla da gitmiş olabilir.
O veli toplantısında da stres yapmıştım.
Stresten ve tabiki başka nedenlerden şehrin tek benim gidebileceğim sinemasına gitmiştim;”Evrenin askerleri”...
Hocalar beni övmüşler,sevinçli idi.
Tabi annem izlediğim filmi belgesel zannetmiş ;”(Kenan) Evren’in askerleri”.O da beni tebrik etti kültürel bir aktivite yaptığım için...
/bugün evren yok bugünün ”Evren’lerine” duyurulur/
Trabzon’a kazandığım bölüme beni elleriyle yerleştirmeye götürdüğünde;
“üzgün” olan ben görünüyordum ,yanılmışım...
Arkasından mahzun bakmışım..
Farkında değildim.
Yaz gelince tatile geldim “bihaftalık”.
O vakitler evrensel nedenlerimiz vardı bir de ”yaz” okulumuz.
O tüm yaz evde olmamı bekliyordu bir haftayı duyunca celallendi,evden kovdu..
Gitmedim tabi,bir hafta sonra giderken yolculamaya geldi.Zaten öfkesi su gibiydi,akardı..
Bu da bir kaybedişmiş geç anladım...
/O vakitten sonra hep uzaktaydım,hiç yakın olamadım./
Bu kez çok uzaklardaydım “yazın gelemeyebilirim param yok” dedim.
Net olarak cevap verdi “oralarda sürüneceğine gel paranı vereyim,buralarda sürün”.Yürekten söylememişti biliyordum.Ben de zaten gidecektim.Benimkisi sadece olası bir aksiliğe karşı önlem itiyadı idi.
Her neyse bir eylül gecesi haber geldi “gitmiş“
Ben yine çok uzaklardaydım.Yolculuk dönüşü bir toplu taşıttaydım.Herkes arkadaşımdı taşıtta,sustum ağlayamadım...
Baba dağdır
Babalar günün kutlu olsun ışığım
Fm
YORUMLAR
Benim hiç dağım olmadı
olsaydı bugün mavi gözlerimde yaş değil mutluluk olurdu
ama olup da olmaması daha acı değil mi
ölse toprağı var dersin
ya yüreğe gömülenin mezarı bile yok
kısa ama öz bir yazı idi çok dokundu yüreğe
yaşanmışlıklarım vurdu tokat gibi yüzüme
yüreğine sağlık sayfalarca yazabilirdim lakin
neyi değiştirebiliriz ki
Merhaba
Çok geldim gittim yazıya çok şeyler yazdım sildim alakasız dedim bu olmadı dedim
Ama hoş görünüze sığınarak müsaadenizle alakalı olsa da olmasa da ilk okuduğumda ki aklıma düşenleri yazmak istiyorum müsaadenizle Dost
Bu da benim dağım olsun dost sayfasında ve imzam
...
Hatıralar
Sevilen insanlara dair iyi ya da kötü olsa da değeri sevilenin ölçüsünde çok güzel
Babamı kaybettiğimde çok küçüktüm altı yedi yaşları
Çok fazla anım yok ama hatırladıklarım hep ısıtır içimi
Oğullar babalara benzeyince o fena işte unutmak ne mümkün zaten unutturmazlar da
Çok zaman babamın hayatım boyunca görmediğim yurtdışından arkadaşları beni yolda görünce tanıyıp (babama benzeterek)baban çok güzel adamdı diyerek boynuma çok sarılmışlardır
Hiç unutmam yeni mezunum bir polikliniğimiz var üç dört hekim arkadaş
Cuma günlerden kalabalık hastalar hekimlerin tamamı çalışıyor teknisyenler personel
Bir Abi içeri girdi o kalabalıkta direkt yanıma gelip sıkı sıkıya sarıldı
Herkes çok şaşırdı Abi neler oluyor diye sordum çünkü Abiyi tanımıyorum
Senin baban da böyle karayağızdı oğlum çok güzel adamdı yurt dışında çok koruyup kolladı bizi seni görmek için geldim görür görmez tanıdım aynı babansın demişti
Aynı babam olmak? Görüntüden çok aslında tavırlar ya da karakter mi?
Oysa babamın gençliğinde Hafızlık yaptığını ve imamlık karıncayı bile incitmediğini anlatırlar hiç düşmanı olmadığını kendisine kötülük yapanlara şefkatle baktığını
Görüntü tamam da dostlarımın sayısı kadar düşmanlarımın da sayısı hatırı sayılırdır benim:)
Ve düşmanlarıma şefkatle yaklaşmak? hem öfkemi dolu dolu annemden almışken
İşte bu konuda babama benzemek çok zor keşke benzeyebilseydim yaşasaydı benzerdim belki
Ama benzemek ister miydim? bu zamanda bu çağda bu kadar alçağın maskeli paryanın arasında
Hayır! dostum abad ve mutlu huzurlu olmalı yaşarken cenneti bulmalı düşmanım hele ki vatan hainleri ve peşkeş çeken kendilerini nefes bile almamalı yurdu cehennem olmalı (Allah'ım amin)
Babalar ve oğulları birbirlerine benzerken de farklı farklıyken de aynı
öyle işte...
Var olun değerli Şair ancak bu kadar yalın ve dolu dolu içtenlikle anlatılır okuyanın dilini çözebilirdi bir yazı
Sevgi ve esenlikle saygılarımla eşsiz kaleminize
Aşkar...
Zaman zaman olur evlatlar ile babalar arasında medcezir misali atışmalar, kırmadan dökmeden halledilir çoğu kere, ve gittiklerinde ise hem yürekte hem beyinde kocaman bir boşluk kimselerin dolduramayacağı... Yaşarken arkamızda dağdır onlar gerçekten... Hüzünlüydü...
Bir kızın babasını bekleyiş öyküsüne şunları yazmıştın;
“ Agladim sanki ama gozlerimden yas gelmedi
Yalniz okusaydim aglardim sanirim
Yorumu yazarken bile aglamakliyim
Bu acitan yaziyi nasil tebrik edeyim”
Şimdi anladım seni...
Dağının ışığı, ömrünce aydınlatsın yolunu! Babalar günün kutlu olsun...
farzımuhal
Unutmamak bir kör hançer alışmanın bağrında arada unutulsa da
Hançer hep orda
Fm