- 1513 Okunma
- 19 Yorum
- 9 Beğeni
ALZHEİMER
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Geçinmemize yetmeyince üç beş parça tarla;
“Ver elini şehir” demiş babam
Geçinip gideriz biz de karınca kararınca.
O yıllarda beş altı yaşlarındayım. Şimdi ki gibi günün her saatinde çalışan ulaşım araçları yok ki. Şehirde işi olan köylülerimiz, son aracı da kaçırınca, mendillerine bir somun ekmeği çıkın eder, gece bizde kalır, ertesi gün dönerlerdi köylerine.
Bu zorunlu misafirliklerde çok tatlı sohbetler olurdu. Ben de dizlerimi kırar, sessizce yanlarına ilişir onları merakla, hayranlıkla dinlerdim.
Bir gün yine köyden akrabalar gelmiş, sohbet esnasında babam sormuştu:
“ Kara Yakup tırlatmış diyorlar, doğru mu?”
“Ne tırlatması Ali emmi. Bunadı, bunadı. Ben camiye gidiyorum diye çıkıyor evden, gidip tarlalardan bulup getiriyorlar. Karısı Kezban halamız için “Bu benim anam” diyormuş.
Babam acı acı gülmüştü:
“Hey gibi Kara Yakup Ağa köyün akıl hocasıydın. Sözün senet, kararın emirdi.”
(Yıllar önce ki bu konuşmaları hatırlaya biliyorsam. Ben iyiyim demek ki.)
O yıllarda bunama denilen hastalığın adı Alzheimer’mış meğer. Kayınvalidem de bu hastalıktan çekiyor, bizlere de çektiriyor. O nun da durumu, konuşmaları yürekler acısı. Genelde üzülsek de, bazen güldüğümüz de oluyor.
Ablamın kızı ve damadı her ikisi de çalışıyor. Ablam da son torununa da bakmak için onların yanında başka şehirde. Eniştem yazlıkta tek başına kalıyor. Ablam arıyor eniştemi:
“Son günlerde sana bir haller oldu. Yemek yedin mi? Unuttum. Uyudun mu? Unuttum. Ne desem unuttum diyorsun. Sana randevu alayım da bir doktora git istersen.”
Eniştem çok iyidir, hastır. Ancak; kendisine karışılmasını pek sevmez. Yine de:
“Çok unutkan oldum. Geçen gün de ocağı açık unutmuşum. Evet, haklısın randevu al da doktora bir görüneyim.”
Enişteme randevu alınıp, günü saati bildiriliyor. O gün gelince, randevu saatinden iki saat sonra arıyor ablam:
“Doktor ne dedi?”
“Kim, kime ne dedi?”
“Doktor diyorum doktor? Ne dedi? “
“ Haa… Bedri’yi ameliyat eden doktoru soruyorsun.” Ameliyat çok iyi geçti. Bir iki güne kadar çıkarırız” dedi.
(Ben kalpten ameliyat olalı beş yıl oldu.)
Durumu iyi değil diye telaşlanıyor ablam.
Yeni bir randevu daha almış, beni aradı. Gününü saatini bildirdi:
“Aman kardeşim seninde aklında olsun. Devamlı hatırlatalım. Enişten iyi değil. Bu randevuyu da unutur o.
Ben de merak ettim. Randevusuna bir gün kala aradım.
“Enişte yarın doktorla randevun var. Aklında değil mi?”
Bir kahkaha attı:
“Ben alınan ilk randevuya gittim. Doktor bana üç kelime söyledi. Bunları aklında tut. Sonra sana soracağım dedi. Benimle uzun uzun konuştu. Sonra o üç kelimeyi sordu. Düşünmeden söyledim.
Eskilerden anlattırdı. Anlattım. Doktorla neredeyse arkadaş olduk.
“ Senin hiçbir şeyin yok. Saat gibisin. Benden bile iyisin.” Dedi.
“Ama enişte ablamın söylediği birçok şeyi unutuyormuşsun?”
“Ne unutması kardeşim? Hepsini de hatırlıyorum. İşime gelmediği için öyle yapıyorum. Burada ben ne yapıyorum, nasıl yaşıyorum, kendi kendime yetiyor muyum? Hiç düşündüğü yok. Üç torunu büyüttü, yetiştirdi. Artık yaşımız ilerledi. Birbirimize daha çok ihtiyacımız var. Bıraksın sonuncu torununu da yanıma gelsin. Annesi, babası bakıcı mı tutar, ne yaparsalar yapsınlar.
“Ama enişte böyle yaparsan ablam seni daha çok merak etmez mi?”
Bir kahkaha attı yine:
“Ben Bedri akıllı adamdır diye boşuna demiyorum. Bak nasılda buldun doğruyu. Benim de maksadım zaten o. Yalnızlık çok zor.
Haa… Bu konuştuklarımız aramızda kalacak. Ablana söyleme, tamam mı?”
“Tamam, enişte söylemem ” dedim.
Ama – yazmayacağım da-demedim ki!
Bu gün BABALAR GÜNÜ. Üç çocuğun babası, dört torunun dedesiyim.
Ölen tüm babaların mekânı cennet olsun. Yaşayanlara ALLAH uzun sağlıklı ömürler versin.
BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Ablamın dualarında dilediği gibi:
ALLAHIM AKLIMI ALMA. BENİ YATAĞA BAĞLAMA. EVLADIMA DAHİ MUHTAÇ ETME BENİ…
YORUMLAR
Vallah Bedri Abi işi biliyor
Yazıyor Gardaşım adam yazıyor
İki nokta koysa güne geliyor
Yazıyor Gardaşım adam yazıyor..
Selamlar Abi. Bak ayağımı tekrar buraya alıştırma. :)
Bedri Tokul
KüstüyseN ya da kırıldıysan bazı dostlara
yine gel,
Bizim defterimiz edebiyat sitesidir.
Yazarsın duygu yüklenir okuyanlar.
Yorum yazarsın gönülleri hoş olur.
Gel SUAT'ım sen gel.
Hem şiiri görsün okuyanlar hem mizahı
Ve de dostluğun ne olduğunu...
GEL SUAT'IM GEL...
Sevgili Yazar Arkadaşım;
Güne gelen yazınızda beğendiğim yönlerden biri; tam Anadolu kültürü kokan şive, espri ve insanlarımızın genel ruhsal durumlarını ifade etmenizdir.
Başka bir özellik de; benim için önemli olan bir eserin edebi yönüdür... Anlaşılır cümlelerle güzel Türkçe dilimize argo kelimeler katmadan, aralara Türkçe anlamı olmayan sözcükler sıkıştırmadan, doğusuyla - batısıyla, güneylisiyle - kuzeylisiyle gerçek Anadolu kültürünü yaşayan ve yaşatan insanlarımızın anlayacakları bir üslupla, anlatmak istediğinizi mükemmel bir şekilde anlatma tarzınızdır, üstadım.
Sözüm meclisten dışarı bazı yazar arkadaşlarımızın yazlarında kullandıkları sözcükler, cümleler benim için hiçbir şey ifade etmiyor. O tür sözcükler yazmaya kalkışırsam inanın buradan Çine yol olur, tabiri caizse...
Edebi yönünüzü kutlarım,.. efendim.
Bedri Tokul
Elimden geldiği,dilimin döndüğü,kalemimin yazdığı
sürece bir şeyler yapmaya çalışıyorum işte...
Selam ve Saygılarımla...
ALLAHIM AKLIMI ALMA. BENİ YATAĞA BAĞLAMA. EVLADIMA DAHİ MUHTAÇ ETME BENİ…
amin diyorum
en güzel dualardan birisi
köyden başladınız çocukluk anısı derken asıl konuya hoopp geçiverdiniz
güzeldi
çok tebrikler
enişte de güzel bir oyunu hak etmiş en iyisi ablanız da ona bir şaka hazırlasın
biz de okuruz sizin kaleminizden (:
günün yazısı olmasa gözümden kaçabilirdi.
kurdela güzel yakışmış
saygilarımla
Bedri Tokul
Zor bir hastalık,zor bir durum.
Evet...
Hiç aklıma gelmemişti.
Ablamla bir işbirliği yapmamız lazım.
Teşekkür ediyor Selam ve Saygılar gönderiyorum.
Bu ne hoş bir anlatım dı gülümsetti yazı oysa toplumun kanayan bir yarası
evet bazen ilgiye her insan muhtaç hissediyor kendini iyi bir taktik eniştenizde tutmuş ama bizde tutar mı abim bilmiyorum harika bir yazı idi
gerçekliklerle bezenmiş kutluyorum yerine yakışmış fazlasıyla
saygılarımla sayın abim
Bedri Tokul
Böyle beni öven yorumları okudukça çok mutlu oluyorum.
Ama bir taraftan da "içimden geldiği gibi yazıyorum
Ne özelliğim var ki?" diye de düşünüyorum.
Çok teşekkür ederim.
Sağ ol Kardeşim.
Bu sevimsiz konuyu, keyifli anılarla bu kadar ilgi çekici hale getirip okuyucuya sunacak, üzerinize bir mahir kalem tanımıyorum! Gün başarınız hiç şaşırtmıyor beni, sonuna kadar hak ediyor bütün yazılarınız.
Babalar gününüzü kutluyor, sağlıklı ömürler diliyorum...
Bedri Tokul
Bu ne güzel bir yorum böyle ?
Sizin gibi yetkin bir kalemden bunları duymak
hazların en güzeli...
ÇOKK, ÇOKK TEŞEKKÜR EDERİM.
Bedri Tokul
Selam ve Sevgilerimle...
Zor gerçekten alzheimer ile yaşamak... Allah yaşlı insanlara da bakanlara da sabırlar versin. Bilinen bir tedavisi de yok şimdilik... Bol bol bulmaca çözmek ve okumak geciktiriyor derler... Enişte de çok uyanıkmış gerçekten, inşallah görmez bu yazıyı... Geçmiş babalar ve dedeler gününüz de kutlu olsun selam ve saygılar Bedri Abim...
Bedri Tokul
Senin de Kutlu olsun.
Bütün dileklerin gerçek olsun.
Selamlarımla.
Çok zor bir hastalık,
Çeken için de ona bakanlar için de. Çünkü ben de annemi bu
hastalıktan kaybettim 7 yıl önce. Huyu suyu her şeyi de
değişmişti üstelik. :(
Bedri Tokul
Allah sonumuzu hayretsin.
Ne diyeyim?
Selam ve Saygılar size Ana vatandan...
Bedri Tokul
Çok çok teşekkür ederim.
Sağ ol, var ol.
senin bu samimi üslubunu seviyorum
diyalogları anlattığında sanki o anı seyrediyormuş hissine kapılıyor insan
böyle tüyler ürperten bir konuyu, finalde nüktedan bir anı ile korkarak başladığımız bir yazıyı tebessümle bitirmemizi sağladın.
bu sanatın edebiyatta bir adı varmı bilmiyorum ama tam usta işi olmuş
bu arada enişte de çok güzel insanmış
pek çok kişi "ne duruyorsun orada, ben burada yanlızım, buraya gel, başka bir çözüm bulsunlar" der
ama enişte bilge bir şekilde kimseyi kırmadan yapabilmeyi başarmış
Bedri Tokul
Terdit (Şaşırtma) Sanatı Sözü, okuyucunun hiç beklemediği bir biçimde bitirerek onu şaşırtma sanatına terdit denir.
Hüzün de bizler için, neşe de...
Öperim gözlerinden Gartalım.
Sen de bir USTA sın.
Bunu seni okuyanlar hemen anlıyor zaten.
Sizin de belirttiğiniz gibi daha önceleri de olsa, sayıca çok azdı. Oysa günümüzdeki etkenler bunu, dünya üzerinde de çok artırdı.
- Zirai ilaçlamalar,
- Raf ömrü uzun olsun diye yiyeceklere eklenen kimyasallar,
- Akıllı telefonlardan ve bilgisayarlardan yayılan elektromanyetik dalgalar,
- DNA'sıyla oynanmış yiyecekler!.. sağlığımızı en çok tehdit edenler...
Bu liste daha da uzatılabilir belki ama son iki maddenin hepsinden daha çok etken olduğunu düşünüyorum.
Beyin çalışması yapanların, bu hastalığa yakalanmasının daha zor olduğu söylense de her zaman bunun garantisi de yok. Üstelik başlangıcın, hastalık ortaya çıkmadan en ez 20 - 30 yıl önce beyine yerleştiklerini belirttikleri zaman, risk hepimiz için olabilir diye de düşündüm açıkçası.
Sağlıklı ve huzurlu nice yıllara erişmeniz dileğimle 'Babalar Günü'nüz kutlu olsun Bedri Bey.
Saygılarımla..
Bedri Tokul
"Her nimetin bir külfeti vardır" diye.
Dünya aynı Dünya nüfus devamlı artıyor.
Onları doyurmak için yapılan uygulamalar da
böyle hazin sonuçlar getiriyor işte...
Selam ve saygılar Hocam.
Sevgili Bedri Ağabey,
Her şeyden önce babalar günün kutlu olsun.
Yeni nesil ya çocuk yapmıyor, ya da büyüklerini bağımlı kılıyor.
Benim çocuklar büyürken Annem ve kayınvalidenin ara ara desteğini aldık. Desteksiz de olmuyor. Eskiden aileler büyük idi. Çocuklar arada büyüyordu. Şimdi büyük annelere kendi evinde kalma şansı verilmiyor. Bu da yanlış.
Anne ve baba herkese bakıyor da onlar hiç bir yere sığmıyorlar.
Allah sağlıklı ömür versin.
Bedri Tokul
Evet eskiden çekirdek aile vardı.
Şimdilerde aileler de değişti, insanlarda.
Selam ve Saygılar kardeşim.
Bizde büyüttük iki çocuk ama şimdikiler bir harika,
Sevilmese o torun gidilmez bakmaya..
Tebrik derim.
Bedri Tokul
Torun sevgisi hiç bir sevgiye benzemiyor.
Ama onlara bakmakta bazı fedakarlıklar gerektiriyor.
Selam ve Saygıyla.
Tebrik ederim kıymetli Bedri ağabeyim yine harika bir anlatım yine mühim bir konu çok sıkıntılı bir hastalık ama erkenden lifli besinlerle yavaslatilabilir sanıyorum beyin ve bir bardak su aynıdır bir bardak suya düşen mürekkep nasilki bardağı bozuyorsa beyine düşen ufak bir hasar komple beyni by pass ediyor
Bedri Tokul
Yaşayanlar daha iyi anlıyorlar bu illeti.
Teşekkür eder gözlerinden öperim.
Senin anlatım tarzına bayılıyorum be abim. Muhteşemsin...
Bu illet gerçekten de kötü bir hastalık. Allah ya şifasını versin yada çektirmeden yanına alsın.
Eniştenin durumuna da hem güldüm hem üzüldüm.
Bir de bu çıktı!.. (torun büyütme!..)
Sevgi, tamam!..
Destek, tamam!..
Üzerine düşen küçük sorumluluklar tamam da, zaten insanın kendine bile yetmeye dermanı kalmamışken, kalan yaşamın imkan çerçevesinde huzurla geçirme dönemini torun bakıcılığı yaparak geçirmek?..
Büyük konuşmak da istemiyorum fakat böyle bir durumu da kabullenmiyorum.
Ömrün en güzel çağlarını aile mücadelesi, çocukları yetiştirme, yer yurt sahibi yapma derdiyle tüketip gidiyoruz. Sora da torunlar!..
Biz çocuklarımızı dar zamanda bile bir kaç saatliğine de olsa eşe dosta emanet etmeye çekinirdik.
Diğer taraftan çocuklar anne baba otoritesinden, kültüründen mahrum yetişiyor ve hep bir eksikle büyüyorlar. Aile kavramı ve saygı oluşmuyor bu durumda. Etrafımıza bakınca görüyoruz ki, yeni nesil beni haklı çıkarıyor. ( bu benim görüşüm)
Ben şimdiden çocuklarıma, "bakabilecekseniz çocuk yapın, bize güvenmeyin" diyorum. Tabi eşim katılmıyor ama çocukları anne babası büyütmeli deyince hak veriyor.
Yine çenem düştü be ağabeyim, kusuruma bakma.
Gerçek hayatın merkezine odaklı, yine elit bir yazı.
Tüm kalbimle kutluyorum.
Selam ve saygılarımla.
Bedri Tokul
Sağ ol. Var ol.
Ah şu para ahh...
Hırs yüzünden çocuklar öksüz, yetim gibi büyüyorlar.
Öperim gözlerinden.
Evet Bedri bey, bunama olan hastalığın adı Alzheimer’ oldu . Rahmetli annem bu hastalığa yakalandı 4 yıl süren zor gün ve geceler yasadık. 2011 yılında vefat etti. En son evresi çok hazın damardan besleniyor ve dünya ıle hiç ilgisi kalmıyor. Bu hastalık çok hazin ve annenizin bu hastalığını kabul edemiyorsunuz,tel rehberi gibiydi deftere bakmadan söyleyen insan ,bizleri bile tanımaz olunca o çaresizlik mahvediyor yakınlarını. Hastanıza Allah' tan şifalar diliyorum. Sağlıklı olmak ne büyük varlıkmış, yarınlarımızdan korkutuyor bu hastalık...
Selam ve Saygılarımı bıraktım...
Bedri Tokul
Bakana da zor, çekene de.
Selam ve Saygılarımla...
Aminn.
Nereden vurdun nereden çıktın Abi.
Adam yazıyor hakikaten. O köy yaşantısı, o çocukluk dönemimiz. O güzel günler bin yıl geride kaldı abi.
Allah aklımızı zayi etmesin abi. Kimseye de muhtaç etmesin. Hele ele ayağa düşürmesin. Allah ölümün bile hayırlısını versin.
Senin de babalar günün, hatta dedeler günün kutlu olsun.
Öptüm kelden..
Saygımla..
Bedri Tokul
Yok ... yok...
yukarıdaki kelimede klavye hatası yok.
Kardeş ayrı GARDAŞ ayrı. Sen benim GARDAŞIMSIN.
Bu site senin gibi USTA ları özlüyor artık.
Yan yatmış, çamura batmış demenin lüzumu yok.
Olmadıysa da da olmasın "saç ayağı".
"Biz bize yeteriz"
(O nereden cıktı şimdi?) İban mı vermem gerekiyor?
Öpüyorum DOST gözlerinden.
Seni benimle tanıştırandan ALLAH razı olsun.