- 287 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PASAJDA DÖRT CESET BÖLÜM-12
PASAJDA DÖRT CESET BÖLÜM-12
Kızı seyrederken çok değişik düşüncelerin içinde bocalayıp duruyordu. Bodrumun kapısını kilitledi, kızın yanına gelerek yavaş, yavaş soymaya başladı. Kızın üzerinde çıkardığı her parça, gözlerinin biraz daha parlamasına sebep oluyordu. En sonunda kız karşısında savunmasız ve çıplaktı. Kendisi de soyunmaya başladı. Son parçayı da üzerinden çıkarıp bir kenara attı. İyice zıvanadan çıkmıştı. ‘’ Olcay benim tadıma baktı, sera bende, bende bu orospunun tadına bakacağım. Herhalde kadın kadına sevişmekte zevkli bir şey olsa gerek.’’ Diye düşünerek, kızın üzerine uzandı ve dudaklarından başlayarak aşağılara doğru inmeye başladı.
Kızın üzerinden kalkarken, kendine hayret ediyordu. Baygın yatan kızın üzerinde arka, arkaya orgazm olmuştu. Sabah aydınlanırken bodrumdan çıktığında, Olcay’ın bir sandalye üzerinde tünediğini gördü.
‘’ Sabaha kadar bu sandalyenin üzerinde miydin?’’
Kendisine bakan Olcay’ın yüzünü görünce soru sorduğuna pişman oldu. Adamın yüzü allak bullaktı.
‘’ Kıza ne yaptın Rezzan?’’
‘’ Hiçbir şey yapmadım. O kadar güzel görünüyordu ki
Üzerinde kendimi tatmin ettim.’’
‘’ Sen var ya sapığın tekisin. Başka ne yaptın?’’
‘’ Eeeh çok oluyorsun ama ne yaptım öğren öyleyse. Orta parmağımı görüyor musun? Çok işime yaradı, gerisini anla işte?’’
‘’ Allah belanı versin sapık karı.’’
‘’ Fazla konuşma, sıra sende, sende tadına bak lokum gibi kız.’’
‘’ İstemez, kıza el sürmeyeceğim.’’
‘’ Sen bilirsin? Hazır ol bu gece pasaja bırakacağız.’’
‘’ Deli misin, orası polis kaynıyordur?’’
‘’ Her şeyi düşündüm merak etme.’’
‘’ Anahtarı ver kızın yanına gideceğim.’’
‘’ Hah şöyle biraz erkek ol ama kendini fazla yorma. Sırada bende varım.’’
Bodruma giren Olcay, kızın çıplak vücuduna baktıktan sonra, duvarın dibinde duran battaniyeyi alarak kızın üzerine örttü. Kız kendine gelmiş nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu.
‘’ Neredeyim ben? Beni niye buraya getirdiniz?’’
‘’ Çok üzgünüm Cannur, olayların bu hale geleceğini ben de tahmin edemezdim. Şanssız kızmışsın?’’
‘’ Yalvarırım yardım edin bana.’’
Olcay çaresizce kıza baktı. Öyle bir yola girmişlerdi ki bu yolun dönüşü yoktu. Bodrumdan çıkarak Rezzan’ın yanına geldi.
‘’ Acıkmışsındır kahvaltı hazır mutfağa geçelim. Kıza da bir şeyler hazırladım.’’
‘’ Boş ver kızı, bundan sonra zaten yemeye ihtiyacı olmayacak. Şimdiden alışsın.
Günün geri kalan kısmını, ya bahçede ya da yatak odasında geçirdik. Rezzan’ın sekse doymayan bir bünyesi vardı. Gece saat on’a doğru bodruma indik. İkimizde çıplaktık. Benim yanımda kıza tekrar, tekrar tecavüz etti.
‘’ Bu sefer kaytaramazsın sıra sende.’’
Ne yalan söyleyeyim benimde iştahım kabarmıştı. Kızın üzerine çıkarken kendimi tatmin etmekten başka hiçbir şey düşünmüyordum. Üzerinden kalkarken kızın bayılmış olduğunu gördüm.
Karşılıklı oturarak konuşmaya başladık,
‘’ Sana bir itirafta bulunacağım Olcay.’’
‘’ Günahlarını mı itiraf edeceksin bana?’’
‘’ İtiraf yok, benim anlatmak istediğim şey çok farklı. Sen orgazm nedir bilir misin? Nereden bileceksin ki, ben elimdeki bıçağı kurbanımın vücuduna sokup çıkartırken arka arkaya orgazm oluyorum. Ayaklarımın bağı çözülüyor ve bedenimi taşıyamaz oluyor. Sen bunu asla anlayamazsın.’’
‘’ Haklısın anlayamam, çünkü ben sadist değilim sapık karı.’’
‘’ Şimdi sapık karı oldum değil mi? Ama yatakta öyle demiyorsun? Seni memnun edemiyorsam kapı orada. Git karın olacak şıllığın dizi dibinde otur. Ama önce beni seyret’’
Ben ne yapacak diye beklerken, yanında getirmiş olduğu bıçağı yerden alarak, kızın yanına gitti ve rast gele arka arkaya saplamaya başladı. Kızdan akan oluk gibi kandan kendisi de nasibini alması dahi umurunda değildi. Nihayet durdu ve bana,
‘’ Şimdi beni bir kere daha becer. Yapacak çok işimiz var.’’
İşimiz bittiğinde neredeyse saat gece yarısına geliyordu. Zavallı kızı bir ceset torbasına koyup arabanın bagajına attık.
2
Asayişten içeri girince, Eda, Büşra ve sahte körle sorgu odasına geçti.
‘’ Artık konuşma zamanı geldi, bildiğin hatta bilmediğin her şeyi anlat seni dinliyoruz.’’
‘’ Tamam, Komiserim, Önce bildiklerimi anlatayım. Daha sonrada bilmediklerimi anlatırım. Adamın Beylikdüzü’nde bahçeli bir evi var. Ben Beko fabrikasının civarında dileniyorum. Allah için oranın insanları çok cömert.’’
‘’ Konuya gel, lafı dolandırıp durma.’’
‘’ Anlatıyorum ya Komiserim. O gece olay yerine ayrı, ayrı iki arabayla geldiler. Delikanlıyı öldürmek hesapta yoktu. Kızı kadının kullandığı arabanın bagajına koydular hiç vakit kaybetmeden kaçtılar. Arabaları hemen tanıdım. Arabalar Yeşil yıldız oto galerisinden kiralanmıştı.Bir kâğıt parçası verirseniz galerinin adresini yazayım.’’
Büşra,
‘’ Bizimkileri geri çağırıyorum. Hemen harekete geçelim.’’
Eda,
‘’ Sen kimliğini versene bana?’’
‘’ Hangisini Komiserim?’’
‘’ Oğlum sende kaç tane kimlik taşıyorsun?’’
‘’ Bu gerçek kimliğim diğer ikisini de ne olur, ne olmaz diye yanımda taşıyorum.’’
‘’ Bu yüzsüzlük ya? Adam bizimle dalga geçiyor. Seni içeri tıkayım da bir daha gün yüzü görme.’’
‘’ Ayıp oluyor ama Komiserim. Ben size yardıma uğraşıyorum. Siz ne diyorsunuz. Adım, Seyfullah Güner, mesleğim tecrübeli dilencilik. İcabında her kılığa girerim. Cebimde bir kimlik daha kalmış Komiserim buyurun.’’
Üçüncü kimliği alan Eda, birden afalladı. Zira elindeki kimlik değil Narkotiğin rozetiydi.
‘’ Bu ne demek oluyor Seyfullah? Yaptığın çok büyük bir suç.’’
‘’ Kendimi bir daha tanıtayım Komiserim, Narkotikten Baş komiser Seyfullah. İstemeyerek te olsa sizin olayınıza karıştım biraz yardımcı olmak istedim. Bu sıralar Beylikdüzü’nde bir iş üzerinde çalışıyordum kader bizi karşılaştırdı. Benden bu kadar, bana müsaade işimin başına döneyim.’’
‘’ Güleyim mi? Ağlayayım mı’ anlamadım gitti. Sen biraz daha misafirimiz olarak kal. Narkotikle görüşeyim.’’
‘’ Benim için hava hoş fırsattan istifade biraz uyuyayım.’’
Sedat Amir, odasından çıkıp Eda ile Büşra’nın yanına gelerek,
‘’ Seyfullah Baş komiserim, yeter içerde yattığın, yanıma gel biraz sohbet edelim.’’
Biz iyice afalladık.
‘’ Amirim bu oyunun içinde sizde mi varsınız?’’
‘’ Alınmayın kızlar, ara sıra bizde oyun oynarız. Hadi Seyfullah oyalanmadan yanıma gel.’’
‘’ Bu bir oyun değil baba, şu ana kadar elimde iki ceset var ve ben bir şey yapamıyorum.
Seyfullah,
‘’ Konuştuklarımız oyunun içinde yer almıyor. Bütün dikkatini Beylikdüzü’ne ver Komiser.’’
Biraz sonra ekibin geri kalanı da Asayişe geldi. Beni oturmuş somurtur bir halde gören Heval,
‘’ Ne oldu Eda, iyi değilsin?’’
‘’ Evet, hiç iyi değilim, oyuna geldik. Buraya dilenci diye alıp getirdiğimiz adam Narkotikten çıktı.’’
‘’ Çıkmışsa çıkmış elimizde bir vaka var biz işimize bakalım.’’
‘’ Hayır, ben teslim oluyorum Sedat Amirle konuşacağım beni bu işten alsın.’’
Büşra, Eda Baş komiserin karşısına geçerek, hiç beklemediğimiz anda, Allah verdi diyerek sert bir tokat attı. Hepimiz donup kalmıştık.
‘’ Şimdide babamla konuşacağım de, vallahi sana burada ibreti alem için bir dayak atarım hayatın boyunca unutamazsın.’’
Odasından fırlayan Sedat Amir, ‘’ Ne oluyor burada, Eda, sana kim tokat attı? Söyle bana hemen Asayişle ilişiğini keseyim.’’
Eda babasına bakarak,
‘’ Amirim siz bu işe karışmayın, bu bizim aramızda olan bir şey, ben bu tokatı hak ettim.’’
Eda, babasının önünden geçti, Büşra Baş komisere sarılarak sessizce fısıldadı, ‘’ Sağ ol Baş komiserim, bu tokat bana iyi geldi.’’
‘’ Öyle mi diyorsun?’’
‘’ Evet, öyle diyorum biz işimize bakalım.
3
Midem daha fazla kaldırmadı yola çıkmadan bahçe duvarının kenarına, içimde ne varsa boşalttım.
‘’ Rahatladın mı?’’
‘’Evet, midem bomboş kaldı gidebiliriz.’’
‘’ Eğer yolda istifra etmeye kalkarsan haber ver arabanın içini kirletmene izin veremem.’’
‘’ İçim bomboş dedik ya?’’
Gece saat ikiye geliyordu. Pasajın birkaç sokak aşağısında arabayı sağa çekip motoru durdurdu. Fısıldayarak,
‘’ Buraya niye geldik pasaj yukarda kaldı?’’
Bana köşedeki karaltıyı işaret ederek,
‘’ Bak adamımız bizi bekliyor?’’
Dikkatli bakınca, Kâğıt toplayanların kullandığı arabalardan birini gördüm o yana doğru yürümeye başladık. Arabanın yanında on beş, on altı yaşlarında esmer bir genç duruyordu. Hemen yanımıza geldi. Cebinden çıkardığı bir miktar parayı gence uzatarak,
‘’ Dediğim gibi yapacaksın, yoksa senide onun yanına gönderirim.’’
‘’ Merak etme abla, söylediğin gibi olacak.’’
‘’ Hadi göreyim seni. İşi bitir paranın geri kalanını da alacaksın. Unutma benle konuştuktan sonra, telefonun sim kartını atacaksın.’’
Cesedi kâğıtçının arabasına atıp oradan ayrıldık. Terden sırılsıklam olmuştum.
‘’ Ne o korktun mu? Ben kadın halimle korkmuyorum. Eve bir an evvel dönelim rahat bir uyku çelelim.’’
‘’ Bu kadar mı? Genç bir kızı öldürdük. Dünkü genci saymıyorum bile. Nasıl rahat bir uyku çekeceksin?’’
‘’ Yeter ama ağlandığın. Canımı sıkma atarım arabadan.’’
Gece saat üçe doğru evden içeri girdik.
‘’ Nerede yatacaksın? Benimle beraber mi? Yoksa yalnız mı?’’
‘’ Kız orada pasajın soğuk zemininde yatarken seninle sevişemem. Odamda yatacağım iyi geceler tatlım.’’